Monthly Archives: Haziran 2016

YARATAN KİMDİR?

SORU: Yaratan kimdir?

CEVAP: Yaratan, yaratılışın tüm sistemini, tıpkı fiziksel bedeni besleyip büyüten yaşam gücü gibi yöneten, büyüten ve bir arada tutan  üst güçtür.

Fiziksel bedenimiz, tamamen karşılıklı biçimde birbirine bağlı  bir çok farklı hücre ve organdan oluşur. “Hayat” denen bir tür çabuklaştırıcı güç, hücrelerin ve organların içlerinden akar ve bu güç yok olursa beden ölür.

Tüm doğayı dolduran aynı yaşam gücüne Bore (Yaratan) denir. O, sadece hayatı aşılamaz aynı zamanda onu yönetir, yaratır, yaşamda değişiklikler yapar, sürekli olarak yaratılışı değiştirir ve onu mükemmelleştirir; bu sayede, yine aynı güç tarafından önceden belirlenmiş özel bir hedefe ilerler.

SORU: “Yaratılış” nedir?

CEVAP: “Yaratılış” “alma arzusu”dur. Cansız, bitkisel, hayvansal ve konuşan seviyelerde hepimizin içinde var olan, haz alma arzusudur. Bu arzu, tüm yaratılışın maddesidir ve tüm bu canlılığa “Bore” veya “Yaratılışın gücü” denir. Böylece var olan her şey, alma arzusu ya da alma arzusuna yaşam veren güç olmak üzere iki niteliğe sahiptir ve  belli bir seviyede var olur.

SORU: Bu güç, insandan ayrıldığında nereye gider?

CEVAP: O ya düşer ya yükselir. Bu güç azalırsa konuşan veya hayvansal seviyeden bitkisel seviyeye düşer ve sonra insan ölür. Bundan sonra bitkisel seviye ölür ve sonra aşama aşama sadece toza dönüşen cansız seviye kalır.

SORU: Yaratan’ın gücü maddeye giriyorsa ve onunla bağ kuruyorsa ve ona varlığını veriyorsa o zaman O’nun yokluğu neye dayanıyor?

CEVAP: Bunun bir çok nedeni vardır. Bu bütün bir sistemdir yani yaratılışın maddesi bir nesnede kaybolduğunda, başka bir tür madde yaratır; çünkü enerji yok olmaz ve kendisini oluşturan temel bileşenleri parçalara ayrılır..

SORU: Bu “yaşam gücü” olmadan bir nesnenin var olamayacağı anlamına mı geliyor?

CEVAP: “Yaşam gücü” birincil güçtür. O maddeyi yarattı ve ona yaşam verdi. Yaşam gücü son evreye kadar maddenin bütün değişimlerini taşır.  Yaratan’ın niteliklerini maddede kıyafetlendirmek için onları edinmelidir ve almak için bir kap haline gelmelidir.

http://laitman.com/2016/06/who-is-the-creator/

TANRI NEDİR?

SORU: Tanrı’nın olmadığını söylüyorsunuz o halde ne var?

CEVAP: Yöneten, geliştiren ve dünyamızı dolduran bir üst güç var. Onun hakkında ancak onu keşfettiğimiz onun derecesine gelirsek konuşabiliriz. Bu güce “BOREH” (Yaratan) denir. BO-REH ; GEL VE GÖR demektir.

İnsanlar Tanrı’nın bedensel bir biçimde insan gibi var olduğunu düşündüklerinde bu açıkca doğanın tamamının yanlış anlaşılmasıdır. Biz her zaman hepimizle ilişkilerde var olan hakkında konuşuruz. Bir kişi, bu gücü içinde ifşa etmediği sürece o güç yoktur, içinde bu gücü keşfederse işte o zaman bu güç vardır.

YORUM: Kabala Bilgeliği, “Atzmuto”nun, “Onun özü”nün bir tür plan ve program içinde olduğunu belirtir.

CEVAP: Doğru, ama bunun hakkında konuşamayız. Bu bizim ulaşabilirliğimizin çok ötesinde doğanın ilk ve birincil gücüdür. Biz, sadece O’nun tarafından yaratılan alma ve haz alma arzumuzun içindekini ediniriz.

http://laitman.com/2016/06/what-is-god-2/

TEL AVİV’DEKİ TERÖRİST SALDIRI

DR. MİCHAEL LAİTMAN’IN YORUMU: Tel Aviv’deki alışveriş ve eğlence merkezine yapılan saldırının sonucunda dört kişi öldürüldü ve 16 kişi yaralandı. Bu, Hamas’ın askeri kanadında Gazze’de ve komşu kentlerde sevinç dalgalanmasına neden oldu. Bu şekilde Müslümanların Ramazan tatili başlamış oldu.

CEVAP: Terörist saldırılar durdurulmak zorunda ama askeri tedbirlerle değil, bizim tarafından yapılan saldırılar yardımcı olmaz.

En etkili olan, teröristlerden ideolojik temellerini almaktır ve güce karşı güç kullanmak değil… Onlar ideolojik güdülere göre davranırlar, biz de aynı şekilde cevap vermeliyiz. Ve bizim ideolojik dayanıklılığımız sadece birliktedir.

Birleşmezsek, onlara karşı ileri sürecek hiçbir şeyimiz olmayacaktır. Bu nedenle ne bizim bakanlarımızın kararları, ne de teröristlerin evlerinin imha edilmesi hiçbir sonuç vermeyecektir. Önleyici metod veya bir taktik olarak bu yöntemler iyidir ama daha fazlası değil…

Başka çaremiz yoktur. Tek bir silahımız vardır o da birliktir. Birlik sayesinde doğanın derinliklerinden Üst Güç denen onun büyük gücünü davet ederiz. O güç, lazer ışını gibi, yolunun üzerindeki tüm kötülüğü yok eder ve sadece iyiyi bırakır.

Bu, gerçekten birlik olmak istiyorsak edinebileceğimiz bir silahtır. Sonra bağın merkezinde, ulusumuzun merkezinde, hepimizi tek bir varlık haline getirmek için yönlendiren ışık ortaya çıkacaktır. Aynı zamanda tüm negatif güçler ve kurala karşı olan herkes, dünyadan yok olacak ve dünya kendi birliğine varacaktır.

Sadece bir şey yapmalıyız: dünyamızda üst ışığın iletkenleri olmalıyız. Bu Yahudi halkının görevidir…

http://laitman.com/2016/06/the-terrorist-attack-in-tel-aviv/

YARATANA EŞİT OLMAK

SORU: Bir kişi Yaratan’a nasıl eşit olabilir?

CEVAP: Kabala Bilgeliği Yaratan’ın bu dünyada herkese ifşa olmasıyla uğraşır. Oysa bir kişi ancak O’na benzer bir derecede Yaratan’ı edinebilir.

Niteliklerimiz, ifşa etmek istediğimiz şeyin zıddıdır. Sonuçta bu dünyada edindiğimiz her şey, doğada mevcut olanın eşdeğeri, türetilmiş formudur. Buna göre, tıpkı hislerimizin yaptığı gibi, nesneleri veya fenomenleri sezme ve tanımlama yeteneğine sahip,  çeşitli sensörler veya dedektörler yaratırız.

İnsanın gelişim süreci sırasında, küçük niteliklerle bile olsa O’nunla mutlak olarak yapışmaya ve mevcut ego temelli egoistik niteliklerinin hepsini değiştirmeye , Yaratan’a  benzemeye doğru ilerler.

Er ya da geç her birimiz, bu hayatımızda ya da bir sonrakinde  buna ulaşmak zorundayız. Her şekilde bu dünyaya tekrar dönmeye ve yaratılışın amacını edinmeye mecbur olacağız. İçimizde Yaratıcının özelliklerini kıyafetlendirdiğimiz dereceye kadar,  yavaş yavaş tüm alanı bu nitelikler kaplayana kadar, O’nun yerine bu alanda kendimizi hissedeceğiz. Sonuçta Kabala Bilgeliği evreni yöneten sistemi ifşa eder, Yaratan’ın ortakları olmamızı mümkün kılar.

Niteliklerimizi egoistikten özgecile doğru ıslah etmek için , evrenin yüksek bilgi katmanlarından, bizi değiştirecek  özel güçleri çekmeye ihtiyacımız vardır. Yani bizim görevimizin vardığı sonuç; Yaratan gibi olmak için bizi değiştirecek üst güçleri üzerimize çekmektir.

http://laitman.com/2016/06/becoming-equal-to-the-creator/

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL CEZA KULLANIMI

YORUM: Bugünlerde çocuklar ve aileleriyle yapılan 50 yıllık çalışmanın sonuçları yayınlandı. Araştırma, 160.000 çocuğun hikayesini içeriyor. Gittikçe netleşti ki, ebeveynleri tarafından dövülen çocukların zihinsel sağlık sorunları oldu. Bu çocuklar saldırganlaşmaya başladı ve zihinsel yeterlilikleri ortalamanın altındaydı. Makalede üzerinde durulduğu üzere, bugün dünyamızda ebeveynlerin yüzde sekseni o ya da bu şekilde çocuklarını fiziksel ceza ile terbiye ediyor.

CEVAP: En iyi metod örnek oluşturmak olduğuna göre, ilk ve en önemli şey, ebeveynleri eğitmektir! Herhangi bir biçimde doğru dürüst çocuk yetiştirmek, sadece büyük olan akrabanın küçüğe örnek olması ile yapılır. Kabala Bilgeliği bundan bahseder.

Çalışma, “ebeveynler ve çocuklar” sorununu inceliyor ama aslında en önemli şey ebeveynlerin eğitilmesidir. Ve bu doğumdan başlamalıdır.

Ebeveynler, çocuklarına örnek olmak zorunda olduklarını bilmek zorundalar ve çocuk için böyle bir atmosfer oluşturmalılar ve bu atmosfer çocuğu şekillendirecektir. İnsan doğasını, erkek çocuk psikolojisini, kız çocuk psikolojisini, erkeklerin ve kadınların psikolojilerini, aile ve toplum psikolojisini  çalışmalılar. Bu, bir çoğumuzun eksik olduğu büyük bir bilgi sistemidir !

Ebeveynlik, tam bir bilimdir. Aramızda kim kadınlar hakkında eğitim, bilgi ya da malumat aldı? Kimse. Biz sadece kadına hazla doldurabileceğimiz bir obje olarak baktık. Ve bu korkunç!

Bir çok yıl hatta Kabala Bilgeliğini çalışırken, kendi içimde başkalarına karşı tamamen doğal biçimde vahşi, bir çok eski, hayvan içgüdüleri ve davranışları hissettim. Bunlar beni saran çevrede Kabalistik bir şekilde büyütülseydim var olmayacaktı. Her ebeveyn uygun bir eğitim almalıdır ve böylece sadece hayvani içgüdülerine göre hareket etmeyen  bir insan yaratılacaktır.

http://laitman.com/2016/05/the-use-of-physical-punishment-with-children/

Anti Semitizm Büyüyor

SORU: Son zamanlarda belirgin bir neden olmaksızın İngiltere’de antisemitik olaylarda dramatik bir artış oldu. İşçi Partisi’ndeki antisemitizm ve Eski Belediye Başkanı London Ken Livingstone’un Adolf Hitler’in seçildiği sırada Siyonizmin savunucusu olduğu ve Yahudiler’in toplama kamplarına değil, Avrupa’dan İsrail’e nakillerinin yapılması için çabaladığını söylediği açıklamaları, bu eğilimin sadece birkaç örneği….

Sizce Avrupa’daki en refah dolu ülkelerden birindeki bu Anti – semitizm açıklamalarının nedeni ve bu açıklamaların etkileri ve sonuçları sizce ne olabilir?

CEVAP: Tabi ki bunun pozitif etkileri olamaz ve bunun hakkında yıllardır yazıyorum, yıllardır uyarıyorum.

Anti-Semitizm, Yahudiler amaçlarını gerçekleştirmedikçe büyümeye devam edecek. Onlar tüm insanlığa bir ulus olarak birleşmenin nasıl olduğunu ve tüm dünyaya birlik getirmenin nasıl olduğunu göstermek zorundalar.

Tora’da da, Eski Babil’de Yahudi ulusu İbrahim’in liderliğinde bulunduğu sırada da, böyle söylenirdi. Yani amacımızı gerçekleştirmek dışında seçeneğimiz yoktur, bu iyi bir yolla veya doğanın parçası olan bir çok darbenin sonucu olabilir.

Aksi halde, amacımızı gerçekleştirmediğimiz sürece, bizi amacımıza doğru yönlendirmeyi amaçlayan dünyadaki negatif güçleri kendimize karşı uyandırırız. Yahudi halkı içerisinde “Dostunu kendin gibi sev” koşuluna ulaşmak, dünyaya onlara rol model olmanın mümkün olduğunu göstermek ve “Dünya uluslarının üzerinde bir ışık” olmak bizim görevimizdir…

http://laitman.com/2016/06/anti-semitism-is-growing/

Dünya Nüfusunun Yüzde Onu Depresyondan Müzdarip

Haberler: “12 Nisan’da Dünya Sağlık Örgütü dünyada depresyonda olan insanların sayısı hakkında bir rapor yayınladı.  Rapora göre, nüfusun onda biri, o ya da bu şekilde depresyonda. 
Hatta bugün, Amerika’da hastaneye yatırılma için ikinci, İsveç’te ise birinci neden.
2020’de depresyonun bir numaralı öldürücü olacağı öngörülüyor. WHO’nun ( Dünya Sağlık Örgütü’nün ) notuna göre dünyadaki intiharların %45-60 arasındaki oranı, depresyondaki hastalarca gerçekleştiriliyor. 
YORUMUM: Bizler alma arzusuyuz. Dahası bu arzu ve egoizm, içimizde giderek büyüyor. Bu bizi ilerlemeye zorluyor ve memnuniyetsizlik bize baskı yapıyor. Zamanımızda zevki bulmak gittikçe daha da zorlaşıyor. Böylece depresyon ve tatminsizlik büyümeye devam ediyor. 
Gelecekte, zevk kaybolacak ve kendimizi herhangi bir şeyle tatmin etmemiz mümkün olmayacak. Sonra, kendi doğamızı değiştirmemiz gerektiğini; almaktan ziyade ihsan etmenin hazzını kabul edeceğiz. Kabala Bilgeliği bunun için tasarlanmıştır. 

Bugün Çocuklara Kimin, Ne İçin İhtiyacı Var?

HABERLER: Hayvanların büyük çoğunluğu civcivlerini, köpek yavrularını, kedi yavrularını, kuzularını vs belli bir yaşa kadar (Kural olarak her birinin belli bir boy, kilo olgunluğuna göre ) büyütür ve sonra birden bire tüm aile hissini kaybeder. Bir kedi için, bir yaşındaki yavrusu artık herhangi başka bir kedidir.

Akrabalık ilişkilerini hesaba katmayı öğrenen sadece insanlardır ve onlar,  yavrularına isim koymayı ve sadece evlilik konusunda değil, daha yaşlı ve daha genç arasında da, kan bağına dayalı insanlarla genel ilişkilerde de, sayısız kural ve yasağı ortaya koymayı  icat etmişlerdir.  Şimdiyse toplumsal yapının temeli çatırdamaya başladı.

Çocuk haklarının genişlemesi, insanlara çocuk tacizlerine karşı büyük bir uyarı vererek aynı zamanda açık tek taraflı anlaşmalara önderlik ediyor. İlişkiler, çocukların önemli ölçüde daha çok hakka sahip olduğu, bir ebeveynin daha çok sorumluluğu olduğu bir şekle dönüşüyor.

En azından endüstrileşmiş, gelişmiş ülkelerdeki çocuklar, anne babaları için uzun vadeli yaşlılık garantisi olmaktan çıkıyorlar.

Bazı insanlar da doğal olarak bir soru oluşuyor: “Çocuklara neden ihtiyacımız var? Onları yetiştirmek neredeyse çeyrek yüzyıl alıyorsa ve sonra da gidiyorlarsa neden onlara sahip oluyoruz? O halde neden? Kimin çocuklara ihtiyacı var? “

Çok zengin ve çok fakir insanlar sorunu kendi başlarına çözerler. Zenginlerin umursamaları ve yaşlılıklarında desteklenmeleri gerekmez. Onlara moral desteği sağlayan çok sayıda torunu vardır ve seven insanları satın almak ya da kiralamak da onlar için mümkündür… Çok fakirler de genelde ailede, karşılıklı sorumluluklardan oluşan geleneksel yapı içinde daha büyük bağlılık ve kökleşmiş çok kuşaklı aileler olarak neredeyse topluluk olarak yaşarlar.

Ama orta sınıf, çocuğa fiziksel ve manevi bir sevgi kaynağı olarak ihtiyaç duyar. İlk gülüş, ilk “anne” sözü, ilk adımlarla çocuk, çok güzel biçimde ışık saçar… İlk sınıf, ilk defter… O’nun için kişi her şeyini verebilir!

Ancak son yıllarda ebeveyn sevgisinin, koşulsuz sevginin bedeli ekonomik olarak, zaman bakımından ve en önemlisi sonraki duygusal  hayal kırıklığı, içerleme ve yalnızlık bakımından çok ağır.

Tüm kültürel kırıklık zemininde başka bir ilginç, kültürel değişimin ortaya çıkması mümkündür. Ebeveynler büyüyen çocuklarını anne kedinin yavrusunu algıladığı gibi “büyümüş kediler “ olarak algılayabilirler.

CEVAP: Gelecekte bir insanın dikkati, ilişkilerin dünyasal bağlarla tanımlanmadığı bireysel ruhlar  arasındaki  bağlantılara değil , daha yüksek seviyeye ve tek bir genel ruha ulaşmaya odaklanacak.

http://laitman.com/2016/06/who-needs-kids-today-and-for-what/

Doğru Komünizme Gidiş

SORU: Nesiller boyu, çok sayıda Yahudi Rusya topraklarında yaşadı. Rusya ve İsrail arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir?

CEVAP: Her şeyden önce Rusya’dan gelen çok fazla sayıda, bir milyon civarında göçmen İsrail’de yaşıyor. Daha fazlasının geleceğini ve hala bir çok Yahudi Rusya’da yaşarken İsrail’e gelecek göçmen sayısının itiraf etmeseler de bir milyondan fazla bir sayıya yükseleceğini düşünüyorum.

Lubavitcher Rebbe, birinde Rusya’da resmi olarak 3 milyon Yahudi’nin olduğunu ancak gerçekte bu sayının 20 milyon civarında olduğunu söylemişti. Bu rakam, Amerika’daki ile aynı ve nerede oldukları bilinmeyen on kabileyi saymadan belirlenmiş. Bütün bunlar şimdilik gizli ancak gerektiğinde ifşa olacaktır.

Ben Rusya ile İsrail arasındaki ilişkilerin doğru Komünizmin gösterilmesini sağlamak üzere desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Doğru Komünizm SSCB’de başarısız biçimde inşa edilmeye çalışılan Komünizm değildir ancak doğru inşa edilmiş toplum bir komündür. Toplumun bu tarz bir yapıya eğilimi ve sosyalist yönlendirme, Batı ülkelerinde ve Amerika’da ortaya çıkmaya başladı. Dünya, otomatik üretimin güç kazandığı ve arkasından işsizliği getirdiği bir koşula yaklaşıyor.

Paraya dayalı ekonomi aşama aşama yok olacak ve toplum büyük bir problemle baş başa bırakılacak, böylece toplumun birleşmesi dünyadaki birinci dürtüdür ve bu dürtü günümüzde zaten uyanmaya başlamış durumdadır. Problem şu ki, kimse buna doğru nasıl ilerleneceğini bilmiyor, doğru ve birleşmiş toplum sadece Kabala Bilgeliği’nden gelen integral eğitim ile şekillendirilebilir.

Yani, Rusya’da Sovyet döneminde ortaya çıkan büyük sorunlara rağmen, insanlar yine de olumlu bir duygu içindeydi ve devlete karşı  belli bir yakınlık vardı, çünkü Ruslar’da bu tür ilişkiler için özel bir yatkınlık olduğunu düşünüyorum. Tam olarak İsrail Yahudilerinin çekildiği vakıflar gibi Rus toplumu da sosyalistik unsurlarla devam edecektir.

Gelecek doğru toplumun yaratılması, sadece İsrail için değil ama Rusya için de  kurtuluş olacaktır ve  aksi halde Rusya bugünkü krizden çıkmayacaktır. Dünyanın geri kalanı da, yeni bir toplum inşa ederek krizden kurtulabilir, teknolojik cihazları kullanarak değil.

http://laitman.com/2016/06/going-to-correct-communism/

ERKEK VE KADIN – BÖYLESİNE FARKLI DÜNYALAR – 3. BÖLÜM

SORU: Birbirine bağlanabilen iki nitelik vardır: Erkek ve kadın. Buna üçüncü bir faktör ekler misiniz?

CEVAP: Bu faktör en önemli olandır. Erkek ve kadın onunla birleşmek ve onun derecesine ulaşmak için özellikle onun için bağlanırlar. Dünyada bu amaç için var oluruz, farklı ıslahlar yaparız ve birbirimizle bağ kurarız.

Üçüncü faktör dediğimiz, Yaratan veya sevgi olarak adlandırılır. Sevgi duygusu, her birey kendisini tamamen eşine adadığında, karşılıklı tamamlamaya doğru ulaşır. Sadece birbirimizi tamamlamak adına varsak, sevgi gücünü ediniriz.

SORU: Bu, hayatımız boyunca aradığımız aynı güç mü?

CEVAP: Sevgi gücünü hayal ederiz ama onu ruhlarımız arasında değil, bedenlerimiz arasında bulmayı umut ediyorsak hata ederiz.

SORU: Kadın ve erkeğin bir araya gelmekten zevk alması iyi bir şey değil midir?

CEVAP: Seksüel zevk, önem sırasında yemekten sonra, en temel bedensel zevklerdendir ve o olmadan var olmak mümkün değildir. Kişi bir kere varlığını güvence altına aldı mı, seks hakkında düşünür.

SORU: Üçüncü üst gücü de içeren, gerçek sevginin gücünden, zevki ayıran şey nedir?

CEVAP: Gerçek sevginin zevkine CENNET denir. O kadar birbirimize adanmış durumdayızdır ki Yaratan denen aramızdaki sevgi gücünü uyandırmak için sadece diğerini nasıl tamamlayacağımızı araştırırız. Ve günümüzde sevgiyi birbirimizden, sevginin tamamen zıddı olan egoistik biçimde talep ediyoruz. Egolarımızın üzerine yükselmek zorundayız ve böylece birbirimizden sevgi talep etmektense onu gösteriyor olacağız , alma arzusu niyetiyle değil ihsan etmeyle seveceğiz.

“Adam” üst gücün benzeri, mükemmellik içinde olan Yaratan’ın benzeri demektir. Ve bir erkek ancak kadınla bağ kurarsa mükemmeliğe erişebilir. Her biri diğeri önünde kendisini ve egoizmlerini iptal ederlerse karşılıklı ihsan etmede birleşirler.
Bu her tür işbirliği eyleminde ifade edilebilir ama burada biri, bir diğerine Yaratan’ın ifşasının aralarında gerçekleşmesi için “vermeyi” hedefler. “Bir erkek ve bir kadın ve aralarında kutsallık” denildiği gibi… Sadece bu tür bir yapı ile mükemmelliğe ulaşabiliriz ve bu bize Kabala Bilgeliği’nin öğrettiği şeydir.

SORU: Normal bir adam çevresinde gördüğü tüm kadınlara sahip olmayı hayal eder ve manevi bir adam da bunu istemez mi?

CEVAP: O da aynısını ister ama sadece bedensel biçimde değil. O evrende var olan tüm dişil gücü ve eril gücü almak birini diğeri ile tamamlamak ister.

Sonuçta tüm erkekler ve kadınlar sadece birbirlerini tamamlamak için çalışırlar ve bu karşılıklı tamamlama ve bağda, insanlığın merkezinde manevi dünya, manevi güç, Yaratan’ın üst gücü ifşa olur.

http://laitman.com/2016/06/man-and-woman-such-different-worlds-part-3/