Daily Archives: Mayıs 26, 2020

Twitter’da Düşüncelerim / 26 Mayıs 2020

Egoist isek Yaradan’a nasıl benzeyebiliriz? Biz egoistiz, ama egolarımızın üstünde, karşılıklı ihsan, birlik, sevgi bağlarında reddedilmeye rağmen birleşebiliriz. Doğru çalmak için akor edilmesi gereken akorsuz bir müzik aleti gibiyiz.

“Yaradan ve onun adı birdir” – onlumuz, HaVaYa, on Sefirot’un tüm özellikleriyle, en küçük dahili alt Sefirotu ile doğru bir şekilde bağlandığında oluşur, Yaradan’ın doğasına karşılık gelen mükemmel birliği, mutlak ihsan etmeyi sağlayarak.

Ekonomi aşırı ısınıyor, emek ihtiyacı azalıyor, nüfusun% 30’u çaresiz. Toplum için gerekli işlere ek olarak, gerekli olan başka bir şey ortaya çıkar – toplumun integral bağı. Bu herkese öğretilmelidir! İçinde tüm değişikliklerin başarısı yatıyor!

Doğa, İnsanlık Denilen Virüsten Ölüyor

Birçok ülke karantinanın yavaş yavaş kalkması, yetişkinlerin işe, çocukların da okula dönmesi hakkında konuşmaya başladı. Bu yeni bir enfeksiyon dalgasına neden olur mu?

Birbirimize bulaştırmamak için önlem alırsak ve mesafemizi korursak, her şey yoluna girecektir. Tabi ki, birbirimize gerekli hizmet ve ürünleri sağlamak için işe geri dönmeliyiz; aksi halde yaşayamayacağız.

Yiyecek ve başlıca servislerin dışında insanların gerekli işlere nasıl döneceği hakkında düşünürsek ve herkes için normal bir varoluş sağlamaya özen gösterirsek, salgın artmayacaktır.

Ancak bu, kişinin banka hesaplarını doldurmak için kar sağlamaya yönelik eski bir yarışa geri dönme girişimiyse, durum önemli ölçüde kötüleşecektir. Sonuçta, bu doğanın genel gücüne karşı gidecek ve daha sonra keskin bir salgın olacak ve virüs daha da yayılacaktır.

İşimize ve okullara geri dönersek, bu kademeli olarak ve insanlar eğitilmekle birlikte yani içinde bulunduğumuz durumu, hangi yapıya gelmemiz gerektiğini ve neden birbirimizi destekleyip korumamız gerektiğini açıklamayla birlikte yapılmalıdır.

Bir kişinin sadece kendisine bulaşmamasıyla ilgili değil, aynı zamanda başkalarına da bulaştırmaktan korkması da önemlidir. Bizi virüsten koruyacak olan bu karşılıklı kaygıdır.

Korona virüs, ”insanlık” adı verilen, genel bir programa yüklenen ve onun içinde çalışmaya başlayan özel bir programdır. Bu program bizden daha fazla karşılıklı bağ kurmamızı talep ediyor ve bunu başarırsak virüsten kurtulacağız.

Bununla birlikte, bağ kurmaya başlamazsak, testlerin ve yapay akciğer ventilasyonu için cihaz sayısını ne kadar arttırdığımız önemli değil, hiçbir şey bize yardımcı olmayacaktır. Şimdiye kadar sadece darbelerden öğreniyoruz.

Dünya daha bağlı, daha birleşmiş hissetmeye doğru ilerliyor. Ortak bir sorun, kuzeyden, güneye ve batıdan doğuya herkesi etkilemekte ve insanları bir araya getirmektedir.  Onlar artık savaşlar, şirketler ve bireyler arasındaki çatışmalar hakkında düşünmüyorlar; asıl mesele huzur içinde yaşamak. Herkes evde kilitli ve orada kalmayı kabul ediyorlar çünkü şimdi onlar için asıl problem virüsle enfekte olmamak.

Bu anlamda, virüs insanlığa büyük ölçüde yardımcı olmuştur. Şimdi tek yapmamız gereken, üretim ve dağıtımı, insanlığa gerekli ürünleri sağlayacak şekilde geri kazandırmaktır ama dünyayı neredeyse tamamen mahveden aşırı tüketim olmadan.

Eski yaşantımıza geri dönemeyiz çünkü bizler yeryüzü üzerinde zararlı bir virüs, doğayı öldüren bir virüs haline geldik.  Tüm ekolojik çevreyi yok ediyoruz ve bu nedenle doğadan buna karşılık bir yanıt alıyoruz.

Herkese az ya da çok normal bir yaşam sağlayabilmesi için yeryüzündeki faaliyetlerimize nasıl döneceğimize dikkat etmeliyiz ancak dünyadaki tüm kaynakları boşaltma pahasına değil.

Bunu şimdi yapmazsak doğanın bize öğreteceği ve değişmeye zorlayacağı başka, daha da korkunç virüsler olacaktır. Doğa, Yaradan’dır ve bizi eğmek için çok sayıda araca sahiptir.

Doğa;  üst güç, Yaradan, HaVaYaH’dır. Ne derseniz deyin, asıl mesele tüm cansız, bitkisel ve canlı dünyayı ve insanları kontrol eden bir güç olmasıdır. Pratik olarak, herkes bunu açık bir gerçek olarak kabul etmektedir.

Doğa Bize Öğretmeye Başlıyor

Soru: Şimdi bizlere bağımız aracılığıyla bilinçli olarak tüm dünya için dua etme fırsatı mı verildi?

Cevap: İnsanlara, Yaradan’a bir kişiymiş gibi hitap edilirse, o zaman her şey iyi olacak gibi geliyor. Aslında durum böyle değil.

Bizler, doğa sistemine hitap ederiz; her bir kişinin ve herkesin mikrosistemleriyle birlikte bunun içine dahil olmak isteriz. Bunun içine dahil olarak ve onunla dengede olmaya çalışarak, üzerinde olumlu bir etki yaratırız. Bu olumlu ilişki tüm sistemi dengeye getirir.

Bu aslında bir duadır; bu sistem üzerindeki etkimizdir. Birbirimiz için ve herkes için böyle dua etmemiz gerekir çünkü bugün dünyada, muazzam genel dengenin ihlali nedeniyle, birbirimize çok bağımlıyız.

Koronavirüs adı verilen bu rahatsızlıktan az ya da çok etkilenen insanlar birbirlerine yardım etmelidir.

Rahatsızlık herkes için ortaktır. Sistem herkes için ortaktır. Hepimiz onun içindeyiz. Bu nedenle, birbirimizi ne kadar etkilediğimizi ve birbirimize bağımlı olduğumuzu fark edelim. Bu sistem bize, Dünya gezegeni adı verilen, küçük bir küre üzerinde küçük bir tek organizma olduğumuzu, oldukça ciddi bir şekilde öğretmeye başlıyor, bizler de bunu düşünmeli ve dikkat etmeliyiz.

Zamanımızı Nasıl Harcamalıyız?

Soru: Zaman kazanmak için acele içinde yaşamak zorunda mıyız?

Cevap: Zaman akıllıca kullanılmalıdır, bu da sadece Kabalistlerin bize önerdiği şeyleri kullanmak anlamına gelir ve o zaman her şeyde başarılı olursunuz.

Ama aynı zamanda acele etmenize gerek yoktur. Bunun yerine, zamanınızı ciddi, doğru ve mantıklı bir şekilde kullanın. Kabalistlerin bu konuda söylediklerini okumanızı tavsiye ederim.

Bayramlar — Manevi Eylemler Zinciri

Soru: Bayramlar, bir kişinin belirli bir egoizm düzeyini ıslah ettiği ve daha sonra bir sonraki düzeyi ıslah etmek için her şeye baştan başladığı bir manevi eylemler zincirini mi sembolize eder?

Cevap: Ve bu her derece ve her gün olur.

Üst dünyayı ifşa etmeye ve kendi üzerimizde ihsan etme ve sevgiye doğru çalışmaya başladığımızda, tüm bunlar bize olur, o zaman dünyamızda bayramlar gibi dünyevi, sıradan bir şekilde yorumlanan tüm bu dereceleri ediniriz.

Tetikte Olmak

Rabash, “Makale 24”: Hem günün koşulunu hissettiğinizde hem de gecenin koşulunu hissettiğinizde daima tetikte olmalısınız. Dostlarınızın kalplerini uyandırmak zorundasınız ve bu sayede Yaradan’ın bize olan sevgisini uyandırmaktan onur duyacaksınız.

Eğer gece ya da gündüz, iyi ya da kötü, anlayış ya da anlayış eksikliği hissetmenize rağmen, her zaman kendiniz ile ilgili değil, dostlarınızın kalplerini uyandırmayı düşünürseniz, kesinlikle ilerlersiniz.

Herhangi bir bulanıklığa, yanlış anlaşılmaya veya tam tersine, tam bir açıklık ve manevi dünyada ne olduğunu bulma arzusuna rağmen, dostlar arasındaki bağ her zaman daha önemli kalmalıdır. Onlar arasındaki bağda Yaradan’ı hissetmeye başlayacaksınız.