Maneviyat İçin Özlem Olduğunda
Rabaş, ‘‘Toplantının Gündemi-1’’, Makale No.17, Bölüm 2, 1984: Sonrasında, herkes tıpkı “On Sekiz Dua”nın son üç duasında olduğu gibi davranmalıdır. Diğer bir deyişle, Yaradan’ın önünde yalvardıktan sonra, Zohar der ki: “On Sekiz Dua”nın son üç duasında kişi, Yaradan zaten onun talebini yerine getirmiş gibi düşünmelidir.
Soru: Rabaş, neden dua ile topluluğun toplantısı arasında bir benzetme yapar?
Cevap: Tora ve bütün kutsal kitaplar, dindar insanlar için değil, pratik/gerçekçi manevi çalışmamızda kullanmamız için tasarlanmıştır.
Soru: Dua, kişinin gruptaki eylemlerinin bir planı mıdır?
Cevap: Elbette. Başka ne için yazılmış olabilir ki? Yaradan’a yükselttiğiniz arzunun bir yükselişidir; böylece O, çalışmanız için size gerekli olanı verecektir.
Eğer kişi duaya gelemezse, böyle bir ihtiyacı (Hisaron) olmadığı anlamına gelir, hiçbir eksiklik hissiyatı, ileriye gitme gücü, özlemi ve maneviyat için açlığı/isteği yoktur.
Soru: Rabaş’ın topluluğun toplanma düzeniyle ilgili yazdığı her şey aynı yerde ve aynı zamanda meydana gelebilir mi?
Cevap: Ne coğrafya ne de zaman önemli değildir. Bu, farklı zamanlarda, farklı dostlar arasında meydana gelebilir.
Soru: Bunlar toplam koşullar mıdır?
Cevap: Evet, ama her birimizin içinde, onlar (koşullar) mutlaka aynı yerde ve aynı zamanda değil, isteğe bağlı olarak birikirler. Maneviyatta bu sert/değişmez bir fonksiyon değildir.
"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed