Daily Archives: Aralık 3, 2016

Büyük Avrupa Uygarlığının Gün Batımı, Bölüm 3

Soru: Avrupa medeniyeti her zaman dünyanın efendisi olan insanın gücüne, yüksek ideallere, özgür düşünceye, eşitliğe, bilimsel yaklaşıma ve bilgeliğe duyulan inanca örnek oluşturmuştur. Öyleyse neden bugün bu ideolojinin bizim için zararlı olduğunu görüyoruz?

Yanıt: Bu dünyadaki her şey doğum, gelişme, refah ve sonra gelen gerileme dönemlerinden geçerek ölüyor. Her şeyin kişinin kendi ellerinde olduğunu iddia eden Avrupa materyalist yaklaşımı, çok yararlı ve akılcı idi. Esasen, bu koşullarda mistik güçlere de ihtiyaç yoktur, yalnızca karşımızda gördüğümüz şeylere inanır, güveniriz.Avrupalı bu yaklaşım, Hindistan ve Arap ülkeleri gibi dünyanın başka bölgelerindeki, odak noktası insan, eğitim ve gelişim üzerinde durmayan diğer felsefelerle karşılaştırıldığında, insanın gelişimine ve insanın kendi hayatına yaklaşımına, büyük katkı sağlamıştır.Etik değerleri, kadınlara erkelerle aynı hakları tanınması, konuşma özgürlüğü ve eşitlik, eğitimin Avrupa’ya getirdiği değerlerdir. Ancak bugün, onlara uzak geçmişte olduğum kadar hayran değilim.Sonuçta, Avrupa’da bugün dahi dini nüfuzun ne kadar güçlü olduğunu, ‘hür irade ve eşitlik’ hakkındaki sloganlarından biliyoruz. Özgürlüğe duyduğu bütün o entelektüel özleme karşın her Avrupalı içinde inançlını korur, inançlıdır ve bu ruh onun içinde yaşar.Tüm Avrupa ideallerinin sembolü olan Fransız Devrimi’nin ev sahibi Fransa’ya gelecek olursak; banliyölere, küçük kasaba ve köylere gittiğinizde, aynı Orta Çağ’da olduğu gibi yaşadıklarını göreceksiniz… Yaşama yaklaşımları aynıdır, kilise aynıdır.Avrupalıların Yahudilerden aldığı ruh onları iki açıdan etkiledi. Bir yandan konuşma ve din özgürlüğü, eğitim ve Avrupa’nın eşitlik ideallerini getirdi, öte yandan Hıristiyan inancını bugüne kadar tüm Orta Çağ öğretileri ve kısıtlamaları ile halk arasında yaşayan gücünü.Aynı kaynaktan çıkan bu iki kuvvet Avrupalılar harekete geçtiklerinde uzlaşmalarına müsaade etmiyor ve anlaşamaya varamıyorlar. Avrupa ruhunu tanımlayan işte budur.Soru: Eğitim ve eşitliğe ilişkin bu muhteşem fikirler neden Avrupa’yı bugün gördüğümüz feci duruma getirdi?Yanıt: Gerçek şu ki bunlar sadece güzel sloganlar, realitede insan içsel olarak hiç değişmedi. Antik çağlardan beri kişi aynı insan olarak hayat sürmekte. Eğer biraz daha eşeler, derine inersek; aynı daha önce de olduğu gibi, orada duran bir barbar ile karşılaşacağız.İnsanlar kazanılmış özgürlüklerini nasıl kullanacaklarını anlayamıyorlar. Bunun anlaşılması için insanlığın geliştirilmesi gerekirdi, böylece eşitlik nedir, ona ulaşmak için hangi kuvvetler gerekir ve insanın kendi egoist doğasına nasıl direnebileceğini bilirlerdi.Olan, bilimsel ve teknolojik bir devrimdi, ancak biri barbar olarak kalabilir ve aynı zamanda atom bombasına da sahip olabilir. Gerçek anlamda gelişme, ehlileşmemiş bir kişinin, insanın vahşiliğinin gelişimini içerir ve Avrupa’da gerçekleşmiş olan bu değildi. İnsanlar sadece güzel konuşmakla değişmezler. Bir insanı içsel olarak değiştirmek için, içimizde var olan doğal egoisttik güce ek olarak, üst kuvvet gerekir.Durum böyle olmadığından, Avrupalılar aynı eskisi gibi kaldı. Hayatlarını iyileştirmek için yaptıkları sadece, güzel felsefeler, edebiyat ve kültürle oynanan oyunlar; başka da hiçbir şey yoktur. Biraz daha derine inersek, 2000 yıl önce ki insanın aynı kaldığını göreceğiz.http://laitman.com/2016/09/sunset-of-the-great-european-civilization-part-3/

Büyük Avrupa Uygarlığının Gün Batımı, Bölüm 2

Tapınağın yıkılmasından sonra İsrail halkı tarafından kaybedilen manevi bilgi Avrupa uygarlığının gelişimine özel bir ivme kazandırdı. Avrupalılara istisnai güçte bir şevk ve arzu ile yeni topraklar keşfetme ve geliştirme isteği kazandırdı.

Hristiyan inancını her yere yaymak için yola düşen hacılar insanlara dua etmeyi öğrettiler. O zamanlar tam manasıyla barbar olan Avrupa sakinlerine bilim, bilgi ve inanç götürdüler. Bu din bugüne kadar insanları destekledi. Eski Yunanlılar tüm bilgeliklerini Yahudilerden aldılar. Öncesinde, eski Yunan’da çok tanrılı ilkel inançlar vardı. Antik Yunan efsaneleri ancak küçük çocukları cezp edebilecek kadar naif tir. Bilim ve insan ruhunun gûya derin bir nefesten geliştiği anlayışı da ilkeldir. Antik Yunan, İsrail halkında yaşayan Kabala bilgeliğinden ödünç aldığı fikirler sayesinde yükseldi. Her ne kadar Yunanlılar bundan yalnızca çarpıtılmış, dışsal bozuk fikirler edinmiş olsalar dahi, tam da Avrupa medeniyetini geliştiren ve bugünkü Avrupa’ya biçimini veren şey bu olmuştur aslında.

Bu etki sayesinde, Avrupa bütün dünyaya geçirmeye uğraşacağı bu özel bir ruhu edindi. Avrupalılar yeni arazileri ve kıtaları keşfetmeye gittiler, ancak esas amaçları bu nedenle misyonerlikti ve dini idi.

Dinden bilimin gelişti, simya ve coğrafya Hıristiyan inancının dünyayı fetheden en gerçekçi inanç olduğunu herkese ispat etmek için gerekliydi. Bu Avrupalılar için çok önemliydi. Sömürge savaşları ve fetihlerin başlangıçta elbette sadece dini amaçları vardı. Daha sonradan bu işten ekonomik fayda da sağlayabileceklerini fark ettiler.

Günümüze yakın zamanlarda, deniz yolu ile Çin ve Hindistan’dan İngiltere’ye mallar getirilmeye başlandı ve Süveyş Kanalı’na gereksinim ortaya çıktı.

Burada Hıristiyan dininin bilime geçiş vardı. Avrupa, odak noktasını Tanrı’dan insana, insan ruhuna ve insanlık değerlerine kaydırdı. Bu dönüşümün diğer ülkelerde gerçekleşen devrimler tarafından takip edilecek Fransız Devrimi ile başladığını söylemek mümkündür. Dine ek olarak bilim de hızla gelişmeye başlamıştır.

Pek çok farklı ulus bir birine bu denli yakın yaşamakta olduğu, Roma ve Yunanistan’dan gelen ortak bir inanca ve felsefeye sahip olan başka bir kıta yoktur. Ayrıca, sürgündeki İsrail halkı da Avrupa ulusları arasında yaşmakta idi. Bir ülkeden diğerine göç ederken aralarında yaşayan bu ruhu diğer uluslarla temas kurarak onlara aktarıyorlardı. Bu nedenle, Avrupa hiçbir ülkenin gelişmediği kadar gelişti.

İsrail halkının geldiği yerin gelişmeye başladığını söylemek mümkündür. Ve oradan ihraç edildiklerinde derhal bu ülkeler düşe geçer. Bu da Avrupa’da gelişimin iki yoldan gerçekleştiğini düşünebileceğimiz anlamına geliyor. Birincisi Hıristiyanlığın, ikincisi ise Yahudi ruhunun gelişimidir. Gelişimin birbirlerini etkileşim içinde ilerleyen bu iki yön, Avrupa uygarlığını inşa etti.

Sunset Of The Great European Civilization, Part 2

Büyük Avrupa Uygarlığının Gün Batımı, Bölüm 1

Soru: Avrupa zor zamanlardan geçiyor: bir ekonomik kriz, mülteciler sorunu, İslam’ın yayılması, faşizmin yeniden canlanması ve Nazizm; bütün bu problemler yuvarlanan kartopu gibi (cığ gibi) hızla büyüyor. Oysa insanlığın gelişimine Avrupa belki diğer kıtaların tamamından da daha fazla katkıda bulunmuştur. Böyle yüksek bir medeniyetin Avrupa’da gelişmiş olmasının sebebi nedir?

Cevap:Eski uygarlık Orta Doğu’da Persler’de, (yani) antik Babil’de ortaya çıktı. Ve daha sonra tamamıyla Avrupa’ya, Avrupa uygarlığını inşa eden eski Yunanistan ve Roma’ya taşındı.

Yunanistan üzerinden Avrupa’ya bilim ve felsefe Yunanlı bilim adamları, Birinci Tapınak’tan İkinci Tapınağı yıkıma kadar olan dönemde Yahudilerden aldıklarıdır ki bu dönem zamanımızın bin yıl öncesindeki cağdır. Avrupalı ​​bilim adamları ve filozofların kendileri de bunu yazarlar.

Romalılar, Avrupa’yı geliştiren toplumsal sistemi ona verdi. Sonuçta, Roma İmparatorluğu refah ve iktidarının en üst noktasına geldiğinde Avrupa tamamen barbardı. Eğer Romalılar Avrupa’yı fethedip kuzey sınırlarına kadar inmeselerdi, Avrupa uygarlığının ne halde olacağını söylemek zor.

Romalılar Avrupa’ya bir devlet sistemi verdi; yollar açıp, imar ettiler (yollarla donattılar). Talmud’da Yahuda düştüğü zaman, Roma İmparatorluğu’nun iktidar ve bilgeliği ele geçirdiği ve bunların üzerinde yükseldiği yazar. Sonunda her şey İsrail’den çıktı, Yahudi halkının yaşadığı yıkımdan. İsrail halkının manevi bilgisi, manevi kazanımı ve gücü tükendi, bunlardan geriye acınası kırıntılar kaldı sadece.

İsrail halkı onları nasıl kullanacaklarını bilmezdi çünkü bu maddi dünyada bir şeyler inşa etmek için yaratılmamışlardı, yalnızca manevi çalışma için yaratıldılar. Romalılar edindikleri bilgiyi uyarlayarak, Avrupa ülkelerinde maddi hayat inşa etmek için kullandılar.

Büyük İskender bu modern, bilimsel ve gelişmiş varlıklı varoluş yöntemini tüm dünyaya iletmeye çalıştığını söylemekte idi ve Büyük İskender’in başlattığı seferlerin gerçekten de bu mesajın bütün dünyaya yayılmasına katkısı oldu. Fetihlerinin amacı da buydu.

Ek olarak, Hıristiyanlık’ın Roma etkisinin Avrupa’da yayılmasına yardımı büyüktü. Yahudilerden uyarlana ​​ve İkinci Tapınak’ın yıkılışından kalan bu kalıntılar temelinde gelişti. İlk Hıristiyanlar, İkinci Tapınak’ın yıkılmasından sonra onu yeni bir din haline getiren Yahudilerdi.

Hıristiyanlık, takipçilerini bu dini geliştirmeye, daha da yaymaya ve ona yeni ruhlar katmaya zorladı. Bu da Antik Roma’ya, Avrupa’yı fethetme yolunda bu yerlere bilim, felsefe ve dini götürmek için ilham kaynağı oldu.

Öncesinde, Avrupa’da yerleşik, ruhlara tapınan barbarlara Hıristiyanlık ile bir sistem ve kitaplar verdi. İnsanlar okuryazar olmadığından ve bu düşüncenin onlara açıklanabilmesi için çizimlere ihtiyaç duyulduğundan, sanat gelişmeye başladı.

Yahudi Tapınağı kalıntıları üzerinde, düşüp parçalanan bu manevi düşüncenin devam ettirilememesi nedeniyle çeşitli inançlar ve felsefeler çiçeklendi. Tüm Avrupa medeniyeti, Yahudilerin sahip olduğu gizli bilgeliğin bıraktığı birkaç kırıntıdan gelişti.

Sunset Of The Great European Civilization, Part 1