Nefretin Şeffaflığı İçindeki Egonun Kötü Meyili

Bizler sevgiyi kişinin içinde uyanan nefrete göre, kötülük kaynağı olarak inceleriz: Kötü hissinin yanı sıra, böyle  bir ızdırabın kaynağını sevip sevemeyeceğini. Bu şekilde, sanki bu onun doğası böyle değilmiş gibi, kişinin kendisini ızdırabı hissettiği yerden itibaren kötülükten izole etmesi gerekir.

Bu çok hassas bir noktadır. Sıradan bencilce olan doğamda, ben bana ızdıraplar getiren kimseden nefret ederim; kötülüğün kaynağı. Bu aynı, başını masaya vurup canını yakmış bir çocuğa, çoğunlukla masaya geri vurmasını söyleyerek onu teskin ettiğimizde olduğu gibidir. Bu doğal ve içgüdüsel hayvansal bir tepkidir.

Fakat manevi çalışma insanın ıslahı için olup, bütün ıslahın ancak  birinin benim kötü hissetmemi sağladığını hissederek, bana gelmiş olanın yalnızca sevgi ve iyilik olduğunu fark etmem ile mümkün olur. Yani tüm acı vermiş durumlar ile ilgili işaretler beni bu kötü hissiyatın kaynağına odaklandırmamalıdır; ama beni içimdeki kötülüğün kaynağına, kötülüğü hissettiğim noktaya, kötü meyilime odaklandırmalıdır. İşte  oradadır; ızdırapları, kötü ilişkileri hissettiğim yerdedir ve kendimi bundan ayırmalıyım, üzerine Masah’ı (perde) koymalıyım, bir kısıtlama ki, böylece kötülüğü zıt bir biçime dönüştürebilsin.

Bu masanın üzerinde önümde duran beş çeşit yemeğe benzer ve her yemeğin tadı çok berbat, kokusu kötü ve görünüşü bayattır. Yemeğin fazla tuzlu veya fazla baharatlı olması değildir konu. Fakat aslında zehirleyici olduğudur. Ben ise diğer yandan, algılama kaplarımı düzeltmeliyimdir ki, böylece bana başta mümkünmüş gibi gözükmeyen bu yemeği sevebileyim. Aynı şekilde bizler sevgiye kaplarımızın ıslahının üzerinde, nefreti hissettiğimizde ulaşırız.

Kabala sabah dersine hazırlık, 3.4.2013

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed