Monthly Archives: Aralık 2018

Makabiler Ne Zaman Geri Dönecekler?

Soru: Hanuka bayramının Kabalistik anlamı nedir?

Cevap: Hanuka bayramının Kabalistik anlamı, kendimizin manevi dünyayla hiçbir bağlantısı olmayan ve yalnızca hayvansak hayatlarını yaşayan mutlak egoistler olduğumuzu keşfettiğimizde, egoizmin tozunu kendimizden silkelememiz gerektiğini ve kalpteki Işık ile – birbirimizle yürekten bir bağlanma arzusuyla yaşamaya başladığımızı fark etmemizdir.

Sadece aramızdaki bağlantıda üst dünya, üst güç ifşa olabilir. Aramızda küçük bir kıvılcım yakma – ihsan etme ve karşılıklı sevginin niteliği- “Hanuka” olarak adlandırılır. Nefeş denilen bu küçük Işıktan sonra, tüm karşılıklı dostluk ilişkileri olan Ruah, Neşama, Haya ve Yehida yavaş yavaş gelişmeye başlar. Bu, aramızdaki tüm niteliklerimizi ve arzularımızı birbirine bağlamamıza meydan verir ve birbirimizi destekleyici, yardımsever tek bir aile olarak hissetmeye başlarız.

Bu yavaş yavaş olur. Manevi dünyada yedi aşama vardır: Hesed, Gevura, Tiferet, Netzah, Hod, Yesod ve Malhut. Sadece aşağıdan, Malhut’tan en yükseğe, Hesed’e, kendimizi her zamankinden daha büyük bir ışıkla tutuşturarak yükseliyoruz.

Hanuka’nın (İbranice “hanu-kah”, “hanaya” dan, mola/durma) temsil ettiği şey budur. Bu mola sonrasında, Hesed’in üzerindeki Sefirot’lara ulaştığımızda: Bina, Hohma ve Keter’e, Purim’e kadar geçen bir dönem vardır. Daha sonra, mutlak bütünlük ve tam aydınlanma ile karşılıklı bağımızın kutsanmasına ulaşılmış olacaktır, gerçekte tek bir bütün olarak, tek bir ruh haline geldiğimizde, buna “Adam” adı verilir.

Bunu çok istemek zorundayız; çünkü bu bizim hayatımızın, varlığımızın amacı, yaratılışın amacıdır.

Soru: Bu yolda Yunanlılar nerededir?

Cevap: Yunanlılar aramızdadır, bunlar bizi ayıran, bir araya gelmemizi engelleyen, bizi daha önce Mısırlıların yaptığı gibi birbirimizden uzaklaştıran güçlerdir.

Başka bir deyişle, seviyeye bağlı olarak, birliğimizi ve yapışmamızı engelleyen her şey Mısırlılar, Romalılar ya da Yunanlılar olarak adlandırılır. Ancak, prensip olarak, bu bizim egoizmimizdir.

Şimdi bile Mısırlılara, Romalılara ve Yunanlılara (içimizde var olan sözde “dünya ulusları” olarak adlandırılan) bizi kontrol eden egoist güçlere itaat ediyoruz.

Soru: Yani şimdi onlarla savaşta değil miyiz?

Cevap: Katiyen. Ne savaşı? Aksine, tüm dış düşmanlarımızı bize davet ediyoruz. Onları düşman olarak görmüyoruz bile. Biz elitistiz. Onların kültürü, bilimi ve eğitimi bizim için en iyisi olan şeydir diye düşünüyoruz. Birlik olmak üzerine plan bile yapmıyoruz.

Soru: Başka bir deyişle, onlar (diğer dünya ulusları) gibi yaşamak istiyoruz, fakat İsrail ulusu gibi mi yaşamak istemeliyiz?

Cevap: İsrail halkı gibi yaşamak, sabahtan akşama kadar oturup Tora’yı okumak anlamına gelmez. Herkesin dostluk ve sevgi yasalarıyla bağlandığı doğru toplum türünü inşa etmeliyiz. “Komşunu kendin gibi sev” Tora’nın itaat etmeye başlamamız gereken ana kanunudur.

Soru: Makabiler ne zaman gelecekler ve savaşı başlatacaklar?

Cevap: Elimizden geldiğince bunu yapmaya çalışıyoruz.

Soru: Bu aniden mi olacak? Son anda, her şey bir çıkmaza geldiğinde, acı içinde mi olacak?

Cevap: Umarım böyle gerçekleşmez. Makabiler başka alternatif olmadığı zaman geldiler ve Yehuda Makabi haykırdı: “Her kim Yaradan içinse, beni takip etsin!”

Her şeye rağmen, Kabala’nın yayılmasıyla yavaş yavaş, insanların bizi anlamaya başlayacağı ve bu fikre yaklaşmak isteyeceği bir zamana geleceğimizi umalım.

Soru: Maddi dünya açısından konuşuyorsak, o zaman Makabiler Kabalistler miydi?

Cevap: Elbette “Yaradan için olan herkes benim içindir!” Kabalistik bir çağrıdır, yani: “Birleşelim! Bağın merkez noktası olmayı kabul ediyoruz.” Yehuda Makabi büyük bir alimdi, büyük bir bilgeydi, bir Kohendi ve bu yüzden bunu yapabildi. Manevi seviyesinde, bütün ulusu kendine çekme gücüne sahipti.

Soru: Başka bir deyişle, Yaradan esasen, birlik midir?

Cevap: Evet. Birliğin deneyimi ya da Yaradan’ın deneyimi tek ve aynıdır. Yaradan, bizim dışımızda var olan bir şey değildir, elde ettiğimiz birliğin ve sevginin gücüdür. Biz buna Yaradan diyoruz.

When Will The Maccabees Return?

Dünyada, Yaradan Hakkında Bilgi Yaymak

Soru: Bir kişiye Yaradan’dan ve üst dünyalardan bahsetsem, bu onu sevdiğim anlamına mı gelir? Bu kişiye bu konu hakkında anlatmanın amacı bilinmemektedir. Bu o kadar basit değildir.

Cevap: Öncelikle, onun ne duymak isteyeceğini anlamak için hazırlık yapmalısınız. Öğrencilere de aynı şekilde öğretirsiniz: sizden ne duymak isteyeceklerini ya da istemeyeceklerini hissedersiniz. Onları zaten anlarsınız. Yaratılan varlıklara duyulan sevgi ve Yaradan’a duyulan sevgi bu şekilde ifade edilmektedir.

Siz, Yaradan ve yaratılan varlıklar arasındasınız, Yaradan hakkındaki bilgiyi onlara aktarıyorsunuz: Üst güce nasıl yaklaşılır, onunla nasıl dolmaya başlanır, O’na benzer hale gelme ve sonsuzluğa ve mükemmelliğe ulaşma.

Bunun hakkında herkese anlatmaya çalışın. Bir insan için Yaratan’ın seviyesine ulaşabileceğini ve ona fırsatların, araçların ve yöntemin verildiğini anlamaktan daha iyi ne olabilir? Bu insanlar için yapabileceğiniz en büyük şeydir.

Spread The Knowledge About The Creator In The World

Egoizmin Özel Bir Türü

Soru: Bizim zamanımızın diğerlerinden farklı olduğunu, şöyle ki düşük ruhların dünyaya indiğini ve bencilliğin arttığını söylüyorsunuz. Bununla ne demek istiyorsunuz?

Cevap: Şunu demek istiyorum ki, üst dünyaya girmemiz gerektiğindeki koşula geldik.

Küçük egoizmimizle, sadece daha fazla kazanmayı ya da bir şeyde başarılı olmayı hedefleyerek, hiçbir şey elde edemeyiz. Yaşamda bazı hedefleriniz, tercihleriniz, değerleriniz var ve tüm hayatınızı onların içinde dönerek harcıyorsunuz.

Ancak dünyevi hedefler egoizm değildir. Gerçek egoizm, ciddi engellerin olduğu, yalnızca insanlar arasındaki manevi birlik ile ilgili olarak kendini gösterir.

Soru: Yaradan’a yönelik egoizm var mıdır?

Cevap: Tabi ki. O’nun yerinde olmak istediğim türden! Yaradan, egoizmi O’na eşit olarak yarattı, bu yüzden ego böyle bir dürtü hisseder.

Soru: Bu, Kabalistlerin Yaradan’la bir bağlantısı olduğu ve O’nu kendi iyilikleri için kullanmak istedikleri anlamına mı geliyor?

