Daily Archives: Kasım 11, 2016

Topluluk İçin Dua

Tek doğru dua, onlu için anlamında, topluluk için olan duadır, kendim için olan dua koşulundayken “ben”in üzerine çarpı atılması gerekir.

Onlusu için bir dua yükselten kişi, onun temsilcisi olur ve Yaradan ile birleşmede lider olmayla ödüllendirilen ilk kişidir.

Tam olarak onlusu aracılığıyla Yaradan’a yalvarabilir ve buna yaratılış, birey, insan denir. Geri kalan dokuz kişi, onun Yaradan’a yalvardığı matrisi temsil ederler.

Manevi ilerlemenin ivmesi, duaya yakın olsunlar diye, toplumu genişletmek için indirgenir. Bunun anlamı şudur; bir dua yükselttiğiniz zaman, topluluktan en büyük arzuları alabilir ve onları yerine getirmeye, ortak bütünlüğe doğru yönlendirebilirsiniz. Bu, dağıtım ve eğitim yoluyla yapılabilir.

http://laitman.com/2016/09/a-prayer-for-the-society/

Temiz Kalpten

Torah, Deuteronomy 10:17: “Efendi için, senin Tanrın, tanrıların Tanrısı ve efendilerin Efendisi, büyük güçlü ve görkemli Tanrı, hiçbir iltimas yapmayacak, rüşvet de almayacaktır.”

Satın alınabilen krallar, liderler ve yetkililerin aksine Yaradan rüşvet almaz.

Yaradan ile sadece temiz bir kalple başa çıkabilirsiniz, kendinizle hiçbir ilişkiniz olmadan, hiçbir rüşvet teklif etmediğinizi ve sonuçlarla ilişkinizi kestiğinizde tamamen kendinizden ve her şeyden çıktığınızı söyleyebilirsiniz.

O zaman, hiç kimseye bir şey vermek ya da sunmak için teşvike sahip değilsinizdir. Kesinlikle temiz arzular ve düşüncelere sahipsinizdir. Bu, Tora ile meşgul olabildiğiniz zamandır, diğer bir değişle gerçek ıslahla.

Ancak dünyamız tamamen kendimizi ve başkalarını aldatma üzerine kuruludur ve bu nedenle onun içinde hiçbir manevi olgu hissetmeyiz. Her şey daima satın alınmıştır ve bizler de başka şekilde hareket edemeyiz. Eğer en azından bazı şeylerde, doğru ve dürüst davranabilseydik, kendimizi hemen üst dünyada bulurduk.

http://laitman.com/2016/10/from-the-pure-heart/

Mutluluğa Ulaşmak Mümkün Müdür?

Soru: Kişinin bu dünyada mutlu olabileceğine inanıyor musunuz?

Cevap: Bu mümkün değildir. Gözlerinizi kapatabilirsiniz; hatta sarhoş olabilir ya da uyuşturucu alabilirsiniz, belirli çerçevelerde kendinizi kısıtlayabilir ve başka bir şey düşünmeyebilirsiniz, ama eğer kişi kendini gerçekten keşfederse, daima gelişmeyi, anlamayı, hissetmeyi, bilmeyi ve her şeyi elde etmeyi isterse, dünyamızda mutlu mutlu olmak mümkün değildir.

Soru: Bu, dünyamızın bize, bizi gerçek mutluluğa yönlendirmek amacıyla verildiği anlamına mı geliyor?

Cevap: Bu dünya bizlere gelişimimizin başlangıç noktası olarak verildi. Biz bu dünyada başka bir şekilde gelişemeyiz. Bu dünyada yaptığımız her şeyin kesinlikle faydasız olmasının nedeni de budur. Bu, gerçek hayat manevi yükselişle başlar ve bu dünya orada bir nokta gibi kalır anlamına gelir. Tarih boyunca yapmış olduğumuz her şey sadece bu başlangıç noktasıdır.

Soru: Tüm bilimsel ve kültürel eserlere ne diyorsunuz?

Cevap: Tüm bilimsel ve kültürel eserler bizim egoizmimizin eserleridir. Tüm bu büyük eserler ve fikirlerden hiçbir şey kalmaz. Tüm insanlık tarihi, hayvansal seviyede bir tarihtir.

Kendimize kenardan bakmaya başladığımızda, tüm eylemlerimizin egoizm olduğunu anlarız. Bu tamamen içgüdülerimizin bir sonucudur; bizi şiirler, romanlar, müzik ve diğer sanat eserlerini yazmaya yönlendirir. Bu nedenle, bunların hiçbirinde, hiçbir şekilde üst nitelikler, koşullar ya da başarılar yoktur!

Bütün tarihimiz, deneyimlediğimiz her şey ve tarihimiz boyunca birikmiş olan tüm değerlerimiz, gelişmemizin geri kalanına kıyasla, sadece küçük siyah bir noktadır. Ancak maneviyatı elde ettiğimizde, bütün bunlar için üzüntü duymayız çünkü o zaman gerçekten de yıldızlar arası yolculuğa başlarız.

http://laitman.com/2016/10/is-it-possible-to-attain-happiness/

Kişinin Tek Görevi

Soru: Rabaş’ın “Çalışmada başarısızlık kavramı nedir?” makalesindeki, başarısızlığın anlamı nedir?

Cevap: Yaradan gizli olduğunda, kişiye olan her şeyle Yaradan’ı ilişkilendirmesi, onun bu dünyadaki tek görevidir. Yaratılışın içinde var olan tek güç, kişinin sahip olduğu tüm düşünceleri, arzuları ve eylemleri belirler, “O’ndan başkası yok” (Deuteronomy 4:35).

Kişiye arzuları ve düşünceleri varmış gibi gelir; bu Yaradan’ın gizliliğinin keşfidir. “bu dünya” olarak adlandırılan, bu gizliliğin içinde, kişinin görevi başlangıçtan beri olan her şeyi Yaradan’la ilişkilendirmektir. Tek günah, tek hata ya da haksızlık kişinin her şeyi Yaradan’la ilişkilendirmemesidir.

Bu nedenle, kişinin tek görevi tüm düşünceleri, arzuları ve eylemleri, onların kaynağı, Yaradan’la ilişkilendirmek ve kendini Yaradan’ın tüm eylemlerinin bir sonucu olarak görmektir. “O’ndan Başkası Yok”, “Sen Beni Arkamdan Ve Önümden Sardın”, Yaradan’ın Yüzünün Gizliliği Ve İfşası” ve diğer makalelere bakın.

http://laitman.com/2016/10/a-persons-only-task/

Karar Noktası

Tora, Deuteronomy 9:28 – 9:29: Bize dışarıya çıkardığın toprakların insanları şunu demesinler diye: “Yaradan yetersizliği nedeniyle onları, onlara sözünü ettiği bu topraklara getirdi, onlara olan nefreti nedeniyle, onları katletmek için çöle getirdi.” Ama onlar senin insanların, onları yüce gücün ve onlara uzattığın elinle çıkardığın senin mirasçılarındır.

Soru: Yaradan’a bu yakarış nedir?

Cevap: Bu, kişinin Yaradan’ın ona karşı olan tutumunu yumuşatma yeteneğine sahip olduğu durumdur ve böylece sorunsuzca bazı engellerin üstesinden gelir ama o bunu kabul etmez.

Onlarla gerçek bir biçimde baş etmeyi ister böylece kendi egoizmi ona geri gelmeyecektir ve birazcık hile yapmanın mümkün olduğu ve her şeyi titizlikle en üst seviyede yapmanın gerekmediği konusunu tartışmaya başlar.

Bunlar her adımda vardır. Ama kişi ne yapacağını bilir. Sonuçta, bu yolda çalışması için ona bir fırsat verildiğinden, hiç şüphesi yoktur. Bu onun için sadece her zaman ortaya çıkan, zor kararların verildiği noktadır.

http://laitman.com/2016/10/decision-point/

Kabala Bilgeliği Kim İçindir?

Soru: Kabala Bilgeliğinin dağıtımı kim içindir?

Cevap: Kabala Bilgeliği, hayatın anlamı ile ilgili soruları cevaplar. İnsan yıllarca gelişmiştir, tüm diğer hayvanlar gibi yaşamanın dışında kendine hayatın anlamını sormamıştır bile. Ama egoizmi büyüdükçe “Hayatın anlamı ve ıstırabın anlamı ne? Neden ya da kim için ıstırap çekiyoruz?” merak etmeye başlamıştır.

Bizim kuşağımızın pek çoğu bu soruları sormakta, istatistikler tarafından kanıtlandığı gibi, insanlığın yarısı depresyonda. Kabala İlmi bize, insan tarafından icat edilenden değil ama doğa tarafından belirlenenden, hayatın anlamı ve amacının ne olduğundan bahseder.

Hayatın anlamı, varlığımızın sonraki seviyesini ifşa etmek, bu seviyeye şimdiki yaşamımızda yükselmek, yaşam ve ölüm arasındaki bariyeri aşmak ve maddesel bedenimizden uzaklaşmaktır. Bunu yapmak isteyen birçok kişi var. Ve henüz ilgileri olmadığından gelip, dinleyip ve ayrılanlar var. Ayrıca fikrîlerimizi dine dönük olarak duyanlar var.

Biz kimseyi kalması için zorlamayız çünkü Kabala ilmi egosu sonuna kadar gelişmiş olanlar içindir. Bu insanlar kendilerine hayatın anlamı hakkında soru sorarlar ve bunun cevabını almaları gerektiğini hissederler ve onların hayatın amacını bilmeleri gerekir.

http://laitman.com/2016/09/who-is-the-wisdom-of-kabbalah-meant-for-2/

İyi Tutum, İstismara Karşı Korunmadır

Soru: Dünyamızda çocukları sağlıksız ilişkilerden korumak nasıl mümkün?

Cevap: Bu tamamen çocukların, yalnızca ailelerinin aşıladığı değil aynı zamanda kreşte, okulda, sokakta ve grup içinde aldıkları eğitime bağlıdır. Her şey bir çocuğun büyüdüğü ortama bağlıdır. Eğer dünyada başkalarıyla iyi ilişkiler için onu eğitirseniz, üst dünya yoluyla ona bir çeşit koruma sağlanır.

Hayatın her durumunda tam güvenle bu nasıl başarılır söyleyemem; ancak kişi diğerlerine karşı iyi bir tutuma sahipse, akıllıca ve sakince davranıyorsa, trafik kurallarını ihlal etmiyorsa ve saldırganlık yapmıyorsa, o zaman daha üst yönetim yoluyla ve diğerleriyle karşılıklı işbirliği yoluyla, en az sorunla karşılaşacaktır. İyi bir tutum ve başkalarına açık olmak, istismara, bozukluklara ve tüm olumsuz olgulara karşı en önemli korumadır.

Soru: Dünyamızda “köpek köpeği yer” durumu olsa bile, diğer insanlara karşı iyi tutum yoluyla sağlanan koruma yeterli mi?

Cevap: Köpekler eğitimli olduklarında bile, onlara yiyecek ve özenle yaklaşılmalıdır. Aynı şey, daha da kötü olsalar bile insanlar için de geçerlidir.

http://laitman.com/2016/09/a-good-attitude-is-a-protection-against-abuse/

Bizi Kibirden Ne Koruyacak?

Yorum: Denir ki bizler “O’nun tüm yollarında yürümek ve O’nu sevmek ve Efendi’ye, Tanrı’na ibadet etmek” (Deuteronomy 10:12), ve O’na hizmet etmek zorundayız.

Cevap: Eğer O, mutlak ise O’na hizmet etmeye gerek yok. Bizim sadece, O’nun üst dünyada onlar için yarattığı insanlara hizmet etmemiz gerekir. Yaradan’ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Siz O’na ne verebilirsiniz? O mükemmel!

Soru: Gerçekte insanlara hizmet etmemde öyle ya da böyle hala kendini ortada gösteren egoizm yok mu?

Cevap: Üst sistemde her şey öyle düzenlenmiştir ki önce, eğer tüm niyetlerim bencilce ise insanlara manevi olarak hizmet edemem ve ikinci olarak, başkalarından kafama sadece “tokat” yerim.

Ve ben doğru davransam ve her şeyi onlar için fedakârca yapsam bile, onlar hala beni istedikleri kadar eleştirecekler ve böylece beni kibir ve gururdan koruyacaklar; bunun için onlara çok teşekkür ederim! Ancak, beni eleştirmezlerse bu bir sorundur. Bu Yaradan’dan bir cezadır.

http://laitman.com/2016/09/what-will-save-us-from-pride/

Babadan Oğula

Torah, Deuteronomy, 10:06 – 10:07: “İsrail’in çocukları Bney Yaakan kuyularından Moserah’a yolculuk yaptılar; orada Aaron öldü ve oraya gömüldü; ve onun oğlu Eleazar, onun yerine Kohen olarak görev yaptı. Oradan Gudgodah’a ve Guggodah’tan Yotvath’a, suların aktığı toprağa yolculuk yaptılar.”

Manevi dünyada ölüm, bir ceza ya da korkunç bir şey değildir. Oğulun gelip babasının yerini almasının anlamı, örneğin Aron’un oğlu, bir sonraki seviyeye yükselmedir.

Bunun anlamı, o son görüntüsünde ölür, bazı eylemlerinin geçmiş performansında çünkü o bir sonraki seviyeye geçmiş formundan çıkmadan yükselemez. Sonra, oğlu denilen yeni bir form alır. Ama prensip olarak tüm ruhlar ölümsüzdür.

Onlar hiçbir şey kaybetmezler sadece her zaman kazanırlar. Diğer bir değişle, bu son ıslah koşuluna gelene kadar farklı isimler altında dönüştürülen bir arzu ile ilgilidir.

http://laitman.com/2016/10/from-father-to-son/

Baal HaSulam’ın Makaleleri Kimler İçindir?

Soru: Baal HaSulam neden Kabala ve felsefe, Kabala ve psikoloji ve Kabala ve bilimin karşılaştırmalı analizini sağlayan makaleler yazdı?

Cevap: Baal HaSulam yüz yıl önce yaşadı, dünya henüz Kabala bilgeliğinin neyle ilgili olduğunu duymamıştı. O güne kadar Yahudilik durgunluk içindeydi ve Kabala bilgeliğini sürekli inkar etti ve karşı çıktı. O uyuyan dünyayı uyandırmak istedi, özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan önce, soykırımdan önce. Böylece geçen yüzyılın yirmili ve otuzlu yıllarında, insanlar için makaleler yazdı ve 1940 da Ulus gazetesini yayınladı.

Her biri beş makaleyi içeren, elli kitapçık yayınlamayı planladı. Ancak sadece, “Matan Tora (Tora’nın Verilişi)”, “Arvut (Karşılıklı Garanti)”, “Dünyada Barış”, “Barış” ve başka bir makaleyi içeren, ilk gazeteyi yayınlamayı başardı. Bundan sonra, onun küçük yayınevini kapattılar ve o bir daha yazmayacağını çünkü dünyanın henüz bunun için hazır olmadığını söyledi. Ne çok şey kaybettiğimizi ancak hayal edebiliriz.

http://laitman.com/2016/10/who-are-the-articles-by-baal-hasulam-for/