Uzlaşmayan Yüksek Merhamet

Soru: Yaradan pek uzlaşma yapmadan, yaratılmışın önüne  neden  zor ve değişmez kanunları  koyar? O neden bir babanın oğluna olduğu gibi şefkatli olamaz?

Cevap: Bir çocuk hiç bir zaman babasının katı olmasını haklı bulmaz. Kendi çocukça aklı ile babasını anlayamaz ve geleceğin sonuçlarını ve babasının ona sunacağı eğitimin faydasını göremez. Çocuk sabahtan akşama kadar oynamak ister, şekerlemeler yemek ve televizyon seyretmek ister. Ailesinden gelen devamlı talepleri doğru bulmaz ve onları isteksiz şekilde dinler; bunun nedeni onlara olan bağımlılığını hissettiği içindir, aslında onları haklı bulmaz.

Maneviyatta herşey daha fazla karmaşıktır. Nitekim yüksek ilahi takdirin ne derecede bize şefkatle  davranacağını hissedemeyiz. Bir çocuğun dünyasında, onun zıtlığı ne olacağına dair bir öngörü değildir; eğer çocuk söz dinler ise, ev ödevini yapar ve  dağıttığını toplar ise,  aile ondan şikayetçi olmak için gelmez çünkü ondan talep edebilecekleri başka bir şey yoktur.

Manevi dünyada ise bu farklıdır: Orada siz hep suçlusunuzdur çünkü oraya parçalanmış kaplar ile gelirsiniz. Size iyi davranılır ve ıslah yöntemi size öğretilir; bir grup sizin için organize edilmiştir, aynı çocuk yuvasında olduğu gibi, kreş eğitmeni ve değişik oyuncuklar ile. Bu şefkattir ve yukarıdan gelen yardım ve şefkattir; tüm günahlarınız affedilmiş ve her yoldan size destek verilir ki, böylece siz bunu bir şekilde anlayasınız ve ıslaha ulaşabilesiniz..

Bizim dünyamızda ”eğitim”i,  çocuğa yönlendirilmiş bir zorlama  olarak anlıyoruz. Fakat manevi dünyada zorlama imkansızdır. Görüyorum ki, bir öğrenci senelerce değişmez, aynı hataları tekrarlar,  aynı tuzaklara düşer ve  ben bir şey diyemem. Ben de aynı yoldaydım ve tüm bu yolun üzerinde bu devam eder.

Bu bizim yolumuzdur ve bizim yapabileceğimiz bir şey yoktur. Kişi dersi ve yöntemi, manevi çalışmayı kendi başına anlayana kadar ilerleme sağlayamayacaktır. Burada zorlama olamaz, yalnızca idrak olur.

Bu nedenle, kendi yaşadığımız kötü olayların yanı sıra, bizler zalim bir babanın baskısı altında olduğumuza dair şikayet edemeyiz. Şimdi onları haklı bulmayız fakat sonradan yüksek takdirin tüm hareketlerinin sevgiden kaynaklandığını görebiliriz. Şimdiki anımızda bunun doğruluğunu kanıtlayamasak da, nitekim bizler bundan uzağızdır, gerçeği keşfettiğimizde bizler bunun ne kadar yüce bir ıslahı getirdiğini görebileceğiz.

”O bize karşı gelinemeyen bir kural vermiştir”, demek bir kuralın var olduğudur. Işık ve birbiri ile zıt olan bir kap vardır ve bu kuraldır. Sonra onlar birbiri içine geçtiğinde, evrim kuralı bu birleşme ile görünür; buna form eşitliği kuralı denir. Bunun hepsi  bir düşünceden, bir kuraldan oluşur.

Aslında benim bu kurala kendi isteğimle, kendi başıma sanki başka kimse yokmuş gibi, Yaradan yokmuş gibi uymak isteyebileceğim bir seviyeye ulaşmam gerekir. Ben eğer Yaradan gibi, yaratılmış olanın var olma kuralını belirleyecek biçimde, aynı seviyeye gelebilirsem, o zaman Yaradan ile form eşitliğine ulaşmışım demektir.

6.3.2013 tarihli sabah dersinin 1. bölümünden, Baal HaSulam’ın yazıları 

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed