Monthly Archives: Aralık 2014

Üst Güçle Deney Yapmak

thumbs_laitman_224Bencil olduğumuzun farkındayız.  Bu nedenle de, eğer bu yaşamımızda bir şeye varmak istiyorsak, Islah Eden Işığı kendimize çekmek zorundayız.

Kendi kendimize becerebildiğimiz tek şey gelişimimizin en son noktasına erişmek oldu. Artık bu yolun sonuna varmış bulunuyoruz. Bu noktadan sonra, ancak yukarıya doğru hareket edebiliriz. Artık duvara vurduk. Tek yapabileceğimiz yukarı kata çıkmak. Bu da ancak, bize yukarıya yükselmek için gerekli gücü verecek olan Islah Eden Işığın yardımıyla mümkündür.

Islah Eden Işığı harekete geçirmek için birleşmek zorundayız. Haydi, oturup birbirimizle bir anlaşma imzalayalım. Birbirimize her gün, hatta günde birkaç defa bu anlaşmamızı hatırlatalım. Göreceğiz ki bu işe yarayacaktır.

Üst ışığın ne kadar etkili olduğunu görelim, onu nasıl harekete geçireceğimizi öğrenelim. Onu öğrenmenin, onunla konuşmanın en iyi yolunu ne olduğunu gözden geçirelim. Bu bizlerin bilim adamı gibi Üst Gücü araştırıp keşfedeceğimiz gerçek bir laboratuvardır. Sonuçlar çıkarır, her bir deneyin kaydını tutarız.

Bunu deneyin, nasıl en iyi ilerlendiği ve nasıl davranmamak gerektiğini göreceksiniz. Bu en baştan açıklık kazanacak. Sorun bunun için isteğimizin olmaması. Yaradan amaçlı olarak kafamızı karıştırır ve böylece başka seçimimiz kalmaz. Sonunda birbirimizle bağ kurmaya razı oluruz; aksi durumda, bu deneyimimizden hiçbir sonuç alamayız. Bu bizim psikolojik bariyerimizdir ve bunu aşmak çok zor gelir.

12/12/2014 tarihli Günlük Kabala Dersi Birinci Bölümden, Baal HaSulam’ın Yazıları

Olgunlaşmış İnsanlığın İlk Nesli

Michael_LaitmanKabala kitapları, bu dünyanın terimleriyle, manevi kökleri arasındaki ilişkiyi anlatan dalların dilinde yazılmışlardır. Bu yüzden, kelimeler ve hikayeler ile doldudur ki bunlar ilmin içinden olmayan kişilerin, farklı peri masalları hayal etmelerine neden olabilir. Birçok ulus, Kabala Bilgeliği’nden belli miktarlarda bilgileri kullanmışlar ve tüm felsefe ve bilimlerini bunun üzerine kurmuşlardır.

Günümüzde dahi, sadece izlemiş oldukları filmeler ya da hakkında okudukları kitaplarla,  Kabala Bilgeliği’nin ne ile ilgili olduğunu bildiğine inanan insanlar vardır. Fakat, gerçekte, bunlar kişinin aklını çok daha fazla karıştırırlar.

Örnek olarak, kısa zaman önce, televizyonda Kabala ile ilgili bir belgesel serisi vardı. Bu belgeseli izledikten sonra, açık ve net olan tek bir şey vardı ki, o da insanların Kabala’nın gerçekten ne olduğu hakkında fikirleri olmamasıydı.  Bu belgeselde gösterdikleri gibi, kadınların dans etmeleri, diet yapmaları, törensel giyinmeleri, kartlar v.b gibi konular ile hiçbir ilgisi yoktur. İnsanlar, “Kabala” ismini, Kabala ile hiç bir şekilde ilgisi olmayan konuları tarif etmek için kullanıyorlar.

Bu yüzden, günümüzde Kabala Bilgeliği’nin ne olduğu hakkında çok daha fazla kafa karışıklığı vardır. Bizim neslimiz, Kabala kitapları ile ilgilenmelerine izin verilen ilk nesildir ki bu sayede herkes onlardan öğrenebilir.

