Tek Büyük Alev

Üst kuvvetin arzusuna göre, bütün insanlar tek bir manevi bedende birleşmelidir. Bağımızı kendi arayışlarımız, çabalarımız ve karşılıklı yardımımızla tekrar inşa edelim diye başlangıçta bu şekilde yaratıldık ve daha sonra kırıldık. Bu nedenle, ortak sistemdeki yerimizi, bu yapbozun parçalarının tam bağını, dağılmış Lego parçalarını ve bu bağın tüm avantajlarını anlayacağız.

Eğer bağın kırılması ve bağımızı eski haline getirme zorunluluğu olmasaydı, bizler yalnızca ilkel varoluşu, cansız, bitkisel ve hayvansal seviyedeki en küçük Işığı hissedebiliyor olurduk. Bununla birlikte, insanın, Adem’in seviyesine, Yaradan’a benzerliğe, üst kuvvete, sonsuz ve mükemmel olana ulaşamazdık.

Bu nedenle çok karmaşık bir gelişim sürecinden geçmeliyiz. İlk başta, yalnızca seçilmiş birkaç kişi, yaklaşık 6.000 yıl önce üst gücü ilk kez ifşa eden ilk insan olan Adem’i takip eden yirmi nesil içinde birlik ve ıslah fikrini İbrahim’e kadar kavrayabildi. İbrahim zaten egoizmlerini aşan gruplar, onlular oluşturmaya başladı. Bugün aynı metodoloji ile aramızdaki bağ üzerinde çalışmaya devam ediyoruz.

Esasında, İbrahim, herkesin birbirine bağlı olduğu özel bir ulus olan insan toplumunu inşa etmeye başladı. Yaradan’ı ifşa etmek istediler, birlikleri içindeki üst güç onları dolduracak ve Yaradan’la karşılıklı bir anlayışa yöneltecekti.

Bizler de, neler olduğunu anlamak için üst gücü ifşa etmek istiyoruz: Yaradan bizden ne istiyor ve biz O’ndan ne istiyoruz. Kırıklığın son ıslahı, dünyadaki tüm ulusların, tüm insanlığın, tek bir grupta birleşmesidir.

Birkaç grup bile bu şekilde birleşse, diğerleri de onlara katılacaktır. Yaradan bu çalışmayı tamamlayacaktır; bizim için en önemli şey, kimyasal bir reaksiyon için katalizör gibi bu bağı başlatmaktır. İntegral bir sistemde yaşıyoruz, eğer bir grup bu integral bağı kurabilirse, bu güç herkesi etkileyecek ve herkes birlik olacak ve Yaradan’ı ifşa edecek ve ıslahın sonuna ulaşacaktır.

Bizler çalıştaylara katılmakta, onlularda soruları irdelemekteyiz. Burada en önemli şey akıllı olmak değil, bağı hedeflemektir. Onludaki çalışma, karşımda oturan her dostumun arzularını, sorularını ve duygularını özümsemekten ibarettir. Sorunun cevabını ne kadar iyi anladığımız önemli değildir, asıl şey, tüm düşünceleri dostlarımızdan alarak, manevi algımızı, kabımızı genişletmektir.

Onları eleştirmem, onların tüm düşüncelerini ve arzuları almak, kendi içimde özümsemek isterim. Kabımı bu şekilde genişletir ve üst ışık ile doldurmaya uygun hale getiririm. Bu, herkesin kabını nasıl genişlettiğimizi, daha kompleks ortak bir arzu yarattığımızı ve nihayetinde üst ışık ile benzerliğe ulaştığımızı ve bir bütün haline geldiğimizi gösterir. Minimal bağa ulaştıktan sonra en zayıf ışığı, Nefeş’i ifşa edebiliriz, ancak biz zaten bir miktar Yaradan’ı, sonsuzluğu ve mükemmelliği, üst Işığı hissetmeye başladık.

Gözlüğünü çıkardıktan sonra insanların hatlarını bulanık gören miyop bir adam gibi, bizler de üst dünyayı, en azından genel hatlarıyla ifşa etmeye ulaşırız.

One Big Flame

 

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı: