Daily Archives: Nisan 14, 2017

Tora Hiçbir Şeyi Gizlemez

Soru: Neden Tora, bu karmaşık dünyanın yönetilmesi için gereken çok önemli sırları gizlemektedir?

Cevap: Tora hiçbir şeyi gizlemez Bir kişinin yaptıklarından daha fazlasını bilmesi gerekmez; aksi halde, kafası karışabilir ve saçma bir şeyler yapabilir. Eğer daha fazlasını anlamak istiyorsa, Kabala bilgeliğini düzenli olarak çalışmalıdır.

Çalışma ile ilgili hiçbir yasak yoktur, yalnızca içsel, doğal, psikolojik yasaklar vardır. Bir kişinin kafasında ve kalbinde, görmesine ya da bu dünyada gerçekte neler olduğunu bilmesine izin vermeyen güvenlik valfleri vardır.

Kişi yalnızca onun dışsal sargısını görür. Ve bilemediği daha derin içsellik dolayısıyla “kirli elleri” ile ona dokunmayacaktır. Bu nedenle, önce çalışmayla meşgul olmalı ve kendine ve dünyaya, doğru, iyi ve mantıklı bir eylem için hazır olduğunu göstermelidir. Ve o ölçüde, kişi ilerleyebilir.

The Torah Does Not Conceal Anything

Sorularınıza Cevaplar, Bölüm 164

Soru: Kişi üst manevi dünyada yalnız olduğunu hissediyor mu yoksa diğer ruhlarla temas halinde mi?

Cevap: Bu duygularımızdan çok farklıdır, tarif etmek olanaksızdır. Üst dünya, Yaradan aracılığıyla, Yaradan’ı aramızdaki birlik yoluyla algıladıkça algılanmaktadır.

Soru: Bu dünyada Kabalistin rolünü ifşa edebilir misiniz? Bilgi aldığınızda ve Yaradan’dan kendimizi ıslah etme fırsatı bulduğumuzda, çevremizdeki insanlarla nasıl ilişki kurmalıyız? Görevimiz sadece kendimizi ıslah etmek mi yoksa çevremizdeki dünyanın ıslahını da içeriyor mu?

Cevap: Bunu anlamak için kişi önce Kabala bilgeliğinin temellerini okumalıdır.

Answers To Your Questions, Part 164

Sorularınıza Cevaplar, Bölüm 161

Soru: Birliği ve ıslahı izleyen aşama nedir? Bize doğru yolu gösterebilir misin?

Cevap: Bir insanın birliğe ulaşması anında, “Tora, size öğretecektir” diye yönlendirilir.

Soru: Kişi dostlarının onu seveceğini mi ummalı yoksa onlara sevgiyi göstermeye çalışmak yeterli midir?

Cevap: Kendisi böyle yapmaya çalışmalıdır!

Answers To Your Questions, Part 161

Sorularınıza Cevaplar, Bölüm 156

Soru: Neden acı hissediyoruz ve haz ne zaman ifşa olur?

Cevap: Hissettiğimiz her acı, kendim için alma koşulunda ortaya çıkar. Ancak tatlılık başkalarına ihsan etmededir. İhsan etme koşulu, kişi egoizminin üzerine yükseldiğinde ve kendi için haz almak niyetinden kendisini ayırdığı zamandır.

Soru: Kabala çalışma arzumun giderek zayıfladığını ve eskisi gibi olmadığını hissediyorum. Nasıl yeniden ateş edebilirim?

Cevap: Değiştin, bu nedenle çalışmanın amacını artık çekici bulmuyorsunuz. Daha fazla darbeleri önlemek için amacın büyüklüğünü arttırmanız ve bir grupta çalışmanız gerekir.

Answers To Your Questions, Part 156

Ruhun Gelişimini Etkilemek

Soru: Tora, falcılığa karşı bir yasak konusundan bahseder… Kabala bilgeliği geleceği önceden tahmin eder mi?

Cevap: Falcılar sadece bizim için hayatı mahvediyor. Kişinin geleceği düşünmesi ve çürüyen bedenini korumak konusunda soru sorması gerekmiyor. Bir ruha kavuşmamız lazım. Ruhumuz nerede? Onu keşfetmek ve geliştirmek ve onunla bağlantı kurmak ve beden içinde değil de onun içinde yaşamak gerekir.

Soru: Tora’da falcıları öldürmek, yakmak, idam etmek ya da asmak gerekli olduğu söyleniyor. Bununla ilgili açıklamanız nedir? Tora’ya göre bu dört ölüm şekli nedir?

Cevap: Tora’da bahsedilen şey, dünyamızla tamamen ilgisizdir. Dört ölüm çeşidinden bahsederken, fiziksel bedene değil, ruha ve onun kişi tarafından nasıl yok edildiğine değiniyor. Ona zarar verebilecek tek şey kişidir.

Hiç kimsenin insan ruhuna erişme ve etkileme yeteneği yoktur. Ruh üzerinde olumlu bir etki Yaradan’ın düzeyine yükselmekle ifade edilir. Olumsuz etki, boğulma, taşlama, kesilme ve tiksinti ile sembolize edilen dört aşamalı bir düşüştür. Ancak ruhun cezalandırılmasının bu dört çeşidi, insanın gelişimini ihmal ettiği durumdadır.

Soru: Bu ölümlerin kullanımı, geleceğimi tahmin etmek açısından ne anlama geliyor?

Cevap: Ölümümün tahmini, içimde kurtulacağım bir niteliği, benim içimde düzeltmem gerektiğini simgeler. Bu içsel bir düzeltmedir ve bundan daha fazlası değildir.

Soru: Kişi, kendi ruhunu ıslah etmelidir. Islah olmamış arzularını bu şekilde “yakıyor” mu?

Cevap: Kendisinden başka hiç kimse, bir kişinin ruhuna dokunamaz. Eğer manevi gelişimine derinlemesine yaklaşırsa, ruhunu herhangi bir yönde, kötü yönde veya iyi yönde etkileyebilir.

Influencing The Development Of The Soul

Ruhun Durumunu Önceden Tahmin Etme

Soru: Yaradan’ın yaratılış planına göre, herkesin ıslahın tamamlanmasına ulaşacağını söylüyorsunuz. Bunun belirli bir ruha tam olarak ne zaman olacağı ya da ne kadar yakın olduğunun gününü tahmin etmek mümkün müdür? Belirsizlikle yaşamak çok zor.

Cevap: Böyle bir tarih yok. İlerlemede hiç kimse önceden bir şey bilemez. Islahı tamamlamak için öncelikle hedefi tanımlamanız gerekir ve tarih, onu kendiniz için yarattığınızda gelir.

Hayvani bedenin durumunu tahmin etmek mümkündür, ancak ruhun durumunu önceden tahmin etmek olanaksızdır, çünkü bu yalnızca kişiye bağlıdır, Yaradan’a bile değildir.

Predicting The State Of The Soul

Robot Hemşire

Haberlerde (BBC): “Akademisyenler, kültürel farkındalık ve iyi bir başucu şekli olan hümanolojik robotların yaşlılara yönelik krizin çözümüne yardımcı olabileceğini söylüyorlar.

“Uluslararası bir ekip, bakım evleri ya da korunaklı konutlarda yaşlı insanlara bakmaya yardımcı olmak için çok yönlü robotlar geliştirmek için 2 milyon poundluk bir proje üzerinde çalışıyor.

“Robotlar tablet satın alma ve arkadaşlık hizmeti sunma gibi günlük görevlerle destek sağlayacaklar.

“Akademisyenler bakım evleri ve hastaneler üzerindeki baskıyı hafifletebileceklerini söylüyor. …

Yorum: İnsanlar her zaman yaşlılara yardım ederek, iyilik ve merhametle, hayır işlerini yürüttüklerini düşünmüşlerdir.

Benim Yorumum: Günümüzde insanlar arasında şefkat ve merhametin neredeyse hiçbir özelliği keşfedilmedi. Yaşlılara yönelik bakım çok emektir ve zordur. Kimse onunla ilgilenmek istemez ve yaparsa, yalnızca daha yüksek ücret karşılığı içindir. Ancak herkes çok para ödemeyi göze alamaz.

Bu nedenle, yaşlılara normal bakım sağlamak için, robotik teknoloji geliştirmek ve herkesin bu şekilde yardım almasını sağlamak özellikle gereklidir.

Soru: Bu tür bir yardım, bir insanı iyi işler yapmada sınırlar mı?

Cevap: Hayır, oda insanlara yardım etmek için her zaman aynen kalacaktır, ancak yaşlı bir kişi günde 24 saat bakıma ihtiyacı olduğunda, o zaman tabii ki hikâyeleri bile okuyabilen çok işlevli bir robota ihtiyacınız olur. Bu bizim geleceğimiz – böyle bir makinenin elinde olmak.

Soru: Böyle bir işe itilen kişi, ne tür bir geleceği bekleyebilir?

Cevap: O kişi maneviyatına bağlanmak dışında, tüm dünyevi meslekler için kendini robotlarla değiştirmelidir. Kendisini ıslah etmeye ve sadece üst dünyaya ulaşmaya ve onun daha yüksek yönetimini bize yaklaştırmaya çalışmalıdır. Bu şekilde, robotların değil, sadece bizim olabileceğimiz başka bir sisteme gireceğiz.

Bu gerçek çalışmadır, bunu yerine getirmeliyiz ve bunu yerine getireceğiz, doğa bizi zorlayacak.

Robot Nurse

Özgecilik – Doğa’nın Gizli Programı

Krizler ve Çözümü”nden (Arosa’da ders 2006)

Yalnızca tek bir bütün olarak etkileşim yoluyla hücreler var olur, gelişir ve çoğalırlar. Özgecil etkileşim yasası, insan dışındaki her yaratılan varlıkta işlevini yerine getirir. İnsan, özgecilik ihtiyacını gerçekleştirmek ve bu genel doğa yasasını uygulamak için irade özgürlüğü verilendir.

Hayvanların birbirlerini nasıl yediğini görünce onlara özgeciller dememiz zordur. Yaratılan her şey: cansız madde, bitkiler, hayvanlar ve insanlar tamamen egoistlerdir. Peki, özgecilliğin bir doğa programı olduğunu nereden anlıyoruz?

Ancak her canlıda yerleştirilmiş olan içsel programa gelince, tüm doğanın, herkes arasındaki karşılıklı yardım ve destek yasasına göre inşa edildiğini söyleyebiliriz. Biz sadece egoistik gözümüz aracılığıyla doğaya bakıyoruz ve bu yüzden onu sahip olduğumuz ahlaksızlığın/günahkârlığın derecesine göre suçluyoruz.

Doğayı olumsuz taraftan, egoizmimizden değil de, pozitif sistematik bir yaklaşım tarafından değerlendirirsek, tüm sistemlerinin düzgün şekilde çalıştığını göreceğiz. “Herkes hepsini yiyor” demek yerine, “her biri başkaları için var” diyebiliriz.

Birinin genelde doğada olduğu gibi bir başkasının yiyeceği olduğu gerçeğinden dolayı, her derece üstündeki dereceyi devam ettirmek için bulunur ve daha yüksek dereceler için devam eder. Ve insan kimin için yaratılmıştır? Onun misyonu, daha yüksek bir derece için, ihsan etme arzusu için “yemek” ten haz alma arzusunu yaratmaktır.

Doğanın kanunlarının özgecillik olduğunu anlamak zordur, çünkü açıkça kendini göstermez. Doğanın tüm parçaları arasında yardımsever ve özgecil bağlar görmüyoruz. Aksine, her biri kendi çıkarına önem veren ve başkalarını yiyip bitiren egoist bağlar görüyoruz.

Her düzeyde bu şekilde olur: cansız, bitkisel, hayvansal ve insan. Tüm egoizmin, haz alma arzusunun, özgecilik ve ihsan etme arzusundan ziyade doğanın yasası olduğu sonucuna varılabilir.

Fakat bilim, zekâ ve insan toplumu geliştikçe yavaş yavaş doğanın tüm parçaları arasındaki bağın, her birinin varlığından daha önemli olduğunu keşfetmeye başlıyoruz. Yani, yaratılışın merkezi noktaları, madde yığınları değil, onların aralarındaki boşluklardır. Tam olarak bu alanlarda en önemli şeyler olur, ancak bunu bilmiyoruz.

Yaratılışın ayrı unsurları arasındaki bağlantılar, bu unsurlardan daha önemlidir. Sonuçta, unsurlar basit haz alma arzusundan oluşur ve aralarındaki ilişki tamamen enerji ve maddedir. Orada gerçekten de anlayamadığımız gerçek realite vardır.

Yaratılışın merkezindeki insan en önemli kısımdır, yani insanlar arasındaki bağ. Birliğimiz sayesinde, tüm doğayı garanti ederiz ve doğanın diğer tüm bölümlerinin huzura kavuşmasına ve aralarında iyi bağlantılar kurmalarına yol açarız.

Altruism – The Hidden Program Of Nature

Özgecil Yada Egoist Duygular

Soru: Duygularımız özgecil mi yoksa egoist mi olmalı?

Cevap: Duygular duygulardır. Onların nedeni hem egoist, hem de özgecil olabilir; bu önemli değil. İyi bir şey ya da kötü bir şeyden zevk alabilirim.

Farklı duygusal parametreleri ölçebilirsiniz, ancak manevi parametreleri değil. Her durumda, duygunun sebebinin olumlu veya olumsuz olup olmadığı anlaşılamaz. Psikologlar ayrıca, kahkaha ve gözyaşlarının vücut tarafından neredeyse aynı şekilde hissedildiği sonucuna varmışlardır.

Altruistic Or Egoistic Emotions?