Daily Archives: Şubat 20, 2015

Doğaüstü Olanın Arkasındaki – Büyücülük Sahtekarlığı

thumbs_Laitman_724Soru: Bizim sihir ve büyücülük anlayışımız bu devrin başlangıcında ciddi bir şekilde yaygınlaştı. İnsanların bir çoğu bu konulara inanıyorlar veya aktif bir şekilde yalanlıyorlar. Bu ise onların bu konuya olan ilgisini açıkça gösteriyor.

Kabala Bilgeliği bu hususlara ilişkin ne der? Bizler yararlı ve olumlu kuvvetleri büyücülük veya sihiri kullanarak ortaya çıkarabilir miyiz? Bizler yaşamımızı bunların yardımıyla daha iyi bir hale getirebilir miyiz?

Cevap: Öncelikle Kabala Bilgeliği olmasa, bu konuların modern zamanlarda aydınlatılması, büyücülük ve doğaüstü olayların ne olduğu anlaşılamazdı. Bu konular ödünç alınarak, Kabala Bilgeliği tarafından insan ruhunun gücünün arzularını ve bu arzuların nasıl kullanıldığını yapılandırmak ve incelemek mümkün olmuştur.    

Ağ örgüsündeki sihir

Konuya gelelim. Bizler birbirimiz ile bozuk şekilde bağ içindeyiz. Genel anlamda bizim bağımız bütünüyle bir egoizmdir. Bunun neticesinde, kötü güçler tüm insan ilişkileri sistemini doğurmuştur: Her birimiz kişisel fayda peşindeyiz ve toplum konusuyla ilgilenmeyiz. Bizler bizi saran her şey ile, her zaman kendimize yararı olacak şekilde fırsatı kollarız.

İnsanları bencilce davranmaları konusunda suçlayamayız. Başından itibaren bizler bütünüyle bencilce bir doğaya sahibiz. Fakat Kabala Bilgeliği’ni kullanmamak konusunda bizler suçluyuz. Bizlerin diğer kimselerden daha fazla pişman olmaları gerekir. Çünkü bizler Kabala ilmini dikkate almıyoruz. Oysa bu bilgeliğin yardımıyla bizler kötü eğilim ağından kendimizi daha yararlı bir bağ haline dönüştürebiliriz.

Kabala’ya göre bu, ”doğaüstü güçleri” olumlu şekilde kullanma yöntemidir. Örneğin, aramızdaki ilişkileri olumsuzdan olumluya dönüştürmek. Bizler bunları ”baş aşağı” döndüremeyiz, çünkü bu bizler için dışsal bir sistemdir. Günümüzde birbirimiz ile eksik bağ içinde olmamız aynı zamanda birbirimize pek iyi şekilde davranmamamıza sebep olur.

Güncel bağ ilişkileri seviyelerimizi değiştirmek ve hepimizin aramızda iyi ilişkiler inşa edebilmesi için, bizlerin ”Üst Kuvvet”, ”Yaradan” veya ”Doğa” denilen özel bir gücü kullanması gerekir. Kabala Bilgeliği’nde bizlerin başlatmayı denediği gücün tesirine ”Işık” denir.

Şöyle denir : ”Ben kötü eğilimi yarattım ve Tora’yı da bunun şifası olması için yarattım.” Yani başka bir deyişle, bencillik bizi yönetir; aramızdaki ilişkileri düzeltebilecek şekilde sistemi kullanacak bir yol hâlâ vardır. Işığın gücü bizim bencil yapımıza doğru iner ve bunu düzeltir. Bunun neticesinde aramızda yararlı bir ağ örgüsü belirginleşir.

Bizler işte bu şekilde Kabala Bilgeliği ve Tora’yı kullanmalıyız. Bunların özünde yer alan ”Dostunu kendin gibi sev” koşuluna bağlı kalarak, örnek olarak bütün insanlar arasındaki ilişkilerimizi yararlı bir şekilde oluşturabiliriz..

KabTV’den “Yeni bir yaşam”, 11.1.2015

Küçük Bir Salda

laitman_2008-12-24_8202_wSoru: Eğer terk eden herkes bağlantımızda bir delik açıyorsa, bizim teknede pek çok delik yok mu?

Cevap: Hayır, bu kişiler bağa katkıda bulunmadılar ve bu bağın içinde bütünleşmeye niyet etmediler. Böylece onları bizden uzağa attık; kısacası denize attık, bizim ortak bencil denizimize, Malhut’a attık.

Soru: Teknede kimler var?

Cevap: Teknede, burada bu teknede olmak isteyenler var. Bu tekne bizi bağlayan, birbirimize birleştiren Masah’dır (perdedir). Bu tekne Kli’nin başlangıcıdır, bu teknede olmamızın birincil nedeni saf olmayan (Sitra Ahra)  güçlerimizin engin denizinde boğulmamaktır.

Teknedekiler ‘kalpteki noktalarımızdır’  ve teknenin altındaki de egomuzun engin denizidir. Tekne koruyucu bir Masah (perde) olarak kullanırız, tıpkı batmamak için kalpteki noktalarımızı birbirine bağladığımız bir sal gibi. Ve etrafımızdaki Sitra Ahra gazabının fırtınalı denizi ile kudurmuş dalgalardır.

06 Şubat 2015 tarihli Günlük Dersin 5. Bölümünden, Baal HaSulam’ın Yazıları

Ego’dan Korunan Alan

thumbs_Laitman_901Soru: Denmiştir ki, “arzu, her an İsrailoğullarının kalplerindedir ve eğer gerçekten isteselerdi, Kutsallık’ın varlığı ile ödüllendirilirlerdi.” “Eğer gerçekten isteselerdi” ne demektir?

Cevap:  Güçlü bir arzu, başka hiçbir şey değil sadece tekbir şey istememiz demektir. Sadece birbirimizde ve herkesin içinde birleşmiş olmak ve böylece aramızdaki bağda hiçkimseye yer olmayacak ve aslında manevi bir emiş meydana gelecek. Sadece Yaradan’ın bu boş alanda ortaya çıkabileceğine dair büyük bir arzumuz var.

Böyle bir yer aramızda ifşa oldu, hiçbirimize ait olmayan ve aynı zamanda hepimize ait olan. Orada egomuzdan başka bir yer yok. Aramızdaki bağda üst bir boyut keşfederiz.

 securedownload

Egomuz dışarıdadır ve bizler içeride biraraya geliriz böylece merkezde daha önce varolmayan boş bir yer vardır. Boş bir yer olarak böyle birşey yoktur, fakat burada yaratılmıştır ve orada sanki birşey yokmuş gibi hissederiz, Yaradan bile.

Böyle bir alanı egomuzu bir kenara fırlatarak yarattık ve birbirimize bağlanma tutkularımız saf bir niyet ile, egoya olan direncimizde bağlandılar. Bu yüzden, bu yer boş bir hale gelir ve zaten farklı bir boyuta aittir.

İçinde bulunduğumuz yer hayvansal seviyeye aittir ve boş alan insanın şekillenmesi için olan yerdir. Bu Yaradan’ın ifşa olduğu yerdir: ilk on sefirot, yani biz, bu bağa dahil olanlar.

Günlük Kabala Dersi, 2.Bölüm, 3/6/2014 ,  Shamati #66