Daily Archives: Nisan 18, 2013

Kuvvet Veren İhsan

Soru: Kişiyi hangi kuvvet Bina, Hafets Hesed seviyesinden çıkmaya iter?

Cevap: Bizler Bina (Üçüncü Sefira) veya Hafets Hesed (merhamet içinde olmak; hiç bir şeye ihtiyacım yok anlamında) seyiyesinden çıkmayız ama buna daha fazla ekleriz. Maneviyatta bizler seviye kaybetmeyiz fakat her zaman merdivende daha fazla yükseliriz. Ben eğer Hafets Hesed seviyesinde kalırsam, ”ihsan etmek için ihsan etmek”, Ben kendime ”almak için” niyetine doğru düşerim. ”İhsan etmek için ihsan” üzerinde en asgari seviyede olmam gereken yerdir.

Ben ”Hafets Hesed” seviyelerinden yüksek seviyeleri, üzerinde artan büyük kalınlık (Aviut-bayağılık) ile sonsuz seviye arzusunda, ihsan etmek için ihsan seviyesini inşa ederim. Ben bu Hafets Hesed seviyesinde ek ihsanı üzerimde kıyafetlendirmeye başlarım; hiç bir şeye ihtiyacımın olmadığı bu seviyede ve ben ormanda yaşamaktan, hiç bir şeyden endişe duymadan, bluzum olmadan da yaşamaktan memnunumdur.

Hafets Hesed seviyesinde herhangi bir şekilde ihsan etmem. Buna ”ihsan etmek için ihsan etmek” denir, fakat ihsan edeceğim hiç bir şey yoktur. Bu sanki bu şekilde ihsan ediyormuşum gibi, egomdan vazgeçerek ki, bu beni ihsan eden yapar. Bu annenin çocuğuna ”bana bir iyilik yap, çok gürültü yapmayı bitir” demesine benzer. O faydalı bir şey üretmez, başkalarına herhangi bir şey vermez; o sadece sakinleşir. Bu annesine bir lütufta bulunuyor anlamına gelir.

Bu Hafets Hesed seviyesidir ve demektir ki, ben bencilliğimle oynamayı bırakırım; Ben bunu istemem, ben tamamıyla çıplak kalmayı ve tamamen kendimi anneme adamak, onun söylediği herşeyi dinlemeyi isterim. Benden beklediği gibi iyi bir şey yapmam henüz, fakat benden talep ettiği gibi kötü şeyler yapmayı zaten bırakmışımdır. Buna ”ihsan etmek için ihsan etmek” denilir.

Bütününde ona ”kuvvet veren” bir haz dışında bir şey vermem. Ben gürültü yapmayı bitirmiş, bir şeyleri kırmayı, bağırmayı ve yaramaz olmayı durdurmuşumdur ve işte bu kadardır. Bu demektir ki, ben Hafets Hesed seviyesine ulaşmışımdır; öyle ki bu seviye ancak arzunun asgari kalınlığının tepesindeki  Eyn Sof’a (sonsuzluk) kadar mümkündür.

Fakat bunun üzerinde ben ihsan etmek için almaya, annenin istediği şeyi yaparak zaten başlarım: ona ev işinde yardım ederek. Bu zaten ihsan etmek için ihsan etmenin üzerindedir; bu gerçek ihsandır.

8.4.2013 tarihli Kabala dersinin 3. bölümünden, On Sefirot Çalışması (TES)

Doğanın Bütünselliği İle Birlikte Ahenk İçinde Olan İnsan

Soru:  Bütünsellik çalıştayları esnasında insanlar, özellikle aydınlatıcı ve analiz eden süreçlere alışık olanlar, yeni hissiyatlar ediniyorlar. Onlar bunun nereden geldiğine dair, bu olayın ne olduğuna dair vs. sormaya başlarlar. Bu hissettiklerini onlara nasıl anlatabiliriz ?

Cevap:  Bunlar bir ortak, gerçekten var olan bütünsel doğanın hissiyatlarıdır. Bizler bunun içinde varız fakat şu anda yalnızca kendi kendini yiyen kanserli bölümüz. Bizler egomuzun üzerine yükseldikçe, bütünselliği, birleşmeyi ve karşılıklı bağımlılığı hissetmeye başlarız. Bunun ne kadar verimli ve iyi olduğunu hisseder ve bunun ne kadar sağlığı, duygularımızı ve ailedeki, işyerindeki ve her yerdeki karşılıklı ilişkilerimizi etkilediğini görürüz.

Bizler, insanlar, doğadaki eşsiz yaratılmış haline geldik. Buna karşı, doğanın geri kalanı-durağan (cansız), bitkisel ve hayvansal olanlar-bütünselleşmiş bir plan ile bağıntılıdır ve doğal, içgüdüsel, istemeyerek şekilde katılım sağlarlar; bizlere özgür seçim verilmiştir.

Bizler diğerleri gibi olamayız. Bizler bir ego ile gelişiriz, bunu dönüştürmek, üzerine yükselmek  için ve bağımsızca onun ile işbirliği yaparak, hatta onu kontrol etmek için bile bütünsel anlayış ve hissiyata giriş yaparız.

Aynı zamanda, bizler doğamız sebebiyle bir zıtlaşmaya girmeyiz. Bir yandan, bizler insanın doğanın yarattığı taç olduğunu söyleriz ve bu nedenle bizler itaat etmeliyizdir. Diğer yandan ise, insan kendi doğasının üzerine yükselebilir. Kişi doğanın sahibi olabilir ve kendisini doğanın hükümdarı olarak hissedebilir.

Bu demektir ki, insanlığın yüzleştiği ve cevaplaması gereken tüm sorular, bizlerin tüm doğa ile dengede iken bulunan bütünsel bağ seviyesine yükseldiğimiz için gelmiştir. İçimizde hissetmeye başladığımız bu dengeyi, bizler huzur, gevşeme, bilincin ve hissiyatın genişlemesi  olarak algılamaya başlarız.

2.4.2013 tarihli Bütünsel Eğitim sohbetinden