Monthly Archives: Mayıs 2016

YARATAN NEDEN SAKLANIYOR?

SORU: Yaratan bize haz verme niyetindeyse neden saklanıyor?

CEVAP: Başka türlü, haz için arzumuz olmasaydı bizi nasıl doldurabilirdi?! Yani bu gereklidir. Önce Yaratan kendisini gizler ve haz için arzuyu yaratır ve daha sonra bu arzu kendisini büyük bir ihtiyaca, tamamlanma için bir haykırışa doğru geliştirir!

Ve sonra büyük egoizm ıslah olduğu ölçüde kişi Yaratan’ı hisseder. Aksi halde kişi Yaratan’ın kendisi için hazırladığı büyük zevki takdir etmeyecektir. Dahası bu tamamlanma etrafımıza var ve şimdi içimizde ama onu hissetmiyoruz!

Böylece bizi özendirmek için Yaratan saklanır ve bizim için her tür sorunu yaratır.

http://laitman.com/2016/05/why-is-the-creator-hiding/

ISLAHIN YOLUNDA

SORU: Neden ıslahın yolunda gitmeye başlayan kişi acı çekmeye devam eder? Bu nedenle “TORANIN YOLU” ve “ACININ YOLU” arasındaki fark nedir?

CEVAP: Islahın yolunda giden kişi baştan fark etmelidir ki, onu ıslaha doğru çeken bu edindiği acıya “sevginin ıstırapları” denir.

Bir çocuğa küçük görevler verdiğimde o acı çeker! Bunlar çocuğun yapması gereken eylemlerdir ve bu sayede çocuk daha iyi bir duruma doğru ilerler. Eğer bunu doğru şekilde algılarsa, yolun tamamı bile onun için bir keşif yöntemi haline gelir.

http://laitman.com/2016/05/on-the-path-to-correction/

Temiz Bir Ev Ve Temiz Bir Kalp

Soru: Pesah Bayramı’ndan önce kişinin evini iyice temizlemesi neden gelenektir?

Cevap: Kişinin düşünceleri ve kalbi onun evidir, denir. Evin (kişinin kalbinin) diğer insanlar hakkında tüm kötü düşüncelerden temizlenmiş olması gerekir. Buna Pesah temizliği denir.

Diğer insanlar, toplum, akrabalar, komşular ve eşiniz ve genel olarak bütün yaşamınızla ilgili olan tüm arzularınızla ne yapmak zorunda olduğunuzu düşünmeye ve hayal etmeye çalışın. Onları nasıl düzeltebilir ve geliştirebiliriz ya da en azından onları tüm çöplerinden nasıl temizleriz?

Hamursuz (Pesah) bayramı bir geçiş ya da sadece kendinizi sevme bencil koşulundan, çok az bile olsa başkalarını düşündüğünüz, komşunuzu sevmeye geçiş anlamına gelir.

Soru: Ve neden her şeyi çamaşır suyu ile temizlemek bir gelenektir?

Cevap: Ne yazık ki “Islah eden Işık”tan başka, sizi içten temizleyebilecek hiçbir temizlik maddesi yoktur. Eğer duyar, öğrenir ve içimizde yerine getirmek zorunda olduğumuz ıslahatlar hakkında, kurtulmamız gereken arzularımız hakkında konuşursak, bu yavaş yavaş bizi temizler.

Işığın gücü, bizim temizlenebilmemiz için yegâne araçtır. Ancak, bu sadece kendimizi düzeltme arzumuz kadar çalışır. Ve bunu arzulamak için, herkesle birlik kurduktan sonra, bizi nelerin beklediği konusunda okumamız gerekir.

Sonra tüm talihsizlikler ve sorunlardan kurtuluruz, kötülük ve zarar vermenin olmadığı ve orada sadece sınırsız iyiliğin var olduğu bir gelişim seviyesine yükseliriz.

Kişinin Mısır’dan çıktıktan sonra nasıl hissettiği şöyledir: Kızıl Denizi geçerken bir doğadan bir diğerine gidiyoruz; alma doğasından, ihsan doğasına, bu bayrama Pesah (geçiş) denmesinin nedeni budur.

Bu, bir bilgisayarın içindeki programı tamamen değiştirmeye benzer. Aynı şekilde, biz de tüm yaşam paradigmamızı, dünyaya bakış açımızı değiştirecek olan iç programımızı değiştirmek zorundayız. Tamamen farklı gözlüklerle dünyaya bakmaya başlarız.

Bu, diğer insanlarla doğru bağın bizi iyiliğe nasıl getirdiğini ve bu ifşanın bizi nasıl değiştirdiğini görmemizi sağlar. Mısır’dan çıkışın anlamı budur.

Soru: Ve biz Mısır’dan çıktığımız zaman neredeyiz?

Cevap: Yeni ilişkilerin, birliğin ve ihsan etmenin içine çıkarız. Birleşme yoluyla ve beraber olarak, düşmanlarımızdan kurtulduk ve sürgünden özgürlüğe çıktık.

Soru: Yani şu anda benim kalbim kirli, sadece kendini seviyor ve sadece kendisini önemsiyor. Ama eğer onu temizler ve başkalarını önemsemeye başlarsam, çevremde farklı bir dünya mı göreceğim?

Cevap: Evet, bu Mısır sınırlarının ötesine bir dünya olacak. Birbirimizle olan bağlantımız sayesinde, ihsan etme niteliğiyle, bütünleyici gözlükler sayesinde göreceğimiz bir dünya olacak. Bu gözlük sayesinde, bizi bir araya bağlayan ağı görmeye başlarız.

Bu dünyaya, üst dünya denir çünkü hepimizi kontrol eden ağı, herkesi etkileyen gücü ifşa ederiz. Geçmişimizi, bugünü ve geleceği anlamaya başlar ve gerçekten zamanın üzerine yükseliriz. Ayrıca tüm eylemlerimizin sonucunun ne olacağını biliriz.

Soru: Bu, normal hayatımızı günbegün nasıl etkiler?

Cevap: Kişi ona neler olduğunu ve o belli bir şekilde hareket ederse neler olacağını bilir. Gözlerinin açılması diye adlandırılan, tüm nedenleri ve sonuçları görmeye başlar. O artık karanlık ve belirsizlik koşulunun içinde değildir.

Soru: Ve birbirimizle olan ilişkilerimizi nasıl etkiler?

Cevap: Kendi niyetlerimizi ve başkalarının niyetlerini anlarız, böylece ilişkilerimiz hiç kötü duygular ve yanlış anlaşmalar olmadan, kesinlikle şeffaf hale gelir.

A Clean Home And A Clean Heart

Kozmonotlar Günü

SORU: 55 yıl önce 12 Nisan’da Kazakistan’daki Baykonur’da biz uzay gemisi fırlatıldı. Yuri Gagarin “Haydi uçalım!” dedi. Bununla Kozmonotlar Çağı ( Uzay uçuşu ve keşfi) başladı. Bu, insanlığın nostaljik bir dönemi.

CEVAP: Dünyadan ayrılmanın insanlar için bilinçaltı çok kuvvetli bir cazibesi var. Bu ayrılış, sanki doğmak ve bir sonraki dünyaya gitmek gibi. Bu güçlü çekicilik var çünkü, sadece bir göksel cisimden diğerine uçmaya değil aslında kalbimizde üst dünyaya çekilen bir noktaya sahibiz.

Zaten anladık ki; uzayda ilginç ve beklenen hiçbir şey yok. Uzayda ilkel bir yaşam bulunsa bile, bu sadece bir çeşit bakteri olacak.  Temelde yeryüzündeki yaşamın dışında, halen biyolojik yaşam için de yer vardır.

İnsanların dünyadan ayrılmaya ve bu dünyadan kurtulup üst dünyaya  geçmeye duydukları güçlü çekimi açıklamak mümkün, çünkü, bilinçaltında hepimiz için bu dünya bir hapishane ve oturduğumuz oturmaya mahkum olduğumuz bir hücre  gibi. Burada oturuyorsun ve ayrıca burada da öleceksin !

Son yüzyılın altmışlı yıllarında, ilk adam uzaya uçtuğunda mutluluk ve neşe herkesi sardı çünkü bu bir atılım olarak görüldü. Dünyadan havalanabilirdik. Bu sadece başka göksel cisimlere uçmak değil, bu dünyadan diğer dünyalara da uçmaktı! Yeni sınırların keşfine dair bir his vardı. Bizim için başka bir dünya; mutlak bir değişikliği, yeni bir hayatı ve yeni bir doğumu sembolize eder.

Bugün gerçekten bir sonraki dünyaya sıçramaya ve çıkmaya ihtiyaç duyuyoruz. Bu çıkış, doğa tarafından programlandı ve önümüzde bir görev gibi durmaktadır. Bu yolculuğu kendi benzersiz yolumuzla kalbimizdeki noktadan yapmak ve kendi içimize sanki bir uzay gemisine girer gibi  girmek bize bağlıdır.

Bu uygulamayı insanlar arasındaki birlik için haykırışın yardımı ile gerçekleştirmeliyiz. Bu rüyayı ateşlemek zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Deneyelim !

http://laitman.com/2016/05/cosmonautics-day/

DÜNYAYA İYİYİ GETİRMEK

SORU : Korkunç, kötü ve aşağılık tavırlarla davrandığını bildiğinde  kendini nasıl bağışlayabilirsin?

CEVAP: Bu doğru bir yaklaşım değil. Kendi başına hiçbir şey yapmadın. Senin aracılığınla her şeyi yapan Yaratan’dır çünkü ONDAN BAŞKASI YOK’tur.

Bu nedenle kendini de çevrendeki  diğerlerini de herhangi bir şey için suçlamamalısın çünkü onlar da hiçbir şey yapmadı. Her şeyi Yaratan yaptı !

O  DÜNYAMIZA GİZLİ İYİLİĞİ DÜNYAMIZDA KÖTÜLÜK OLARAK İFŞA OLACAK ŞEKİLDE GETİRDİ. Doğru biçimde yani onun adına davranırsak insanlığa iyiliğin ifşasını getirmeye başlarız ve dünya da iyi hale gelecektir.

http://laitman.com/2016/05/bringing-good-to-the-world/

RUH ÖZEL BİR DEDEKTÖRDÜR

SORU: Ruh nedir?

CEVAP: Ruh, bize dışımızda ne olduğunu hissettiren manevi bir organdır. Bir kişi ruhu yaratırsa, kendisi dışındaki üst boyutları hisseder. Onu içinde bulmak , kazanmak ve yaratmak için özel olarak çalışanlar dışında hiç kimsenin bir ruhu yoktur.  

Ruh ihsan etme arzusu, dışınızdaki dünyayı hissetme yeteneği ve özel bir detektördür. Bu duyu sonradan kazanılır ve bu hisseden organa sahip olmasalar bile başkalarını hissetmemize olanak tanır. 

http://laitman.com/2016/05/the-soul-is-a-special-sensor/