Monthly Archives: Kasım 2016

“İsyan Etmekteydiniz….”

Tora, Deuteronomy 9:24: Sizinle tanıştığım günden beri Yaradan’a isyan etmekteydiniz

Soru: “sizinle tanıştığım günden beri” ifadesinin anlamı nedir?

Cevap: Bu Musa’nın halkına önderlik etmek için çağırdığı günlerdendir.

O, hala Yaradan’dan hediyeydi! Mutlak egoizm, İsrail’in oğlulları içinde mümkün olan her noktadan patlak veriyordu. Yani yerleşme, karşılaştırma ve birbirlerine karşı olan tutumlarında değişiklik gerekliydi, böylece Mısır’dan çıkmaya razı oldular.

Dahası, gitmekte oldukları geleceğin koşullarının farkında olmalıydılar. Bu Mısır’dan Sina’ya fiziksel çıkmak değildir, egoizmlerinden çıkmaktır, ondan ayrılış, onun üzerine yükseliştir.

Bu isyanın nasıl ifade edildiğidir. Egoizm, kendisine tam bir eylem özgürlüğü sağladı.

“You Have Been Rebelling…”

Güzel Olun!

Soru: Kabala Bilgeliği, kadının bir erkek için ya da güzel olma amacıyla süslenme doğal arzusuna karşı ne yapar? Zohar Kitabı, kadının süslenmek için doğal bir arzuya sahip olduğunu söylüyor.

Cevap: Kabala bilgeliğine göre süslenmek ihsan etme niyetine ima eder.

Yorum: Zohar Kitabı, “Malhut kendini süsler böylece arzulanan damat gelecektir…” der, damat Yaradan anlamına gelir.

Cevap: Zohar Kitabı, ihsan etmek için çalışma için arzularımızın hazırlanmasına değinir, bir adamı etkilemek için değil.

Soru: Yani bir kadın kendisini süslemeli mi süslememeli mi?

Cevap: Kendinizi süslemenizde ve güzel olmanızda bir sorun yok.

http://laitman.com/2016/09/be-beautiful/

Fiziksel Dünyadan Manevi Dünyaya

Grupla çalışmaya başladığım zaman yavaş yavaş her türlü sorunla karşılaştım. Bu Yaradan’ın benim için meydana getirdiği çalışma alanıdır, böylece gelen tüm problemleri çözeceğim, sevgi köprüleriyle onları örteceğim ve grup içinde O’nun ifşası için gerekli koşulları yaratacağım.

Böylece kendimi diğer grup üyeleriyle bağlarım, on Sefirot gibi ve aramızda Yaradan’ın ifşası için bir yer sağlarım.

Bu nedenle, daima bu konuyu birbirimize hatırlatmak zorundayız. Sonuçta Yaradan sürekli dünyevi cahillik içinde bizi sıfırlar ve biz bu duruma ilişkin bakış açımızı değiştirip kendimizi ayarlayarak bu durumdan maneviyata doğru yükselmek zorundayız

Bu bizim sürekli çalışmamızdır. Dünyevilikten, Yaradan’ın bizim için bilerek yaptığı bu kafa karıştırıcı dünyadan, yeni manevi koşula yükseliriz,

From The Physical World To The Spiritual

Doğanın Temel Kanunu

Soru: Birlik metodunun yaygınlaştırılması kim içindir?

Cevap: Evrim sürecinde egoizm gelişiminin tamamlanması durumuna ulaştığı için, bizi saran doğa ile bir kriz içindeyiz. Biz egoistler birbirinden ayrılmış ve bölünmüşken, doğa tekdir ve bütündür ve bu yüzden bizler doğaya zıdız.

Bu, ekoloji ve toplum da dahil olmak üzere hayatın bir çok alanında krize yol açar. Eğer onunla denge koşuluna ulaşmazsak, doğa bizi kendi sisteminin dışına çıkarabilir. Kabala Bilgeliği bize çok daha basit bir yolla bundan bahseder. Dostunu kendin gibi sev, doğanın temel kanunudur ve bu birliğe özlem duymaktan bile basittir. İnsanlara açıkladığımız şey budur.

http://laitman.com/2016/09/the-basic-law-of-nature/

Yoksullara Dikkat Edin Çünkü Onlar Kurtuluşumuzu Getirecek

Soru: “yoksullara dikkat edin çünkü onlar kurtuluşumuzu getirecek” denmiştir. Bu iki şey nasıl ilişkilidir?

Cevap: “Yoksul” terimi, değersizlik, boşluk duygusu ve üst dünyayı elde etmek için büyük bir özlem anlamına gelir. Aslında, bu koşul kişiyi duyum elde etmek ve zengin hissetmek için iter.

Beware Of The Poor Because They Will Bring Our Salvation

Tılsımlardan Faydalanmak Mümkün mü?

Soru: Maddi refah için hangi nazarlıklar muskalar (kırmızı ipler, kutsal su ve benzeri) en çok yarar sağlar?

Cevap: Tılsımlar ve muskalar kişisel kazanca yol açmaz. Aldatmacalar ve büyüler, psikolojik destek dışında başka bir şey sağlamaz. Kişi onu hisseder, muskayı öper ve huzurlu hisseder, huzurlu hissetmenin sonucu olarak, yarar sağlayabilir.

 

Is It Possible To Benefit From Amulets?

Avrupa Yol Ayrımında, Bölüm 4

Soru: Avrupa’yı birliğe kavuşturmak için hangi araçları önerirsiniz?

Cevap: Bu sahip olduğumuz bir araç değil fakat doğamızda gizli olan bir araçtır. Kabala Bilgeliği bize bu iyi gücü nasıl ortaya çıkaracağımızı ve onu kişisel değişimiz için nasıl kullanabileceğimizi öğretir.

Ben diğerlerini değiştiremem. Fakat çalışmaya katılan her birey kendi kendini kendini değiştirir hepsi bu. O sadece aynı eylemleri yaparak ve değişerek öğretebilir.

Soru: Doğanın gücünde gizli olan nedir?

Cevap: Bağlılık ve birliğin gücüdür bu sevginin gücüdür.

Soru: Öyleyse neden Avrupalılar bu gücü daha evvel keşfedemediler üstelik birlik ve sevgiden o kadar da bahsettiler?

Cevap: Bu güç dünyanın hiçbir yerinde tam olarak ortaya konulmuş değil dünya henüz sadece ona ne kadar ihtiyaç duyduğunu keşfetmeye başladı. Şimdiye kadar bu güce gereksinim duyulmadı ve herkes kültürü, eğitimi, bilimi ve felsefeyi geliştirerek başarılı olacağımızı sanıyordu.

Fakat bugün biliyoruz ki, insanın içinde bulunan her şey kişi onu kullandığında zarar vermeye başlayabilir. Eğer biz iyi barışçıl bir hayata dertler problemler ve savaş olmadan ulaşmak istiyorsak, insanlığın gelişimini iyi yoldan nasıl gerçekleştireceğini açıklayan Kabala metodunu adapte etmeliyiz.

Kabala bizi birleştirecek bu gücü doğada nasıl ortaya çıkaracağımızı ve elde edeceğimizi öğretir. Bunu yapabilmek için kendimizi, kendi doğamızı, dünyanın doğasını ve doğada gizli olan gücü araştırmalıyız. Geçmişte sadece kötü egoist güç tarafından geliştiriliyorduk, fakat bugün bunun içine iyi olan gücü de ekleyebiliriz.

Soru: Bu güç bencil birini özverili birine dönüştürecek ve bir mucize mi gerçekleştirecek?

Cevap: Aslında bu güç kişiyi dengeye yönlendirebilir. Kişinin içinde eski güç ve yeni güç birlikte bulunacak eksi ve artı gibi. Sonra o kendine atanmış hedefleri nasıl gerçekleştireceğini bilecektir.

Soru: Bu doğadaki bu gizli gücü çekmemizi tavsiye ettiğiniz anlamına mı geliyor?

Cevap: Bu güç o kadar da gizli değil; doğada çalışıyor. Biz doğada her atomun pozitif ve negatif güçler olduğunu biliyoruz. Sadece insanın içinde orada negatif güç yalnız olarak bulunur ve olumlu güç ortaya çıkmamıştır. Ancak gerçekte bu gücün var olduğunu biliyoruz. Sadece onu ortaya çıkarmamız gerekir.

Soru: Şimdiye kadar nasıl ortaya çıkaramamışız?

Cevap: Çünkü kimse gereksinim duymadı. Ama bugün biz bu gücü ortaya çıkarmak için hazırız; Bu nedenle, yöntem doğanın pozitif gücünü uyandırmaya olanak sağlıyor ve negatif kuvveti dengelemeyi mümkün kılıyor. Bu Kabala metodu her zaman İsrail Halkı ile yaşadı.

Soru: Kabala Bilgeliğinin kişinin içinde pozitif gücü açığa çıkarmada kullandığı bazı bilinmeyen buluşları mı var?

Cevap: Tabi ki! Kabala nasıl bağlantıya geçileceğini, nasıl çalışılması gerektiğini iyi gücün nerede ve nasıl aranması gerektiğini açıklar. Bu metodu bildiği halde açıklamamış olan İsrail Halkından diğer milletlerin bilinçsizce nefret ediyor olmasının sebebi de budur. Artık herkesin fena halde ihtiyacı olan birleşmenin metoduna sahibiz fakat diğerlerine kendimizden onlara geçirerek ulaştıramıyoruz.

Bugünkü egoist formda Avrupa Medeniyeti’nin miadı doluyor ve burada dünyaya Işık getirmek için Kabala metodunu uygulamak zorunda kalacağımız yeni bir dönem başlıyor. Yeni aşama kendini değiştirme ihtiyacı duyan bir kişinin bunu fark etmesi ile başlar. İnsanlar gözlerini açacak ve bu sayede hayatlarını daha iyiye doğru değiştirmek için gereken gücü gerçekten bunu mümkün kılan yerden almaya başlayacaklar. http://laitman.com/2016/09/europe-at-a-crossroads-part-4/

Avrupa Yol Ayrımında, Bölüm 3

Soru: Avrupa idealleri eşitlik ve kardeşlik sadece şık bir paket, fakat kişi içindeki barbar olduğu gibi duruyor, Hitler’in Almanya’sı da bunun bir örneğidir. Kabala’nın Bilgeliği bizi çağırdığı içsel insanı değişiklik nedir?

Cevap: İnsan doğası mümkün olan her şeyden zevk alma arzusudur. Bedenimiz bu şekilde organize edilmiştir. Her hücre, sinir sistemi, düşünceler, arzular, akıl ve kalp, her şey yemek, cinsellik, aile, para, onur ve bilgi alınan tatmin bizim kendi memnuniyetimiz için; biz bu şekilde yaratıldık

Bu dünyada yaratılmış her şey bu prensipte düzenlendi; taşlar, bitkiler, hayvanlar ve insanlar. Bunlardan sadece insanda egoizm çok daha fazla ifade edildi. Diğer bütün varlıkların tersine, yalnızca varlığını sürdürmek için etrafındakileri tüketmekle kalmaz dünyanın tamamını yutmak ister.

Kendi ihtiyacım olmasa da almalıyım ki başkası almasın. Milyonerlerin hayatlarının sonuna kadar daha fazla para kazanmaktan başka bir şeyle nasıl olup da ilgilenmediklerini görebiliriz. Ne için? Başkalarına bırakmama arzusudur onları bilinçsizce motive eden. İşte doğamız bu.

Eğer doğamız bu denli egoist ise hiçbir akıl, ahlak, bilim, psikoloji, felsefe, kültür veya eğitim bize yardım edemez. Yüzlerce yıldır dünyanın farklı yerlerinde ve kısmen Avrupa’da insanlar insanı düzeltmek için çaba sarf etti ama görüyoruz ki aynı egoistlikte hiç kimseyi düşünmeden sadece kendisi için almak istiyor.

Avrupalılar o hepimizi birleştirecek yeni dünyayı inşa etme ihtiyacını hissediyorlar. Birleşmeyi denediler çünkü bu aşama çok güzel ve iyi gözüküyordu. Avrupa’yı birleşmiş bir yuva haline getirmek istediler.

Fakat bunun yerine ne yaptılar? İnsanları birleştireceklerine egoizmlerine öncekinden bile daha fazla güç kazandırmak için bankaları, fabrikaları, yönetim organizasyonlarını birleştirdiler. Yanı sıra bu hiçbir şeyi değiştirmedi. Fransızlar Almanlardan öncesine göre daha az nefret etmiyor. Hiçbir Avrupa ulusu komşularından hoşlanmıyor ve onlardan korkmakta.

Avrupa Birliği Fransız Devrimi’ne ve genel olarak bütün devrimlere benziyor, insan doğasını hiç değiştirmeden yalnız dış görüntüyü etkileyen bazı kozmetik değişikliklere sebep oluyor. Gerçek bir devrim yapmak insanı değiştirerek mümkün. Günümüzde yavaş yavaş anlamaya başladık ki; insanı değiştirmeden başarılı olma şansımız yok.

Soru: Siz ne kültür ne eğitim ne bilim insanı değiştirme gücüne sahiptir Avrupa bunun ispatıdır dediniz. Öyleyse insan nasıl değişebilir hangi yolla?

Cevap: Her şeyden önce insan doğasını değiştirmek için bir farkındalık gerekir. Bu değişiklik olmadan bulunduğumuz durum basitçe tehditkar. Aksi halde Avrupa’yı birleştirmeye değmezdi çünkü daha kötüsüne dönüşmüş olurdu. Yüksek değerleri sadece dışsal olarak uygulamaya kalktığımızda sadece zarar veririz. Bir birinden nefret eden insanları aynı apartmana koyarak iyi ne elde edebilirsin, iyi bir şey çıkmayacak kavgaya başlayacaklar.

Bugün Avrupa’da ne olduğuna bir bakın nefret büyüdükçe büyüyor. Şans bu ki onları bir arada tutan Müslüman mültecilerle ilgili ortak bir problemleri var. Olmasa şimdiye kadar birbirlerini öldürmüşlerdi bile.

Kabala Bilgeliği der ki, bizi kurtaracak tek şey hakiki birliktir ki buna tarihin bu aşamasında ulaşmak zorundayız. Bu sayede tüm insanlıkta arzu edilen düzeltme gerçekleşebilecektir. Buna en hazırlıklı ve dünyanın en gelişmiş bölümü olarak Avrupa herkese örnek olmalıdır.

Europe At A Crossroads, Part 3

Avrupa Yol Ayrımında, Bölüm 2

Soru: Neden Avrupa’nın bunca yıllık çabaya karşın birleşmesi mümkün olmamıştır?

Cevap: Avrupa bunu nasıl yapacağını bilmiyor. Özgürlük, eşitlik, kardeşlik Fransız Devrimi’nin güzel sloganlarından kalan kelimeler. Fakat anlamadılar hala anlamıyorlar ki bu sözcüklerin hayata geçebilmesi için bireyin kendisinin değişmesi zorunludur.

İnsan kendi kendini değiştiremez veya kendi egosunu yenemez. Egoist doğasının üzerine çıkmak için onun dışarıdan bir güce ihtiyacı varır ki bu güç düzeltip değiştirebilsin.

Fransız bunu bilmiyordu ve başaramadı. Bu sebeple Büyük Fransız Devrim’in yerini Nazizm ve radikal İslam’ı da içeren başka bayraklar altında yapılan farklı devrimlerle yer değiştirdi. Bütün bunlar insanların gerçek bağlantıya ulaşmanın tek yolunun insanın doğasını değiştirmesiyle mümkün olabileceğini anlayamamasından kaynaklanıyor.

Kabala metodu farklı çünkü tarihte ilk defa dışımızdaki sistemi değiştirmeye uğraşmıyoruz, değiştirdiğimiz din, bilim, kültür, eğitim ve yönetim değil ama kişinin kendisi. Kabalistler dışında kimse bunun ne manaya geldiğini dahi bilmiyor. Bu kişinin biraz daha fazla bilgi, eğitim veya kişinin diğerlerine daha etik ve medeni bir şekilde davranması anlamına gelmiyor.

Kişi kendi egoist doğasının üzerine çıkmalı ve bir diğerini edinmelidir, kimsenin bugün hakkında bilgisi olmayan özgecil (bencillikten arınmış) olanı. Kabala bize bütün bunarı uygulama fırsatı veren gerecekten bugün ortaya çıkarılan gizli bilgeliktir. Ancak bunu yapmazsak tarih boyunca insanlığın deneyimlediği tüm acılardan daha korkunç felaketleri biz göreceğiz.

Kişi ihsan etme doğasına yükselmeli ve yalnız sözde değil gerçekten komsusunu sevmelidir. Aynen bugün otomatik olarak kendini düşündüğü gibi basitçe doğası bunu gerektirdiği için diğerlerinin refahını düşünecektir. Bugün sadece kendini ve ailesini yani kendine ait olan her şeyi umursuyor yarın aniden farklı düşünmeye başlayacak toplumu umursayacak.

Avrupalı yaklaşım insanlık tarafından insan hakları ve özgecilik konularında model olarak kabul görmüş olsa dahi görünüşte eşitlik ve kardeşlik çağırısı yapan bilinen bütün Avrupa idealleri ve ahlaki değerleri tamamen egoist idi. Tüm bunlardan sonra böyle olmasının sebebi karşılaştırmanın barbarlıkla yapılıyor olmasıydı. Ama henüz kimse bu yaklaşımı bencillikten arınmış yeni insanı yaratan ve geliştiren bu metot ile kıyaslamadı.

Europe At A Crossroads, Part 2

Avrupa Yol Ayrımında, Bölüm 1

Soru: Büyük Avrupa medeniyeti çağının bittiği ve yeni bir zaman başladığı Avrupa krizinden anlaşılmakta. Gelecekte Avrupa’nın dünyadaki konumunu siz nasıl görüyorsunuz?

Cevap: Özgürlük, eşitlik ve Fransız Devrimi’nin bütün şu güzel sloganları karşın hiçbir hakiki gelişme göremiyorum. Tabiî ki, Avrupa medeniyetinin dünya medeniyetinin gelişimine katkısını inkâr edemeyiz. Ancak, tüm bu başarılarının sadece maddi bu dünyanın işleri çerçevesi içinde ve insan egoizmine dayalı olduğunu anlamak gerek.

Bu nedenle egoizmin güzel yaldızı, demokrasi ve özgürlük modası aslında insanda hiçbir şey değiştirmedi. Uygar Avrupalıları Hitler’in nasıl da vahşilere çevirebildiği bunun ispatıdır.

Eğer daha zekice davranarak ülkeleri fethetmek yerine onları fikirleri etrafında birleştirseydi bütün Avrupa’yı kendi müttefikine dönüştürebilirdi. Onun için neredeyse hiç direnç görmeden Avrupa’yı fethetmek çok kolay olurdu. Bu özel yüksek kültürü ile meşhur ‘aydınlanmış Avrupa’ imajının dünyanın geri kalanı ile kıyaslandığında, içselleşmiş içerikten yoksun sadece dışsal olduğunun göstergesidir.

Kültürel imaj ve iyi terbiye Almanları insanları hayvan seviyesine indirgeyerek öldürmekten alıkoyamadı. Buna göre insanların kendi egoizmleri içinde sonsuza kadar barbarlar olarak kalacakları açıktır. Onun içinde geliştikçe daha kötüleşecek fakat egoist niyetlerini gizlemeyi öğrenecek, iyi politikacıların yaptığı gibi ikiyüzlüleşeceklerdir.

İnsanlık, egoizmin üzerinde bağlantı ve birlik kurma konusunda İsrail halkının Kabala bilgeliğindeki enternasyonal fikrini benimsemedikçe bir geleceği olmayacak. Şimdiye kadar insanlık kendini bu düşüncenin dışında sınırlayarak bozuk olarak algılanacak şekilde gelişti.

Avrupa’da egoizm diğer ülkeler ve kıtalarda olduğundan çok daha büyük ve gelişmiş olduğundan bu metodu ilk Avrupa uygulamalı. Ve eğer Avrupa bu metodu uygulamazsa dünyanın diğer taraflarından daha fazla acı çekecek. Avrupa’nın geleceği hakkında pek iyimser değilim.

Kabala, Avrupa’ya insanın özünü etkilemez halede slogan olarak kalmış Fransız Devriminin güzel fikirlerini pratiğe geçirmeyi öneriyor. Herkes birlik eşitlik ve kardeşliği hayal eder, Rusya ve Avrupa’da haklarında konuşulurdu fakat uygulanamazdı. Bu fırsatı sadece Kabala bilgeliği sunabilir.

Bu sebeple şimdi ortaya çıkarılıyor tam Avrupa ideallerini fark etme konusunda güçsüzlük ve kabiliyetsizlik içinde olduğunu benimsemişken. Ve tam da bu zaman Avrupa ideallerine tamamen yabancı, karanlık orta vahşeti düşünceleri ortaya çıkmakta.

Kabala Bilgeliği Avrupalıların çok gurur duyduğu eşitlik ve özgürlük kavramlarını patikte uygulama gücüne sahiptir. Her şeyden evvel, doğanın üst gücünü nasıl çekeceğini bilir.

Soru: Dini inanca geri mi çekiliyoruz?.

Cevap: Bu metodun dinle hiçbir ilgisi yok. Doğada gizli olarak bulunan birliğin gücünü kullanma becerisi ile ilgili. Kabala bu kuvveti ortaya çıkarmayı ve birleştirmek amacıyla kullanmayı mümkün kılar.

Europe At A Crossroads, Part 1