Daily Archives: Ekim 25, 2019

Evrenin Yapısı, Bölüm 3

Arzunun Gelişiminin İlk ve Son Dereceleri Arasındaki Fark

Soru: Arzunun ilk ve son gelişim dereceleri arasındaki fark nedir? Ne de olsa her ikisi de almak istiyor.

Cevap: Elbette. Fakat gerçek şu ki, Hohma’nın ilk derecede alması içgüdüsel, yönlendirilmiş ve bağlayıcıdır çünkü Keter’den bu şekilde yaratılmıştır. Bu durumdaki yaratılış, basitçe hareket eder çünkü içsel nitelikler tarafından zorlanmaktadır.

Bina’da, kaynağı olan Keter’le iletişim kurmayı bıraktığında, Bina almayı reddettiği için, haz akışını, Keter’den çıkan kontrolü koparır, daha sonra yaratılış, kendisi için neyin önemli olduğunu belirlemeye başlar. Bu, kendi çabasıyla belirlenen yeni bir arzuyu, Malhut’u yaratır.

Soru: Yani, bu bağımsız bir arzu, ancak ilk derece öyle değil midir?

Cevap: Evet. Bu, sadece cansız bir şeyi doldurmanız veya kendisinin doldurulmasını isteyen, talep eden ve arzulayan bir şey ile karşılaştırılabilir.

Soru: Yemek örneğini verelim. Daha önce hiç yememiş olduğum bir yemek verildiyse, alma arzum olmasına rağmen, hala onu yemeyi denemem. Ancak denedikten sonra, bu yemek için kendi arzum oluşur.

Bu yüzden, anladığım kadarıyla, yaratılışın gelişiminin dört safhası tüm Kabala’nın özü müdür?

Cevap: Direkt ışığın dört safhası yaratılanların yaratılışından, arzudan bahseder. Ancak, bu varlık, prensipte, kendiliğinden arzuladığını hissetmektedir. Bina niteliği, yaratılışı kaynaktan ayırır: Bir tarafta dolduran Keter, diğer tarafta  alan Malhut. Bina bir anlamda onları ayırır.

Gerçek şu ki, yaratılış henüz bağımsız değildir. Keter’in ona vermek istediği şeye doğru koşmaktadır ama aynı zamanda arzularını kontrol edememektedir. Arzularınızı kontrol etmek, onların üzerinde olmak, daha yüksek bir seviyeye çıkmak demektir; kontrol ederken, arzularınızı siz yaratırsınız, arzularınız sizi kontrol etmez.

Bu nedenle, yaratılışın tamamı direkt ışığın dört safhası ile başlar. Dahası, son derece olan, tüm hazla dolu olan Malkut’a yani Keter’den gelen ışığa, Sonsuzluk Dünyasının Malkut’u denir çünkü onun gerçekleşmesi/doygunluğu kesinlikle sınırsızdır: Arzu ettiği kadarını  alır ve bununla doldurulur.

The Structure Of The Universe, Part 3

 

Kutsallık İle Bağ

Eğer doğru, gerçek bir değerlendirme yaparsanız, şu hemen netleşir ki kendiniz için talepte bulunamazsınız. Nihayetinde bunu yaparak, kendimi içinde Yaradan’ın bulunduğu ortak ruhtan, Kutsallıktan ayırmış olurum. Kendim için talepte bulunarak kendimi Kutsallıktan ayırırım. Herkes için talepte bulunmam gerekir ve Kutsallık ile bağ kurabildiğim ve bu birliğe girebildiğim ölçüde, Kutsallığın Yaradan’ın yaşadığı yer olduğunu hissedeceğim ve O’nu ifşa edebilir, O’na yakınlaşabilir ve hatta ona bağlı kalabilirim. Her şey genel Kli’ye giderek artan bir şekilde bağlanmama bağlıdır.

Bu nedenle kendiniz için talepte bulunmak, kendinizi hayatın kaynağından ayırmanız demektir. Sadece bunu hissetmiyoruz ve kafamız karışıyor. Ancak sistemi gören bir kişi bunun çok basit olduğunu ve Yaradan’ın bunun içinde olduğunu anlar. Sadece tek bir şey için talepte bulunmalıyız: Kutsallığa, hepimizin dahil olduğu fakat gizlilikten dolayı fark etmediğimiz sisteme ait olmak. Kendiniz için talepte bulunmak aptalcadır çünkü bu taleple kişi kendini iyiden uzaklaştırırsınız.

Connect With The Shechina