Daily Archives: Mart 8, 2019

Genel Sistemin İdraki

Soru: Adem’in ortak ruhunda, herkes kendi rolüne ve parçaya sahiptir. Yaradan’ın ediniminin küçük bir derecesine ulaşmanın kaderim olduğunu varsayalım. Bunun anlamı nedir?

Cevap: Tek bir bütünü oluşturan organizmanın hücresi olduğunuz için büyük veya küçük bir edinime sahip olup olmadığınız önemli değil.

Bu nedenle, tüm organizmayı hücrenizden hissedersiniz, öyle ki sistemin tüm faaliyetleri, tüm çalışmaları ve tüm planları, sizin tarafınızdan bu sisteme hangi ölçüde girdiğinize göre algılanır/idrak edilir.

Böyle bir durumda, tüm sistemi edinirsiniz. Bir şey elde edemediğinize dair bir hissiyatınız kalmaz. Tamamen bilgiyle dolu hissedersiniz.

Cognition Of The General System

Sorularınıza Cevaplar, Bölüm 233

Soru: Fiziksel koşulumda acı ya da rahatsız edici hisler hissettiğimde, bunu onlu ile yetersiz bağın tezahürü olarak ve onlu ile bağı güçlendirmeye daha fazla çaba harcamak için bir işaret olarak algılamalı mıyım?

Fiziksel koşulumda bir çeşit haz ve hatta sadece iyi bir ruh hali hissettiğimde, bunu da Yaradan’ın bana onluda doğru bir bütünleşme için haz verdiği gerçeğiyle ilişkilendirmeli miyim?

Bunu yapmanın en iyi yolu nedir? Kişi Yaradan’a teşekkür mü etmeli, yoksa sadece koşulumu O’nunla veren olarak bağdaştırmayı başarırsam, O’na memnuniyet verme düşüncesiyle koşula teslim mi olmalı?

Cevap: Duygular hiçbir şeyi belirlemez, çünkü onlar egoisttir. Bu nedenle, eylemlerimizde yalnızca Kabalistlerin tavsiyelerine göre yönlendirilebiliriz.

Soru: Web sitenizde “Yaradan’ın memnun olduğu veya memnun olmadığı bir durum diye bir şey yoktur. Yukarıda memnun olmayan ya da gerçekten tatmin olmuş kimse yok. Doğanın bir kanunundan bahsediyoruz, bu konuda haz veya memnuniyet yok.

“Yaradan’a memnuniyet vermemiz gerektiğini söylediğimde, demek istediğim başkalarına ihsan etmektir. “Yukarısı”, ruhların geri kalanı, insanlığın geri kalanı anlamına gelmektedir. Orada Yaradan yoktur ve üst güç yoktur; aksine orada insanlık vardır.” diye okudum.

Bununla ilgili bir sorum var: Eğer Yaradan, birlikte yaratılmış olan her şey ise ve hepimiz bir arada olduğumuzda bu O ise, Yaradan’ın bizden daha fazla acı çekmesi nasıl olabilir? Kişi bunu doğru bir şekilde nasıl anlayabilir?

Cevap: Tüm materyallerimizi okuyun, anlayış yavaş yavaş gelecektir.

Answers To Your Questions, Part 233

Beden Olmadan Akıl Ve His Nasıl Var Olabilir?

Soru: Fiziksel bir beden olmadan akıl ve his nasıl var olabilir? Bu hissi ne algılayacak? Akıl nerede doğar ve nerede bulunur?

Cevap: His bir beden değildir. Bedenimiz sadece, sanki varmış gibi görünen bir maddedir. Bazı hareketler ve değişiklikler ona yansır ve kendimizi canlı hissederiz.

Realitede, Yaradan’ın düşüncesinde varız. Bu düşünceden başka hiçbir şey yoktur. Bütün evren, var olan her şey, sadece bir düşüncedir.

Gökbilimcilerle konuşun, astrofizikçilere sorun ve aynısını söyleyeceklerdir. Gök cisimleriyle çalışarak, bunun bir plan, bir düşünce olduğunu hissederler.

Kabala bilimi de aynı şeyi söylemektedir: madde yoktur, bizler bunu düşüncenin algısının bir sonucu olarak hissederiz.

How Can Mind And Feeling Exist Without A Body?

Alma Arzusu, Egoizmden Nasıl Farklıdır?

Soru: Alma arzusu ile egoizm arasındaki fark nedir?

Cevap: Alma arzusu doğal bir arzudur ve egoizm bir başkasının zarar görmesi pahasına haz almayı ifade eder. Örneğin, aç bir aslan bir koyuna saldırır ve kahvaltı yapmak için onu öldürürse, buna arzu denir.

Bir kişi başkalarını küçük düşürmek, onlardan yararlanmak, onların zarar görmesi pahasına kazanmak ister. Kendisi, almanın sürecinden haz almaz, fakat gerçek şudur ki, bu sayede başkalarının üstünden yükselir. Bu egoizmdir.

Başka bir deyişle, doyurma için, doymuş olma için doğal bir arzu vardır ve egoist bir arzu vardır. Eğer sadece haz almak istersem, o zaman bu, benim varlığım için temel bir gereksinimdir. Ancak onlardan daha yukarı yükselmek için özellikle başkalarının zarar görmesi pahasına, onların aleyhinde bir şey alma arzusundaysam, o zaman bu egoizmdir.

How Is The Desire To Receive Different From Egoism?

Tek Bir Köke Doğru

Soru: Daha önce insanlar çok sayıda tanrıya inanıyordu, şimdi bizler tek tanrıcılığa geldik ve hepsi aynı, hatta bir üst gücün varlığının anlayışıyla bile, herkes hala kendi gücüne dua ediyor. Sanki iki güç varmış gibi görünüyor: iyi ve kötü?

Cevap: Sorun şu ki, onları tek bir güce, aynı kaynaktan gelen, tek bir kuvvete dayandırmamamızdır.

Sadece tek bir kaynaktan geldiğini anlamış olsaydık, bizim için daha kolay olurdu. O zaman ayırt edebilirdik: pozitif ya da negatif kuvvete değil, köke bağlı olmak için kendimi nasıl değiştirebilirim? Onların arasında asla barış bulamayacağım.

Sağ veya sol çizgiye, belirli bir tarafa ya da bir harekete, hiçbir şeye ait olamam! Kapitalizm, faşizm veya feodalizm gibi komünizmin demokrasiden bahsetmediğini, başarısız olduğunu görmekteyiz. Sağ ve sol çizgi yalnızca bir kişiyi orta çizgiye gelmeye ve içinde Yaradan’ı bulmaya zorlamak amacıyla var olur. Yönetimin bu her iki çizgisi O’ndan gelir ve kişi sadece böyle onları birbirine bağlar ve böylelikle Yaradan’ı kendi içinde inşa eder.

Bu iki çizgiden, iyi ve kötüden, anlama ve yanlış anlamadan, farkındalık ve karışıklıktan vb. den, benim dışımda var olan Yaradan’ın imajını oluşturmak zorundayım.

Yaradan’ı bilmiyorum ama O’nun içimde tam bir yapışma halinde olması için O’nun imajını inşa edebilirim. Böylece bu benim imajım, son koşulum haline gelir.

Toward A Single Origin

Yaradan’a Kavuşmak İstiyorum!

Soru: Bir kişinin kötülüğü hissetmesi ve Yaradan’dan geldiğini anlaması gerçeği ile Yaradan’ı suçlamadan basitçe kötülüğü hissetmesi arasında bir fark var mıdır?

Cevap: Fark büyüktür. Eğer Yaradan’a yakınlaşmak, O’nu anlamak, hayatımın sırrını ifşa etmek istiyorsam – doğumdan önce hangi formda olduğumu ve bedensel kabuktan ayrıldıktan sonra hangi formda olacağımı – o zaman tabii ki Yaradan beni ilgilendirir. Tüm değişimlerde, varlığımın kaynağı budur.

Bu nedenle, O’nu tanımak, O’nun niteliklerini kazanmak, kendimi tüm dünyalarda, tüm koşullarda görmekle ilgilenirim. Bu var olmamı sağlar. Şu anda ben yokum. Zohar Kitabı varoluşumuzu, gerçeklikten uzak bir rüya olarak adlandırır.

Bu yüzden, bu koşulda kalmamak isterim. Nerede olduğumu gerçekten anlamak isterim, böylece şu anda bana göründüğü gibi bir dünya değil, gerçek dünyayı değiştirebilir ve görebilirim.

I Want To Meet The Creator!

Uzlaşma Yoksa Grup Da Yoktur

Rabaş, Rabaş’ın Yazıları, Makale ‘‘Toplantının Gündemi 2’’: Bu Midraş’ta yazılı olana benzer (Vayikra Rabba, Bölüm 4): “İki kişi bir tekneye bindi. İçlerinden birisi kendi oturduğu yerin altında, teknede bir delik açmaya başladı. Diğeri dedi ki, ‘Neden delik açıyorsun?’ O cevapladı, ‘Neden senin umurunda olsun ki? Kendi altımda delik açıyorum, senin altında değil.’ Diğeri cevap verdi, ‘Aptal! Tekneyle birlikte ikimiz de boğulacağız!’”

Grup için neler yaptığınızı, her zaman göz önünde bulundurmalısınız – yalnızca toplantı ile ilgili olarak ölçülebilen pozitif veya negatif bir eylem.

Düzen şöyle olmalıdır; eğer birisinin dost sevgisini geliştirebilecek bir önerisi varsa, bu konuşulmalıdır fakat bu tüm dostlar tarafından kabul edilmelidir. Böylece burada hiçbir zorlama söz konusu değildir.

Konuşma çok net, kesin ve kapsamlı olmalıdır, böylece herkes uygulama için hem fikir olur ve kabul eder. Başka türlü olamaz. Eğer rıza yoksa, grup da yoktur.

Soru: İçsel çalışmada onu görselleştirebilirim. Fakat böyle bir koşul dışsal olarak nasıl ortaya çıkabilir ki herkes grubun verdiği kararı kabul eder?

Cevap: Bu, içsel çalışmanın konusudur. Yaradan’ın Kendisini ifşa edeceği bir sistem olacak on unsuru bağlarsınız. Eğer en az bir element aynı fikirde değilse, o zaman bu, Rabaş’ın yazdığı gibi: “Teknede bir deliktir”.

No Agreement, No Group

Kabala İpuçları – 8/12/18

Soru: İnsanlar arasında yaratılışın amacına ulaşmak için ne tür bir duygusal iletişim kurulmalı?

Cevap: Aralarında kesin bir yapışma/bağlılık olmalı. Her biri sistemdeki yerini alır ve maksimum ölçüde diğerlerine adanmıştır. “Dostunu kendin gibi sev” (Leviticus 19:18) doğanın bir kanunudur.

Soru: Kabala’da iç gözlem teknikleri var mı?

Cevap: Kabala’da tek bir yöntem vardır: Masah’ın (perde) ölçüsüne göre Yaradan’ı algılarım. Niteliklerime göre O’nu tanımlayabilirim. “O’ndan başkası yok” (Deuteronomy 4:35). Benim hissettiklerim her zaman Yaradan’dır. Sınırlı doğamızın tümü bile, Yaradan’ın bir nevi ifşasıdır.

Soru: Benim çalışmam nedir?

Cevap: Sizin çalışmanız önümde oturan onlularla ilgili belirttiğim örneğe kulak vermek ve nerede olursanız olun bir on’luya katılmaktır. Sanal bir onlu bile oluşturabilir ve onunla çalışabilirsiniz.

Soru: Yaradan’ın şiddetli ıstırap koşullarında kısmen ifşa olduğunu yazdığınızda ne demek istediniz?

Cevap: Yaradan, kişinin gelişiminin belli bir aşamasında şiddetli ıstırap koşullarında ifşa olur. Genel olarak, bunlar, kişinin ıstırap çekmeye başlandığında Kabala’da attığı ilk adımlardır. Kişi ıstırabı daha önce hissetmiştir, ama şimdi kişi nedenlerini anlamak için onları dürtüleriyle birleştirir.

Soru: Gerçekliğin algısı konusunda, tecrübe ve edinimlerinizden mi konuşuyorsunuz yoksa size söylenenleri mi söylüyorsunuz?

Cevap: Okuduklarıma göre gerçeklik algısından bahsederim ve sonrasında yaşadığım kendi tecrübelerimden.

Soru: Normal bir insan, zaman, hareket ve uzay çerçevesinde yaşamı hisseder. Kabalist hayatı nasıl hisseder?

Cevap: Bir Kabalist hayatı, zaman, hareket ve mekan aracılığıyla manevi olarak hisseder, fiziksel olarak değil.

Soru: Manevi seviyede ruhumun ıslahı, fiziksel dünyayı nasıl etkileyebilir?

Cevap: Tamamen etkileyebilir. Ruhunuzu ıslah ederek, savaşları durdurabilir ve insanlığı tüm sorunlarını çözmeye yaklaştırabilirsiniz.

Blitz Of Kabbalah Tips – 8/12/18

Zengin Ağlaması

Haberlerde (Bloomberg): “Dünyanın En Zengin İnsanları 2018’de 511 Milyar Dolar Kaybetti”, “Dünyanın en zengin insanları, bu yıl 511 milyar dolar kaybettiler, arka arkaya yapılan mal tasfiyesi satışları nedeniyle yılın ilk yarısında yapmış oldukları kar yok oldu.”

Benim yorumum: Gerçek şu ki, insanların ilerlemesini engellemek için bir fırsata sahip olup olmadıklarını anlamaları gerekmektedir. İnsanlara, karşılıklı bağ için, onların tamamlanmaları için, herhangi bir bilgi vb. için ne kadar oyuncak sunarsanız o kadar titiz ve seçici hale gelirler.

Artık Facebook’la bile o kadar ilgilenmiyorlar. Onlar sadece reklamlara bakamazlar. İnsanlar o kadar bıktılar ki, çocuklara bile baskı yapamazlar.

Yani, zenginlerin son 20 yılda yapmış oldukları her şey gittikçe daha az işlemeye başlıyor. Tüm entelektüelliklerine rağmen, bu geçer/sona erer. Egoistik birikim dönemi kendini çürütmek zorunda kalacaktır.

İnsanlık hala gelişiyor. Bu nedenle, biriktirdikleri bu dolarların hiçbir değeri olmadığını ve artık para kazanma fırsatlarının olmayacağı zamanın çok hızlı bir şekilde geleceğini görüyorum.

İnsanların genel olarak daha fazla basitlik için gayret göstereceğini düşünüyorum. Onlar, çimenlere oturmak, biraz içmek, bir şeyler atıştırmak, normal müzik dinlemek, kuşların ötüşünü ve etrafta koşan çocukların kahkahalarını isteyecekler. Kalbe çok yakın ve hoş bir şeyler isteyecekler ve kafalarını, beyinlerini, ruhlarını ve duygularını çok yapay bir şeyle rahatsız etmeyecekler.

Umarım bu şekilde olur.

The Rich Cry