Nefret Kelepçelerinden Özgürlük Bayramına

Kısa süre önce Purim’i kutladık ve şimdi Pesah yaklaşıyor bile.

İsrail halkının bütün bayramları, aramızda olması gereken birleşme ve bağı sembolize eder; onlar sadece bunun farklı düzeylerini, farklı güçlerini belirtmiştir.

İsrail’in bütün tarihinde en güçlü bağa, Purim’de ulaşılmiştır. Ve biz aramızdaki bağa ilk kez Pesah’da ulaşırız, Mısır’da kölelikten, özgürlüğün varışın bayramı.

Özgürlük; egomuzdan, başkalarına karşı duyulan asılsız nefretten, reddetmekten, birbirimizi sokakta kesmek ya da çıkarlarımızın çatıştığı başka durumlarda aramızda ortaya çıkan böyle çirkin tutumlardan kurtulmak olarak bilinir.

Birliğe ulaşmayı ve kötü doğamıza hükmetmeyi başardığımız zaman, tüm hayatımızı da düzeltebileceğimizi anlarız. Konutun ve gıdanın fiyatlarını düşürebiliriz, ailesel ilişkilerde düzeltebiliriz, şehirlerimizi temiz bir hale getirebiliriz ve okullarımızdaki şiddeti durdurabiliriz.

Buna Mısır’dan göç, sürgünden çıkış denir. Egomuzun içinde boğuluruz ve daha fazla bir şey duymak istemeyiz. Ama aniden anlarız ki aramızda iyi ilişkiler kurmak, yakın olmak mümkündür. Sadece mümkün değil açıkça gereklidir, çünkü artık böyle devam etmek imkânsızdır.

Geçen seçimden önce bütün partiler, her alanda hayatlarımıza özen göstereceklerine söz verdiler. Ama aslında, Kabala İlmine göre, bütün farklılıkların üzerine yükselmedikçe ve biz onların üzerinde bağa gelmedikçe, hiç kimse başarılı olamayacaktır. Atasözünde şöyle yazılmıştır: “…sevgi bütün günahları örter.” Kişisel çıkarlarımızla ilgilenmez, birlik olmaya başlarsak, o zaman birliğin bu yeni formu hayatlarımızı etkilemeye başlayacaktır.

Pesah Bayramı ve Mısır’dan göçün hikâyesi mecazidir; insanlar arasındaki bencil tutum ve davranışlardan ayrılmayı ve daha yüce bir tutum ve davranışların oluşmasına işaret eder. Bu durum içimizdeki Firavun’dan, bize hâkim olan egodan özgürleşmemizdir. Eğer biz onun kontrolünden çıkar ve başkalarını sevebilirsek, buna özgürlük, kurtuluş denir. Ve Mısır’dan göçten sonra ve çölde dolaşırken, İsrail halkı Sina Dağı’na ulaşır ve Tora’yı alır. Onlara, tek kalp tek adam olmaya, Arvut (karşılıklı garanti) içinde, birlik içinde, “dostunu kendin gibi sev” koşulunda yaşamaya hazır olup olmadıklarını soruldu. Buna kurtuluş denir, bizim bağ ve birliğimizin içinde keşfettiğimiz, doğadaki gizli, benzersiz güç ile kurtuluruz.

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Sonraki yazı: