Rav’ın Önemini Hafife Aldığın Zaman Düşersin

thumbs_Laitman_403Bu güne kadar her zaman, insanlık için hep aynı yapı var oldu; bir Rav (öğretmen, rehber), bir grup Kabalist ve insanlığın geri kalanı. Tüm çalışma Rav’ın açıklamalarına göre ilerler ve grup bu çalışmayı yerine getirir. Öncelikle grup içinde bağ olmalıdır ve ancak bundan sonra, çemberler içinde tüm dünyaya dağıtım yapılması mümkün olur.

Yöntem aynı yöntemdir, aynı safhaları içerir ve bunun gerçekleştirilmesi ancak Rav’ı yüceltilmesi durumunda mümkün olur. Tabii burada, diğer öğretilerde olduğu gibi dışsal formlardan söz edilmiyor. Aksine, Rav’ın Yaradan’la bir olmaya nasıl erişeceğimiz hakkında verdiği öğütleri yerine getirmekten söz ediliyor. Rav bizden daha üst seviyede olduğu için, buna Rav’ı onurlandırmak denir. Bizi yönlendirişini ve sözlerini onurlandırırız.

Buna ek olarak, kendi gözümüzde Rav’ın yüceliğini yükselttiğimiz veya düşürdüğümüz ölçüde kendimizi yükseliş veya düşüş içinde buluruz. Bu nedenle de “Sürgüne giden öğrenci öğretmenini de kendisi ile birlikte sürgüne gönderir,” (Makkot 10a) denmiştir. Rav’a biçtiği değerin, yönteme biçtiği değer olduğunu anlamak öğrenciye kalmıştır ve ıslahın yolu tamamen Yaradan’la bir olmak için gereken araçları değerli ve önemli saymaya bağlıdır.

Öğrenci bu araçların yüceliği üzerine çalışırken, bunlara dayanarak ve bunların sonucu olarak amaca erişir, Yaradan’ın, ihsan etme niteliğinin, sevginin ve bağın yüceliğine erişir. Bu da tamamen Rav’ın ve dostların yüceliği üzerine yapılan çalışmaya bağlıdır. Bu amaca aralarında doğru bağlantı ağını kuran dostlar arasındaki bağın içinden ve bağlantının tüm parçalarının ayrıntılı idraki ile erişiriz.  Kişi ancak dostları ile olan bağ için ihsanda bulunmaya hazır ise bu bağın içine entegre olup egosunun üzerine yükselmeyi başarır, buna Ibur (ana rahmine düşme) denir, bu embriyo durumudur.

Bu durumda sürekli olarak, bağ kurmaya karşı giderek daha büyük içsel direnişler keşfedilir, buna fetüs denir ve her defasında grubun oynadığı rolün karşısında, grubun yüceliği karşısında ve Rav’ın yüceliği karşısında kişi kendini iptal etmelidir ve ancak bu sayede ana rahmindeki bu safhalar tamamlana kadar sürekli olarak gelişir. Bundan sonra Yenika (meme emen bebeklik) dönemi vardır, bu dönem almaya ve vermeye, bağ içinde daha aktif bir katılıma hazırlanma, bu bağın ne kadar pratik ve gerçek olduğunu hissetme dönemidir. Böylece Yenika dönemi biter ve daha büyük alma kaplarının kişinin içinde uyandığı bir duruma gelinir. Bundan sonra, kişi yeni bağlar kurma, ihsan etme ve sevgi niteliklerini aydınlığa çıkarma ve oluşturma çalışmasına aktif katılımda bulunabilir, bu duruma Yaradan’ı dostların arasında keşfetmek denir.

Bu durum giderek her defasında daha çok açıklık kazanmaya başlar. Başlangıçta yalnız Ahoraim (arkası) yoluyladır çünkü ıslahın sonuna kadar Yaradan’ın yüzünü görmek mümkün değildir, bundan sonra Yaradan’ın yüzü de ortaya çıkacaktır, yani aramızdaki ıslah olmuş kap içinde, ihsan etme ve mutlak sevgi ortaya çıkacaktır.

Bütün bunlar ancak kişinin Rav’a ve gruba değer vermesi ve onları yüceltmeye çalışması, koşulunda olur, bu çalışmada yükseliş ve düşüşlerden geçer. Eğer yükselmeyi başarırsa, ona, bir kat daha alma arzusu eklenerek derhal bir düşüş verilir böylece daha da çok yükselecektir.

Çalışılacak alanının tümünü görebilmek, ancak dostlar arasındaki bağın içinde mümkündür, bu alan “Ondan başkası yok,” koşulunun yani Işığın, ihsan etme formunun gerçekleştirileceği yerdir ve  “komşunu kendin gibi seveceksin” genel kuralıdır, bunun kabıdır. Her şey Rav’a yönelmiş olarak grubun içinde ifşa olur.

Şöyle yazılmıştır; “Dost sevgisi bizim için yeterlidir,” ancak “eğer öğrenci sürgüne giderse öğretmeni de onunla birlikte sürgüne gider,” bunun anlamı şudur, eğer öğrenci sürgünden ve Rav’ı ve grubu küçümseme görme durumundan çıkıp bu durumun üstüne yükselmeyi başarırsa, böylece dost sevgisinde tüm eksiklilerini tamamlar. Tüm ıslahlar dost sevgisinin içinde mevcuttur.

Dikkatimizi aramızda bulunan –  ihsan etme, sevgi ve ortaklaşa yardım ile doldurmamız gereken ve böylece, “insan sevgisinden Yaradan sevgisine” geleceğimiz –  alanın içinde tutmayı başardığımız ölçüde ilerleriz. Temel olan şey tüm bunların aramızdaki bağda ifşa olacağını unutmamaktır.

Edindiğimiz ihsan etme niteliğinin tüm seviyeleri – Nefeş, Ruah, Neşhama, Haya ve Yehida – aramızda ifşa olmak zorundadır, birbirimize daha da yakınlaştıkça, en sonunda, aramızdaki bağda, Yaradan dediğimiz yüksek bütünlüğü keşfederiz. Her evrede onun formu Keter, Yehida seviyesidir. Her bir evrede son seviye, Yehida seviyesine eriştiğimizde Yaradan’ın varlığını hissederiz.

Günlük Derse Hazırlık, 26/03/15

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed