Daily Archives: Mayıs 23, 2014

Işığa Doğru İlerlemek

Soru: Zohar Kitabı’nda Çadırdan Tapınağın (Tabernacle) kuruluşu sırasında dünyaya armağan olarak sevgi, adalet, huzur ve birlik verilmişti denir.

Cevap: Çadırdan Tapınak (Tabernacle), birbirlerini tamamlayan iki karşıt güç arasındaki ilişkiye ait İlahi bir imtiyazdır.

Dünyamızda sadece nefret, çekişme, ihtilaf ve anlaşmazlık vardır. Bunlar birikip arttıkça, bir savaşa dönüşürler ve her şey bir süre için sessizleşir. Ama huzur ve sükûnet, sadece nefret ve rekabetin sonraki seviyesine geçiş dönemidir.

Maalesef, tarihimiz boyunca insanların diplomasi, etik, yasalar vb. için kendi aralarında farklı çerçeveler kurmak için o kadar uğraşmalarına rağmen, birbirinden nefretini gördüğümüz için, İlahi imtiyaz insan için bilinir değildir.

Geçmişte, bugün olmayan belirli normlar ve davranış kodları vardı. Hiç kimse hiçbir şeyden utanmazdı, hiç kimse diğerlerinden utanmazdı ve rekabet doğal bir şeydi.

Geçmişte, insan ilk sıradaydı, para değil. Esas değerler kişinin kültürel ihtiyaçları ve algısı idi. Kişi bu şekilde yetiştirilirdi.

Ancak bugün, herşey para ile ölçülüyor. Genç insanlar meslek seçerken kendi yatkınlıklarına değil, ne kadar kazandırdığına bakıyorlar.

Biz basit bir şekilde iki karşıt güç arasındaki zıtlığın sonraki basamağına çıkıyoruz ve şimdi çok önemli ve özel bir duruma ilerlemek zorundayız; bu durumda iken nefret, haset, rekabet, ihtilaf, çatışma ve anlaşmazlık içinde yaşayamıyor olacağız.

Bugün herkes direncin herkes arasında hissedildiğine hemfikirdir ve herkes direnci belirli bireyler arasında hissediyor, ama bu kimseyi telaşlandırmıyor, “Ne olmuş? Ben böyleyim ve diğerleri ile bu şekilde bağ kurarım.” Bu çok iyi bir durumdur çünkü gerçeğin ortaya çıktığı yer burasıdır.

Bu nasıl yaşadığımızdır ve bu bizim doğamızdır. İnsanlığın bir kısmı açlıktan ölürken, diğer kısmının yiyeceğini çöpe attığını gördüğümüzde kriz her yerdedir, ama insanlar, “İnsanların açlıktan ölüyorsa ne olmuş, umrumuzda değil” diyerek bunu soğukkanlılıkla görmezden gelir. Merhamet hissetmeyiz bunun yerine herkese karşı rekabet ve nefret hissederiz.

Bu yüzden rekabetin katlanılmaz olduğu bir duruma erişmek zorundayız çünkü aksi durumda iki karşıt güç birbirine o kadar çok yaklaşacak ki, aralarında çıkacak kıvılcımlar bizi yakacak ve bizi varoluşumuzun sonuna taşıyacak.

Bu tehditi doğrudan hissetmek zorundayız, tüm insanlıkla ilgili olarak değil, ama kendimizle ilgili olarak, çünkü biz hiç kimseyi önemsemeyiz, sadece kendimizi önemseriz.

Bu duygu iç “Benimize” ulaştığında, insanlar şu gerçeği anlayacak ve kabul edecek: buradan bir çıkış yolu olması gerekir çünkü doğada bu durumdan çıkmak için bize izin veren bir bölünme noktası bulunmaktadır. Sonra, bizim büyük egoist arzumuz sayesinde, karşıt hal için yolu aramaya ve içimizden talep etmeye başlayacağız. Ve onu bulacağız çünkü kendi aramızda böyle bir direnç yaratmak için bir yöntemimiz varsa, karşılıklı nefret için yaptıklarımızı, sevgiye, adalete, karşılıklı anlayışa ve eşitliğe değiştirebiliriz.

Bütün işimiz budur. Bize bir kafa ve bilgi verilmesinin nedeni budur, böylece karanlıkta bir köstebek gibi ilerlemeyeceğiz, Işık’ın yolu boyunca önümüzdeki hedefi görerek ilerleyeceğiz.

Yayım tarihi: 19 Mayıs