Modern Babil

Soru: Yahudi ulusu, Pesah Bayramı’nın ithaf edildiği, özel bir dönüşüm geçirdi; bu kölelikten özgürlüğe geçiştir. Bu dönüşümün anlamı nedir?

Cevap: Kölelikten kurtuluşun anlamı, kişinin egoizminden çıkarak sevginin gücünü edinmesidir. Bizi ilerleten bir sistemin kontrolü altındayız ve özellikle Firavun denilen, egoizmimizin gücünün altındayız.

İlk önce, bu köleliğin içinde iyi hissederiz ama sonra sürgünde ve bizi yöneten egoizmimizin kölesi olduğumuzu fark ederiz. Bu otorite ile aynı fikirde değilizdir ve bundan, birbirimize karşı olan kötü tutumumdan kaçmayı isteriz çünkü görürüz ki; bu yapı içinde hareket etmek ve var olmak mümkün değildir.

Birçok başarısız denemeden sonra, hiçbir şeyin yapılamayacağını ve sadece bir mucizenin bizi kurtarabileceğine inanırız. Nitekim egoizm o derecede öldürüyor ki, hayatlarımızda hiçbir şeyde, hiçbir şekilde başarıyı görmüyoruz. Aramızdaki Firavun’un kanunları böylece kendini açıkça gösterir.

Bugün İsrail’de görülen durum budur. Küçük bir ülkede 23 siyasi parti var, nüfusun farklı kesimleri arasında büyük uçurumlar, eğitim sisteminde krizler, artan boşanma oranı ve uyuşturucu kullanımının çoğalması var. Vatandaşların yarısı eğer şans verilse başka bir ülkeye gitmek için istekli.

Birbirimize karşı kaba tutumumuz, yollarda ve başka yerlerdeki davranışlarımızda görülebilir. Kibir ve başkalarına kayıtsızlıkla bölündük. Egoizm içimizde hüküm sürmekte ve bu şekilde davranmamıza neden olmaktadır. Bu bizim hatamız değildir, bu bize oyun oynayan doğamızdır.

Kişi, bizi köleleştiren kötü eğilimin, bizim doğamız olduğunu anlamalıdır. Eğer ondan çıkmazsak, ondan sonra hayatlarımız sona erecek ve geriye çocuklarımız için iyi bir şey bırakmayacağız. Hayat daha kötü olacak ve onlar, bir zamanlar bizim sahip olduğumuz mutluluğun kırıntılarına bile sahip olamayacaklar.

Bu köleliktir ve Pesah Haggadah bize özgürlüğe erişmek için nasıl kaçılacağını anlatır. Ama her şeyden önce, kölelik içinde olduğumuzu anlamamız gerekir. Kendimizi karşılıklı nefretle bizi birbirimizden ayıran egoizmin karanlığı içinde kendini gördüğümüz sürece, bu ölüm meleğinden özgürlük gerçeğini anlamak mümkün olmaz.

Kendi ülkemizde özgür insanlar olmayı, arzularımızdan bağımsız olmayı istemek zorundayız. Sevgiyi, bağı, karşılıklı garantiyi ve bencil doğamızın üzerinde herkesle aramızda birlik edinmeyi istememiz gerekir.

İsrail halkı egoizminden bir kez kaçtı ve tapınağın inşası denilen sevgi ve birliğin zirvesine yükseldi. Ama sonra o yükseklikte kalmamız mümkün olmadı ve oradan düştük.

Rabbi Akiva, başkalarını kendin gibi sev ilkesini terk edemezsiniz; aksi takdirde asılsız nefrete tekrar geri düşeceğiz, diye öğretmiştir. Mısır aramızdaki nedensiz nefret koşuludur. 2000 yıl önce ikinci Tapınağın yıkılmasından sonra Mısır denilen bu nefret koşuluna geri döndük.

Birlik ve bağ içinde yaşanan binlerce yıldan sonra, Yahudi halkı yeniden Mısır’a, asılsız nefrete gitti. Ancak bugün, bütün dünya, Mısır’da olduğumuzun farkına varmak zorunda.

Bir kez, İbrahim’in önderliğinde küçük bir grup Babil’i terk etti ve İsrail Halkı olarak birleştirmiş oldu. Ama sonra Babil’e geri dönüldü ve tüm Babillilerle karışıldı. Bugün biz yine kendimizi, aynı Babil kulesi ile yüz yüze bulduk ve başkalarını anlama ve tanımaya isteksizlik ve birbirimize karşı nefret ile karşı karşıyayızdır. Buna dillerin karmaşası denir.

Bir kez daha, bir zamanlar Antik Babil’de gerçekleştirildiği gibi aynı eylemi yapmak zorundayız. Şöyle söylenir; babaların eylemleri, oğulları için bir örnektir. Bugün bizim Mısır’dan çıkmaya bir kez daha ihtiyacımız var ve bu nihai kurtuluştan önceki son sürgün olacaktır!

laitman.com/2015/04/modern-babylon/

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı: