“Maneviyatın Gerçek Anlamı Nedir?” (Quora)

Maneviyat, maddi gerçekliğimizin üzerindedir. Doğuştan gelen bedenimize karşı tamamen zıt bir algı ve hissiyattır.

Bizler, egoist bir insan doğası içinde doğar, başkalarına fayda sağlamaktan ziyade kişisel faydaya öncelik veririz.

Bununla birlikte, maneviyat, egoist doğamıza zıt, özgecil bir şekilde işler –  diğeri için mutlak sevgi tutumu olarak.

Egoist bir insan doğasında doğmamız ne anlama geliyor? Bu, yaptığımız her şeyin nihayetinde kişisel yararı hedeflediği anlamına gelir.

Her düşünce, arzu ve eylemimizin arkasında sürekli çalışan egoist motor, tek bir ailenin üyeleri gibi hepimizi bağlı görme yeteneğimizi engellediğinden, ruhumuzun köklerindeki bağlarımızda var olan mutlak sevgiyi filtrelediğinden, farkında olduğumuzdan daha fazla dünya görüşümüzü çarpıtır.

Bu nedenle, gerçekleştirdiğimiz her dünyevi eylem, hepimizin ortak olduğu, dikkatimizi kendimize çeken bu egoist “algısal tıkanıklığa” dayanmaktadır.

Bununla birlikte, manevi bir eylem, onu yapanın dışındadır ve ondan ayrılmıştır.

“Ben’imiz” ile özdeşleşmek yerine, bizler onun dünyevi tezahürlerinin ardındaki, nedensel güçle özdeşleşiyoruz. Bu, Yaradan gibi başkalarına karşı aynı niyeti edinerek mümkün olur:  mutlak sevgi ve ihsan etme niyeti.

Bu nedenle, maneviyat, Yaradan ile bağ kurma gerçeğidir, sevgi ve ihsan etme niteliği ile tamamlanma hissidir.

Maneviyat, zamanın, mekanın, hareketin ve hayvansal bedenin dışındadır. Sadece düzenli olarak manevi yolda uygulanan ve geliştirilen yeni bir duyuda – diğerine fayda sağlamak için içten bir niyette – hissedilir.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed