Monthly Archives: Temmuz 2017

Kaderinizi Yönetmek

Facebook’tan Soru: Hayatım çok zor. Sizi ayrıntılarla rahatsız etmeyeceğim. Kaderimi idare edebileceğimi iddia etmenizin ardında ne olduğunu anlamak istiyorum.

Cevap: Kaderinizi yönetmek, kaderinizin köküne, üst liderliğin bizi yönettiği yere kadar yükselmeniz gerektiği anlamına gelir.

Üst liderlik bizim dünyamızın üstünde görünür, hissettiğimiz şeyin dışındadır, fakat aramızdaki iyi ilişkileri kurarsak egomuzun üstesinden gelebiliriz. O zaman ruhsal kökümüzü olumlu yönde etkileyeceğiz, ona benzer olacağız ve böylece bize olan olumlu etkisini alacağız. Kaderimizi bu şekilde değiştirebiliriz.

Hayatınızın zor olduğunu ve acı çektiğinizi duyduğum için çok üzgünüm, ancak hayatınızı tamamen değiştirebilirsiniz. Deneyin! Kabala bilgeliğinin, bunun için size nasıl tavsiyelerde bulunduğunu göreceksiniz ve sizin için bir şeylerin değiştiğini duymaktan çok memnun olacağım.

Managing Your Fate

Kabalistlerin Harika Dünyası

Soru: Neden kötülüğü kontrol edebilen Kabalistler bu dünyayı değiştirmedi?

Cevap: Onu değiştirdiler. Kabalistler, iyilik ve Yaradan’ın Işığıyla dolu güzel bir dünya yarattı. Harika kaderleri, bahtları var.

Soru: Kabalistlerin dünyası nerde?

Cevap: Kabalistlerin dünyasına giremezsiniz. Deneyebilirsiniz, ancak bunu yapmak için onu kendiniz inşa etmelisiniz. Herkes onu inşa edebilir ve yalnızca o zaman yaşadığı dünyayı anlayabilir ve onu haklı çıkarmaya başlar.

Bu durumda, kişi Yaradan’ın kendisiyle bağlantı içinde olduğunu görür. O kaderini yönetiyor ve bu kişiyi, başkalarının aynı keşfe ulaşmasına yardım etmek için kendini teslim etmeye yönlendirir.

The Wonderful World Of Kabbalists

Kabalistik Bir Metnin Tanınması

Soru: Kabalistik bir metinden bir parça alan her Kabalist, yazarı hissedebilir ve metnin başka bir Kabalist tarafından yazıldığını fark edebilir mi?

Cevap: Hayır. Bunu yapmak için yüksek bir seviyede olması gerekir. İlke olarak, metne göre, üst dünyaya erişen ya da en azından üst dünyayla bağlantılı bir kişinin yazmış olduğu ya da sadece “sokaktan” konuşan bir kişi olup olmadığını anında anlamak mümkündür.

Recognition Of A Kabbalistic Text

İçinizdeki “Hayvanı” Sevindirmeyin

The Torah, Deuteronomy, 27:21: Herhangi bir hayvana yalan söyleyen kimseler lanetli olsun. Ve bütün insanlar “Amin!” diyecek.

Hayvanlarla yatmak tamamen yasaktır, çünkü böyle bir hareket sırasında kişi kendi içindeki insani yönü ile değil, kendi içindeki hayvanı birleştirir. Burada değinilen içsel koşuldur.

Bu hareketle birey, kendisini bir hayvana dönüştürecek derecede aşağı indiriyor ve bundan daha da düşük bir seviyeye iniyor, çünkü hayvani seviyesinden haz sağlayarak, kendi içindeki hayvana hizmet ediyor. Yani hayvan olmayı arzuluyor. Bir başka deyişle, bu dünyadaki davranışı, Yaradan’a doğru yükselme uğruna değil, kendi içindeki hayvanı hoşnut etmek içindir.

Hayvansal koşulunu memnun etmekle meşgul olan bir kişi kendini lanetler. Bu sadece cinsel değil, herhangi bir hayvansal arzuyu yerine getirme anlamına gelir. Örneğin, “sığırlarını” sadece bedensel haz için beslediğinde, o zaman ona hizmet ettiği için sığırdan daha aşağıya düşer. Hayvanını yalnızca insan seviyesine çıkabilmesi için beslemesi gerekir, yani sürekli kendisi üzerinde çalışmayla meşgul olmalıdır.

Soru: Bu, bir erkeğin, bir sonraki seviyeyi doğurmak için yalnızca bir kadınla, bir arzuyla yatması gerektiği anlamına mı geliyor?

Cevap: Tora’ya göre, bu böyle. Tora’da, ilişki, her seferinde kişi bir sonraki manevî dereceyi almaya niyetli olduğunda, manevi ilerleme için bir araç olarak görülür. Dünyamızda yeni bebeğin doğuşu ile karakterize edilir.

Soru: Ve bu yüzden bunun “temiz” günlerde mi yapılması gerekiyor?

Cevap: Evet, dünyamızda, bu kurallara uymak, kök ve dallara göre manevi güçlerin doğrudan bir yansımasıdır.

Soru: Bu hareketin sadece bir sonraki derecenin doğumu için olması, sorumluluk kimin üzerinde daha büyüktür, erkek (hatta benim içimde diyelim) üzerinde mi yoksa kadın üzerinde mi? Kadın temiz mi olmalı?

Cevap: Her ikisinin üzerinde. Yalnızca kadının bildiği ve yapabileceği şeyler var, erkek olmadığı sürece. Bu durumda adam kadına tamamen güvenir. Onu doğrulayabilmenin hiçbir yolu yoktur. Her şey kadının dürüstlüğüne ve sorumluluk duygusuna dayanır.

Do Not Gratify The “Animal” In You

Çeviride Kayıp

Soru: Zohar Kitabı, düzenlendiğinde veya çevrildiğinde etkisini kaybeder mi?

Cevap: Zohar Kitabı’nın çevirisinde hiçbir şey kaybolmaz. Her şey okuyan kişiye bağlıdır.

Endişelenmeye gerek yok. Kaynaklar üzerine çeviriler üretmek ve çeşitli düzenlemeler yapmaya çalışmak, kitapla olan bağlantıyı etkilemez. Sonra hepsi sizin arzunuza bağlı ki o sizi ıslah edecek ve sizi Yaradan’ın seviyesine kadar yükseltecektir.

Yaradan’ın seviyesi, kişinin egosunun üstünde yükseldiğinde ve kişinin kendisi hakkında bir düşüncesi olmadığında, mutlak sevgi, mutlak ihsan etmedir.

Lost In Translation?

“Başınızın Üstündeki Cennet Bronz Olacak.”

Torah, Deuteronomy, 28:23: Başınızın üstündeki cennet bronz ve altındaki yeryüzü de demir olacak.

Cennet ve yeryüzü, insanın içindeki arzuları sembolize eder. Bu arzularla hiçbir şey yapamayacağınız zaman bu tip kısıtlamalardan bahsederiz: ne bronzla ne de demirle.

Cennet, Bina’nın özelliği olmalıdır, ancak ihsan etme ve sevmenin özelliği değildir. Doğru etkileşimde, sizin gibi, başkalarıyla iletişim kurmazsanız hayatın tümü çok zor olur.

Yaradan’a ya da egoist arzuya sahip değilsiniz. Onların arasında, havanın içinde olduğunuz gibi varsınız.

“The Heaven Which Is Over Your Head Shall Be Bronze”

Avrupa Birleşmiş Halkları

Facebook’tan Soru: Siz sıklıkla Avrupa Birliği’nde tek bir Avrupa ulusunun oluşumu çağrısında bulundunuz. Bu, her ulusun geleneklerini bırakması gerektiği anlamına mı geliyor?

Cevap: Gelenekler birbirine karışabilir. Bugün herhangi bir gelenek bilen var mı? Bütün bunlar yavaş yavaş değişir, dönüşür ve uçup gider.

Gelenekler ancak onları birbirlerine karşı doğru ve iyi tutumlarla kıyafetlendirirsek kalabilirler ve sonra müdahale etmezler. Mutlulukla birbirimizin geleneklerini kabul edeceğiz, çünkü onlar birbirimizle karşılıklı işbirliği yapmamıza ve birbirimize daha yakın olmamıza yardım edecekler.

Bunun aksine, bugün gelenekler bizi ayırıyor. Dolayısıyla, sözde birleşmiş olan Avrupa, aslında bölünmüş ve parçalara ayrılmıştır ve her geçen gün durum gitgide kötüleşiyor.

En yararlı şey “ve dostunu kendin gibi seveceksin” (Levililer 19:18) genel kuralına yönelik ortak bir hareket olacaktır; diğer her şey bu genel kural içinde birleştirilir ve onun altına düşer. “Ve dostunu seveceksin” ilkesi tüm diğer prensipleri kapsıyorsa, gelenekler aslında insanların daha fazla birleşmelerine yardımcı olacaktır.

Bütün gelenekler ve kültürler kaybolmayacaklar. Birbirimizin alışkanlıklarını kabul edeceğiz ve bu şekilde hayatlarımızı daha da zenginleştireceğiz. Kendimizi daha yakın ve daha iyi hissedeceğiz. Ancak bu, sadece amaç doğruysa gerçekleşir: “başkalarını sevmek” ilkesi altında tek bir ulus haline gelmek.

Soru: Bu bile mümkün mü?

Cevap: Bunu yapmak zorundayız! Doğanın yüksek güçleri, buna yöneltiyorlar, bizi bu koşula ulaşmaya zorluyorlar.

The Unified People Of Europe

“1000 Beğeni, Yoksa Onu Bırakacağım”

Haberde (The Grio): “Cezayirli baba, küçük oğlunu pencereden sarkıtarak, Facebook’ta ‘beğeni’ talep ettikten sonra, Pazartesi günü iki yıla kadar hapis cezasına çarptırıldı.

BBC’ye göre Facebook kullanıcıları haklı bir şekilde panikledi ve tanımlanamayan baba, oğlunu Cezayir’de pencereden dışarı sarkıttığında kızdılar. Tehlikeli bir biçimde oturmuş olan küçük çocuğun resmini, 1000 beğeni gelmezse “onu bırakma” sözü ile yayınladı.

Soru: Nereye gidiyoruz?

Cevap: Artık gözümüzün korkmadığı bir koşula geldik, çünkü binlerce beğeni toplamanın cezaevinde oturmaktan daha önemli olduğu anlaşılıyor. Burada zaten dizginlenemeyen egoizm ile uğraşıyoruz.

Anlamalıyız ki, yalnızca üst güç, egoizm ile bir başka zıt içgüdünün, ihsan etme ve sevme içgüdüsünün yerini değiştirebilir. Ancak bu şekilde hayatta kalabiliriz.

Soru: Eğer kişiye, sevginin ne olduğunu, ihsan etmenin ne olduğunu göstermek için 1000 ya da 100 000 Beğeni ödense, bu dünya değişebilir mi?

Cevap: Evet. Fakat ona egoist olarak bakarsan, hiçbir şey yapamazsın. Birlikte bağlanmalıyız, yavaş yavaş üst Işık’ı, daha yüksek gücü çekmeliyiz. O gerçekten bunu yapabilir, insanların onun etkisi altında nasıl değişmeye başlayacağı budur ve sonra “beğeni” göndermeyi bırakacaklar.

Soru: Yani, bir insanda, ihsan etme ve sevme arzusu ortaya çıkacak mı?

Cevap: Kaçınılmaz olarak, üst Işık’ın etkisi altında. Aksi halde nasıl mümkün olabilir? Sonuçta, bugün bile, her şeyi isteksizce yapıyoruz. Bu güce köle olmanın ya da o güce köle olmanın bir önemi yoktur. Tek seçimimiz hangi gücün altında köle olacağımızdır.

“1,000 Likes Or I Will Drop Him”

Yaradan Kişiyi Nasıl Yönetir?

Soru: Yaradan kişiyi nasıl yönetir?

Cevap: Yaradan, kişiyi sürekli olarak ona Işık’ın, hazzın küçük parçalarını göndererek yönetir. Ve kişi buna göre, bir köpek gibi koklar: “O nerede?” ve oraya koşar.

O Işık’ı durdurmak ve kovalamamak için, kişi önceden doğru bir niyet edinmelidir. Bu kişinin görevidir.

How Does The Creator Manage A Person?

Sorularınıza Cevaplar, Bölüm 176

Soru: Adam Kadmon dünyasındaki Işık, Atzilut dünyasındaki ışıktan ne ölçüde daha güçlüdür? Ve dünyamızda Işık’ın gücü, Asiya dünyasıyla kıyaslandığında ne gibi bir ilişki vardır?

Cevap: Onları bir insanın ve hayvanın gelişimiyle ilgili olarak hayal etmek dışında, Işık yoğunluğunu karşılaştırma olanağı yoktur.

Soru: “İnsanların Korkularının Gerçek Nedenleri” videosunda Malhut’un aydınlatmasından bahsediyorsunuz ve bu, korkunç bir şey gibi hissediliyor. Malhut’un aşağıdan yukarıya aydınlattığını söylemek mümkün müdür, yani Keter’in katılımı olmaksızın aydınlattığını mı gösterir?

Cevap: Çok daha korkunç!

Answers To Your Questions, Part 176