Monthly Archives: Temmuz 2017

Bir Yükseliş İçin Garanti

Soru: Belli bir manevi seviyeye ulaşan ve ondan düşen kişi ne yapabilir?

Cevap: Kişi, düşüşten önce bile kendisi için bir garanti hazırlaması gerekiyor, böylece düşecek ve doğru şekilde yükselecektir. Bu garanti yalnızca ve yalnızca kişiyi çevreleyen toplumda, grupta bulunur.

Kişi, en ideal koşulda grupla birlikteyse, O zaman grup, her zaman yardımcı olacak ve her koşuldan çıkaracaktır; buna antlaşma yapmak denir.

A Guarantee For Ascent

Beynimizin Potansiyeli

Soru: Beyin potansiyelinin sadece % 2’sini kullandığımız söyleniyor. Neden bize diğer % 98 verildi?

Cevap: Kanımca, bu bile dünyamız için çok fazladır. Beynimizi ve özellikle bilincimizi kesinlikle kullanmıyoruz, çünkü o kafanın içinde değil ancak çevremizdedir.

Bilincim ortak ruhun içine dâhildir, kalpteki noktamla girdiğim, sonsuzluk dünyasının Malhut’u o büyük arzuda ve bu arzunun hepsi benim. Tüm arzuları doğru formda birleştirmek, beni bu doğru devrenin nasıl başlatıldığını anlamak için doğru bilince götürür ve onun içinde var olurum.

Tüm manevi evreni kontrol etmek için geniş kaynaklara sahip olmalıyım. Bu nedenle, beynin % 98’i gelecek için potansiyelimizdir.

The Potential Of Our Brain

“Almak” Yaradan’ın Nitelikleri

Bütün dünyevi arzularımız bir yaradılıştır (Malhut). Bizler yaradılışız. Malhut’a inen dokuz parça, üst güçlerdir ya da Yaradan’ın bizi etkilediği dokuz Sefirot. Bu nedenle Partzuf (manevi beden) daima dokuza bölünmüş ve birdir.

 

 

 

Yaradılışın amacı, Yaradan’ın seviyesine yükselmektir. Bunun anlamı, koşulumuzdan dokuz Sefirot’u öğrenmemiz ve onları kişisel özelliklerimize dönüştürmemiz gerektiğidir. O zaman Yaradan’a ulaşacağız.

Bu yöntemin gerçekleştirilmesi, dokuz üst niteliği nasıl “alabileceğimizi”, tamamen manevi bir atmosferde var olmayı ve böylelikle Yaradan’a benzer olmayı ve O’nun ebedilik, sonsuzluk ve mutlak iyilik seviyesine yükselmeyi açıklayan Kabala bilgeliğiyle ele alınmaktadır.

Bu nedenle, edinmemiz gereken en önemli şey, Yaradan ile aramızda var olan dokuz özelliktir (ilk dokuz Sefirot). Onları kendimizde ifşa etmeliyiz. Ve sonra kendimizdeki Yaradan’ı ifşa edeceğiz, çünkü her şey insanın içinde ifşa olur.

“Buy” The Qualities Of The Creator

Şavot

Şavot, Tora’nın verilişinin bayramıdır. Peki, Tora nedir? Sina Dağı’nda, gerçekte bize verilen nedir?

Tora, geçmiş olayların kronolojisi değildir; Aksine, geleceğimizin kararlaştırıldığı anı tasvir eder. Tora birbirine karşılıklı garantör olmanın öğretisidir. Onu kabul ederek, toprağımızda birlikte yaşadık. Onu reddederek, uluslar arasında dağılmış durumdayız.

Şavot, tüm Yahudi bayramlarında olduğu gibi harekete geçme çağrısı yapar. O, Işık ve beyazlık doludur, ancak kolay değildir. Aslında, yavaş ama kesinlikle dağa karşı baskı altındayız. Kendi nefretimizin dağı.

Ve birdenbire egoizmimizin nasıl bizi parçalara ayırdığını anlarsak, tamamlanmış, mükemmel bir şey haline getirmeye çalışırsak, aşılamaz içsel bir bölünmeyle karşı karşıya geliriz, o zaman yardıma ihtiyacımız vardır, Tora’ya ihtiyacımız vardır.

“İsrail dağa karşı kamp kurdu”. Çölde kamp kuran eski Mısır’dan bazı mülteciler değildir. Herkes, nerde yaşıyor olursa olsun, hangi millete ait olursa olsun, kabul ettikleri inanç ne olursa olsun, ayakta dururlar. Tek millet vardır: tek adam. Ve kalp herkes için tekdir.

Shavuot

Sufizm, İslam Kabalasıdır

Soru: Kabala ve Tasavvuf arasında ortak temas noktaları var mıdır?

Cevap: Tasavvuf, İslâm Kabalası’dır. Sufiler, Kabalistlerle aynı ilkelere uymaktadırlar. Tasavvuf çok daha basit olmasına rağmen, gerçek kaynaklarında yazılan her şey Kabala’dan alınmıştır.

Sufism Is Islamic Kabbalah

Sorularınıza Cevaplar, Bölüm 172

Soru: Sık sık, fetüsün geliştiği bir damla meni örneği veriyorsunuz. İnsan menisi spermli bir sıvıdır. Spermden hiçbir şey gelişemez. Neden bilimsel bir bakış açısından hatalı çıkan bir örnek verelim ki?

Cevap: Bunun nedeni, bu, tüm Kabalistik kaynaklardan yapılan çeviride tam olarak bu şekilde olmasıdır!

Soru: Zohar Kitabı’nı çalışmaya başladığımda, şu iddiaya ilişkin sorular ortaya çıktı: Yaradan’ın arzusu yoktur, çünkü O tamdır. Sonuç olarak, Yaradan, bizi hazla doldurmaktan haz almaz mı? Bu durumda, “Yaradan’ın uğruna” ne demektir? Bu onun hazzı uğruna mıdır? Sonuçta O, alma arzusuna sahip değil.

Cevap: Oldukça doğrudur, Yaradan’ın yaratıklarını tamamlamaktan haz aldığını söyleyemeyiz. Bunu diyoruz, çünkü bu eylemleri ve ilişkileri, fiziksel duygularımızın dilinden başka bir şeyle tarif edemeyiz.

Answers To Your Questions, Part 172

Sorularınıza Cevaplar, Bölüm 171

Soru: Herkesin içinde olup biteni bilemiyorsam, bir başkasının arzusunu yerine getirdiğimi nasıl bilebilirim, çünkü sadece hislerimden tahmin ediyorum?

Cevap: Bu sizin örneğiniz ve onu istemeniz aracılığıyladır.

Soru: Eğer Yaradan’ın görevi, yaratılanları O’na benzemeye getirmek ise neden O, sürekli egoya, kendinden haz alacağı enerji ve arzu veriyor?

Cevap: Her biri için, O’nu daha sonra keşfedilebileceği bir çalışma alanı yaratmak için.

Answers To Your Questions, Part 171

Sorularınıza Cevaplar, Bölüm 169

Soru: Bir kişinin eğilimlerinin neler olduğunu, onun özelliklerine göre nasıl anlayabilirsiniz?

Cevap: Bir insanın eğilimi, doğasını ıslah etme çabasının derecesine göre ortaya çıkar.

Soru: Eğer bütün gün çalışsam, maneviyattan sizin gibi haz almak nasıl mümkün olur?

Cevap: Ben de hayatım boyunca çalıştım ve bugün bile çalışıyorum ve Halkın örgütlenmesi için Kabala’daki bütün çalışanlar gibi maaş alıyorum.

Answers To Your Questions, Part 169

Örnek Vasıtasıyla Eğitim

Soru: Eğitimin yetişkinlerle başlaması ve sonra da çocuklarını eğitmeleri gerektiğini mi düşünüyorsunuz, yoksa çocuklarla başlamak mı tercih edilir?

Cevap: Biri diğerine müdahale etmez. Bir çocuk, kendi kendini eğitmeyle ilgili olan anne ve babası ile birlikte eğitildiğinde, onu içselleştirir, çünkü örnek onun için önemlidir.

En iyi eğitim metodu, kelimeler olmadan bir örnektir. Yani, bir yetişkin kişisel örneği aracılığıyla bir çocuğa bir şeyler gösterir ve onu biraz açıklarsa, bu en iyi şeydir.

Education By Example

Neden Nefret Ediyoruz?

Facebook’tan Soru: Eğer biz, Yahudiler seçilmişsek, öyleyse neden birbirimizden o kadar çok nefret ediyoruz?

Cevap: Çünkü egoizmimizi ilk ıslah edecek olanlar olarak seçildik. Bizi ıslaha iten bu egoizm, karşılıklı nefreti uyandırır. Buna “dik kafalı, kibirli insanlar” denir.

İnsanlığın geri kalanına gelince, onlar birbirlerine karşı asılsız nefrete sahip değiller.

Why Do We Hate?