Kabul ve Niyet Sistemi

Kıvılcımı yani daha yüksek doğada bir parçacığı olan insanlar kendilerini, geri kalan yedi milyar insanla aynı biçimde ıslah etmezler, çünkü bu kıvılcım yoluyla biz Işığın kaynağına, ihsanın kaynağına, ihsan etme gücüne bağlanabiliriz.

Yani bu iki sistemi kendi içimize dâhil edebiliriz; kabul sistemini ve niyet sistemini. İçimizde, kendimize yönelik bir istek vardır. Bunun yanı sıra, bu isteğin içinde bir nokta, bir kıvılcım vardır ve bununla ayrı bir sistem geliştirebiliriz.

Eğer bu kıvılcımdan ihsan sistemini geliştirirsek, diğer bir deyişle, eğer başkalarının iyiliği için hareket etme niyetini edinebilirsek, o zaman yaptığımız işlerin önemi kalmaz. Bu işler daima ihsan etme niyetinin denetimi altında olacaktır.

Bunun sonucu olarak benim tüm yaptığım ve tüm davranışım bu ihsan etme niyeti ile belirleyecektir. Bu dünyada fiziksel olarak başkalarından alıyor veya başkalarına veriyor olmamın bir önemi kalmaz. Niyetim her zaman her yaptığımı, başkalarının iyiliği amacına göre belirleyecektir ve bu her zaman benim kendi iyiliğimden daha önemli olacaktır.

Ortak ruhun bu programa göre çalışan parçası, manevi Partzuf’un başına aittir. Işık yoluyla, gerçekten de başkaları için iyi olan düşünceler, eylemler, niyetler ve planlar yaratabiliriz ve bunları kendi menfaatimiz ötesinde kullanabiliriz. Tüm düşüncemi, gücümü ve anlayışımı başkalarının iyiliğinin hizmetine koyabilirim. Başkalarına bağlıyım ve onların iyiliği için her şeyi yaparım.

Böyle bir değişim Islah Eden Işık yoluyla mümkün olur. Tüm bu yedi milyar insan ne kadar birbirleri ile bağ kurarlarsa o kadar Işık ortaya çıkar ve birbirlerine kötülük yapmayı bırakıp tek bir beden haline gelirler, ancak bu hala bencildir. Onların hepsi kendi iyilikleri için tek bir aile gibi davranırlar.

Biz aramızda, burada niyetimiz tamamen başkalarının iyiliği için olan başka bir bağ kurmalıyız, “Komşunu kendin gibi sev,” diye yazılmıştır. Bu yalnızca, başkalarına zarar verirsem bunun kendime de zarar vereceğini bilmek demek değildir. Bunun bir şekilde bana geri dönüp dönmeyeceğine bakmam. Aksine yalnızca başkasının iyiliğini düşünür ve buna göre davranırım, bunun beni nasıl etkileyeceğini hesaplamaksızın. Buna egomun ötesinde çalışmak denir. Bu inanç içinde çalışmaktır, başka bir deyişle ihsan etmektir.

13.07.2014 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 1. Bölümden, Şamati #60

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Sonraki yazı: