Daily Archives: Haziran 1, 2019

Yaradan Tarafından Gönderilen Bozukluklar Nasıl Kullanılır?

Soru: Kişi, Yaradan tarafından gönderilen, sözde darbeleri, bozuklukları nasıl etkili bir şekilde kullanabilir?

Cevap: Sevgi ile. Bunların, kural olarak rahatsız edici duygular olduğunu anlarım ama onları amaçlı bir şekilde algılamalıyız.

Bizi çevreleyen her şeyde Yaradan’ın tezahürünü, sevgi ile ilişkilendirebildiğimiz ölçüde, O’nun her şeye karşı olan tutumunun sadece sevgiden geldiğini ve dünyada sevgiden başka hiçbir şey olmadığını hissetmeye başlayacağız.

Muazzam sevgi alanını bozan şey, sadece bizim bu alanla uyumsuzluğumuzdur. Bu nedenle, dünyada birinin düzeltilmesi gerekiyorsa, bu sadece sizsiniz ve o zaman tüm dünyayı mükemmel olarak hissedeceksiniz.

How To Use Disturbances Sent By The Creator

 

Emirleri Yerine Getirmenin Anlamı Nedir?

Soru: Emirleri yerine getirmenin anlamı nedir?

Cevap: Emirleri yerine getirmek, birbirimize karşılıklı bağlı olmamızın, aramızdaki bağın koşullarını yerine getirmek anlamına gelir.

Adem’in tek sisteminde, birbirine bağlı olmak bir emirdir.

Her ne kadar bu sistem egoist arzulardan oluşsa da parçaları arasında özgecil bağlantılar kurarak, Yaradan’a, ihsan etme niteliğine benzer hale gelir, bu tam olarak verme haline geldiği ölçüde ifşa olur – ilk önce sıfır egoistik düzeyde, sonra birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci seviyelerde. Sonra Yaradan Nefeş, Ruah, Neşama, Haya ve Yehida’nın ışığı formunda ortaya çıkar.

What Does It Mean To Carry Out Commandments?

 

Maneviyatı Nasıl Hayal Etmeliyiz?

Soru: İlerlemekte olduğumuz koşulu tanımlayabilir misiniz? Aramızdaki bağın seviyesi ne olmalıdır: duygu düzeyinde ve düşünce düzeyinde?

Cevap: Bu soru için bir yer vardır ancak buna bir cevap yoktur. Üst ışığın aramızda ifşa olacağı karşılıklı ilişkiyi nasıl hayal edebilirsiniz ki? Bu tarif edilemez. Bu nedenle, zıtlıkların artık zıt değil, karşılıklı tamamlama olduğu yerde bu “mantık ötesi inanç”, “manevi nitelik”, “manevi dünya” olarak adlandırılır.

Bunun her birinizde doğrusal düzeyde algılandığını hissediyorum, burada hiçbir şey yapılamaz. Bunun gerçekleşmesi için sadece talep etmeniz gerekir.

How Should We Imagine Spirituality?

 

Kaderinizin Haritasını Değiştirin

Soru: Kabala, yıldızlarda karara bağlanmış olsa bile kaderinizin haritasını değiştirmeye yardımcı olabilir mi?

Cevap: Her birimizin kaderi çok net bir şekilde belirlenmiştir. Yolumuzun başlangıç ve bitiş noktalarını alırsak, o zaman, ne söylerseniz söyleyin her bir ruhun, tüm bu aşamalardan geçmesi ve mutlak hedefine, tam olarak gerçekleşmesine ulaşması gerekir.

Bu,  yolunuzu nasıl yürüyeceğinize bağlıdır: hızlı ya da yavaş, düşerek ve sürünerek, ya da tırmanarak veya tersine bir noktadan diğerine uçarak. Ciddi acı çekip çekmeyeceğiniz, olumsuz olup olmadığınız ya da olumlu olup olmayacağınız büyük bir fark yaratır.

Bununla birlikte, her birimizin bitiş noktası zaten belirlenmiştir.  Yani Kabala biliminin sunduğu her şey sizi yavaşlatmamak amacıyladır.

Diyelim ki bir ruh “A” noktasından “B” noktasına çıkmakta. Siz “n” noktasında durabilir ve birkaç ömür boyunca, korkunç acılar içinde “m” noktasına gidebilirsiniz ya da sanki uçuştaymış gibi hızlı bir şekilde oraya gidebilirsiniz. Bu nedenle, ilerlememizin hızını, büyüklüğünü ve kalitesini biz belirleriz. Bu bize bağlıdır.

Kabala biliminin sunduğu budur. Kabala bilimi, ulaşmamız gereken nihai hedefe yaklaşmak için tüm perspektifi görmemizi sağlar.

Uygulamada, yolun her bir bölümü, mutlak amacın sadece daha büyük ve daha büyük ölçekte gerçekleştirilmesidir: Nefeş, Ruah, Neşema, Haya, Yehida veya ruhun derece derece gelişiminin 125 basamağı.

Ruhumuzu geliştirirken, doğaya nasıl ulaştığımızı ve açtığımızı hissetmeye, onun içine dahil olmaya,  onu görmeye ve anlamaya başlarız. Bu, bizi kapsayan ve onun tamamlayıcı bir katılımcısı olmamızı sağlayan büyük bir senfoni gibidir.

Milyarlarca durumun her bir parçası diğerleriyle mükemmel etkileşim içinde olduklarında, böyle büyük bir uyuma ulaşmak en büyük hazdır.

Soru: Düz bir yolda mı ilerliyoruz yoksa daima bir sinüs dalgası var mı?

Cevap:  Bir sinüs eğrisi vardır, söylendiği gibi: “Dünyada günah işlememiş hiç bir erdemli yoktur.” Ancak mesele şu ki; hata yaptığınız zaman, hemen kafanızı toparlayın, hızlı bir şekilde ilerleyin, böylece hatalarımız bile bizi arayışa doğru itmeye hizmet edecek, anlam kazanacak, daha fazla ilerlemeye doğru bize ilham verecektir.

Change The Map Of Your Destiny

 

Yaradan, Bir Kişi Değildir

Soru: Yaradan’ın bir kişilik olarak var olmadığını söylemiş olsanız da, siz kendiniz,  O’nunla düşünen, arzulayan, deneyimleyen, sevinen, üzülen vb. fiziksel bir kişiymiş gibi iletişim kurmaya devam ediyorsunuz.

Açıklamalarınızı nasıl anlayabiliriz? Bir tür kişilik var mıdır? Yoksa Yaradan bir tür güç müdür? Güçler duygusal parçalara sahip değildir, bu yüzden tezahürlerinin hiçbirini tanımlamak için kullanılamazlar.

Cevap: Bir zamanlar bana çok fazla sıkıntı veren eski bir arabam vardı. Onu kendim tamir etmeye çalıştım ve bir kereden fazla tamir atölyesine götürdüm. Arabayı tamir eden tamirci ve ben, ona canlı bir varlıkmış gibi bakarak, kırıcı sözlerle azarladık.

Bir şeyi ele aldığımızda, genellikle nesneye, kuvvete, olguya, elbette ki bu nesnede veya varlıkta olmayan hislerimizi ve özelliklerimizi empoze ederiz. Aynı şey Yaradan için de geçerlidir.

Kendim içimde ihsan etme, sevgi ve bağ kurma niteliğini yaratabildiğim ölçüde, bu niteliğe “Yaradan” derim daha fazlası değil. Fakat gerçekte, yarattığım bu niteliğin dışında, Yaradan yoktur.

Burada kendimizi doğru konumlandırmamız ve Yaradan’ın Boreh,  Bo-Reh: Bo (gel), Reh (gör) olarak adlandırılmasının sebebinin bu olduğunu anlamamız gerekir. Sizler gelmeli ve görmelisiniz yani bu niteliği keşfetmek için aynı koşula ulaşmak zorundasınız. Biz bu niteliğe Elokim de demekteyiz. Bu, ruhun iki kısmından oluşmaktadır. Bir kısmı AHP, diğer kısmı Galgalta ve Eynaim’dir.

Eğer ruh hakkında konuşuyorsak, Yaradan’ın bununla ne ilgisi vardır? Bu aynı zamanda bir kişiye mi işaret etmektedir? Kişinin dışında ne olduğu hakkında konuşmuyoruz bile.

Bizler, kişi ihsan etme ve sevgi niteliğine ulaştığında, kişinin içindeki edinimden söz etmekteyiz.

Bu nitelik egoizmin üzerindedir, kendi içinde inşa etmek ve geliştirmek kolay değildir. Bunu edindiğimizde, onu Yaradan olarak adlandırırız. O zaman, Yaradan’ı algılama hakkında konuşabiliriz.

The Creator Is Not A Person