Artık, bir Kabalistin tüm bilgilerini, o da diğerlerine aktarsın diye, bir öğrenci arayışına girmesine gerek yoktur. Günümüzde, artık sokaklara çıkıp, bu bilgileri aktarmak için, onu öğrenmek isteyen ve aynı zamanda bu bilgileri aktarmaya devam etmek isteyen herkesi Kabala Bilgeliği’ni çalışmaya davet edebilirsiniz. Tüm neslimiz, Kabala Bilgeliğini doğru bir şekilde kullanarak bir sonraki seviyeye, üst dünyaya yükselebilecekleri, seviyeye yükseldi.

“Yeni Bir Yaşam” programından 18/12/2014

Ruhu Yeniden Canlandıran Kuvvet

laitman_2008-12-24_8202_wTora, “Levililer”, 19:26: Kan ile birlikte yemeyeceksin.

Kan, Hohma (Erdemlik) Işığı’dır, ki bu da ruhu canlandıran kuvvettir ve arzunun (etin) dördüncü fazına girer.

Fakat, Işık’ın içinde olduğu arzuyu kullanmak yasaktır. İlk önce, onu ayrıca düzeltmen, sınırlandırman ve Masah (perde) yapman ve sonrasında herşeyi tartman ve netleştirmen gereklidir. Bunlar, sonrasında, etin yenilebilir olduğu Koşer koşullarının temel olarak aldığı kanunlardır.

Kan yemek kesinlikle yasaktır. Tapınağın mevcut olduğu günlerde, etin kanını bu amaç için özel olarak kullanılan kaplara akıtırlar ve sonrasında da tamamen boşaltırlardı.

Bu yüzden, ruhu canlandıran kuvveti hem dünyamızda hem de manevi dünyada araştırmamız ve böylece onu ayırmamız gereklidir.

KabTV “Sonsuzluk Kitabının Sorları” 4/09/14

Ego Yumuşamaya Başladığında

thumbs_laitman_922Soru: Herbirimiz kendi hayatlarımızı belli zorluklar, başarılar ve hayal kırıklıkları ile yaşarız. Hepimiz hayatlarımızı daha mutlu yapmak isterdik, peki ama bu nasıl mümkün olabilir? Yaşamın sıcaklığına ve hayatlarımızın güvenliğine, yolunda gitmesine dair hissiyatlarımızı nereden alabiliriz?

Cevap: Burada cevap şudur, annemizin rahminde, sonrasında kollarında ve sonrasında da evimizin sıcaklığında ve ocağında. Bizler yavaş yavaş bunlardan uzaklara doğru çekiliriz, fakat, egomuzda özgür olmak istememize rağmen,  bu koşulları korumaya yönelik olan eğilimimiz de aynen kalır.

Bundan daha fazlası, katılmakta olduğumuz tartışma çemberlerinde kurmuş olduğumuz topluluğu hissetmesinin yoluna göre egomuzun yumuşamaya başladığını görürüz. Egomda, neyi bırakabileceğime bakarım, onu gerçekte tamamen yok edemem, fakat basit bir şekilde, topluluktaki hayatıma, gitgide daha fazla katmak için ve kendimin daha büyük bir çembere ait olduğumu hissetmem için bana yardımcı olmaya başlar. Bu yüzden, egomuz “karşı yardım” olarak çalışabilir.

Sadece egoistik olarak geliştiğimizde, sürekli olarak toplum hayatımızı yok ederiz. Ancak, şimdi, topluluğu onardığımızda (en azından bir oyun şeklinde), baskıyı hissetmeye başlayan ego, bize yardım etmeye başlar. Tam olarak sıfırlanamaz ancak yeni bir şekil almış olur. Bu integral toplum eğitimi olarak adlandırılır.

Bunu edinebileceğimizi umut edelim. Bu yüzden, bizler genel global doğa kuvvetini dengeleriz ve bu da insanlığı içsel eğilimimize göre birleştirir. Bizleri etkileyen iki güç uyum içerisinde dengelendiklerinde, hayatlarımızda mutlu bir hale gelecektir.

KabTV, “Yeni Bir Yaşam” 10/8/14

Emirleri Yerine Getirmenizin Ödülü

thumbs_Laitman_731Soru: Hz. Musa’nın insanlara iletmiş olduğu emirleri, egoism ve ihsan etmenin dengesi olan, içsel huzur için bir anahtar olarak ele alıyor musunuz?

Cevap: Tabi ki. Bunlardan en önemlisi, “Komşunu kendin gibi sev,” bu koşulun nasıl başarılacağının elkitabı olan tüm Tora’nın temelidir. Ne yazık ki, Tora’yı koruyarak kendilerini inananlar ve takip edenler olarak görenler, bu amacı her zaman izlememektedirler.

Soru: Hz. Musa’nın iletmiş olduğu, sadece yerine getirilmesi gereken iyi emirler ve yapılmaması için uyarmış olduğu kötü emirler dahil olmak üzere, bunların nasıl ödüllendirilecekleri hakkında hiçbirşey söylenmemişti…

Cevap: Emirleri yerine getirmek için herhangi bir tazminat istenmemelidir. Eğer komşunu kendin gibi sevmek ve ona iyi davranmak istiyorsan bunu kesinlikle hiçbir ön şart olmadan yerine getirmen gerekir. Sonrasında bundan dolayı edineceğin içsel tatmin senin ödülün olacaktır.

“Özel Düşünce” isimli programdan 17.08.2014

Herşey Başlangıca Döner, Fakat Farklı Bir Boyutta

thumbs_laitman_922Soru: Hergün ve her dakika, her şeyin baştan başladığı ne anlama gelir?

Cevap: Hiç bir zaman, daha önce geçmiş olduğumuz aynı durumdan başlamayız. Her seferinde yeni bir konu, yeni bir hissiyat vardır. Fakat, her seferinde sıfırdan başlarız, öncesinde ne olduğunu unuturuz, tıpkı hiçbir şey yapmamışız gibi.

Hiçbir şey hatırlayamadığımız böyle durumlar vardır; sanki bir sisin içinde bulunmuş gibiyizdir, kafa karışıklığı, anlamadığımız ve alışık olmadığımız bir durumda. Kaybolduğunuzu hissedersiniz; sanki yolunuzu kaybetmişsiniz ve etrafınızda neler olduğununun farkına varamıyorsunuz. Herşey size garip ve yabancı gelir.

İşte bu, sizi, içinizde netleştirmeyi gerçekleştirmeniz gereken, bulunduğunuz yeri ve ne yaptığınızı araştırmanız gereken, yeni bir koşula nasıl getirdikleridir. Bu, içinde on bütün Sefirot’u, arzuları, ışıkları ve koşulları içerdiğinden, her yeni koşula nasıl başlamanız gerektiğidir.

Sonrasında, kişi buna alışmaya başlar, tıpkı içindeki disketi değiştirmiş gibi, yeni bir program yüklenmiş ve sonrasında farklı bir şekilde davranmaya, tepki vermeye başlamıştır, dünyayı farklı bir şekilde görür, artık herşey farklıdır. Birçok değişikliklerden geçme ihtiyacına alışmamız gereklidir. Sadece gelişmeyen bir kişi değişmez.

Tüm doğa gelişmektedir, cansız, bitkisel ve hayvansal bile. Aynı zamanda sıradan insanlar, yani tüm insanlık gelişmektedir. Fakat bir Kabaliste göre, gelişim, gerçekliğin farklı bir şekilde içe alınması ile ifade edilir, gerçekliğin bir bölümünde, neden ve ne hissettim ve ne anladım. Ve bu, aynı zamanda yeni koşulların kalitelerinde de çok güçlü değişikliklerin gerçekleştiği maneviyat merdivenini tırmanmaya başlamamızdan önce bile gerçekleşir. Maneviyat merdiveninde, ardarda gelen iki koşul arasındaki fark  çok büyüktür. Aslında, bunlar basitçe farklı boyutlardadırlar.

Günlük Kabala Dersinin 1. Kısmından, 26.11.2014, Baal HaSulam’ın Yazıları

Neden Tora Adem’den Başlar?

thumbs_laitman_253Soru: Neden Tora İbrahim’den ya da Sina Dağın’daki biraraya gelmeden başlamaz da, bunun yerine Yaratılış ve Adem ile başlar?

Cevap: Asıl konunun, Ruh’un parçalara ayrılması ve sonrasında Tora’nın sadece bu parçaları biraraya getirip tekrar birleştirilmesi, birbirlerine yapıştırılması ve bu sayede de bu birleştirilmiş kapta Yaradan’ı keşfetmemiz için verildiğini anlamamıza yardımcı olması adına, Tora, Adem ile başlar. Fakat, eğer bu şekilde başlamasaydı ve Ruh’un parçalara ayrılması olmasaydı, o zaman tüm diğer eylemler tamamen anlamsız olacaklardı.

Bu yüzden, Tora, İbrahim zaten bu parçalanmanın bir sonucu ve zaten düzeltmenin başlandıcı olduğundan, İbrahim ile değil, Adem ile başlar. Tora’nın verilmesinden de başlamaz, çünkü o da, düzeltmenin planının ve aracının alınmasıdır. Tora, Yaradan’ın tamamen ifşası ile biter ve bu da tamamen düzeltilmiş ve art arda güçlendirilmiş olan Adem’in Ruhu’nun içindedir.

Öğretmen Vasıtası İle Bağ Kurmak

laitman_2010-03-07_detsky-urok_9318-70Öğrenimde temel olan, farklı olguları değildir, aralarındaki bağlantıyı öğrenmeye çalışmaktır: Bir olgu bir diğerine doğru veya ters orantılı olarak nasıl bağımlıdır. Bu, öğrenim görmenin bize gerçekliğin parçaları arasındaki bağlantıların bir resmini sağladığı anlamına gelir.

Ders sırasında en çok dikkat edeceğimiz şey budur. Unsurların kendisinden çok unsurlar arasındaki bağlantılardan öğreniriz. Bir şeyi tek başına inceleyip öğrenmek mümkün değildir.

Bundan kişinin tek başına çalışıp öğrenemeyeceği ortaya çıkar. Bu nedenle, “Tüm öğrencilerimden öğrendim,” diye yazılmıştır. Öğretmen kendi başına öğrenmez ama gerçekte öğrencilerinden öğrenir. Eğer Kabala bilgeliğini tanıtır paylaşırsak veya integral eğitim yöntemini öğretirsek, öğrencilerimizden öğreniriz ve böylece ilerleriz.

Ama eğer öğretmezsem ve hiç öğrencim yoksa ilerleyemem. Kişi yalnız öğrencilerinden öğrenebilir, bu temel koşuldur.  Şimdi neden Kabalistlerin bize Kabala bilgeliğini tanıtmamız ve öğretmemiz gerektiğini söylediklerini anlayabiliriz. Bununla kendimizden başka hiç kimseye iyilik yaptığımız yok, bu bize yardımcı olur.

Bir öğrenciye öğretmek demek, bu öğrenci ile Yaradan arasında bir bağlantı kurmak demektir. Gerçekte öğretmenin öğrencisine öğrettiği şey: Yaradan’la nasıl bağ kuracağıdır.  Bunun anlamı şudur;  öğretmen Yaradan ve öğrenci arasında bir arabulucudur, yol göstericidir, bir iletkendir.

Öğrenci, istese de istemese de, Yaradan’la öğretmen yoluyla bağlantı kurar. Her defasında, ya olumlu ya da olumsuz biçimde Yaradan’la bağını yeniler, tüm değişiklikler bu iletken yoluyla yani öğretmen yoluyla olur. Öğrenci ne yaparsa yapsın, inişte veya çıkışta olsun iletkenini harekete geçirir ve öğretmen bundan kazanç sağlar.

Eğer bir gruba veya bir öğrenciye nakleden, yol gösteren bir iletken olmazsanız, Yaradan’a bağlanmanız mümkün olamaz. Bu şu gerçeği de barındır; kendinizi değil, Yaradan da dâhil başkalarına olan davranış biçiminizi ıslah etmeniz gereklidir.

Verona Kongresi, “İkinci Gün”, 22.11.2014,  4. Dersten alıntı