Monthly Archives: Şubat 2019

Tüm Dünyadan Siz Sorumlusunuz

Baal HaSulam“ Maneviyatın Edinilmesi”: Bilgelerimiz şöyle dedi: “Tüm halk birbirinden sorumludur.” Bu tamamen adaletsiz görünüyor, çünkü bir kişi Yaratıcısını üzecek bir günah işlerse ve onu tanımıyor olsan da Yaradan borcunu senden tahsil edecek? Şöyle yazılmıştır: “Babaları çocukları için ölüme mahkum olmayacak… her bir kişi kendi günahından dolayı ölüme mahkûm edilecektir” (Deuteronomy 24:16), öyleyse nasıl hiç tanımadığın ve nerede olduğunu bilmediğin sana tamamen yabancı birinin günahlarından sorumlu olabileceğini söyleyebilirler.

Islahın basamaklarını tırmandığımız ölçüde, manevi gelişimimiz oranında diğerlerinden biz sorumluyuz.

Soru: Baal HaSulam, bizlerin tanımadan, görmeden ya da onlarla birlikte olmadan, herkesten sorumlu olduğumuz üzerinde durmaktadır. Bu nasıl olabilir?

Cevap: Bu insanlarla ilgili değildir. Bu sistemle ilgilidir: bundan siz sorumlusunuz çünkü onu düzeltecek, üst ışığı üzerine çekebilirsin. Kendi seviyenizde, bunu yapmalısınız.

O sizin! Bütün dünya sizin Kli’niz, kabınız, ruhunuzdur. Ve bu yüzden, tüm dünyadan siz sorumlusunuz.

You Are Responsible For The Whole World

Kabalistik Bakış Açısından Günahların Kefareti

Soru: Kabala’da “günahlar için kefaret” kavramı var mıdır? Yaradan her şeyi kontrol etmekteyse ve kişi tamamen O’nun yönetimi altındaysa, kim suçlu? Bir suç için kişinin sürgün şehirlerinde kalma süresini kim belirleyebilir?

Cevap: Mesele şu ki, Tora, Zohar Kitabı ve diğer Kabalistik kitaplarda yazılı olan her şey yalnızca üst dünyadan bahseder.

Rabaş’la çalıştığım zamanlarda, Babil Talmud’undan ona bir bölüm okurdum ve o, kitabı yazanların, manevi açıdan ne anlatmak istediklerini açıklardı. Çok ilginçti, çünkü her şey tamamen farklı görünüyordu: onlar üst kökleri ima ederken, dünyamızın dallarının dilinde yazdılar.

Örneğin, suç işleyen insanlar altı yıl boyunca iltica/sığınma şehirlerine gönderilirdi. Her ne kadar dünyamız manevi dünyadan ayrı gibi görünse de altı yıl, yedinci yılda Malhut’tan Bina’ya ilerlemek için kişinin geçmesi gereken HGT NHY’nın altı Sefirot’unu temsil eder ve bu altı yıl bizim dünyamıza yansımıştır.

Bunlar maddesel dünyanın yılları olmasa da; yine de bir insan kendisi üzerinde çalışırken, manevi dünyanın altı derecesinde ilerlerken, bu altı yıl boyunca izole edilmek zorundadır. Buna “Islah” denir.

Atonement For Sins From The Kabbalistic Point Of View

Pratik Öneri Eksikliği Yok

Soru: Rabaş’la çalışırken, metodolojinin kendisinde, bir uygulama eksikliği hissettiniz mi?

Cevap: Bunu hissettim, çünkü genel olarak henüz geliştirilmemişti. Kendime nasıl uygulayacağımı, onu nasıl gerçekleştireceğimi, kendimi nerede alçaltacağımı ve nerede yardım edeceğimi bilmiyordum.

Bu metodoloji hemen anlaşılmamaktadır. Aylar ve yıllar alır. Bu nedenle, bütün hayatımız bize bunu gerçekleştirmemiz için verildi. Örneğin, matematik çalışırken, onu zihninizle öğrenirsiniz ve hiç değişmezsiniz. Burada ise, kitaptaki sayfayı çevirmek ve bir sonrakini anlamak için, değişmek ve daha sonra bir önceki sayfayı okumak zorundasınız. Eğer bir insan değişemezse, on sayfayı çevirse bile orada ne yazdığını anlamayacaktır.

Uygulama sadece bir grubun içinde gerçekleştirilir. Her şey Rabaş’ın grupla ilgili makalelerinde açıkça belirtilmiştir. Hepsini alın ve onları uygulayın. Pratik öneri eksikliği yoktur. Sadece uygulama.

No Shortage Of Practical Advice

Yaradan’ın Planını Uygulama

Soru: Son nesle ulaştığımız gerçeğine dayanarak sizin başlatmış olduğunuz, kitlesel dağıtım mı?

Cevap: Öğretmenlerimin, bizler son nesildeyiz sözleri, benim başlangıç noktam; bu gerçeğe göre hareket etmeliyim. Bu yüzden görevimi yapıyorum. Bundan ortaya çıkacak olan benim değil, ancak Yaradan’ın işidir. Nasıl işe yaracağını da bilmiyorum ama bu beni özellikle ilgilendirmiyor. Yapabileceğimi yapmak zorundayım.

Tora’nın sırları, evrenin sırları, gizli güçler, büyüler ve başka şeyler yoktur. Dünyadaki tüm insanları, bir zamanlar içinde bulunduğumuz aynı Adem sistemi ile birleştiren bir sistem vardır. Bu nedenle, bunda hiçbir yanlışlık görmüyorum. Utanılacak bir şeyim ve korkacak bir şeyim yok.

Not: Ama her zaman geri döndüğümüz tek bir sır var: kendi başımıza birleşemeyiz. Sadece çaba harcayabiliriz ve diğer her şey, kaynağa geri dönen Işık tarafından yapılır.

Benim Yorumum: Bu zaten bir metottur! Ancak tüm ulusları Yaradan’ın planını gerçekleştirmeye çağırmak bizim görevimizdir. Bizler bu koşula geldik ve Yaradan ile bir şekilde bağ kurmak istiyorsak, bunu görmezden gelemeyiz. Dolayısıyla bu topluluğu kurmak, kesinlikle hayatımda istediğim şeydi.

Implementing The Creator’s Plan

Üst Dünyayı Bu Dünyadan Etkileyebilir Miyiz?

Soru: Paralel dünyalar birbirine bağlı mı? Birbirlerini etkileyebilirler mi?

Cevap: Üst dünyayı etkileyebilecek tek kimse, grup içinde olan ve dostlarıyla bağda olan bir kişidir. Bu bağı yavaş yavaş uyandırarak ve daha da güçlendirerek, üst dünyayı etkiler.

Sadece bu dünyada bulunduğumuz sürece, üst dünyaya benzemeye çalıştığımızda, aramızdaki iyi bağlantı bizi etkileyebilir, çünkü bu bağlantı gerçekte zaten manevidir.

Dünyamızda geri kalan her şey tamamen maddeseldir ve maneviyatla bağlantısı yoktur. Aslında dünyamız yoktur, sadece bize algı organlarımızda bu şekilde görünür. Bu bakımdan, o kesinlikle hayali, asılsızdır.

Can We Influence The Upper World From This World?

Ortak Bir Hedefe Doğru İlerlemek

Rabaş, Rabaş’ın Yazıları, Makale ‘‘Toplantının Gündemi 2’’: Benzer şekilde, kişi dostların toplantısına geldiği zaman, dostların onun arzuladığı amaca sahip olup olmadığını, amaca hâkim olup olmadığını görmelidir. Ve kişi, herkesin bir amaç için bağ kurması sayesinde, her biri tüm toplumun paylarıyla birlikte kendi payını da alacak diye düşünür. Dolayısıyla grubun her üyesi, ondaki gücün aynısına sahip olacaktır.

Maneviyatta, eğer birbirimize dahil olursak, herkesin diğerlerden bütün güçlerin toplamını aldığı açıkça görülür. Hiç kimse bunu başkasının hesabına kazanmaz; çünkü biriktirdikleri ve kendi içlerinde birleştirdikleri toplam güç, her biri tarafından kazanılır.

Bu, herkesin, grup tarafından yapılan tüm güçleri, tüm nitelikleri ve ıslahları kullanabildiği; inanılmaz bir manevi denge kanunudur.

Soru: Rabaş şöyle yazar: “Ve o, herkesin tek bir amaç için bir araya gelerek, her birinin kendi payına düşeni alacağını düşünür.” Bu ne anlama gelmektedir?

Cevap: Birliğin, Yaradan’ın onun içinde var olduğu gerçeğini anlamasından dolayı, herkes amacın tamamına sahip olacaktır. Bu nedenle, aldığınız şey başkasının hesabına olamaz.

Soru: Makalede, kişinin dostlar toplantısına geldiğinde, tetikte olması (uyanık olması) gerektiği yazılmıştır. Tetikte olmak ne anlama gelmektedir? Kiminle ilgilidir?

Cevap: Neden geldiğinizi, kendinizden ne ihsan etmeniz gerektiğini ve diğerlerinden ne aldığınızı açıkça anlamalısınız. Dostlar toplantısı çok ciddi bir çalışmadır.

Moving Toward A Common Goal

Acı Çekmek İstemiyorsanız

Soru: Eğer dünyada bir ceza yoksa o zaman ıstırap ve acı nedir?

Cevap: Dünyada ceza yoktur ve Yaradan’ın eşsizliğinin sizin tarafınızdan ve sizin içinizde ifşasından başka bir ödül yoktur.

Soru: Peki ya acı çekmek istemezsem?

Cevap: Bundan kaçmayacaksınız. Eğer acı çekmek istemiyorsanız, o zaman Yaradan’ı, O’nun sizi buna zorlamasından daha hızlı ifşa etmelisiniz.

If You Do Not Want To Suffer…

Binlerce Saatlik Birlik

Soru: Bir sonraki toplantıya kadar bizi tutması için, dostlar toplantısında aldığımız Yaradan’ın büyüklüğü ile nasıl çalışırız?

Cevap: Haftada bir kez bu toplantının yeterli olduğundan emin değilim/şüpheliyim.

Rabaş, her gün derste bir araya gelenler ve dersten önce ve sonra materyalleri tartışanlar için, toplantıların düzenlenmesi/sırası hakkında makaleler yazdı. Zaman zaman, her türlü “beş dakikalık bilgilendirmeler”e sahipler: sabah derslerinde, akşam derslerinde ve bazen de günün ortasında. Günümüzde, herkes cep telefonuna sahip, böylece herkes birbirini arayabilmektedir.

Mevcut onluların toplantıları, neredeyse günlük olmalıdır. Eğer insanlar bu zamanı doğru kullanırlarsa, bir yıl boyunca binlerce saat kazanırlar. Bu ortak çalışma ile çok hızlı bir şekilde başarıya ulaşabilirsiniz. Önemli olan şey, bu zamanı doğru bir şekilde doldurmak, doğru kullanmak ve onu idrak etmektir.

Thousands Of Hours Of Unity

Manevi Çalışmada Yardım

Soru: Artık sanal iletişim araçları çok iyi geliştirildi. Ego, onlarsız yapamayacağımız kadar yoğun bir şekilde patladığı için mi bu zamanda ortaya çıkarıldılar?

Cevap: Doğal olarak. Şu anda birbirimizle sürekli iletişim halinde olmamızı sağlayan her türlü cihaza sahibiz. Bizler, haberleşebilir, resim gönderebilir, konuşabilir – istediğimiz her şeyi yapabiliriz! O, mesafeyi yok eder.

Dostlarımızı, Onlumuzu bir telefonda ya da bilgisayar ekranında görebiliriz ve aynı zamanda onlarla sürekli fiziksel bir bağ içindeymiş gibi konuşuruz. Gerçekten bu bağ fizikseldir, çünkü normal bir bağ gibi hissederiz. Bu nedenle, iletişim kalitesine şimdi çok dikkat edilmekte. Mesafe önemli değil, her şey bize bağlı.

Tabi ki, en önemli şey içsel iletişim, ancak yetersiz. Fiziksel bağ ile desteklenmesi gerekir. Bu olmadan, sürekli olarak içsel çabalar gösteremeyiz.

Dostlarımızı dinlemeli, görüşmeli ve anlamalıyız, onları takdir etmeli ve kıskanmalıyız ve hepsini hissetmeliyiz. Aksi takdirde, nasıl çalışacağız?

Help In Spiritual Work

Fırtınalı Denizde Bir Sal- Onlu

Onlu, fırtınalı denizde sizi kurtaran bir saldır. Öncelikle, onu tutmalı ve gitmesine izin vermemelisiniz. Zaten onu tutuyorsanız ve hatta bu tahta parçasının üzerinde oturuyorsanız, Rabbi Akiva’nın batan gemiden kaçarken yaptığı gibi, her gelen dalgadan önce başınızı aşağı indirerek tüm yükseliş ve düşüşlerden geçersiniz.

Ne tür dalgalar oldukları önemli değildir: hissiyatta veya anlayışta, daha büyük veya daha küçük – onlara sadece tahta ile olan bağımı güçlendirmek için katlanırım/razı olurum. Sonuçta, sadece ona bağlıyım; eğer gitmesine izin verirsem öleceğim.

Salı avuçlayarak tutmak, onlunun merkezine tutunmak ve gitmesine izin vermemektir, dostlarla bağ kurmak ve yaratılışın amacını onlarla en güçlü, en içsel bağda görmeye çalışmak demektir. Yaradan oradadır ve hayatımın sırrı oradadır.

Ne olursa olsun, dostlarımla olan bağı bırakmayacağım. Önümden geçen tüm bu görüntüler: İsrail, Tora ve Yaradan birdir koşulundan ayıramaz. Yaradan’a onlu vasıtasıyla bağlıyım ve gerçekleşen her şey yalnızca bu bağı güçlendirmek için tasarlandı: Ben – grup – Yaradan.

Yükselişlere ve düşüşlere eşit davranmamız ve üzerimizden geçen bütün koşullara rağmen grubun merkezine tutunmamız gerekir.

Ders, bırakmaya gerek yoktur! Çalışma yerinden fiziksel olarak çıkarız, ama gerçekte çıkmayız. Yaradan, hayatlarımızı farklı zamanlara ve her türlü koşullara sahip olacak şekilde düzenlemiştir. Her şey ıslah amacıyla verilir. Ancak derste olduğumuzda ıslah için sadece üç saat atfediyoruz. Bu yanlıştır. Peki ya diğer saatler?

İnancı güçlendirmek, kendimizi ihsan etme gücünde güçlendirmek anlamına gelir. Önceden, gruba belirli bir ölçüde bağlı kaldığım ihsan etme gücüm vardı. Şimdi, bir bozukluk olduğunda, alma arzusu büyür ve gruptan ayrılırım, dostlar hakkında düşünmem, onları fark etmem. Kalbimde ve aklımda onlar için yer yoktur.

Şimdi onları, yeni egoizmin yüksekliğinin üstünde yeni derecede, kalbime ve aklıma geri getirmek için çalışmam gerekir. Bana yeni bir inanç gücünü getirecek olan ıslah eden Işığı tekrar çekene kadar grubun içinde çalışmaya, dostların yardımıyla karanlıkta her türlü eylemi öğrenmeye ve sergilemeye başlarım, yazıldığı gibi “her biri dostuna yardım etti.” Eski inançtan ayrıldım; onu çoktan tükettim.

Bir kişinin gizlilik koşulları altında grupta çalışmasına izin veren güce “tuz antlaşması” (Brit Melach), karşılıklı garanti adı verilir. Düştüğümde ve her şeyi kaybettiğimde, grup bana güç verir. Ve yükseldiğimde, düşen kişiye ben güç veririm: Onu uyandırırım, desteklerim, cesaretlendiririm, ona örnek olurum, onu kışkırtırım ve kıskandırırım. Tüm grupla birlikte, sanki birbirimize bağlıyız, yanıyormuşuz ve Yaradan’ı her an ifşa etmeye hazırmışız gibi sürekli hareket etmeliyiz/eylem yapmalıyız.

A Raft In A Stormy Sea—The Ten