Monthly Archives: Eylül 2013

Kurallar Herkes İçin Aynıdır

Soru: İnsanlığın %99’u için yaptığımız çalıştaylar, bizim çalıştaylarımızın kuralları ile aynı mıdır?

Cevap: Mutlak surette. Tüm seviyede kurallar aynıdır, sadece tanımlar seçilerek yapılmalıdır öyle ki insanlar yabancılık çekmesinler. Yasalar tüm dünyalarda aynıdır, bizim dünyamız buna dâhil. Ve her şey göz önüne alınır, aramızdaki bağlar aynıdır. Sadece Işık, Kab, MAN, MAD vb. sözlerden bahsetmiyoruz. Burada sözleri günlük hayatımızdan seçiyoruz: bağ, sevgi, uzaklaşma, yakınsaklık.

Kabala Bilgeliği bir sır olarak kalmıştı ve ifşa olmamıştı ta ki insanların buna ihtiyacı başlayana dek. Ve nihayetinde ihtiyaç ortaya çıkınca ve dünyada integral, küresel bütünsüzlük ve kırıklık görünmüş olduğundan, hemen Kabala Bilgeliği ifşa oldu ve şimdi bunu tüm dünyaya herkese anlatmalıyız fakat dünyamızın alışkın terimleri ile yapmalıyız.

 

Stockholm Kongresinden ‘‘Joy In Unıty’’ 31.08.2013, Ders 4

Aşk’ın Şarkısı

Kabalistler tarafından yazılmış şarkıları söylerken veya Kabalistlerin yazılarını okurken tüm bunların Yaradan’la bağlılık durumunda olduğunu anlamamız gerekir. Bu yüzden, burada üzüntüye, karamsarlığa veya manevi çalışmada zorluk hissine yer yoktur.

Zayıflık veya üzüntü gibi görünen her şey tamamen zıt hissiyatlardır ve özellikle umuttan, sevgi için özlemden, Işıkla beraberlikten gelir, uzaktan ışıldar sanki şafağın doğması gibi.

Bu melodiler üzüntü içinde zayıflık ve ağırlık hissiyatlarıyla minör çalabilir ancak bu kesinlikle böyle değildir. Bunlar tutkulu bir arzudan, yapışmaktan, sevinçten ve bağlılıktan gelir. Bu şarkıları söylemeye çalışın ve onları özellikle bu şekilde hissedin.

Bunlar aynen gerçek ilahilerdir. Hz. Davut’un hemen hemen tüm trajik şiirlerinde ondan nefret ve işkence eden herkesten kaçması gerektiği ve Yaradan tarafından terkedildiği için haykırması hakkındadır, tüm bunların hepsi çok yüksek seviyeden yazılmıştır. Bu melodilerin içerisinde bunu hissetmeye çalışmalıyız.

11.09.2013 Tarihli Günlük Kabala Dersinin Hazırlık bölümünden

İhsan Etmenin Kölesi Haline Gelmeyi Hayal Ediyorum

Şöyle denir: ‘‘İhsan etme Kabı ağzına kadar dolmalıdır.’’ Işığın üzerimde çalışması için, Işık’tan bunu talep etmeliyim böylece Işık, tüm arzularımın dışından düzeltmelidir.

Bunun ne tür bir arzu olduğunu ve kendimin hangi kısmından talep edeceğimi bilmiyorum ancak bu tam bir ölçü olmalıdır. Nasıl gerçekleşeceğini ve gerekli arzuları bulmak için doğru yolda gidiyor olduğumu bilmiyorum. Sürekli kendimi mümkün olduğunca ihsan etme aksiyonuna, düşüncelerine ve arzularına vermek için ve Yaradan’ın benim için organize etmiş olduğu doğru haykırışa gelmek için grubun içine dâhil olmaya çalışmalıyım.

Doğru dua zaten Işığın etkisinin bir sonucudur. Her şeyden öte hazırlıktan başka yaptığımız bir şey yok. Dua’nın kendisi birçok adım ve hazırlığın, duadan önce duanın sonucudur.

Işık karanlığın içerisinde çaresizlik ve güçsüzlük koşulunda küçük ışımalarla bizi ta ki kişi tüm aklını ve kalbini dolduracak ve kendisi üzerinde hüküm sürecek olan ihsan etmenin kölesi olmaktan başka yapacak hiçbir şeyin olmadığına hazır hale gelene kadar aşama aşama etkiler.

16.09.2013 Tarihli Günlük Kabala Dersinin Hazırlık Bölümünden