Daily Archives: Haziran 19, 2020

Yeni Hayat 1061 – Eleştirel Düşünme

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Yael Leshed-Harel ile söyleşide.

Doğru olduğunu iddia ettiğim şey, benim için değerli görünen şeydir çünkü insanlar, doğal olarak, sadece kendilerini dinlerler. Bu bağlamda, bilgi ve gerçek göreceli ve özneldir. Her birimizin başkalarına karşı sahip olduğu doğal eleştiri, sadece egomuzun üzerine çıkıp asıl gerçeği keşfedeceğimiz için vardır. Sınıfta eleştirel bir tartışma, çocuklara birden fazla görüş olduğunu gösterir. Bir daire içinde yapılan grup çalışması, her çocuğun kalplerini ve kulaklarını birbirlerine açmasına ve başkalarının görüşlerini tarafsız veya olumlu bir şekilde tartışmasına yardımcı olur. Çocukların kendi fikirlerini ifade ettikleri ve daha sonra taraf değiştirdikleri ve karşıt görüşü savundukları özel egzersizler öğretilebilir. Daha da ileri çalışmalar, her çocuk ortak bir görüş bulmak için kendi görüşü üzerine sahip olduğu tutumu ortadan kaldırdığında gerçekleşir ki bu, gerçek görüştür.

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1061-elestirel-dusunme/

Evrensel İğne

Soru: Koronavirüs neden çoğunlukla yaşlı insanlara bulaşıyor?

Cevap: Prensip olarak, virüs herkese bulaşır. Sadece gençler o kadar kolay tolere ediyor ki fark etmiyoruz bile. Bununla birlikte, onun bir sonraki değişimi/mutasyonu onlar üzerinde de açıkça görülecektir.

Gerçek şu ki, virüs herkes tarafından taşınır: hem hayvanlar hem de biz. Hastalığı neredeyse fark edilmeden yaşayan insanlar var. Ürperme veya soğuk algınlığı şeklinde hafif bir rahatsızlık hissedenler,  kendilerini daha çok rahatsız hissedenler de var. Hatta ölen insanlar da var.

Çocuklara gelince, yaşları ne kadar genç olursa, virüs o kadar kolay tolere edilir. Ancak, yine de onları etkiler. Her halükarda, virüs herkesi etkilemelidir! Sonuç olarak, dünyada bu virüsü geçirmemiş tek bir kişi görmeyeceksiniz.

Şimdi, evrensel bir iğne olmamız gereken zamandır. Bu ne iyidir ne de kötü, sadece doğanın bizden ne istediğini anlamamız gerekir. Eğer anlarsak, doğru bir şekilde davranacağız ve hayatın tadını çıkaracağız. Ve herhangi bir kayıp olmayacaktır.

Uzaktaki Başka Yerlere Seyahat

Soru: Artık seyahat, moda ve güncel zevklere ihtiyaç olmadığını söylüyoruz. Bunun yerine insanlara ne vereceğiz? Onlara ne söyleyeceğiz? Nelerden zevk alacaklar?

Cevap: Sizlere tamamen farklı bir düzeyde – manevi düzeyde – seyahat etmeyi öneriyorum. Bu küçük, karmaşık, dumanlı gezegeni görmek yerine,  kendiniz seyahat edebilecek, her yere uçabileceksiniz ve her seviyede dilediğiniz gibi dünyadan dünyaya geçebileceksiniz. Bedenin dışındaki yaşamın ne anlama geldiğini hissedebilirsiniz. Hepsi size bağlıdır.

Koronavirüs, doğayı hissetmek için bir sonraki varoluş seviyesine yükselmemize yardımcı olan bir ilaçtır. Bu yüzden korkmayın, sözde kaybınızı telafi edecek bir şey var.

Tüm kıtaları ve onlarca ülkeyi kendim ziyaret ettim ve sonunda hiçbir şeyin kalmadığını söyleyebilirim. Bütün bunlar sadece kendinizi doldurmanız ve unutmanız için gereklidir. Göreceksin, birkaç ay içinde hatırlamayacaksınız bile. Uzaktaki başka bilinmeyen yerler tarafından cezp edileceksiniz.

Soru: Peki dışarıdan insanlar bunu duyacaklar mı?

Cevap: Duyacaklar! Virüs bunu yapacak, biz değil. Bu, size ne söylediğime bağlı değil. Sadece sizi önceden bilgilendiriyorum. İnsanlarda, onların tamamen farklı uzak yerlere doğru nasıl çekildiklerini göreceksiniz.

Twitter’da Düşüncelerim / 19 Haziran 2020

Gizlilik gerekli bir koşuldur. Onsuz hiçbir şey edinilemez. Her şey gizlilikten edinilir: “Ve akşam vardı ve sabah vardı – bir gün.” İlk önce, On Sefirot’u bir araya getirerek başkalarıyla bir bağ inşa ettiğimiz, bir arzu, önem oluşturduğumuz sırada bir gizlilik olmalıdır.

Aksi takdirde her ikisi de kaybolacak ve bir insan bir canavar olacak.

Gizliliğe ve onu korumaya özen gösterirsek ama üzerinde ifşayı dilersek, o zaman mantık üstü inanç ediniriz. Gizlilik ve ifşa gereklidir, bu yüzden ifşa, gizliliği yok etmeyecek fakat birbirlerini destekleyecekler.

Maneviyatın hiçbir formu olmadığı için hiçbir şeyi doğal formunda ifşa edemeyiz ve bu nedenle onu verilen önem formunda görürüz. Yaradan’ı ifşa etmek için ne kadar çok çalışırsam, O’nu ifşa etmenin imkansız olduğuna ikna olurum.

Çünkü onu yaratan bendim.

Yaradan’ı önem ışığında ifşa ederim. Önem kısıtlama, masah ve yansıyan ışık gibidir. Yaradan’ı ışığımda, tutumumda, önemimde ifşa ederim. Bu nedenle bu resim kaybolmaz ancak sürekli kalır – ve buna eklemeye devam edebilirim.

Kendimizi yeni doğaya, Yaradan’a dönüştürmek için kozmik bir görevle karşı karşıya olduğumuzu hala anlamıyoruz. Sadece er ya da geç ortadan kaybolacak olan virüs ile karşı karşıya değiliz.  İlk görevimiz, neler olduğu konusunda ciddi olmaktır.

Bu, tüm hayatımızda değişikliklere yol açacaktır …

İşyerlerinin% 80’i onlara ihtiyaç olmadığından kapanacaktır. Bu muhtemelen bu çok büyük kayıplarla kaotik bir süreç olabilir – ya da hayati önemde olmayan işletmeleri azaltmak için kendi rasyonel kararımızı vereceğiz ve onları önceden desteklemeyi durduracağız.

Doğanın Planlarını Değiştirebilir Miyiz?

Soru: Modern bilim, insanlığı tehdit eden yeni virüslerin ortaya çıkışına hızla yanıt veriyor. Bir aşı geliştirildikten sonra riskler asgari düzeyde olacaktır. Önemli olan tek şey bilim insanlarının çalışma hızıdır. Bu, insan zekâsının doğanın planlarını değiştirebileceği anlamına mı geliyor?

Cevap: Tabii ki hayır!

Soru: Bu, insanın doğa ile yüzleşmesi değil midir?

Cevap: Doğa ile yüzleşme yoktur, olamaz da. Biz kimiz ki?! Bize öyle geliyor ki doğayı fethediyoruz. Bizler egoist niteliklerimizle, sadece onu berbat edebiliriz.

Soru: Ama bizi böyle yaratan doğa değil mi?

Cevap: Kendimizi ıslah edelim ve ıslahımızın içinde doğanın farklı bir seviyesini keşfedelim diye bizi böyle yarattı.

Not: Birincisi bizler ıslah sürecindeyiz, ikincisi de kimse bunu bize açıklamadı.

Yorumum: İnsanlıkta nerede herhangi bir ıslah görüyorsunuz? Yıldan yıla daha da kötüleşiyoruz: daha egoist, kaba ve saygısız oluyoruz. Bizler doğayı bozmakta ve üzerinde yaşadığımız bu küçük gezegeni yok etmekteyiz.

Not: Ama bizler doğa tarafından bu şekilde yaratılmışız.

Yorumum: Değersizliğimizin farkına varmak için bu şekilde yaratıldık.

Soru: Ama bunu fark edene kadar, neye karşı sorumlu tutulabiliriz? Bunu ne zaman fark ederim?

Cevap: Bunu ne zaman fark edeceksiniz? Onu her zaman kendinizden uzaklaştırıyorsunuz. Anlamak ve “Evet, bu benim ve ben olacağım” demek istemiyorsunuz. Ama sonra virüs gelir ve sizi biraz hayata döndürmeye başlar.

Soru:  Bu, bir tür aşı icat eden bilim adamları ve sürekli olarak virüs ve felaketler gönderen doğa arasında hiçbir çatışma olmadığı anlamına mı geliyor?

Cevap: Aşıları icat etmek ne kadar zor olursa olsun, doğa yine onları darbeleriyle örtecek, böylece aşıların bizi kurtaramayacağını anlayacağız.

Kaderimizde Eşit Olan Nedir?

Soru: Sonunda herkesin kaderinin iyi olacağını söylüyorsunuz. Ancak her insanın kendi ruhunun kökü vardır ve ona doğru hareket etme yolu tamamen bireyseldir. Herkesin kaderi nasıl eşit olabilir?

Cevap: Eşit olan şey, kişinin potansiyelinin, Adem’in ortak sistemindeki son koşulunu kavraması için herkesin özel çabasının ruhuna, ruhun etrafında ortaya çıkan tüm niteliklere uygun olması gerektiği gerçeğidir. Bütün bunlar o kadar birbirine bağlıdır ki hiç kimse diğerlerinden fazla önceliğe sahip değildir.

Ortak ruhta, hepimiz kesinlikle tam bir ıslah elde ederiz. Bu nedenle, egoizmi daha büyük olanın ıslahı daha zor ve egoizmi daha küçük olanın ıslahı daha kolay gibi gelir ama aslında böyle değildir. Her şey kişinin aldığı yardıma bağlıdır.

Sonuç olarak, herkesin tamamen yeterli ve herkesin eşit olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu, insan organizmasının yapısına benzer. Eğer o mükemmelse, o zaman hiçbir hücrenin diğerine göre herhangi bir önceliği yoktur. Bir hücreyi çıkarırsanız, bu tüm organizmanın mükemmelliğini bozar.

Bu nedenle, gelecekte bu konuya bile değinmemeliyiz. Neticede, son koşulda, herkes eşit ve tamamen mükemmeldir. Bu mükemmellik için çaba göstermek amacıyla, herkese tam olarak aynı koşullar verilir: egoizm ne kadar büyükse, onun ıslahı için gereklilikler o kadar büyük ve egoizm ne kadar küçükse, gereklilikler o kadar az olur. Ama hemen hemen herkes tam mükemmelliğe ulaşır.