Daily Archives: Nisan 8, 2020

Twitter’da Düşüncelerim / 8 Nisan 2020

Tek integral doğa bize giderek daha fazla ifşa oluyor ve bu nedenle düşüşte olduğumuzu, tekil doğa ile daha büyük eşitsizlik içinde olduğumuzu hissediyoruz. Doğanın eşitsizliğe tepkisi felaketler, virüslerdir. Ama bu bir ceza değil – aksine bizi doğa ile dengeye getirme özlemi!

Bu dünyanın zevklerini kovalamak için enerjimizi kaybettik – en önemli şey huzurlu bir hayat yaşamak

Salgından sonra insanlar daha önce oldukları gibi olmayacaklar – yeni safhaya alışacaklar. Dünyanın üst güç tarafından yönetildiğini hissederek onu algılamaya başlıyoruz. Herkes soruyor: bu problem nereden geldi? Ne olacak?

Egoizm büyüyor ve gittikçe daha zararlı virüsleri uyandırarak bizleri daha fazla ayırıyor.

Koronavirüs, insanlar arasında dostça bağın eksikliği nedeniyle insanın doğada ortaya çıkardığı dengesizliğin bir sonucudur. İntegral bir sistemde var olmalıyız fakat bizler, aksine, birbirimizden ayrılıyoruz.

Bu salgın, insanlığın gelişiminin Son Nesil olarak adlandırılan son aşamasında olduğumuz gerçeğinin bir sonucudur. Öyleyse egoist gelişimi bitirelim ve üst dünyada yaşam denilen daha yüksek bir varoluş derecesine geçelim.

Koronavirüs Neden Çocukları Öldürmüyor?

Koronavirüs neden limitsizce yayılıyor, tüm sınırları aşıyor ama çocukları öldürmüyor? En ağır hasta insanlar yaşlılardır, çocuklar virüsü taşımalarına rağmen,  kendileri hastalanmazlar. Bu haklı/adil olarak böyledir çünkü çocuklar suçlu değiller, bu hayatı inşa edenler onlar değil. Virüs neden onlara saldırsın ki? Bu korkunç hayatı inşa eden yaşlı insanların neslidir ve virüs, onların yaptıkları şeyi hissetmelerini sağlamaktadır. Bu nedenle, her şeyden önce yaşlıları vurmaktadır.

Koronavirüs Realiteyi Değiştiriyor, Bölüm 6

Kişi, yeni dünyada neyi bilmeli?

Soru: Birdenbire kendimizi içinde bulduğumuz bu yeni dünyada kişi neyi bilmeli?

Cevap: Sadece bir iyi eylem  (birbirine yakınlaşmak) ve sadece bir kötü eylem  (birbirini reddetme, uzaklaşma) vardır.

Soru: Varoluşun amacını biliyorsam ve kendime Koronavirüsün nedenlerini açıklayabilirsem, bu yardımcı olur mu?

Cevap: Bu çok basittir. Sonuçta, Koronavirüs veya aramızda ortaya çıkacak diğer problemler sadece doğru olmayan bağlarımızın sonucudur. Bu nedenle, bilge olmaya ve özel bir şey öğrenmeye gerek yoktur. Birbirimizle olan kötü bağımızın sadece tek bir ispatı yeterlidir.

Soru: Diyelim ki bir kişi programımızı dinledi, sonra ne olacak? “İşte bu, şimdi herkese iyi davranmaya başlıyorum” mu demeli?

Cevap: Bu ona yardım etmeyecektir çünkü kişi doğasını değiştiremez. İnsanlar doğalarını ancak kendilerini düzenli olarak olumlu bir etki altına alarak değiştirebilirler. Bunu yapmak, kanalımızı düzenli olarak dinlemeyi ve bunun düşüncelerimizi ve duygularımızı temizlemesine izin vermeyi gerektirir.

Soru: Doğru bağ içinde olmayı öğrenmemiz gerektiğini mi söylüyorsunuz?

Cevap: Tabii ki.

Soru: Yaşadığımız eski dünyaya geri dönmeyeceğiz ve bu virüs bitmeyecek, bu olabilir mi?

Cevap: Elbette.

Soru: Ancak, birkaç hafta içinde havaların ısınacağına ve her şeyin yoluna gireceğine dair bir görüş var. Kim bilir? İnsanlık böyle birçok felaketten geçti.

Cevap: O zaman da farklı bir tane olacaktır. Doğa bizi yalnız bırakmayacak. Bu virüs gibi birden bire ortaya çıkacak. Bunun ortaya çıkacağını kim düşünebilirdi ki? Aniden ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıktı. Örneğin, Şubat ayının sonuna doğru, İsrail’de Dünya Kabala Kongresini başlattığımızda, neredeyse hiçbir şey yoktu. Ve bitirdiğimizde, bir hafta sonra İsrail’de ve dünya çapında bir panik vardı.

Depresyonun Nedenleri

Soru: Bir Kabalist dünyadaki herhangi bir kişi gibi depresyona girebilir mi? Günümüzde milyonlarca insan depresyonda.

Cevap: Evet, ancak milyonlarca insan, bir şeylerden yoksun oldukları için bunalımdadırlar: yiyecek, bilgi, onur, güç, vb. gibi. Bir şeyler elde etmek isterler ama edemezler.

Depresyon, istediğimi elde edemediğim gerçeğinden kaynaklanıyor olabilir ya da artık hiç arzum olmadığı için olabilir.

Maneviyatta da aynı şey söz konusudur: Ya istediğim şeye ulaşamıyorumdur yani Yaradan ile bağa, Yaradan’ın ifşasına ya da onun için hiçbir arzum yoktur. Ve problem budur.

Gerçek şu ki, bir Kabalist sıradan bir insan gibi depresyona giremez. Başka bir sebep vardır: Yaradan’a ulaşamaz.  Bu aynı depresyon türü değildir.

Esas olarak hem maddesel hem de manevi depresyon, kişiyi ilerletmek için Yaradan’dan gelir. Ancak hala sadece maddi düzeyde olan ve bir grupla, Kabala bilimiyle, metodolojiyle hiçbir bağlantısı olmayan biri için depresyonla baş etmek çok zordur.

Onu ele geçirir ve ne zaman geçeceği belirsizdir çünkü kişi, üstesinden gelmek için araçlara sahip değildir. Ve Kabala bu düşüşlerin üstesinden nasıl gelineceğini ve onların sadece bir yükseliş çağrısı olduğunu öğretir.

Islahın Metodu, Bölüm 5

Neden Yaradan bizleri ıslah olmuş varoluşa getirmedi?

Soru: Baal HaSulam, “Yaradan Sevgi ve Yaratılan Sevgisi” başlıklı makalede, kişinin sadece tek bir pratik eylem gerçekleştirmesi, etrafındaki kişilerle ilgili olarak bir ıslah yapması gerektiğini ki bunun da kişinin daha yüksek bir güçle birleşmesine yol açacağını yazar.

O zaman şu soru ortaya çıkıyor: Yaradan ya da doğa,  bizi başlangıçta tüm bu eylemlerle uğraşmadan, ıslah olmuş olarak yaratamaz mıydı?

Cevap: O zaman nerede olduğumuzu hissetmezdik. Yaratılan varlıklar olarak kendimizi yalnızca iki zıt koşulda hissederiz/anlarız: karanlık – aydınlık, iyi – kötü, tatlı – acı vb. Onlardan sadece tek birini hissedemeyiz. Bu doğada mevcut değildir. Bu nedenle, bir yandan tüm olumsuz nitelikleri, diğer yandan tüm olumlu nitelikleri özümsemek ve aralarındaki bu sistemik sorunu çözmeye mecburuz.

Soru: Yani, Yaradan bizleri önceden ıslah olmuş olarak yaratamadı. Bu O’nun yapamayacağı bir şeyler olduğu anlamına mı geliyor?

Cevap: Şimdilik böyle kabul edeceğiz ve sonra O’nun böyle yapmasının nedenini anlayacağız.  Belki şu an için neden bizi farklı şekilde yaratamadığı açık/net değildir, ancak bu Yapamadığı için değil, aksi halde duyarsız olacağımız içindir. Sadece tek bir durumu hissetmek, hiçbir şey hissetmemek demektir. Her şey sadece zıtlıkta, sadece kıyaslandığında algılanır.

Kabala ve İnançlar, Bölüm 5

Çekim Yasasına Dua Etmek Mümkün Mü?

Yorum: Anladığım kadarıyla, Kabala’da merhamet için yakarış yok, sorgulamayan itaat vaatleri karşılığında günahlar için kefaret yok.

Benim Yorumum: Bizler, ciddi eylemlerle ilgileniyoruz. Hakimin önünde af dilenmek için durmam. Beni tamamen tanımlayan bir sistemle karşı karşıyayım ve birbirimizi nasıl etkilediğimizi anlamaya çalışıyorum.

Herhangi bir talebim olursa, onları, sistem onlara doğru bir şekilde karşılık verecek şekilde ifade etmek zorundayım.  Herhangi bir istek yoksa, o zaman bu bir sorundur çünkü sistem benden gerçek bir müdahale bekler.

Soru:  Bu tıpkı çekim yasasına dua edemediğime mi benzer?

Cevap: Tabii ki! Yerçekimi yasası diğerlerinden nasıl farklıdır ki? Bu da aynı zamanda diğer doğa güçleri gibi Yaradan’ın yasası ve gücüdür.

Soru: Yaradan ile doğa yasaları arasındaki fark nedir?

Cevap: Fark yoktur. Yerçekimi yasasına dua edin. Doğanın her bir gücüne dua edebilir ve onunla doğru bir şekilde uyumda olmayı talep edebilirsiniz.

Soru: Düşersem, yerçekimi yasasından darbeyi yumuşatmasını isteyemez miyim?

Cevap: Hayır, yardım etmeyecektir.

Soru: Ne yapmalıyım? Düşüşü yumuşatmak için bir yatak veya başka bir şey yerleştirmeli miyim?

Cevap: Bu yardımcı olur. Ya da Yaradan’a düşmeyeceğinizden emin olmak için: “Düşmemek için nasıl değişmeliyim?” diye sormalısınız.

Yani, O’ndan sizi düşmekten korumasını istemeyin, ama düşmemek için nasıl değişeceğinizi sorun. Dünyadaki herkes korunma talep eder, ancak bu yardımcı olmaz. Ama değişmek için, kendinizi daha iyi hale getirmek için ki böylece doğanın güçleri üzerinizde gerektiği gibi işlesin ve böylece düşmezsiniz, bunlar için talep edebilirsiniz. Yani sadece ıslahınızı talep edin, başka bir şey değil.

Kabalistik Kitapların Anlamı, Bölüm 5

Tora’yı Kim Yazdı?

Soru: Tora’yı kim yazdı? Musa’nın yazdığı doğru mu?

Cevap: Onu Musa yazmadı. Musa ve Joshua’nın günlerinde,  insanlar tarafından yazıldı. Şöyle bitmekte:  Musa’nın ölümünün ve İsrail Toprakları’na girişin açıklaması.

Soru: Öyleyse Musa Tora’yı insanlara dikte mi etti? Yoksa onlara öğretti ve onlar da edinimlerinden sonra mı onu yazdılar? Esasen Kabalistler bile bu kitabın yazarlığını Musa’ya atfederler.

Cevap: Mesele yazarlık değildir. Gerçek şu ki, Tora’yı yazan bir kişi bu durumları yaşıyor ve onlara karşılık gelen harflerle tanımlıyor. Bu nedenle, Musa ve Joshua döneminde Tora’yı yazan insanlar, yaşadıkları koşulları bu tür işaretler şeklinde tasvir ettiler.

Soru: Rabbi Şimon’un on öğrencisi tarafından yazılan Zohar Kitabı’na benzer şekilde, Tevrat da bu şekilde mi yazılmıştır?

Cevap: Gerçek şu ki Tora’nın metodu, şüphesiz bir grup içinde uygulanacaktı çünkü bu mutlak yaratılışın doğasından gelmektedir. 10 dan az olmayan, farklı egoist arzular kendi egoizmlerinin üzerinde birleşmeye başladığında, ancak o zaman manevi denilen, egoizm-üstü koşullarını, doğru harf atamalarında tanımlayabilirler.