Daily Archives: Haziran 18, 2020

Öğrencilerime, Arkadaşlarıma ve Takipçilerime

Facebook Sayfamdan – Michael Laitman 15/6/20 

“Bizler özel bir zamanda yaşıyoruz. Hepimizi tek bir bütüne bağlayan gizli bağlar ortaya çıktı ve dikkatimizi talep etti. Böyle bir zamanda hepimiz mesulüz, birbirimizden sorumluyuz. Her birimizin yaptığı, söylediği ve düşündüğü; her bir bireyi ve tüm gezegeni etkiler.

Bu nedenle şimdi birliği her zamankinden daha fazla sürdürmeliyiz. Bizi ayıran her şeyin önünde sürdürmeliyiz: ırk, renk, din, cinsiyet, dil, kültür, tarih, okuryazarlık, zihniyet ve karakter. Biz tek bir bedeniz, tek bir organizmayız ve bir organizmada organlar arasında nefret yoktur, sadece eşsiz rolünü yerine getirdiği için her organa sevgi, saygı ve şükran vardır. Şimdi hepimiz birbirimize bağlı olduğumuza göre, bizlerin de tıpkı herhangi bir organizma gibi olduğunu görebiliriz. Hepimiz birbirimize bağımlıyız ve bu nedenle birbirimize değer vermeliyiz.

Birbirimizin büyümesine ve her birimizin benzersizliğini ifade etmesine yardım ettiğimizde bunu başkası için yapmıyoruz; kendimiz için yapıyoruz! Her birimiz mutlu olduğunda hepimiz mutlu oluruz. Bir organizmada işler böyle yürür. Bir organizma olarak çalışırken birlik içinde var olan gücü keşfedeceğiz. Tüm gerçekliğin, uyum içinde çalışmasını sağlayan bu güç aramızda mevcut. Bağımızı bu güce uygun olarak inşa edersek, bunun aramızdaki boşlukları doldurduğunu hissedeceğiz. Ardından tüm nefret ve acı sona erecek.

Bu özel zamanlarda insanlıktaki her birey, birliğe katılması için çağrılır ve birliği dünyanın dört bir yanına yayar. Ne kadar daha geniş yayarsak, bunu o kadar çok hissedeceğiz. Bu nedenle tüm arkadaşlarımdan, öğrencilerimden ve takipçilerimden bu mesajı paylaşmalarını istiyorum. Sayfamdaki yazıları nerede paylaşabilirseniz paylaşın; duvarınıza ve ğye olduğunuz gruplara koyun. Bunu kendiniz için yapmıyorsunuz; bunu dünya için, birliği ve sevgiyi tüm dünyaya yaymak için yapıyorsunuz.

Sevgiyi ve birliği yaymak, daha önce hiç bu kadar acil ve gerekli olmamıştı. Bunu yaparak, insanlığı nefretten şifalandırıyorsunuz; büyük dönüşüm zamanından dayanışmaya, dostluğa ve mutluluğa öncülük ediyorsunuz. Bu dönüşümden hoş ve kolay bir şekilde mi, yoksa acılı ve yavaş bir şekilde mi geçeceğimize karar vermek sizin elinizde.”

Koronavirüse Aşırı Tepki Mi Veriyoruz ? (Quora)

Çıplak gözle göremediğimiz küçücük bir parçacık, yüz binlerce insanı enfekte etti ve öldürdü ve dünyanın sosyo-ekonomik temellerini sarstı.

Bu virüse karşı aşırı tepki mi veriyoruz yoksa bu, bir şekilde kaçınılmaz olan yeni  insan ilişkileri sisteminin başlangıcı mı?

Koronavirüs hayatımıza girmeden önce, her birimizin birbirinden kâr elde etmeye çalıştığı, başkalarını ne kadar iyi kullanırsak, o kadar başarılı olabildiğimiz bir prensip ile yaşadık.

Bir sistemin içinde doğduk ve büyüdük ve elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Böyle yaparken,  birbirimize ve dünyaya karşı gittikçe daha zehirli hale geldik.

Sonra Koronavirüs ortaya çıktı.

Koronavirüs bizlere birbirimizin üstüne çıkma mücadelemizi yatıştırdığımızda, ekolojik ortamımızın hızla toparlandığına dair net bir örnek göstermiştir.

Koronavirüs hayatımıza girmemiş olsaydı bunu bilebilir miydik?

Sanmıyorum.

Bu nedenle, sosyal mesafe koşullarını sürdürmenin ve bir tedavi aramanın yanı sıra, kendimizi virüsün bizi uyardığı yeni bir insan ilişkileri sistemine adapte etmek akıllıca olacaktır.

Bu yeni insan ilişkileri sistemi ne olabilirdi?

Öncelikle herkesin ihtiyaçlarını karşılama gerekliliğini kabul ettiğimiz bir yer olurdu.

Dahası, böyle bir farkındalığa ulaşmak, bugünün küresel insan toplumu arasındaki karşılıklı bağımlılığımızı öğrenerek ve böyle bir öğrenme yoluyla birbirimize olan ilgimizi artırarak sağlanacaktır.

Sadece kendimiz ve ailelerimizin güvencede olmasını istemek yerine, diğerlerine karşı olan endişemizi de arttırırız: bu, toplumun tüm üyelerinin ihtiyaç duydukları miktarda gıda, barınma, sağlık ve eğitim miktarına ve kalitesine sahip olmasını istemektir.

Genel olarak insan toplumu için yaşamın temel unsurlarının olduğundan emin olmanın yanı sıra, insan ilişkilerindeki yeni sistem, diğer eski materyalist insanlarla çekişme paradigmasının yerini, sosyal açıdan katkıda bulunan diğer insanlarla çekişme yönünde, yeni bir paradigma ile yer değiştirecektir.  Diğer bir deyişle, elimize geçirdiğimiz maddi varlıklara değer vermek ve komşularımızınkinden ve dostlarımızınkinden “daha büyük, daha iyi ve daha hızlı” şeyler istemek yerine, değerlerimiz birbirimizin topluma katkısını takdir etmeye yönelecektir.

Böyle bir sistemde yine de rekabet ederiz,  ancak rekabetimiz toplum için gittikçe daha faydalı hale gelen bir rekabet olacaktır yani topluma katkıda bulunabileceğimiz en yüksek değeri sunmak için yarışarak olacaktır.

Koronavirüs dönemi bize, ben merkezli bir dünyadan toplumun faydasını merkeze yerleştirdiğimiz bir dünyaya doğru bu yönde bir değişim yapma fırsatı sunuyor.

Bu adımı, Koronavirüse karşı en uygun tepki olarak görüyorum ve bu nedenle bunun, virüse aşırı tepki verip vermediğimiz değil, toplumumuzu geliştirmek için en uygun şekilde tepki verip vermediğimiz meselesi olduğunu düşünüyorum.

Birbirimizle ve doğa ile daha fazla denge ve uyum sağlamak için hayatta bir kere fırsat elimize geçirmiş bulunuyoruz ve bundan en iyi şekilde yararlanabileceğimizden çok umutluyum.

Kabalistik Terimler: “Üst Dünya”, “Manevi Edinim”

Soru: Manevi dünya neden “üst” olarak adlandırılıyor?

Cevap: Biz buna üst diyoruz çünkü o, bizim niteliklerimizin üstündedir. Bizim niteliklerimiz alma nitelikleridir ve bu nedenle egoist arzularımıza ve onların yerine getirilmesine çok bağımlıyız.

Ve üst dünya, bunlar başkalarını verme, yerine getirme, sevme ve destekleme arzusundan oluşan niteliklerdir. Onlar (nitelikler) bağımsız oldukları için, özlerinde özgür oldukları için üst olarak adlandırılırlar.

Ayrıca, kendi özellikleri içinde Yaradan’a daha yakındırlar. O, mutlak ihsan ve sevgidir. Ve bu nedenle, O’na daha yakın olan her şeyi, üstümüzde olarak yani kök nedene daha yakın olarak tanımlarız.

Soru: Üst dünyadan bahsetmişken, buna genellikle manevi diyoruz. “Manevi” kelimesi ne anlama geliyor?

Cevap: Üst dünyaya manevi denir çünkü maddi değildir.

Soru: “Manevi dünya” ile “üst dünya” terimleri arasında bir fark var mı?

Cevap: Hayır, bunlar yaygın, açıkça belirtilmemiş isimlerdir.

Soru: Manevi edinim nedir?

Cevap: Doğanın, Yaradan ile eşit ölçüde, ihsan etme niteliği içinde idrak edilmesine manevi edinim denir.

Her Şey Kesinlikle Adildir

Soru: Maneviyatta bir kural vardır: daha kötü, daha iyi. Başlangıç koşulları ne kadar zorsa, manevi ilerlemenin o kadar iyi olduğu doğru mu?

Cevap: Öyledir diyemem. İnsanlara sadece böyle görünüyor çünkü neyin daha iyi ya da daha kötü olduğunu ölçemiyorlar. Kıskançlık, her zaman çimeni diğer tarafta daha yeşil olarak gösterir. Buna dikkat etmeye gerek yok. Bu kesinlikle mesele değil.

Kendinizi ıslah ettiğinizde ve her şeyi doğru bir şekilde görmeye başladığınızda, Yaradan ile ilgili;  “Bunu neden yapıyor, ama bende var mı? Bu kişi neden daha kolay sahip oldu, ben ise daha zor sahip oldum? Neden 2.000 yıl önce değil de, tam olarak son nesil zamanında doğdum? ” vb. herhangi bir şikâyetiniz olmayacaktır. Her şeyin kesinlikle doğru düzenlendiğini göreceksiniz.

Geleceğin Meslekleri

Soru: Hangi istihdam yapısı uygun olacak? Gençlere ve hala yeniden eğitilebilecek kişilere neler önerilebilir? Hangi meslekler için kendilerini hazırlamalılar?

Cevap: Kesinlikle herkes manevi, sosyal ve kültürel işlerle uğraşacak. Ve nüfusun sadece küçük bir kısmı veya tüm popülasyonu, ancak çok sınırlı bir ölçüde, fabrikalarda veya tarımda çalışacak, böylece kendimizi besleyebilir, giyinebilir, ayakkabı giyebilir, bunun için gerekli ekipmanı oluşturabiliriz.

Tüm insanlık, egoizmini bastırması ve lüzumsuz hiç bir şey üretmemesi gerektiğini anlayacaktır. Ve bu, virüs sonrası koşulla birlikte ulaştığımız tek ölçüt olmalı.

Soru: İnsanlık, bunu doğru eylemlere olumlu bir tepki olarak hissetmek için, doğadan bir tür desteğe güven duyabilir mi?

Cevap: Bundan eminim. Doğa ile karşılıklı olarak doğru bir ilişkiye girmeye başlar başlamaz, derhal onun yardımını, desteğini hissedeceğiz ve kendimizi mutlu, uyumlu ve bütüncül olarak gelişmekte olduğumuzu hissedebileceğiz.

Ve tüm denizler, okyanuslar, ormanlar, hava, tüm hayvanlar ve bitkiler, varlığımıza sevinecek ve bizi görmezden gelmeyecekler. Hepimize iyi şanslar diliyorum!