Daily Archives: Mayıs 1, 2019

Kabalist Bir Öğretmenin Arzusu

Soru: Edinimi olan bir Kabalistin, öğrencilerine manevi derecesini de ifşa etme arzusu var mıdır? Onları kendi seviyesine kadar çeker mi? Yoksa bunu kendini yükseltmek için mi yapar?

Cevap: Öğrencilerime öğreterek, buna göre yükselirim çünkü bu bilgeliği yayıyorum. Ve ortak gelişime katılan her potansiyel küçük ruh, genel ıslah sürecine bağlanır ve herkesi etkiler.

Başka bir deyişle, Adem’in ortak ruhunu, benim vasıtamla sizi içine dahil ederek, etkilerim. Böylece tüm evreni etkilerim.

Soru: Yani, açıkça ilerleme ile ilgileniyorsunuz?

Cevap: Şüphesiz hepinizin ilerlemesiyle ilgilenmekteyim. Ancak bu ilgi, bencil ya da egoist değildir çünkü ben şahsen, tüm sistemin Yaradan’la yapışmaya ulaşmasını isterim. Orada, ego tamamen ortadan kalkar. Sizin sorunuz bir anlam ifade etmez, çünkü Kabala’da özel ve kolektif tamamen eşittir.

The Aspiration Of A Kabbalist Teacher

 

Her Şeyin Yukarıdan Geldiğini Kabul Edin

Boyun eğmenin anlamı, yukarıdan gelen her şeyle hem fikir olmak ve sürekli olarak Yaradan’dan başka kimsenin olmadığını tespit etmeye çalışmak demektir. Daha sonra Yaradan’ın iyi ve iyilk yapan olduğunu göreceğiz: bu artık bir sonraki aşamadır. Manevi bir embriyo aşamasına geçmek için iki ıslaha ihtiyacımız vardır.

Tüm iç çalışmaların temeli onludadır: onun yapısında ve hissiyatında ve onludaki dostların bağındadır. Yaradan ile kişisel olarak, bireysel olarak çalışmayız. Eğer onlunun bağını düşünmeden onluyu egoist bir şekilde kullansaydım ve onluyu atlayarak Yaradan ile bağ kurmaya ümit etseydim, bu, Yaradan’dan kopuk kalmaktan çok daha büyük ve daha ciddi bir hata olurdu.

Bununla birlikte, benim Yaradan’la ve O’nun benimle olan bağının sadece onludan geçtiğini anlarsam, o zaman bir bütün halinde bağlanırız; ben, onlu ve üst güç, bir olan İsrail, Tora ve Yaradan gibi.

Lişma’ya geldiğimiz Lo Lişma’da olmak, herhangi bir yerde, herhangi bir koşulda ve düşündüğünüz, gördüğünüz ve hissettiğiniz her şeyde, Yaradan’ı, olan her şeyin kaynağı olarak konumlandırmaya çalıştığınız anlamına gelir. Buna da Lo Lişma olarak adlandırılır çünkü bu kişiye, düşmanlara, nefret edenlere veya kör talihe değil, Yaradan’a bağlı olduğu gerçeğinden dolayı iyi bir his, huzur ve neşe verir.

Kişiye, cansız, bitkisel ve hayvansal doğadan ve insanlardan gelen her şey Yaradan’ın bir etkisidir, başkasının değil. Bu nedenle, kişi, onu son ıslaha getirmeyi amaçlayan doğru yönetim altında olduğu için mutludur. O, sürekli Yaradan’a, annesine yapışan bir bebek gibi tutunur.

Her an, yapabildiği kadarıyla, olan her şeyin nedeni olarak Yaradan’ı bırakmadığı ölçüde, kendisini iyi hisseder. Bu duruma “Lo Lişma” denir, çünkü hala kişinin kendi çıkarı vardır – kişinin kendisini iyi hissetmesine yardımcı olur.

Bununla birlikte, kişi, Yaradan’la kişisel çıkarı olmadan, hoş ya da nahoş duygularından bağımsız olarak, bağ kurmak isterse, o zaman Lişma koşuluna geçmek ister. Bu durumda, Yaradan’ın yüceliğini o kadar yükseltir ki, kendisi hakkında düşünmeyi artık bırakır. Kişinin nasıl hissettiği, O’nun için önemli değildir, asıl mesele Yaradan’ın, tüm realitenin kaynağı olduğuna karar vermek ve bununla, kendini hiç düşünmeden, O’na memnuniyet getirmektir. Bu, Lo Lişma’dan, Lişma’ya gelmek anlamına gelir.

Agree That Everything Comes From Above

 

 

Dostlar Arasında

Eğer dostumla bağ kurmak istersem, Yaradan’ın yardımına ihtiyacım olduğunu anlarım. Yaradan’dan ne kadar çok yardım istersem, O’na bağlılığımı o kadar fazla hissederim. Yaradan’ın dostlarla olan bağımı güçlendirdiği ölçüde, Yaradan’la bağ kurarım, O’nu anlamaya ve hissetmeye başlarım. Bütün bunlar,  Yaradan’ın soyut bir hissinde değil, dostlarla bağımın içinde, insan ilişkilerinde ifşa olur.

Yaradan’ı hissederim, O’na yakarırım, çünkü dostum ile aramda duran bir arabulucu olarak O’na ihtiyacım vardır. Dostumla farklı bağları ifşa edip, hepsini Yaradan’a atfederim. Ben ve dostum arasında, Üst Işığın, Yaradan’ın,  iki kutup arasında akan bir akım gibi doldurduğu, olası bir fark vardır.

Bu formda, Yaradan’a ulaşırım, yani, O’na değil, O’nun eylemlerine, yazıldığı gibi: ‘‘Sizi eylemlerinizden biliriz’’. Yaradan aramızdaki ilişkileri inşa eder ve yıkar, onları kırar, bizi mümkün olan bütün koşullara, karanlık ve kötülüklere yönlendirir, beni ağlatır ve O’na lanet ederim. Ama sonra anlayış, hissiyat, Işık gelir ve birinin diğeri olmadan var olamayacağını anlarım çünkü “….. karanlığın içindeki ışığın avantajı’’ ifşa olur. Bütün bu koşulların bir sonucu olarak, Yaradan’a ulaşmaya başlarım. O gizleniyor olmasına rağmen, varlığını koşullar arasındaki farka göre değerlendirerek ayırt etmeye başlarım.

613. cü emir Yaradan’a sevgisidir. 612 emri yerine getirebiliriz, ama 613. cüyü değil. Son emir yukarıdan gelir.

612 emir, kırılmış ruhun parçaları arasındaki bağın ıslahıdır. 612 ışık, yapıştırılır ve kabın kırık parçalarını onarır. 613. üncü emir, Yaradan’ın kendisinden gelen tam, eksiksiz Kli’ye – Yehida Işığı-  bir ektir. Biz kendimiz bu emir ile ilgili herhangi bir eylemde bulunma yeteneğine sahip değilizdir.

Manevi emir, kişinin komşusunu kendisi gibi sevmesidir. Bunu yaparsak, Yaradan sevgisine geliriz. Fiziksel emirleri ihmal etmem ama asıl mesele bununla ne elde etmek istediğimizi bilmektir. Örneğin ellerin yıkanması, alma işleminden sonra kurtuluş anlamına gelir çünkü tüm hayatımız sadece ihsan etmek olmalıdır.

Yaradan, bütün dostların arasındadır. Dahası bu, aramızdaki mesafe yüzünden, boşluk hissidir – bu Yaradan’ın hissiyatıdır. Bir dosta bakarım ve O’nun benden ne kadar farklı olduğunu, aramızda ne tür bir çelişki olduğunu, hangi eksikliklerin olduğunu görürüm –  bu, aramızdaki Yaradan’dır. Ve eğer doğru bir şekilde çalışırsak, Yaradan’ın bizi birleştirmeye başladığını görürüz. Yazıldığı gibi: “Kadın ve erkek, eğer ödüllendirilirlerse, Şehina (Kutsallık) onların arasındadır.”

Kırılmadan önce, Adam Harişon’ da arzuların birbirine karşılıklı dahil edilmesi yoktu. Fakat ortak ruhun kırılmasından sonra, onun tüm parçaları karıştı ve bir insanın Yaradan’ı derinden anlamasını ve hissetmesini sağlayan, sonsuz sayıda varyasyonda birbirine nüfus etti.

Bundan önce, Yaradan’ın, Adem tarafından hissedilmesi, küçük bir çocukta olduğu gibi “sünnet edildi”.  Yaradan’ın derinliklerine nüfus edecek araçlara sahip değildi. Ve kırılma ve onların ıslahı için çalışmayı ve Yaradan’dan yardım talep etmeyi gerektiren tüm parçaların içi içe geçmesi nedeniyle, kişi Yaradan’ın manevi dünyasıyla tanışır ve O’nun derinliklerine nüfus eder.

Kırılmadan önce Adem, ışığı sadece Partzuf’un bedenine Nefeş-Ruah seviyesinde aldı. Fakat kırılma sayesinde, yansıyan ışığı, perdeden başa (Peh de Roş) yukarıya, sanki Yaradan’ın içine giriyormuşuz gibi yükseltebiliriz. Ve sonra Işık, yukarıdan aşağıya, yansıyan Işığın bu yüksekliğine, Yaradan’a ulaşma yüksekliğine kadar yayılır ve O’na kendi içimizde ulaşırız. Bu Yaradan’la birleşmenin, ortak katılımımızın ölçüsünü belirler: başta Yaradan’a ulaştığımız ölçüde,  bu ölçüde manevi Partzuf’un formu vasıtasıyla O’nunla bütünleşiriz.

Ve bütün bunlar, dostlar arasındaki bağda başlar ve biter. Bu bizim tek hedefimizdir, aksi halde, yaratılışın amacı bu olmaz, ama bunun yerine başka tür bir şey olurdu. Bu bizim yaratılışa tavrımızı belirler ve son nesil olarak adlandırılma hakkına sahip olup olmadığımızı gösterir.

Çözüm sadece onlunun içindeki bağdadır. Bu arada, aramızdaki ayrılığın, karşılıklı reddetmemizin üstesinden gelemeyiz. Onludaki bağımızda tüm cevapları almak isteriz. Dünyada ne olursa olsun onluya bakarım ve oradan her bir cevabı alırım. Kendimi bu şekilde ayarlarım ve sonra birden bire sorularımın her birine cevap verebilecek gerçek bir sistem olduğunu hissederim.

Dünyada ve kişisel olarak bana olan her şey, onluda olanların bir sonucudur. Bu, daha sonra ailemde, işte ve bütün dünyada tüm sonuçları doğuran, içsel bir nedendir. Sadece onlunun içine bakmak gerekir: ne ölçüde birleştik ya da birlikten yoksunuz – dünyanın her bir köşesinde olan şeyler, kökünden gelen bir dal gibi, bağlıdır.

Between The Friends

 

Yaradan’ın Yönetimini Reddetmek Zarar Verir Mi?

Soru: Yaradan’ın yönetimini ne zaman reddettiğimi nasıl anlayabilirim? Bana maddi veya manevi zarar getirebilir mi?

Cevap: Bunu bilemezsiniz. Bilseydiniz, egoizmden asla çıkmazdınız, kendiniz için maksimum egoistik ödülü almak için her şeyi yapardınız ve bunu yaparak kendinize manevi olarak zarar verirdiniz.

Bu bilgiyi, özgecil bir şekilde, kendinizin üzerinde davranmaya başlamadan edinemezsiniz.

Does Denying The Creator’s Governance Bring Harm?