Egoist Algının Bir Krizi

Dünya 2008’den önce herkes için bariz hale gelen bir krizin içine girdi. Ancak, öncesinde hiç kimse bu konuda konuşmak istemedi. Bu sadece borsanın düşmesi veya bazı bankaların iflası gibi değildir, küresel kriz tüm dünyayı kapsamaktadır. Dünya tamamen tek bir sisteme bağlı olduğunu görmeye başladı, ancak bu sistem iyi değildir.

Biz birlikte çalışmak istiyoruz. Avrupa çaresizlik ile birlik olmuştur,  çünkü biz tamamen birbirimize bağımlıyız. Ancak, bizi bağlayan yasalar egoist yasalardır, bu yüzden birbirimizi doğru kullanmak yerine, birbirimize zarar veriyor ve mahvediyoruz.

Bu daha önce böyle değildi. Uluslararası ticaret, uluslararası ilişkiler, üniversiteler, fabrikalar, şirketler ve ülkeler gelişti. Her şey, karşılıklı yarar sağlama, “Sen-Ben, Ben-Sen” prensibine göre iyi çalıştı ve gelişmek mümkündü.

Ama sorun, kapalı bir sisteme, integral bir ağa dönüşen Dünyadaki özel bağımlılıklardır. Bu, artık eski ekonomik bir sistem, politik ve  bazı ülkeler arasındaki siyasi ve kültürel ilişkiler değildir, bunu yerine aramızda benzersiz yeni ilişkilere ihtiyaç vardır.

Bununla birlikte, bu benzersiz ilişkileri anlamıyoruz çünkü doğamız gereği egoistiz. Hepimiz dünya çapında bütün olarak birbirimizle bağlantılı olsak bile; normal, egoist, kapitalist standartlara göre birlikte çalışmaya devam ediyoruz ve bu yüzden bu bağlantılar çalışmaz halde.

Kriz budur. Dünyada aramızda kurmamız gereken, yeni yollarla bağlanmış yeni ilişkiler ile buna ulaşmak için yetersizliğimiz arasındaki çelişki bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

İnsanlar eskisi gibi var olmaya devam edebileceklerini  düşünüyorlar. Ancak dünya, insan toplumu ve bütün hareketsiz, bitkisel, hayvansal ve insanlığın dâhil olduğu doğa, şimdiden tavırlarımızı değiştirmemizin gerekli olduğu bir sistem haline gelmiştir. Bu özellikle insanlardan istenmektedir hareketsiz, bitkisel ve hayvansal doğadan değil.

Bu yüzden, krizin sebebinin derinliklerine inmeyi düşünürsek, sebebinin algımız olduğu açıklığa kavuşur. Bütün mesele; aniden kendimizi içinde bulduğumuz ortak ilişkilerin bir bağ türünde olduğumuzu farkında olmamamız ve hep birlikte bu ağın koşullarına göre nasıl davranmamız gerektiğidir.

Burada, Kabala imdadımıza yetişiyor. Grup içerisindeki dostlara nasıl davranıyorsak Dünyanın da aynı şekilde ona göre  hareket edeceğini açıklar, herkesin dostlara yardım ettiği, diğerleri ile aynı arzulara entegre olmuş, herkesin tek bir kalbe sahip  olduğu.

Dünya bunu istesin ya da istemesin, şimdiden bu bağlantılara göre davranmaya başladı ve insanlık için dışarı çıkmadan ve onlara öğretmeden ve bugün neler olduğunu onlara anlatmadan, Kabala bilgeliğini uyguluyor olmuş olmayız. Bu bilgiyi almış olduğumuz misyonu yürütüyor olmayız.

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı: