Daily Archives: Mayıs 2, 2014

Son Devrim İçsel Bir Devrim Olacak

Soru: Bana insanlarla konuşmak zor geliyorsa ne yapmalıyım ve konuştuğum bir insanla ilişki (bağlantı) metodunu nasıl kuracağımı bilmiyorum?

Cevap: Çünkü, bu krizden nasıl çıkılacağını anlatabilmemiz de herhangi bir zorluk olamaması gerekmektedir. Böyle sorunlar dünyada olması idi, onlara yaklaşabilmemizin imkanı olmazdı. Bununla birlikte, günden güne dünya çok daha büyük sorunların içine batıyor ve kaos müthiş bir hızla ilerliyor. Bugün veya yarın ne olacağını kimse bilmiyor.

Böyle bir durumda, basitçe dışarıdaki dünyaya gitmeli ve bunun neden olduğunu onlara söylemeliyiz. Bu doğa tarafından  bizim üzerimizde gerçekten kasten yapılmaktadır. Sürekli olarak baskı altında gelişmekteyiz ve şimdi bile  üzerimizde öyle bir  baskı uygulamaktadır ki gelişimize devamı edelim.

Ancak bu kez gelişimimiz savaşların her türü  sayesinde olmamalıdır. Hepimiz aynı sorunların içinde mevcutsak bugün  kime karşı savaşalım? Bir birimizle kavga etmeye başlarsak, ki işgal edilecek hiç bir şey yokken, bize hiç bir şey yardımcı olmayacaktır.  Millet halinde yaşamak istiyorsan git ve yap!

Bugün insanlığın yaşadığı problemler dünyasal yollarla çözülemez. Bu durumu düzeltmek için gerekli araçlara sahip değiliz. Bunun nedeni, bu dünyada mevcut olan bütün araçları zaten kullanmışız ve buna rağmen hala kendimizi kötü hissediyoruz. İnsanlığın kafası karıştı: birilerine karşı bir devrim başlatırsak o zaman kendimize zarar vermiş oluruz.

Devrimler yardımcı olamaz, Ukranya daki son olaylarda ve örnek olarak Arap baharı olarak bildiğimiz Arap dünyasını kasıp kavurarak geçen karmaşa rüzgarının sonuçlarında gördüğümüz gibi sadece ulusları yok eder. Bu durumdan yararlanmak için araçlarımız yok. Doğa kendimizi değiştirmek için bizi iç eylemlerden dış eylemlere taşıyarak bizi yükümlü tutmaktadır.

Bu tam olarak herkese neyi açıklamamız ve duyurmamız gerekliliğidir. Krizi bırakmak kişinin dış karışıklıklardan değil içindeki bir iç devrim yolu ile mümkündür. Bu insanlara erişen bir mesajımızdır. Bizim bir metodumuz var, bu da bir kişiyi değiştirebilmek için onu bu dünyada sadece huzurlu bir hayat doldurduğu için değil, ama şimdi yaşadığı hayata ek olarak tamamen yeni, sonsuz, tam boyutsal bir yolu keşfetmiş olmasındandır. Bu  ilave çok anlamlı olacaktır ki, tabiri caizse, bu maddi hayattan kopacak ve fiziksel bedenin yaşamı ve ölümünü hissetmeden manevi dünyada tamamen yaşayacaktır.

Bizim bu  duruma ulaşmamız ve tabii ki, bu da tüm sorunlarımızı çözecek tüm şüpheleri ortadan kaldıracak ve tüm sorularımıza  cevap bulabilme yoludur. Daha fazla gelişmeliyiz ki bu krizden ayrılmayı mümkün kılacak sadece bir yöntemdir. Umarım herkes bu yolun tek bir yol olduğunu mümkün olduğunca çabuk anlar.

Karanlık Odadaki Işıkları Açın

“O’ndan başkası yok”u sürekli bize hatırlatacak olan bir sistem kurmamız gerekiyor. Bu sistemin, aralarında özel bir ilişki olan en azından on kişiyi mutlaka içermesi gerekiyor.

