Daily Archives: Ağustos 7, 2020

Yeni Çağın İlk Kongresi

İki hafta içinde sanal bir kongreye gidiyoruz. Bu kolay bir bağ değil çünkü bizler, onun için hazırlanmaya milyarlarca yıl önce, yaratılışın başında başladık. Ve bu sadece bizim maddi dünyamızda, ondan önce manevi dünyalarda birçok eylem vardı.

Ve nihayet, bunu başarmak için kırıklığı, bağın zıt formunu hissetmeye başladığımız noktaya geliyoruz.

Şu anda, hepimizin birlikte ve Yaradan ile birleştiğimiz, yaratılışın programına, amacına doğru sürekli bir yükselişin başladığı, en düşük başlangıç noktasındayız diyebiliriz.

Bu hedefe giden yoldaki ilk durak, iki hafta içinde düzenleyeceğimiz sanal bir kongre. Bu o kadar önemli değil gibi gelebilir ama önemi, ıslah olmamış bencil arzularımıza göre değerlendirdiğimizi anlamalıyız,  aslında kongreye katılan binlerce kişinin bu özel zamanda bir araya gelme arzusu çok önemlidir.

Bu, Koronavirüs döneminde düzenlenen ilk kongre. Şubat ayında, karantina başlamadan hemen önce büyük bir kongre düzenlemeyi başardık. Sanki son arabaya atlamıştık: Bir kongre düzenledik ve kapı hemen arkamızdan hızla çarptı.

Ve şimdi de Koronavirüs döneminde sistemimizi düzenlemeye başlıyoruz. Zaten ilk dalgasından geçtik ve bunun ne ile ilgili olduğunu anlayabiliyoruz. İnsanlık henüz ne olduğunu anlamıyor. Salgın gerilemeyecek;  bir gelişim silindiri gibi ilerleyecek ve insanlıktan yeni bir form oluşturacak.

Eğer sadece bu şekilde birbirimizle bağ kurabiliyorsak, bu devasa asfalt silindiri tam üzerimizden yuvarlanacak ve bizi yere yapıştıracak. Gelişim alanını beklemeyelim, ama kendi çalışmamız nedeniyle bunu yapalım. İyi davranmaları için, annelerinin cezalandırdığı yaramaz çocuklar olmamalısınız. Ve çocuğun çıkış yolu yoktur, şimdi bizlerin olduğu gibi, umutsuzluktan itaat etmek zorundayız, Koronavirüs ve bizim için sıradaki diğer virüsler bizden ne istiyorsa onu yapmak zorundayız.

Annenin yani doğanın, Yaradan’ın, neden bizi zorunlu tuttuğunu anladığımız ve onun taleplerini kendi rızamız ve iyi niyetimizle yerine getirmeyi isteyeceğimiz bir koşula yükselmemiz gerekiyor.

Yeni bir dönemin bu ilk kongresini, yeni bir duruma getirmek istiyoruz: eskisi gibi birlikte oturduğumuz, konuştuğumuz ve sarıldığımız zamanki gibi değil. Aynı odada oturmadığımız için üzüntü duymamalıyız; geçmişe üzülmemeliyiz. O zaten geçti. Yeni olan her şey, anlayış ve onay ile kabul edilmelidir.

Yeni koşullar, bizden daha fazla bağ talep etmekte. Ve maddesel değişikliklerin gerçekleştiğini görürsek, o zaman onlar bizleri daha da büyük bir içsel bağa uyandırmalılar, böylece dışsal formlar bizim kafamızı karıştırmaz, bir salonda birkaç bin kişinin oturması gerçeğiyle,  zaten bağlı olduğumuz yanılsamasını vermezler.

Şimdi böyle bir şey yok; aynı odada değiliz ve fiziksel olarak birlikte olmak için bile çabalamıyoruz. Tek kalp tek adam gibi manevi olarak birlikte olmak istiyoruz! Ve dolayısıyla bu, yeni bir çağda tamamen yeni bir kongredir. İçinde, geçmiş kongrelerden hiçbir şey yok: yeni bir seviye, yeni bir yaklaşım, yeni bir tutum. Ve buna, yükselmemiz gereken manevi bir seviye olarak bakıyoruz.

Herkesle bağlantıda olmak istiyorum ama nerede ve nasıl? Manevi seviyeye, kongremizin yapıldığı manevi yere, Yaradan’ın içindeki alana yükselerek. Hepimiz bu alana gireceğiz ve orada var olmak, O’nun içinde birbirimizle birleşmek isteyeceğiz. Yaradan,  “alan” olarak adlandırılır ve bizi bekleyen bu ilk manevi adımda, Yaradan’la birlikte birbirimize destek olmak için, kongremizi, herkesi bir araya topladığımız bu alanda yapıyoruz.

Size kalbimdeki duyguları iletemem. Ancak, yeni bir çağın ilk kongresinde bu durumu birlikte keşfedeceğimizi ve Yaradan’ın içinde, birlikte aramızdaki bağı hissedeceğimizi umalım.

Yeni Hayat 1116 – Kendi Yaşamımızı Kontrol Edebilir Miyiz?

Dr.Michael Laitman, Oren Levi ve Tal Mandelbaum ben Moshe ile söyleşide

Kendimizi kontrol etmeden çevremizdeki durumları kontrol etmeye çalıştığımızda kendimizi kandırıyor muyuz? Kontrolü bırakma fikri, on kişilik bir grup içinde daha yüksek gücü keşfetmeden ve grubun kontrolünü tanımadan yapılırsa ciddi veya değerli değildir. Bu yüksek yönetim ve denetim sistemini Kabala bilgeliğinden öğreniyoruz.  Kabala “Ve dostunu kendin gibi seveceksin” kuralını uygulayarak, bize kontrolü bırakmamızı öğretir. Sevginin gücü aramızda durduğunda, o her şeyi organize eder ve gerçek özgürlüğü ediniriz.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1116-kendi-yasamimizi-kontrol-edebilir-miyiz/

“Toplumu Değiştirmenin Bazı Yolları Nelerdir?” (Quora)

Toplumu değiştirmenin yollarını tartışmadan önce, toplumun hangi değişiklikleri elde etmesi gerektiğini sorgulamalıyız.

Çağımızda, toplumda ihtiyaç duyulan değişim, değerlerin değişmesidir,  sağlıklı, mutlu ve kendine güvenen bireylerle dolu bir toplum istiyorsak, bireysel olarak daha başarılı, zengin, ünlü ve güçlü olmak için egoist arayışlara değer vermek yerine, o zaman karşılıklı sorumluluk, düşünce, işbirliği ve topluma nüfuz eden olumlu bağ değerlerine ihtiyacımız vardır.

Böyle bir değer değişikliğine ulaşmak için, bu değişimi tek başımıza uygulayamayız. Aksine, bu değişimi sağlamak için dış etkiye ihtiyacımız vardır. Bununla birlikte, böyle bir değişikliğe ulaşmaya azmedebiliriz ve bunun gerçekleşmesi için doğanın bizi giderek daha fazla bağlama eğilimini anlamamız gerekiyor.

Algılamamızın ve hissiyatımızın dışında, mutlak sevgiden hareket eden ve gerçekliğin her detayını dikkatli bir şekilde değerlendiren tek bir doğa gücü vardır.

O, cansız maddeden bitki ve hayvan yaşamına ve son olarak biz insanlara kadar, deneyimlediğimiz gerçekliğin birçok katmanını yarattı ve geliştirdi.

Bu nedenle, toplumda bir değişim sağlamak için, tüm yaşamı yaratan ve sürdüren doğanın gücünü çağırmalıyız, böylece o bizim üzerimizde çalışır ve bizi doğa ile dengeye yakınlaştıracak yeni bir değerler kümesine yönlendirir.

Doğanın nasıl çalıştığı, insan doğasının nasıl doğanın sevgi, ihsan etme ve bağın genel niteliğine karşı çıkan egoist ve ben merkezli bir form olduğu ve bizi birleştirmesini, değerlerimizi değiştirmesini ve aynı şekilde, sonuçta paylaştığımız bütünleşik gerçeklik algısını ve hissiyatını sağlaması için, yaratılışın olumsuz kutbundan nasıl pozitif gücü yaşamlarımıza çağırabileceğimiz konusunda daha fazla farkındalık kazanmamız gerekir.

Nazar Düşüncenin Gücüdür

Soru: Nazar nedir? Etki mekanizması nedir? Kişi buna nasıl karşı koyar?

Cevap: Nazar, düşüncenin gücüdür. Her birimizin içsel güçleri vardır ve birisi hakkında kötü düşündüğümüzde, sonuç olarak, onun hakkında bir sürü kötü düşünce, onun üzerinde etkiye sahip olur. Bu, bir kişinin başka bir kişi üzerindeki ve hatta tüm toplum üzerindeki etkisidir.

Birisine bakabilen ve diyelim ki ateşleri yükselen insanlar var. Bu tür olayları defalarca gördüm.

Birbirimizi etkiliyoruz çünkü hepimiz aynı sistemde, aynı arzu içindeyiz. Tüm insanlık, bir kabul edilir. Bu nedenle, birbirimiz üzerindeki etkimiz o kadar olasılık dışı değildir.  Birleşik sistemde olmak zaten böyle bir etkinin olasılığını gösteriyor.

Soru: Yani doğaüstü bir şey değil mi?

Cevap: Hayır, sadece şu anda insanların bu kadar özel yetenekleri yok. Bir zamanlar daha belirgindiler, ancak insanlar bunları kullanmadı.

Soru: Bunları kendi içinizde geliştirebilir misiniz?

Cevap: Tabii. Ancak bunun için keşiflere, belirli çevrelere gitmelisiniz.

Soru: Nazar karşı koyabilir misiniz?

Cevap: Bu da orada öğretilir.

Gerçek Birlik Nedir?

Soru: Gerçek birlik nedir?

Cevap: Gerçek birlikle, bizim dışımızda olan bir güç yaratırız. Sizinle bağ kurarsam, her birimizde olmayan ortak bir güç aramızda ortaya çıkar. Aslında, her birimizin bir egoist olması gerçeği sayesinde, her birimiz egoizmimizi reddettiğimizde, o aramızdaki boşluğa girer ve orada egoist güçlerimizden ortak bir güç yaratılır ve buna konsantre oluruz ve Yaradan’ı ifşa ederiz.

Bu içsel bir eylemdir.

Maneviyata Girmemizden Öncesi Kaç Yıl Alır?

Soru: İlk manevi seviyeye yolculuğun, yaklaşık 25-30 yıl sürdüğünü söylediniz. Rabaş ile sadece 11 yıl sonra maneviyatı edinmeyi nasıl başardınız?

Cevap: İlk manevi seviyeye ulaşmak en az 10 yıl alır. Kişi ciddi bir şekilde çalışırsa, yaklaşık yedi, sekiz yıl alır, 10 yıla kadar sürebilir.

Ancak günümüzde, 10-20 yıldır eğitim gören insanların bulunduğu grubumuza girenler, 5 yılda onlara yetişebilirler. Kişi dostlarıyla bütünleşir ve her şeyi onlarla birlikte yaparsa, onların kabına girecek ve birlikte manevi ıslahla ilgileneceklerdir.