Dünya Gerçeklik Mi İllüzyon Mu? Bölüm 3
İnsan, Doğanın Etkisine Tepkidir
Baal HaSulam, “Kabala Bilgeliğinin Özü”: Bu isim bize somut ve sanki duyularımızla tamamen algılanıyormuş kadar yakın. Küçük çocuklar bile “elektrik” kelimesini biliyorlar, tıpkı ekmek, şeker ve benzer kelimeleri bildikleri gibi.
Dahası, eğer araştırma araçlarınızı biraz test etmek isterseniz size bütün olarak, Yaradan’ın hiçbir algısı olmadığından, O’nun varlıklarının herhangi birinin özünü edinmenin de imkânsız olduğunu söyleyeceğim, ellerimizle hissettiğimiz somut nesnelerin bile.
Görünüşe göre her şey bizim için net, ama gerçekte hiçbir şey açık değil. Bizler bir şekilde elektrikle çalışabiliriz çünkü etrafımızdaki her şey bu gücün tezahürüdür. Peki bu güç nedir? Bilmiyoruz.
Dahası, eğer araştırma araçlarınızı biraz test etmek isterseniz size bütün olarak, Yaradan’ın hiçbir algısı olmadığından, O’nun varlıklarının herhangi birinin özünü edinmenin de imkânsız olduğunu söyleyeceğim, ellerimizle hissettiğimiz somut nesnelerin bile.
Dolayısıyla, önümüzdeki eylem dünyasındaki arkadaşlarımız ve akrabalarımızla ilgili tüm bildiğimiz onların “hareketlerine aşina” olmaktan başka bir şey değildir. Bunlar, onların bizim duyularımızla karşılaşmalarıyla harekete geçer ve doğarlar ki, konunun özünün herhangi bir algısına sahip olmasak da bizi tam olarak tatmin ederler.
Gerçek şu ki, elektrik, yerçekimi, manyetizma vb. gibi herhangi bir doğal olgunun özüne değil, sadece içimizdeki etkisine erişiriz. Bir şey beni çekiyor – “ ah, bu bir çekim kuvvetinin olduğu ve onu ölçebileceğim anlamına geliyor.” Yine de, bu kuvvetin gerçekte ne olduğunu bilmiyorum.
Kabala ilmi, böyle bir formda dahi Yaradan’ı edinebileceğimi söylüyor. O’nu Eylemlerinden ediniriz. “Biz Seni yaptıklarından biliriz” diye yazılmıştır.
Bu bizim için çok ciddi bir sınırlamadır. Olguların özüne hiç kavuşacak mıyız? Asla! Onu çok istesek bile.
Aslında, genel olarak, bizler bunu çok arzulamıyoruz bile. Bir çeşit hareketlere, dürtülere sahibiz ama buna sahip olmadığımız gerçeğinden acı çekmiyoruz ve bu nedenle doğal olguların özünü ifşa edecek hiçbir şeye sahip değiliz. Sadece onların etkilerini görüyoruz çünkü biz kendimiz etkiyiz.
Yine de, bunun üzerinde mutlak edinime yükselmek mümkün mü? Orada, Yaradan’ın tam olarak ediniminin çok ötesinde, her şeyin geldiği noktaya bağlanmaya başlayacağız. Belki de orada, etkilerin hissiyatından kurtulmak ve öze, gerçeğe ulaşmak için bir fırsat vardır.
İçeride derinlerde bir yerde bunu istiyoruz, buna rağmen böyle bir hissi, böyle bir eksikliği nereden bulabiliriz? Gerçeklerin, kökün, temelin, kaynağın, gerçekleşmekte olan her şeyin hissiyatı, bizim için bu kadar gerekli mi?
Burada çok fazla nüans vardır ve bunu ortaya çıkarmak isteyeceğiniz heyecana neden olmak için, sizi biraz sıkıştırmak isterim.
Başka bir deyişle, elde ettiğimiz tüm maddi olgular sadece duyu organlarımızın etkilerine tepki göstermesi yoluyla olur. Yani biz etkiyiz, bir tür etkiye tepki.