Ve bu network, ağ bağlantısında, bu karşılıklı kuvvet alanında, Üst Işık ışımaya başlar ve üst güç bulunur, o bize sürekli olarak her anın, yaradılıştan, üst güçten geldiğini hatırlatır.

Fakat, şu anda aramızda olduğu gibi, eğer bir bağlantı ağı yoksa, o zaman hatırlayamayız. Durumlar değişecektir, fakat onları üst güç ile birleştiremeyiz, bu sistem şu anda aramızda çalışmamaktadır.

Sadece bizleri birbirine bağlayacak olan aramızdaki bağlayıcı alan ortaya çıktığı anda, tıpkı bir mıknatıs ya da elektrik gibi, sonrasında birbirimize bağlanmak için harcayacak olduğumuz çaba sayesinde, hissederiz ki, bu alan içerisinde bu koşulu sağlamlaştıran bir güç vardır.

Her zaman bu çalışmaya geri döneriz. Sistem bize her zaman O’ndan başkası olmadığını hatırlatır, bu koşulu kendimiz için koruyarak ve sabit hale getirerek, özellikle gizlenme koşulundayken ki bu durumda O’nun ifşasını ve bununla da O’na memnuniyet vermek ve formların eşitliğini isteriz, tıpkı misafir ve ev sahibi gibi.

Soru: Bu manevi dünyalardaki koşullar hakkında mı bahsetmektedir?

Cevap: Bizler manevi dünyadayız ancak gizlilik koşulundayız! Bu gizliliği, içinde bulunduğumuz koşuldan ortadan kaldırmamız gerekiyor, tıpkı bilmeden hep birlikte karanlık bir odadaymışız ve ışığı açmamız gerekiyormuş gibi. Odaya girerim, fakat karanlıktan dolayı orada kimsenin olduğunu ne görebilirim ne de hissedebilirim. Işığı açmam gerekiyordur ve sonrasında kendimin diğer herkes ile birlikte olduğunu göreceğim ve anlayacağım. Bizler manevi dünyalara uçmayız. Zaten onun içerisinde bulunuyoruz ancak bu gizlilik koşulundadır.

Soru: Fakat kişi gizlilik koşulunda olduğunu unutuyor!

Cevap: Unutmuyor, fakat bunu bilerek unutmasını ve kafasının karışmasını sağlayan Yaradan’ın kendisidir. Sadece unutmuyor, maneviyetla da hiç ilgilenmek dahi istemiyor çünkü tamamen diğer işlerle ilgileniyor. Tüm bunlar onun için kasıtlı olarak düzenlenmiş durumda ki bu sayede tüm bunlara rağmen tamamen, kişi farkındalığa gelecektir.

Soru: Fakar eğer arkadaşım bana bunu hatırlatmazsa, bunu hiç bir zaman hatırlayamayacağım!

Cevap: Evet, doğru. Hepimizin, Arvut (karşılıklı sorumluluk ve garanti)’ye ihtiyacı var. Arvut olmadan bizlere Işık’ın, metodun verilmesine ihtiyaç yoktur. Sadece, yeterli sayıda dostun katılımı ile, 600.000 ruhtan oluşan tam bir sayı ile, karşılıklı olarak birbirine bağlanabilen ve amacın tek bir kalpte tek bir insan olunması gerektiğini anlayabilen  ve eğer bunun ile devam etmeye hemfikir olarak Arvut sistemini yaratmaya hazır durumdaysak, o zaman bizlere bağlanmanın metodunun verilmesine değerdir.

Aslında bu bağlanmanın bir metodu değildir, ancak bir keşfin metodudur. Bu metot Işık’ı yaktığımız ve gizliliği ortadan kaldırıdığımız bir metottur.

26 Nisan 2014 tarihinde yayımlandı.

Günlük Kabala Dersine Hazırlık, 20 Nisan 2014