Cevap: Eğer zaten bu sistemde iseniz ve Yaradan’la bir bağlantınız varsa, o zaman manevi egoizme Klipa (kabuk) denir ve bunlar ıslah edilmesi gereken, tamamen farklı, özel engellerdir.

A Special Kind Of Egoism

Egoizmde Farklı, İhsan Etmede Aynı

Soru: Eğer ruh hepimiz isek, farklı özellikleri içerdiği anlamına mı gelir, çünkü hepimiz farklıyız; o her zaman mevcut mu ve sadece onun çeşitliliğini mi görmemiz gerekiyor?

Cevap: Hepimiz çok farklıyız, buna rağmen aynıyız. Bizler egoizmimizde farklıyız, çünkü herkes biraz kendisi için ister, onun istediği şekilde, onun için daha kolay olan bir şey ister.

Bununla birlikte, eğer sevgi ve ihsan etme niteliği hakkında konuşuyorsak, o zaman her şey çok daha basittir, çünkü diğer kişinin arzularını, özelliklerini ve özlemlerini özümsemek ve kendi çıkarlarımın aksine, onun iyiliği için onları doldurmaya çalışmak zorundayım.

O zaman tüm gücümü ve yeteneklerimi toplarım ve kendisini tümüyle bebeğine vermek isteyen bir anne gibi diğer kişiye odaklanırım.

Different In The Egoism, Same In The Bestowal.

Yaradan Neden Kişiyi Cezbeder, Fakat Haz Almasına İzin Vermez?

Soru: Yaradan bir arzu veriyor ve bir doyum veriyorsa, neden kişiyi sadece cezp eder fakat haz almasına izin vermez?

Cevap: Sadece tatlılarla kaplı bir masaya bağlandığınızı ve hayatınızın geri kalanında bu şekilde bırakıldığınızı düşünün. Peki, sonrası nedir? Kişinin zıtlığa ihtiyacı vardır. Şekerleme endüstrisinde çalışan insanların ringaya ve tersine çok düşkün oldukları bilinmektedir.

Zıtlık yoksa ne tatlı ne acı ne tuzlu ne de ekşiyi hissederiz. Bu nedenle, sadece iyi ve kötü vasıtasıyla, onların arasındaki doğru dengeyle, bizler geliştirmeye ve Yaradan’ı edinmeye başlarız.

İyilik, Yaradan’ın mutlak niteliğidir ve kötülük, O’nun tam karşıtıdır. Yaradan’ı hissettirecek, bu niteliklerin doğru birleşimlerini kendi içimizde yaratmalıyız.

Prensip olarak, önce Yaratan’ın dış tarafına ve sonra O’nun Kendisine ulaşmak için iyi ve kötü bize verilir: O’nun bizimle ilgili niyetleri, O’nun asıl düşüncesi, yaratılışın amacı ve hatta sonra sırların zaten ifşa olmaya başladığı daha da derinleşir.

Why Does The Creator Lure But Does Not Allow To Enjoy?

İlerlemenin Yoğunluğunu Arttırma

Soru: Diğerlerinin önünde kendimi iptal etmenin kalitesini nasıl artırabilirim? Dikkat edilmesi gereken şey nedir? Her şey bu noktadan başlıyor gibi geliyor.

Cevap: Özellikle Twitter’da insanları bir şekilde uyandırmak için, en uygun materyali vermeye çalışıyorum. Her derste en azından görevimizin teorik anlayışında ilerleriz. Ne kadar istesem de daha açık bir şekilde, daha gelişmiş bir şekilde konuşamam. Bu, öğrencilerimin konuşmalarımın sınırlarını belirlediği kapalı bir sistemdir.

Bayramlar ve kongreler esnasındaki etkinlikler, bana daha fazla ifade etme fırsatı veren tek şeydir, çünkü bir şekilde birbirine bağlanan çok geniş bir kitle bize katılmaktadır. O zaman bir dereceye kadar başarılı oluruz.

Bizler, bir yerden diğerine sıçrayan bir çekirge gibi, sıçramalarla ilerliyoruz, kongreden kongreye, bayramdan bayrama atlıyoruz. Bu iyidir, bununla beraber daha yoğun, istikrarlı, değişmeyen ve sürekli bir ilerleme istiyorum.

Increase The Intensity Of Advancement

Manevi Deneyimin Başlangıcında

Soru: Kabala bir bilimdir. Belli bir kesim insanı alabilir miyiz ve bu metot ile ıslah olabileceklerini gösterebilir miyiz?

Cevap: Bilim, varsayımda bulunup ve daha sonra uygulamada doğruladığınız şeydir. Bir kere net sonuçlara sahip olduğunuzda varsayım, bilim haline gelir.

Şu anda bu verilere sahip değiliz. Sadece deneyin başlangıcındayız. Eğer bu deney başarılı bir şekilde çalışırsa, o zaman Kabala biliminin bizim zamanımızda kanıtlandığını söyleyebileceğiz.

Kabala pratik bir deneysel bilimdir ve bu bizim çalışma biçimimizdir.

Soru: Yani Kabala’nın bir ıslah metodu olduğunu söylemiyorsunuz değil mi? Onunla sadece denemeler mi yapıyoruz?

Cevap: Bunu söyleseydim bile dalga geçerdim: “Kabala’nın bir ıslah metodu olduğunu nereden anladınız?”

Yani, kendi üzerimde nasıl çalıştığını ve diğer bazı şeyleri görebiliyorum. Ama dünya ölçeğinde bu nasıl çalışır?

Onun uygulamasına yeni başlamış olduğumuz bir koşuldayız. Dünyanın düşüşte olduğu gerçeği bizim için nettir. Dünyanın hiçbir ıslah metodu olmadığı açıktır. Dünya kendini düzeltmek için bir güce sahip değildir, onun nasıl çalıştığı anlayışına sahip değildir – bu da açıktır.

Gerçekten işe yarayan yönteme sahip olduğumu deneysel olarak kanıtlayabilmemin tek yolu bunu kendim ve başkaları üzerinde göstermektir.

Kabala metodunun bilimsel doğasından eminim, çünkü bunu ilk elden deneyimledim ve öğretmenlerimde gerçekleştiğini gördüm. Onlarca yıl içinde yavaş yavaş nasıl tanıtıldığını/öğretildiğini görüyorum. Kırk yıldır bunun içindeyim; ama bu yöntemi başka birine kanıtlayamıyorum.

Mantıken, tüm bunlar doğrudur, ancak uygulamada kanıtlanıncaya kadar kimse bizi dinlemeyecektir. Eğer belli bir toplumu alıp bu metodu onlara öğretirseniz, kendi başına ustalaşırsa ve bunu dünyanın geri kalanına gösterebilirse, o zaman her şey işe yarayacaktır.

At The Beginning Of The Spiritual Experiment

Kibirlinin Koltuğunda Oturmayın

Ayet der ki: (Psalms/ Mezmurlar 1), “ne de kibirlinin koltuğuna otur”. “Kibirlinin koltuğu”na ilişkin yasağı anlamalıyız. Eğer kişi iftira ederse veya boş sözler söylerse, o zaman yasak “kibirlinin koltuğu” yüzünden değildir. O halde “kibirlinin koltuğu” bize ne verir? (Rabaş, “Dostunu Kendin Gibi Sev ile İlgili Olarak” makalesine göre)

Görünüşe göre, bu yasak, ilk ikisinden bir şekilde farklıdır.

Kibirlinin koltuğunda olma yasağı, bir insanın, tüm toplumun, tüm dünyanın ve tüm evrenin gelişiminin tamamen farklı bir yönüdür. Her şey, araştırmanın altında yatan küçük bir niyetle başlar: Neden ve ne amaçla bu topluluk ortaya çıkar. Bu niyet, diğerlerine radikal bir şekilde karşı/zıt olmalıdır.

Bu nedenle, ilk ve son gelişim noktasını bulmak, onları açığa vurmak ve bu temelde ilkten sonuncusuna nasıl ulaşılabileceğini anlamak gerekir. Bu bir problemdir.

Manevi olarak ilerlemek için, nelerden uzaklaştığımızı bilmek gerekir.

Kibirli ve düşmanlar, bizim içsel niteliklerimizdir. Bu nedenle, bastırmamız gereken, uzaklaşmamız ve bir şekilde kendimizi korumamız gereken bu niteliklerin tanımlanması gereklidir.

Ya da bazen, anlayabilmek amacıyla onları uyandırmak, bu niteliklerin tersi olanları tanımlayabilmek için çalışırız: hedeflerimizin artıları ve eksileri. Böylece ilerleriz.

Soru: Kibirlinin koltuğunda oturmamak, her zaman Yaradan’ı düşünmek anlamına mı geliyor?

Cevap: Sadece düşünmek değil, tüm eylemlerinizi, düşüncelerinizi ve duygularınızı Yaradan olarak adlandırılan konseptle birleştirmektir.

Don’t Sit In The Seat Of The Scornful

Hanuka Mucizesi

Soru: Hanuka’da, sadece bir gün yanabilecek bir mum sekiz gün boyunca yanmaya devam edince bir mucize gerçekleşti. Kabalistik perspektiften mum, fitil ve yağ nedir?

Cevap: Mum, yağ ile dolu ve içinde yüzen bir fitil olan silindirdir. Fitil sayesinde, fitilde yükselen yağı ateşleyebiliriz ve yakabiliriz. Yağ ve fitil ayrı ayrı yanmayacaktır, fakat yağ fitile girdiğinde mum yanar.

Fitil, ışığın reddini temsil eder. Yağ, yakıtı temsil eder, ancak kendi başına yanamaz. Bu nedenle, büyüyen egoizmimizin, çalışmalarımız aracılığıyla kendi karşıtına dönüştüğünü anlamalıyız, yazıldığı gibi “Kötü melek iyi olana dönüşür” veya “Ölüm meleği hayat meleği olur”.

Makabiler yağ silindirini buldular, çünkü sevgi ve ihsan etme niteliğine ve aralarında bağa ulaşmaya çalıştılar ve onu ateşlemeyi başardılar, çünkü Yunan putlara boyun eğen ve Kudüs’te Yunan tapınakları inşa eden nüfusun bu kesimlerine karşı büyük bir direnç gösterdiler.

Makabiler’in savaşı içseldi, kendi içlerindeydi, İsrail’in içindeki Yunanlılar veya Helenistler ile dışsal bir savaş değildi. Onlar egoist dirençlerinin üstesinden geldiklerinde, aralarındaki kini, yağın içindeki fitile dönüştürdüler ve onu yakmayı başardılar.

Bu nedenle, fitil ile yağ silindiri, özellikle kişinin manevi çalışmasını temsil eder. Sadece küçük bir yağ silindiri/fıçısı bulmak bir şey ifade etmez – asıl önemli şey, onu yakabilmektir. Makabiler, egolarının direncini aşarak, birlik olduklarında, fitili yağın içine koyabildiklerini ve onu aydınlatabildiklerini gördüler. Başka bir deyişle, egoizmlerini dönüştürdüler ve üst Işık tarafından aydınlatılmaya başladılar ve ruhları aydınlandı, Işık tarafından aydınlatıldı. Bu Hanuka’nın mucizesidir.

Soru: Mum neden bir gün yerine sekiz gün boyunca yandı?

Cevap: Çünkü eğer sevgi ve ihsan etme amacıyla çalışırsanız, daha yükseğe çıkarsınız. Malhut’tan Bina’ya kadar sekiz tane Sefirot vardır, arzuların sekiz parçası. Sadece tek bir Malhut olsa da direnç yoluyla, yani mantık ötesi inançla, tüm Sefirot’u en yüksek olan Bina’ya kadar aydınlatır.

Makabiler, mantık ötesi inanç denilen gerçek ihsan etme niteliğine yükselebildiler. İnanç Bina’da iken mantık Malhut’tadır. Malhut’tan Bina’ya yükseliş, Hanuka’nın mucizesini içermektedir.

The Miracle Of Hanukkah

İlerlemenin Hızını Belirleyen Nedir?

Soru: Uzun yıllar boyunca çalışan bir kişi, bu süre zarfında hep aynı soruyu sormaya devam ederse: Bağ nedir? İptal etmek nedir? Bir kişi kendini nasıl iptal edebilir? Bu doğal mıdır?

Cevap: Evet. Bizim zamanımızda, bunun tam olarak nasıl olması gerektiğini bilmiyoruz, çünkü bizim zamanımız özeldir. Yine de bize katılan kişilerin sayısı ve niteliğiyle ilgili olarak, sürecin daha hızlı olamayacağını düşünüyorum.

Ne yazık ki, uygun çabaları sarf etmeden zamanı hızlandırmak istiyoruz. Herkesin girişimi ve ön ayak olması gerekir. Bu henüz yeterli değildir.

What Determines The Speed Of Advancement