Daily Archives: Haziran 25, 2020

Koronavirüs Sonrası Toplumsal Huzursuzluk Tehlikesi, Bölüm 3

Uluslararası Çalışma Örgütü, Koronavirüs’ün mesleklerin yarısını ortadan kaldırabileceğini ve yaklaşık iki milyar insanın işsiz kaldığını yayınladı. İki milyar aileyi hiçbir imkan olmadan nasıl besleriz?

Çalışmayı doğru bir şekilde organize edersek ve emeğin meyvelerini adil bir şekilde dağıtırsak, herkes için yeterli olacaktır. Bütünsel bir toplumda yaşayan bir insan, kendini iyi ve rahat hissedecektir.

Ancak bunu başaramazsak, hayatta kalmak için başkalarıyla paylaşmanın daha iyi olduğunu kabul edene kadar, bizi karantinada evde oturmaya zorlayacak ve daha fazla insan hayatı t alacak virüsler tarafından yeniden saldırıya uğrayacağız. Bunu öğrenmek çok zor olacak.

Birçok ülkede huzursuzluk başladı: Lübnan’da bankalar yanıyor, ABD’de silahlı gösteriler düzenleniyor. Şiddetin patlak vermesi riski giderek artmakta. Egoizm öfkeyi körükler, Amerikalıların silah mağazalarından tüm silahları satın almış olmalarına şaşmamalı.

Şimdi sokaklara çıkacaklar ve hesaplaşacaklar, ilk önce hükümetle. Devletin nimetiyle süper zenginlerin ceplerine geçen devasa para miktarlarına dayalı olarak, ciddi bir ayaklanma olacak.

Açıkça, malların bölünmesi bile, aşılanması gereken yeni, sosyal olarak ilerici bir zihniyet gerektirir. Herkes, birbirimize yakınlaşmadıkça ve daha nazik olmadıkça, kendimizi birbirimizden uzaklaştırmamız gerekeceğini ve hem doğal hem de insan yapımı ciddi darbeler ve felaketler alınacağını net bir şekilde görmeli.

İnsanları daha genel, bütünleştirici bir şekilde düşünmeye ve birbirimize bağımlılığımızı hissetmeye ne zorlayabilir? Acı, hastalık ve ölüm karşısında herkes, dinlemeye ve dünyamızın saklanacak yeri olmayan, bütünsel, kapalı olduğunu doğrulamaya hazır olacak. Bu nedenle, herkesin eşit olması ve ortak bir ailenin parçası olarak hissetmesi için, birbirimize bu şekilde davranmak zorundayız.

Koronavirüs’ün yok olmasını ummak için hiçbir neden yoktur. Bu virüs değilse, başka bir virüs gelecek ve tıpkı bugün cansız, bitkisel ve hayvansal seviyelerinde olduğu gibi, bizi doğanın ortak bütünlüğü ile bağlanma noktasına getirecektir.

Epidemiyologlar, bu pandeminin en az bir buçuk ila iki yıl daha süreceğini tahmin ediyorlar. Yani Koronavirüs kalmak için burada, eğer değilse de, sonuncudan daha iyi olmayan başka bir virüs gelecek.

İnsanlık yine de kendi tarafına doğru çekmeye ve kendi ihtiyaçları için devleti daha fazla sıkıştırmaya çalışmak yerine, egoizmini bastırmak ve herkesin eşit ve destekleyici olduğu, daha yuvarlak bir toplum biçimini benimsemek zorunda kalacak.  Bu sadece daha yeni, daha kötü virüslerin görünümünü teşvik edecektir.

Bu konuda çok iyimserim çünkü darbeler düşünmemize yardımcı olur. Tehlike karşısında dünyanın nasıl durduğunu görüyoruz. Yeni virüsler bizleri daha da birleştirecek ve bize, doğru bağa, karşılıklı bütünsel sisteme giden yolu gösterecektir. Bizim bağ sistemimiz iyi ve doğru hale geldiğinde, tüm virüsler zararlıdan faydalıya dönüşecektir. Hepimiz iyi şanslar!

Islahın Metodu, Bölüm 8

Dost Her Zaman Gözünüzün Önünde Olduğunda

Baal Hasulam, “Yaradan Sevgisi ve Yaratılan Sevgisi”: Her şeyden evvel kişi tüm kalbi, ruhuyla kendini sever, fakat Yaradan’la ilgili kişi kendini kandırır; dostuyla ise her şey gözlerinin önündedir.

Bir dostla bağın ıslahı yasası, Yaradan’la bağlı olmaktan daha önemlidir çünkü kişi O’na bu şekilde yakınlaşabilir. Yaradan’ı düşünemem ama bir dostum sürekli önümdedir ve onunla nasıl bağ kurduğumu açıkça kontrol edebilirim.

Yorum: Baal HaSulam, kişinin kendi arzularının ve kişisel tatmininin esiri olması endişeleri nedeniyle,  dünyanın benmerkezci algısının düzeltilmesi yönteminin, Babil’deki farklı ulusların temsilcilerinden oluşan, tüm ulusa verilmiş olduğun yazar.

Benim Yorumum:  Onlara, Yaradan’la yapışmaya ulaşma aracı olarak, herkesin  “komşunu kendin gibi sev” ilkesini kabul etmek zorunda olduğu bir koşul verildi.

O zaman, eski Babil,  “Babil kulesi” olarak adlandırılan bir düşüş yaşıyordu. Egoizm aniden yükseldi, birbirlerine karşı nefret ortaya çıktı ve insanlar birbirleriyle barış içinde bir arada bulunamadılar ve bu da Babil imparatorluğunun yok olmasına yol açtı. Tapınağın yıkılması sırasında olan aynı şey Rabbi Akiva döneminde de oldu.

Soru: Bir dostumuzu hangi amaçla sevmemiz gerektiğini, onunla ilgilenmemiz gerektiğini anlayalım diye mi bizlere kendini-sevme verildi?

Cevap: Elbette. Sadece tam zıttıyla bunu anlayabilirsiniz.

Tanaim Kabalistleri Kimlerdir?

Soru: Tanaim Kabalistleri kimlerdir?

Cevap:  Tanaim ve Amoraim gibi Kabalistleri görmeyeceğiz. Binlerce yıl önce yaşadılar ve harika insanlardı. Onların her biri Yaradan’la büyük benzerlik içindeydiler.

Örneğin, Zohar Kitabı’nın yazarı Rabbi Şimon’a “Tana” denir çünkü büyük Kabalistler olan Tanaim grubuna mensuptu. Sonra nesillerin düşüşü denilen şey meydana geldi. Bu nedenle zamanımızda, onlara kıyasla bizler, en küçük ve en önemsiziz.

Metodolojilerini kullanabilmemiz ve onların çalışmaları ve önerilerinin uygulanması yoluyla onlara bağlı olmamız sayesinde, genel ıslaha da katılabiliriz.

Hayatın Anlamı, Bölüm 7

Yaradan’ı İfşa Etme Görevi

Soru: Diyelim ki benim gibi Yaradan’ın ifşasında tezahür eden, hayatın anlamını bulmaya çalışan bir grup hemfikir insan buldum.  Yaradan’ı ifşa etmelerine yardım edersem ve bu benim için O’na ulaşmaktan daha önemliyse, o zaman bu koşullar altında Yaradan aramızda görünecek mi?

Cevap: “Yaradan” olarak adlandırılan bir nitelik aranızda ortaya çıkacaktır yani mutlak ihsan ve sevgi niteliği. Bu niteliğin edinimi, onun içinizdeki hissiyatı, mümkün olan en yüksek hazdır.

Bence, sadece denemek yeterli değildir, bugün tüm hayatlarımız bizleri buna itiyor ve bundan kurtulamayız. Birçok düşüş, boşluk koşullarından ve yaşadığımız diğer her şeyden, Yaradan’ı kesin olarak ifşa etmemiz gerekecek.

Yorum: Hayatın anlamını arayan, onları bir grupta toplayan ve her zaman bu anlamın önemine sahip olduklarına dikkat etmeye çalışan insanları bulmak çok zor görünmüyor.

Benim Yorumum: Bu, şuanda bizim yaptığımız şeydir. Uygulamada, örnek olacak bir grup,  laboratuar yaratmaya çalışıyoruz o zaman herkes de aynısını yapabilecektir.

Baal HaSulam’ın, öncelikle herkes için örnek olacak doğru toplumu kurmamız gerektiğini yazdığı gibi. O zaman herkes bu toplumla aynı şekilde hareket edebilirdi. Prensip olarak, başarmak istediğimiz şey budur.

İyinin Standardı

Soru: Her zaman insanlar arasındaki iyi ilişkiler hakkında konuşuyorsunuz. İyi bir ilişki nedir? Bir kişi için iyi olan şeyler diğeri için kötüdür. Gezegenin her sakininin ilişki kurabileceği ölçü, standart nedir?

Cevap: Standart, herkesin başkalarının yararını düşünmesi gerektiğidir. Benim iyi olduğunu düşündüğüm şey değil, başkalarının iyi ile ne kastettiğidir.

Bir çıkış yolu yok, bunu öğrenmeniz gerek. Bunu çalışmamız gerekecek çünkü entegre bir toplum durumuna ulaşmalıyız.

Kabala ve İnançlar, Bölüm 7

İnsanın günahı nedir?

İnsanın günahı Yaradan’dan Yardım istememiş olmasıdır. Yardım isteseydi kesinlikle Yaradan’dan yardım alırdı. Ama eğer, kişi Yaradan’dan yardım istediğini ama Yaradan’ın ona yardım etmediğini söylüyorsa, bunun cevabı şudur ki kişi Yaradan’ın duaları duyduğuna inanmalıdır. Yazıldığı üzere, “Sen her ağzın duasını duyarsın.” … kişi almanın değil de ihsan etmenin yolunda yürümek istediği zaman, temelde günah kişinin kötülüğün üstesinden gelmek için Yaradan’dan istememesidir. Bunun için af dileyip, burada yardım isteyecektir. Rabaş, Makale 4, Çalışmada Yardım Almak ve Affedilmek İçin Dua Etmek Nedir? (1988)

Yorum: Günah, genellikle bir başkasına karşı kötü bir eylem olarak anlaşılmaktadır.

Benim Yorumum: İyi ya da kötü eylemler sizin tarafınızdan değil Yaradan tarafından gerçekleştirilir.

Suç, sizin kötü şey yapmanız değil, Yaradan’dan sizi ıslah etmesini talep etmemektedir ve bu nedenle sizin içinizde uyanan egoistik nitelikler, sizi bu kötü eylemi yapmaya itmiştir.

Egoist niteliklerinizin düzeltilmesini istemediğiniz için günah işlersiniz. Geri kalanı tamamen Yaradan’dır ve hiçbir şekilde hiç bir günah sizin üzerinizde değildir.

Aslında, tek bir eylem dışında yapmanız gereken hiçbir şey yoktur: Yaradan’dan kötü eğilimi yenmek için yardım istemek.

Kabalistik Terimler: “Atzmuto”

Atzmuto, doğrudan bizimle ilgili olmayan en yüksek köktür, yani, yaratılıştan bağımsız olarak mevcut olan Yaradan’ın Kendisidir. Bu formda, bizler O’nu hissedemeyiz.

Başka bir deyişle, Atzmuto yaratılışla ilgili olmayan bir programdır. Biz sadece böyle bir koşulun var olduğunu belirtiyoruz, ama bizim için ulaşılamaz. Bizler O’nu hissedemeyiz.

Bizimle ilgili programa Yaradan veya HaVaYaH denir.

Soru: Yaradan’ın, bizim bilmediğimiz,  başka yaratılışlar için başka planları da olabilir?

Cevap: Bu bizimle ilgili değildir.

Soru: Bu, dünyamızdaki gerçeklerle karşılaştırılabilir mi? Bir çocuk az çok babasının ona karşı kesin tutumunu anlar ama babasının ne yaptığını, planlarının ne olduğunu vb. bilmez.

Cevap:  Evet, bunu diyebilirsiniz. Ama biz bu tür düşünceler ve spekülasyonlarla ilgilenmiyoruz çünkü hala bir temelleri yok. Bunun için gerçek bir arzumuz veya bunu keşfetmek için herhangi bir fırsatımız yok.

Doğa Acımızı Hisseder Mi?

Soru: Bir Kabalist doğayı nasıl algılar? Onu, zeki, mantıklı ve duyarlı bir şey olarak mı hisseder?

Cevap: Tabii ki, çünkü bizler onun bir parçasıyız.

“Doğa” veya “Yaradan” olarak adlandırılan ortak bir alanın içindeyiz. Bu bağlamda, artık onun bir parçasıyız. Bu nedenle, bir Kabalist, Yaradan ile birleşmeye girdiği için, doğa ile nasıl bağ kurulacağını, kendini nasıl ayrılmaz bir parçası haline getireceğini düşünür.

Soru: Doğa acımızı hisseder mi?

Cevap: Elbette. Doğa bizi hassas ve mantıklı varlıklar olarak yarattıysa, neden bu özelliklerden mahrum edilmeli?

Yorum: Ama doğa insanın canını yakıyor.

Benim Yorumum: Doğanın da canı yanmaz mı? Sadece sizler hissetmiyorsunuz. Sonuçta, başka bir kişinin acısını da hissetmiyorsunuz.