Monthly Archives: Kasım 2018

Nerede Yaşayacağını Seçme Hakkı

Soru: Yaşadığımız yeri seçme hakkına sahip olmalı mıyız?

Cevap: Bir insanın yaşamdaki ana hedefi, toplum için en üst düzeyde olacak şekilde maksimum verimle kendini gerçekleştirmektir.

Bu nedenle, eğer kendini inceledikten ve sınadıktan sonra, kişi, insanlığın yararı için kendini belli bir yerde gerçekleştirebileceğini hissederse, o zaman kesinlikle seçme özgürlüğüne ve bulunduğu yeri terk etme ve tüm insanlığa en çok faydayı sağlayabileceği yere gitme fırsatına ihtiyaç duyar.

Bununla birlikte, bunu ancak insanlığın kendisine bu belirli yerde ihtiyaç olduğunu gerçekten gördükten ve doğruladıktan sonra yapmalıdır. Bu sadece onun arzusu olmamalı, ona öyle “görünüyor” olmamalı. Hayır, o genel kanunu bilir ve Baal HaSulam’ın yazdığı gibi, o zaman kendini en iyi nerede gerçekleştirebileceğini anlayan insanlardan özel izin alabilir. O zaman elbette gitmeli ve orada görevini yapmalıdır.

Ayrıca, kişinin yapacak hiçbir şeyi yoksa ve basit egoist, maddi formunda başkalarının onun için hazırladığı daha büyük bir egoizmi yerine getirmek uğruna, kendisini oradan oraya sürüklüyorsa, bu kesinlikle onu toplum için faydalı yapmaz. Bunun haklı olduğunu düşünmüyorum.

İşte bu nedenle, bugün göçün, örneğin Asya’dan Avrupa’ya, ne Avrupa’ya nede Asya’ya faydası yoktur.

The Right To Choose Where To Live

Düşüş Anları

Soru: Egoizminin “çukuruna” düşen bir kişi, kendi içinde ihsan etme ile ilgili bir şeylere sahip olduğuna inanmaz. Kendisinde Yaradan’la ilişkilendirilecek kutsal hiçbir şey görmez. Kişi bu koşuldan nasıl kurtulur?

Cevap: Burada karmaşık bir şey yok. Eğer bir grubumuz varsa ve her gün ders öncesinde ve ders esnasında kendimizi ve birbirimizi canlandırmaya alışırsak, böylece tüm niteliklerimiz, görüşlerimiz ve bağlantılarımız kontrol altına alınır ve bizi ilerletir, o zaman büyük muazzam düşüşlere ihtiyacımız olmaz. Ancak, onlar (düşüşler) gerçekleşirlerse, pratik olarak hepsi yönetilebilir.

Düşüş bir andan fazla sürmemelidir. Bölünmüş bir saniye değil, ama sadece bir zaman diliminde bile olmayan bir an. Hemen, ondan bir yükseliş ortaya çıkmalıdır.

Eğer grubun alanındaysam ve kişisel bir düşüş alırsam, o zaman bu benden bir elektrik akımı gibi geçer ve grup beni hemen bu koşuldan çıkartır. Grubun genel alanı benim üzerimde çalışır.

Moments Of Descent

Kabalistin Tek Korkusu

Soru: Kabalist hayatta bir şeyden korkar mı?

Cevap: Yaradan’a doğru çabalamayı, O’na şükran duymayı ve O’nun gibi olmaya çalışmayı bırakacağından korkar.

Soru: Bedeni, sağlığı vb. için korkmaz mı?

Cevap: Eğer Yaradan’a tam olarak teslim olursanız, sizi her zaman ve tamamen kontrol eden daha yüksek bir güce ve onun yönetimiyle hem fikir olursanız, o zaman her şeyden vazgeçersiniz. Ve onunla hemfikir olmama ölçünüze göre acı çekersiniz. Bu nedenle, bütün hastalıklar Yaradan’ın yönetimi ile hemfikir olmamanın ölçüsüdür.

Soru: Aşırı durumlarda, kişi adrenalin salgılar: hayatı için korkar. Bu Kabalistler’de nasıl olur?

Cevap: Bu hangi seviyede olduğuna bağlıdır. Eğer zaten Yaradan’ın ediniminin ciddi bir seviyesinde ise o zaman tek korkusu, mutlak iyi olan ve tüm koşulları belirleyen Yaradan ile her şeyi tam olarak ilişkilendirebilmek için endişelenmektir.

Yaradan korkusu hayvansal korkuyla engellenir ve artık onu daha fazla hissetmeyiz. Fakat bu, hayvansal korkunun yok edildiği anlamına gelmez. Hayvansal korku yok edilemez, sadece üstesinden gelinebilir.

The Only Fear Of The Kabbalist

Yoldan Çıkmamak İçin

Rabaş, ‘‘Toplumun Önemine Dair’’: Dolayısıyla gerçeğin yolunda çalışma konusunda, kişi kendini diğer insanlardan soyutlamalıdır. Bunun nedeni ise gerçeğin yolu dünyanın fikirlerine karşıt olduğundan, sürekli güçlendirme gerektirir. Dünya bilmek ve almaktır, oysa maneviyat inanç ve ihsan etmektir.

Soru: İnsanlar son neslin grubundan ayrılacaklar mı?

Cevap: Ayrılacaklar, çünkü kişinin son neslin grubunun içinde sürekli ilerleme kaydetmesi için büyük çaba sarf etmesi gerekiyor.

Gerçek şu ki, psikolojik gruplarda veya manevi çalışmayla meşgul olan gruplarda olduğunuzda, o zaman hareket, metodun bilgisi veya gelişimi temelinde gerçekleşir.

Ancak Kabalistik grupta, egoist makine sürekli çalışır ve sizi gruptan uzaklaştırır. Eğer ona karşı sürekli olarak çalışmazsanız, o zaman onun üzerine çıkamaz ve ilerleyemezsiniz. Bu nedenle, Kabalistik grupta, her zaman ek çabalara ihtiyaç duyulmaktadır ve kişi hareketsiz kalamaz. Bu, bir insanı ilerlemeye zorlayan şeydir.

Soru: Neden bir kişi gruptan çıkarıldığında gruba ve/veya yönteme karşı çıkıyor gibi görünür?

Cevap: O kendini egoist olarak haklı çıkarmalı, bu yüzden içinde bulunduğu gruba karşı çıkar. Kendisinin haklı olduğunu ve grubun haksız olduğunu göstermek ister. Bu nedenle, bunu kanıtlamak için grupta kusurları bulmaya çalışır.

Bir kişi gruba geldiğinde, yukarıdan uyandırılmış olan kalpteki noktası, onun içinde konuşur. Aniden ruhunun burada olduğunu hisseder.

Bundan sonra, yerinde kalmak için çaba göstermesi gerekir. Burası manevi çalışmanın yeridir. Bir şekilde, bir süre için devam eder, fakat ciddi bir çaba göstermezse, kişi yoldan uzaklaşır/ayrılır.

Soru: Kişi, hayatı boyunca özümsediği tüm görüşleri temizlemek için nasıl çaba harcayabilir?

Cevap: Kabalistik kaynaklarda her şey yazılmıştır. Onlar bu amaç için yazılmıştır.

In Order To Not Go Astray

Özgürlük Nedir?

Soru: Özgürlük nedir? Bu, bir insanın dünyada nerede olduğuna bağlı mıdır?

Cevap: Özgürlük, bir insanın dünyada yaşadığı çağa veya yere bağlı değildir. Yaşadığı çevre kişiye yukarıdan, dışarıdan verilir.

Kişi, çevreyi, hangi toplumda doğacağını, ne tür bir eğitim alacağını ya da hangi değerlere uygun olarak yaşayacağını seçmez.

Özgürlük, tek ve sadece bir duruma göre değerlendirilebilir: egoistik doğamdan özgürleşmek. Başka hiçbir şeyden özgür olamam.

Egoistik doğamdan özgürleşmek demek, doğamın beni içerisine ittiği egoizmimin yasalarına göre değil; yalnızca topluma uygun olarak ve yalnızca insanlığın yararı için yaşamam demektir. Başka bir deyişle, özgürlük, tüm insanlığın iyiliği için egoist doğamın üzerine yükseldiğim anlamına gelir.

Özgür hayatımı egoist doğamın üzerinde edinirim. Yaşamın egoist seviyesinden özgecil olana yükselerek, ben yaşarım ve sonsuz doğanın akışını da hissederim. Ayrıca Ben de mükemmel, sonsuz ve özgür hissederim.

Elbette, bu yasaların uygulanması, ikamet ettiğimiz yere, uyruğa veya cinsiyete bağlı değildir. Bu, kişinin kendisine ve orijinal doğasıyla yüzleşmesine bağlıdır.

What Is Freedom?

Kendinizi Bir Günahkâr Olarak Hissetmenin Ödülü

Soru: İyi bir iş yaptığımızın ve ıslah eden ışığı çektiğimizin bir işareti var mı?

Cevap: Eğer iyi bir iş yaparsak, daha sonra kendimizi bir “çukurda” buluruz. Bu hem iyi bir çalışmanın hem de ödülün sonucudur. Yaradan’a yaklaşmak için, ıslah olmamış büyük arzuya sahip olmalıyız. Bize sadece onun üstesinden gelebildiğimiz ölçüde bir tane verilir.

Madalya yerine, ödül, bize verilen daha fazla karanlık, rahatsız edici durum ve ümitsizliğin içine düştüğümüz egoist arzulardır.

Güçsüz hissederek, bu çukurdan çıkmak isteriz. Kendimiz için değil, sevgi ve ihsan etmek uğruna. Başkalarının iyiliği için çıkmaya çalıştığımızda, bu çukuru bir dağa dönüştürürüz.

Soru: Öyleyse, ödül kişinin bir günahkâr gibi hissetmesi mi?

Cevap: Evet. Bu farklı bir sistemdir, farklı bir Tora’dır. Burada, içsel çalışma en önemli şeydir.

Soru: Çukurun en dip noktası kişinin yerinden hareket edemeyeceği hissiyatı mıdır?

Cevap: Evet, Yusuf’un Mısır’da atıldığı hapishane çukuruna benzemektedir.

Soru: Eğer kendi başına çıkamayacak olsaydı nasıl serbest kalabilirdi?

Cevap: Onun yanında bulunan fırıncıyı Firavun’a yararlı olabileceğine dair ikna etti. Fırıncı, Firavun’a geleceği bilen bir kişiden bahsetti. Bu Yusuf’un çukurdan nasıl çıktığıdır. Burada çok karmaşık bir sistemden bahsediyoruz.

Ego ile doğrudan savaşamazsınız, çünkü bu bizim doğamızdır. Egomuzu her şeyin kendi yararına olduğuna ilişkin sürekli olarak ikna etmeliyiz.

Firavun, Yusuf’a duyulan ihtiyacı hissetmeli ve ancak o zaman, egoizmimizi kullanamadığımız için ondan kurtulacağız.

The Reward Of Perceiving Yourself As A Sinner

Neden Üst Dünyaya Girmek Zorundayız?

Soru: Neden üst dünyaya girmek zorundayız ve neden oraya sakince ve sessizce giremeyiz?

Cevap: Çünkü üst dünya farklı bir koordinat sistemine göre çalışır. Orada dünyamızda olduğu gibi zaman (geçmiş, şimdi ve gelecek), mekan ve hareket yoktur. Üst dünyada, kavrayabileceğimiz ve çalışabileceğimiz hiçbir şey yoktur.

Tamamen farklı bir algısal ve başka koordinatların sistemidir. Bu başka bir sisteme ilerleyiştir ve bu nedenle bizim yasalarımız orada geçerli değildir.

Why Do We Have To Break Through Into The Upper World?

Nihai Amacı Engellemeyin

Soru: Grubun nihai amacı, Yaradan ile yapışmaya ulaşmaktır. Bir araya gelmek ve çeşitli konular hakkında konuşmaktan haz almaları engelleyici olabilir mi?

Cevap: Bütün bu şeyler hali hazırda olabilir, ancak hiçbir şekilde nihai amacı engellememelidir, yoksa bu “aptalların toplanması” olarak adlandırılacaktır.

Önemi çok az değiştirseler bile, asıl amaç, ana hedefi ortaya koyma yolunda ilerlemek zorunda oldukları diğer tüm görev ve konulara kıyasla her zaman daha önemli ve önlerinde olmalıdır.

Do Not Block The End Goal

Grubun Merkezini Bul

Rabaş, ‘‘Dost Sevgisi – 2’’: Bu nedenle, üzerine kutsallığın inşa edilebileceği asıl temel “Dostunu sev” kuralıdır. Bununla kişi Yaradan’a memnuniyet ihsan etme ihtiyacını edinir. Ondan sonra Yaradan’a memnuniyet veremiyor olma korkusu olabilir. Gerçek korku kapısı geçildiği zaman, kişi inanca gelebilir çünkü inanç, birçok yerde açıklandığı gibi, kutsallığın yavaş yavaş akıtılacağı kaptır.

Soru: Korku bir emir iken, neden inanç ve kişinin komşusunu sevmesi değildir?

Cevap: Korku, son derece gerekli olan aşağıdan bir uyanıştır. İnanç ise kendi başına ihsan etme niteliğidir. Ancak, bu üç koşul üzerinde durmayacağım. En önemli şey grubun merkezini bulmaktır.

Grubun merkezi, herkesin kendisini iptal ettiği noktadır. Bu bir embriyonun tanımıdır, onun üst Partzuf’a bağlanmasıdır. Başka bir deyişle, sizin üzerinizde bir sonraki derece vardır ve sizlerin yükseliş yaptığınız grubun merkezini bulmanız gerekir. Bu merkez sayesinde, sanki kılcal damarlardan geçiyormuş gibi size gelen Işığı alırsınız.

Find The Center Of The Group

Son Islah

Bloğumdan Soru: Bir keresinde videolardan birinde, bizim görevimizi tamamlamak zorunda olduğumuzu, yani son ıslaha gelmemiz gerektiğini ve bunun zaman ve mekândan bağımsız olarak yapılabileceğini söylediniz. Bunun için ne yapmak gerekiyor?

Cevap: Doğru şekilde belirttiğiniz gibi, mekân ve zaman çerçevesinden çıkın. Yani bizler, kendimizi herhangi bir zaman dilimiyle, yeryüzündeki herhangi bir yerle sınırlamamalıyız.

Sadece birbirimizle mümkün olduğunca daha fazla yakınlaşmaya ihtiyacımız var. Başka bir deyişle, egoizmimizin üzerine yükseliriz; çünkü doğamız mutlak egoizmdir ve biz zaten onunla aynı fikirdeyiz, onu anlıyoruz ve iyi bir şekilde inceliyoruz.

Kabala Bilimi, kendimizi aşabileceğimiz ve başkalarıyla bağlantı kurabileceğimiz egoizmimizin üzerine yükselme yöntemini ortaya koymaktadır. Hayvansal egoizmimizin üzerinde, birbirimizle bağlantı kurarak, orijinal doğamızın üzerinde, “Domeh” – Yaradan’a benzer, kelimesinden gelen , Adem olarak adlandırılan, yani birleşik bir üst güç olan bir sistem yaratıyoruz.

Ayrıca kendimizi birleşik bir sistem haline getiriyoruz. Sonra, üst güç onu doldurur ve bizler kendimizin ihsan etme, sevgi, sonsuzluk ve sınırsızlık nitelikleri içinde var olduğumuzu hissederiz.

Bu bizim son ıslahımızdır – kendimizi tamamen Üst Işık ile doldurmak.

Final Correction