Aramızdaki Kabuğu Kırın

Kendime boyun eğdirmek, bir eşek gibi herkes bana binebilsin diye boyun eğmek demek değildir. Yaradan’la ilişkide boyun eğerim ve tam olarak egoizmin en güçlü patlamasından sonra gelen bu koşuldan haz alırım.

Bizler, çaresiz bir koşuldan, kaybolmuş ve güçsüzlük hissiyatından,  ağlayıp ve Yaradan’ın yardımını talep ederken bağ kurmaya geliriz. Aksi takdirde, doğru yerde – kalpte, arzuda- bağı hissedemeyiz.

Bağ, benim kalbimde, bir dostun kalbinde gerçekleşen yaşam duygusudur. Kalbim sadece hisseder, ama o dostun hayatını yaşar. Bunun için kendimi, Yaradan’ın, dostun kalbinde olduğuna ikna etmeliyim ve Yaradan’a ulaşmak istiyorsam, dosta yakınlaşmalıyım.

Bağ, tamamen başkalarına: onların başarılarına, kazanmalarına, sağlıklarına, her şeyde, bağlı olduğumu hissettiğimdeki, karşılıklı bağımlılık hissidir. Bu yüzden ailelerimize bağlıyız, çünkü buna bağlı olduğumuzu anlarız. Eğer aile üyeleri sağlıklıysa bu benim için iyidir; başarılılarsa, bu da bana fayda sağlıyordur. Bu bizim alma arzumuzun en ilkel haliyle işleyiş şeklidir: haz/acı, ayrılma/bağ, ıstırap/ıstırabın yokluğu.

İçimizde gerçekleşen niteliksel bir değişimin ardından tam ölçü (Seah), eylemlerin sayısını, yılların sayısını ve yatırılan çabaların toplamını içeren değişikliklerin nicelik ve niteliğinden oluşur. Bunlar niceliksel göstergelerdir, ancak nicelikten yeni bir nitelik gelir.

Tüm çabalarımız sadece kalbimizi yumuşatmayı amaçlamaktadır. Tam ölçü, kalbimizin kabuğunun kırıldığı anlamına gelir. Kalp bir kabukla kaplıdır ve “cevaba ulaşmak için” kırılmalıdır. Maneviyatla ve kırılmamızla biraz temas hissetmeye başlamak için, bir çatlak bile yeterlidir. Bundan önce, kişi kırılmayı hissetmez bile, kalbi sağırdır.

Tek bir darbeyle kabuğu kırmak imkansızdır. Bu, bir civcivin yumurtadan çıkma şekline benzer: çatlayana ve dışarı çıkmasına imkan verene kadar kabuğa vurur ve vurur. Bununla birlikte, bizim durumumuzda bu daha da zordur, çünkü kabuk sadece bir darbeyle kırılmaz, onu tek başına kırmak da mümkün değildir, sadece dostlarla birlikte mümkündür! Bu, birlikte yapılan çok sayıda vuruşla yapılacaktır.

O zaman kimin kabuğunu kırıyorum: benimkini mi yoksa dostumunkini mi? Kabuk ne benim ne de onundur, ama o bizim aramızdadır. Yazıldığı gibi, “Her biri dostuna yardım etti.” Dost kendi tarafından vurur ve ben de kendi tarafımdan vururum ve ancak birlikte aramızdaki bu kabuğu kırabileceğiz.

Break The Shell Between Us

 

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı:

Sonraki yazı: