Kendinizi Bir Günahkâr Olarak Hissetmenin Ödülü

Soru: İyi bir iş yaptığımızın ve ıslah eden ışığı çektiğimizin bir işareti var mı?

Cevap: Eğer iyi bir iş yaparsak, daha sonra kendimizi bir “çukurda” buluruz. Bu hem iyi bir çalışmanın hem de ödülün sonucudur. Yaradan’a yaklaşmak için, ıslah olmamış büyük arzuya sahip olmalıyız. Bize sadece onun üstesinden gelebildiğimiz ölçüde bir tane verilir.

Madalya yerine, ödül, bize verilen daha fazla karanlık, rahatsız edici durum ve ümitsizliğin içine düştüğümüz egoist arzulardır.

Güçsüz hissederek, bu çukurdan çıkmak isteriz. Kendimiz için değil, sevgi ve ihsan etmek uğruna. Başkalarının iyiliği için çıkmaya çalıştığımızda, bu çukuru bir dağa dönüştürürüz.

Soru: Öyleyse, ödül kişinin bir günahkâr gibi hissetmesi mi?

Cevap: Evet. Bu farklı bir sistemdir, farklı bir Tora’dır. Burada, içsel çalışma en önemli şeydir.

Soru: Çukurun en dip noktası kişinin yerinden hareket edemeyeceği hissiyatı mıdır?

Cevap: Evet, Yusuf’un Mısır’da atıldığı hapishane çukuruna benzemektedir.

Soru: Eğer kendi başına çıkamayacak olsaydı nasıl serbest kalabilirdi?

Cevap: Onun yanında bulunan fırıncıyı Firavun’a yararlı olabileceğine dair ikna etti. Fırıncı, Firavun’a geleceği bilen bir kişiden bahsetti. Bu Yusuf’un çukurdan nasıl çıktığıdır. Burada çok karmaşık bir sistemden bahsediyoruz.

Ego ile doğrudan savaşamazsınız, çünkü bu bizim doğamızdır. Egomuzu her şeyin kendi yararına olduğuna ilişkin sürekli olarak ikna etmeliyiz.

Firavun, Yusuf’a duyulan ihtiyacı hissetmeli ve ancak o zaman, egoizmimizi kullanamadığımız için ondan kurtulacağız.

The Reward Of Perceiving Yourself As A Sinner

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Sonraki yazı: