Monthly Archives: Temmuz 2020

“COVID-19 Ve Anksiyete Salgını” (Medium)

COVID-19’un işlediği tüm korkulardan, muhtemelen en korkulu olanı geleceğe dair belirsizliktir. Karantina boyunca ülke, kaygıda şaşırtıcı bir artış yaşadı. 4 Mayıs’ta Washington Post’tan William Wan, “Ülke, günlük ölüm, izolasyon ve korku ile yaygın psikolojik travma yaratan başka bir sağlık krizinin eşiğinde” diye belirtti. Medikal Express, ülkede sokağa çıkma yasağı geri alınmaya başladıktan bir ay sonra kaygının yaklaşık% 40 oranında azaldığını rapor etti. Ancak şimdi vakaların sayısı bir kez daha artıyor ve devletler evde kalma emirlerini yeniden çıkarmaya başlıyor, kaygı kesinlikle tekrar yükselecek.

Son birkaç aydır Amerika’da olan her şeyle birlikte, geleceğe dair belirsizlik ülkenin ihtiyaç duyduğu son şeydir. Bu kaygı, insanların hiçbir işi olmayacak ve geçimlerini sağlayamayacakları gerçek bir korkudan kaynaklandığı için, bununla başa çıkmanın tek bir yolu var: Her düzeydeki Amerikan yetkilileri, her insan için temel geçim kaynağını sağlayacak ve bireylerin topluluklarla sosyal bağlarını geliştirecek net bir plan çizmelidir.

İnsanlar kendilerine, çocuklarına ve bir bütün olarak topluma ne olacağını bilmelidir. Bu nedenle, yetkililer mümkün olan en kısa sürede tüm sistemlerin nasıl çalıştığını açıklayan açık sanal oturumlar başlatmalıdır. İnsanlar bulaşmanın sadece virüslerle sınırlı olmadığını bilmek zorundadır; entegre bir toplumuz ve birbirimizi her düzeyde etkiliyoruz. Küçük bir işletmenin kapanması, görünüşte ilgisiz gibi gelen, birçok insan üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir: tedarikçiler, teslimat personeli, muhasebeciler, üreticiler, mülk sahipleri, vb.

Aynı şekilde, bir kişinin depresyonu sadece o kişinin akrabalarını ve arkadaşlarını değil, arkadaşlarının arkadaşlarını, akrabalarının arkadaşlarını, sağlık çalışanlarını, iş arkadaşlarını ve tanıdık insanları vb. etkiler. COVID-19 için geçerli olan aynı enfeksiyon zinciri; yaptığımız, söylediğimiz ve hatta düşündüğümüz her şey için geçerlidir.

Eğer bu olumlu ise, olumluluk aktarıyoruz. Olumsuz ise, olumsuzluk aktartıyoruz. İnsanlar bunu bir kez içselleştirirse, birbirlerinden sorumlu hissetmeye başlayacaklar ve bu sorumluluk onları bunalımlarından çıkartacaktır ve onları yapıcı eylemlere doğru harekete geçirecektir.

Yakın gelecekte, seyahat ve turizm, spor ve eğlence, yedek parça ticareti ve birkaç ay öncesine kadar gelişen sayısız diğer endüstriler keskin bir şekilde düşerek, on milyonlarca insanı işsiz bırakacaktır. Bu insanların hızlı yardıma ihtiyacı olacaktır ve onlara yardım edecek tek şey 1) temel gıda, 2) karşılıklı bağlılığımızı kavramak ve 3) sosyal bağlarını ve topluma karşı bağlarını geliştirmektir.

Yaradan’a Bağlılık

Soru: Yaradan’a bağlı olmak ne demektir?

Cevap: Yaradan, bütünsel, sabit dinamik dengede olan, kapalı doğanın genel sistemidir.

Yaradan’a bağlı olmak demek, doğanın dengesini, onun homeostazını korumak demektir. Bu durumda, sağ ve sol çizgiler yani egoizm ve özgecilik, iyi ve kötü nitelikler, bütün doğanın uyumlu bir şekilde var olabileceği ve gelişebileceği şekilde dengelenmelidir, böylece tüm parçalar birbirini tamamlar.

Twitter’da Düşüncelerim / 1 Temmuz 2020

Bu Koronavirüs kaybolduğunda, daha korkunç bir virüs onun yerini alacaktır. Ve böylece ilerleyeceğiz, virüsler tarafından teşvik edilerek. Egonun kötülüğü Koronavirüs şeklinde ortaya çıkıyor. Nefreti sevgi ile örterek, onu iyilikle telafi etmeliyiz.

Ta ki ölüm meleği, yaşam meleği tarafından örtülene kadar.

İnsanlar zorla mülkiyeti iterek (para vererek vs.) dünyayı değiştirmeye yönelirlerse, bu Sovyet rejimini kurmaktan daha kötü olacaktır. Ekonomik ilişkilerdeki bir değişikliğin öncesinde, dünyanın gelişimine nazaran Doğa’nın amacı ve programı hakkında bilginin dağıtılması gerekir

İhtiyacımız olan şey, egoizmden- tek kötülükten nasıl kurtulacağınız için bir çözümdür.

Yoksul kaotik dünyada, ülkeler askeri kapasitelerini genişletmek için her şeyi yatırım yapacaklar. Birbirlerine yakınlaşmak yerine düşmanları nasıl uzak tutabileceklerini düşüneceklerdir. Egoist dünyada farklı düşünmek imkânsızdır.

İşadamları kârlı olanla ilgilenir: yarın ne talep edilecek. Şu anda iş dünyasında en çok talep gören şey, halk için hayati önem taşımayan ürünleri ortadan kaldırmaktır. Gereksiz işletmeleri kapatmak en başarılı iş!

Egoizm, dünyamızın doğasının temelidir. Bu yüzden tüm derecelerdeki (cansız, bitkisel, hayvan ve insan) egoistik ilişkilere dayanmayan doğanın işleyiş yasasını hayal edemiyoruz. Egoist dünyanın sonunu hayal etmek, ıslahından daha kolaydır!

 

Yeni Hayat 1075 – Kendine Yabancılaşma

Michael Laitman, Oren Levi ve Yael Leshed-Harel ile söyleşide

Bir insandaki gerçek, içsel parçaya ruh denir. Kişi, “Ben” veya ruh denen içsel noktasını keşfederek,  Yaradan denilen daha yüksek, ebedi ve mükemmel dengeleyici gücü ifşa eder. Bugün yaşamın özünden, ruhtan ayrıyız. Bu, özellikle genç nesillerde göze çarpmaktadır. Doğuştan gelen özellikler, eğitim ve çevresel faktörler tarafından şekillendirilirken, gerçek benliğimizin farkına varmayız. Nesilden nesile bu şekilde gelişmeye devam ediyoruz ta ki şu soruya gelene kadar: “Ben gerçekten kimim?” ve hayatın içinde güven/destek sağlayan, daha yüksek bir güç ararız. İnsan gelişiminin amacı budur ve her birimiz buna ulaşmalıyız. Hepimiz tek bir köke aitiz ve hepimiz birbirimizle bağlıyız. Kişi bu en içsel köküne bağlandığında, güzel, sıcak ve dolu bir eve geldiğini hisseder.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1075-kendine-yabancilasma/

Dünyamızın Özgecilliği

Soru: Dünyadaki insanların yüzde on’u özgecil olarak kabul edilir. Başkalarını ve doğayı önemserler, ancak kendileri için gizli bir faydası vardır. Bununla nasıl bir ilişki kurmalıyız?

Cevap: Başkalarına zarar vermeden gizli fayda, kişi veya çevresindeki dünya için herhangi bir tehlike oluşturmaz.

Ancak kasten dünyaya ve topluma zarar verirseniz, bu zaten ciddidir.

Soru: Birçok insan, kişinin sözde özgecillerden örnek alması gerektiğini düşünüyor. Ama onlar yine de bencil sayılmıyorlar mı?

Cevap: Bencillik, birbirini sömürmektir. Ve eğer kişi dünyamızda normal bir şekilde yaşarsa, işe gider, çocuk yetiştirir, tatile giderse, bu bencillik olarak kabul edilmez. Bencillik, başkalarının, kendi iyiliğiniz için kullanılmasıdır.

Yorum: Bunu hissetmememiz ilginç. Kimse kendini bencil görmüyor.

Cevabım: Bu nedenle bu, kişiye öğretilmeli, açıklanmalı,  örnekler verilmeli ve alıştırmalar yapılmalıdır. Aksi halde doğa toplumumuzu sürdürmeyecektir, toplum da kendini sürdürmeyecektir.

Kaygıları Hazza Dönüştürmek

Yorum: Baal HaSulam, hazzın, iyi işlerin bir göstergesi olduğunu yazar. İyi eylemler kendi iyiliğiniz için değilse, haz ve memnuniyet ortaya çıkar.

Cevap: Maneviyattaki neşe doğru eylemlerin sonucudur, dünyevi seviyede ise bunun tam tersi olabilir – çalarsınız ve keyiflenirsiniz.

Soru: İyi eylem nedir?

Cevap: İyi eylemler, Yaratan’ınkine benzer eylemlerdir.

Soru: Evrensel kaygının, evrensel hazla yer değiştirmesi için, her insanın hangi seviyede ıslahı yeterli olacaktır?

Cevap: Kaygının neşeyle yer değiştirmesi için, Yaradan’ın hissiyatını bulmamız gerekir. Yaradan’ın hissiyatına “inanç” denir. O zaman tüm kaygılar, hazza dönüşecektir.

Dostlarla İletişime Değer Verin

Soru: Gruptaki tüm çalışmalar, önemsizliğimizi ve birleşemediğimizi fark etmek içindir. Ancak her toplantının neşeyle bitmesi gerekir. Kendi önemsizliğinizin farkına varmada ne haz vardır ki?

Cevap: Evet. Ama birlikteydiniz! Birbirinizi hissettiniz. Dostlar aracılığıyla kısmen sizin için parıldayan ortak bir hedef hakkında konuştunuz. Hedefe ilgi duymadıysanız, o zaman biraz ilginizi çekmesine yardımcı oldular.

Bu nedenle, her iletişim ilerlemek için çok yararlıdır. Her koşuldan sadece dostlarınızla bağ kurarak çıkmanızı tavsiye ederim.