Siz Yaradan’a Yaklaştıkça, Firavun’u Büyütürsünüz

Tarihimiz boyunca egonun gelişimi sayesinde ilerledik. Bu bizi zevk alma arzusunun zorlukla geliştiği hayvanlardan, bitkilerden ve cansız maddelerden farklılaştırır.

Bir kişiye özgürlük, seçmek ya da en azından öğretilmek için verilmelidir, böylece bu özgürlüğün varlığı ile ego büyüyecek ve kişi ona daha fazla yaklaşacaktır. Hazırlık ve düzeltme için daha fazla çabaladıkça, daha büyük kötülüğü keşfeder.

Böylece, kişi çalıştıkça ve grup içinde çaba sarfettikçe, grup çalışmalarına katıldıkça, gerektiği gibi başını eğmeye çalıştıkça, desteğin farklı çeşitlerini oluşturur. Buna yedi yıllık tokluk denir.

Sonra yedi yıllık kıtlık meydana gelir, kişi kaplarını hazırlamış olduğundan, şimdi zevk alma arzusuna yönelik hoş olmayan ifşaat ile başa çıkabilir. Böylece arzusu ile çalışabilecektir ve kendi egoist doğasının düşmanı olduğunu keşfeder. Bu nedenle, Musa; Kabala bilgeliği ile Yaradan ile konuşmaya başladığında ve manevi akıl ve kalbiyle zevk alma arzusuna ulaştığında, bu arzunun daha da kötü hale gelmesini Yaradan’a şikayet eder.

O, kendi düzelmesi hakkında düşünmeden önce, çok fazla iniş çıkışı yoktu. Grubun bir parçası olmanın sonucuyla sadece belli belirsiz hareketler vardı, ama sonra bir ulusu oluşturup, ona bağlanmak yolu ile Yaradan’a daha yakın olmanın mümkün olduğunu anlamaya başladı. Kişi sağ çizgiye, Yaradan’a, özgecilik değerine, üst gücün en yüce nitelik olduğuna ve ondan başka hiçbir şey olmadığına dair farkındalığa daha çok yaklaştıkça, sol çizgi de daha güçlenir ve kişinin içindeki Firavun uyanır.

Bunun gerçekleşmesi ile kişi dengede kalacaktır, iki çizgi ortasındaki durumunu sağlamlaştırabilecektir ve kendisinin kim ve ne olduğunu çözecektir. Böylece Musa, kendisi Yaradan’a vardıktan sonra insanların daha kötü hissetmesi hakkında haklı olarak şikayet eder. Çünkü Musa’nın Yaradan’a yaklaştığı an, Yaradan ile Firavun arasındaki dengeyi korumak için Firavun büyür. Bunu hep hatırlamalıyız.

Musa Yaradan’ın adına konuşmak için Firavun’a gelir, bu da amacının Yaradan’a daha yakın olmak olduğunu anladığını gösterir. Sonuçta her şey kötüye gider ve sadece bu iki güç arasındaki denge, burada yardımda bulunabilir. İki kutbun birleşmesinin şart olduğu ve her ikisinin de Yaradan’dan geldiğini anlamamız gerektiği anlamına gelir, çünkü O’nun dışında kimse yoktur ve biz her ikisini de izlemek zorundayız, yani orta çizgiyi.

İki çizginin orta çizgide birleştirilmesi gerektiğini unutmamalıyız, ta ki üçüncü bir paydaş gelip, birleştirip, onları tamamlayana kadar. Bu, daimi bir savaş olduğu anlamına gelir.

Yayım tarihi: Mayıs 4, 2014 at 9:19 am

2 Yorumlar

  1. Burada ki anlatımlardan,şu çıkarılabilirmi?iylik ve kötülük aslında aynı kaynaktan akan iki su gibidir varoluşu besleyen abıhayat suyu gibi.Fakat çok zor ve meşakkatli bir süreç değilmi sürekli soru işaretleriyle,yada işaretlerle anlam kargaşası olmazmı.nihai amaç ne olabilir.ve bu amaç için çok fazla acı çekiyoruz neden

  2. Merhaba
    Her şey Yaradan’dan gelir diyebiliriz. Tek kaynaktan.
    En doğrusu konuları temelden alarak ilerlemek olacaktır.
    Kabala ilminin temellerini öğrenmek için, arzularsanız Eğitim Merkezi ücretsizdir ve kayıt olmak isterseniz bu linkten olabilirsiniz: https://kabacademy.eu/tr/signup/
    Ayrıca YouTube kanalından da dersleri dinleyebilirsiniz. https://www.youtube.com/channel/UCl1XVFSBhbeOULvFKDv4htg?view_as=subscriber

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed