Monthly Archives: Kasım 2012

Gruptaki Sol Çizgi

Soru: Gruptaki sol çizginin ifşası neyi gösterir?

Cevap: Eğer grupta doğru sol çizgi ifşa olursa, bu o kadar kötü değildir, zira sol çizgi ancak bir sağ çizgi varsa ifşa olabilir, sadece bizler kendimizi kalbin ağırlaşmasını, sıkıntıları, sorunları, çatışmaları ve anlaşmazlıkları almaya hazırlamışsak sol çizgi ifşa olur.

Grupta her şey gerçekleşir; fakat bir sol çizgi daima sağ çizginin zıttına gelir ve bu da bizim bunu doğru algıladığımız ve hayal edebildiğimizi gösterir. Bizler Yaradan’ın bize döndüğünü ve Firavun ’un kalbini ağırlaştırdığını anlamak zorundayız. O, bunu bize daha yüce görünmek için yapar ve O’nu bilmemize yardım eder.

Yaradan orta çizgi, saf ihsan eden ve sevgidir. Yani aramızda ortaya çıkan problemleri hedefe doğru bizi ilerletmek için gönderildiğini anlayalım diye. Sol çizgi yükselmek için direkt yolu açmak için ortaya çıkar! Sol çizgi yükselmek için en önemli bileşendir zira bizler kalbin ağırlaştırılmasını hissettiğimiz ölçüde büyürüz.

Firavun’ un her Mısır vebasından önce bizlerin bir sonraki seviyeye ayrılması için on kez daha büyümesi gibidir. Buna ‘‘kurtuluş’’ ve sürgünden çıkış denir. Yol bu şekilde işler.

24/10/12 Tarihli Günlük Kabala Dersi 1.Kısım, Rabaş’ın Yazıları

Her Nesildeki Kabalistlerin Rolü

Soru: Günümüzde Kabala’nın ifşasından önce Kabalistlerin rolü ne idi? Veya basitçe bir nesilden bir sonraki nesle bilgiyi aktarmak mıydı?

Cevap: Her nesilden şimdiye dek Kabalistlerin rolü Kabala’yı daha ve daha ileri götürmek idi. Pratikte başka bir kullanımı yoktu. Kendi nesilleri içerisinde bunu geliştirmek zorunda olan her nesil içinde farklı Kabalistler vardı.

Bir Kabalist dünyanın yönetiminin nasıl olduğu ile ilgilenen bir kişidir: niye, ne için ve bununla nasıl çalışılır. Kabalist, bu sistemi ifşa eder, çalışır ve bulunduğu seviyeye göre bunu tanımlar.

Bir sonraki neslin Kabalisti bir önceki neslin Kabalistinden farklı seviyededir. Tüm diğer insanlar gibi, diğer ihtiyaçlarını Kabala’yı daha ileriye geliştirmek paralelinde geliştirir. Şöyle ki, insanlığın ve Kabala’nın gelişimi paraleldir, insanların buna ihtiyacı olduğunda o zaman Kabala ifşa olur.

05.11.2012 Tarihli Gürcistan Kongresinin 1. Dersinden

Ego’nun Tüm Durumlarından Özgür Olmak

Amacın ve Yaratan’ın yüceliğinin öneminden ( ki bunlar olmazsa çalışamayız) çok fazla konuştuk zira güce ihtiyacımız vardır. Ancak buradaki soru, ne için Yaradan’ın yüceliğine ihtiyacım var? Bu, ihsan etme ile hemfikir olacağım bir durum için mi yoksa ihsan etmeyi istiyor muyum ve ihsan etmek için Yaratan’ın yüceliğine mi ihtiyacım var? Tüm fark budur: mantık altı mı, mantık dâhilinde mi yoksa mantık ötesi inanç koşulunda mı çalışıyorum?

Yaradan’ın yüceliğini hissetmeyi istememin bir sebebi var zira aksi halde çalışamayacağım, öyleyse bu mantık dâhilinde bir eylem. Ancak dersem ki ihsan etmeye ulaşmam lazım zira bu benim için en önemli şey ve şu an sahip olmadığım güç için talepte bulunursam ve bu benim için bir ifade, yani bu ifade, ben bu yüceliği sadece mantık ötesi inanç içinde çalışmak için istiyorum demektir.

Burada içsel olarak netleştirmem gereken ince bir ayrım vardır. Bunu kelimelerle anlatmak imkânsızdır zira aklımızı karıştırır.

Rabaş der ki “Eğer bir kişi Yaradan’ın yüceliğini hissetmiyorsa, beden tüm kalbi ve ruhuyla Yaradan’ın önünde kendisini iptal etmez.” Bir kural vardır: Alma arzusu sadece Yaradan’ın yüceliğinin önünde kendisini teslim eder.

“Ancak eğer kişi sadece Yaradan’ın önemini ve yüceliğini gördüğü koşul altında Yaradan için çalışmaya hem fikir olacaksa, bu durum baştan o kişinin Yaradan’dan bir şeyler almak koşulunda olduğunu gösterir.” Bu demektir ki kişi bu yükten çekeceği ıstırabı aydınlanmak için istiyor. Eğer yükün önemli bir kişiye ait olduğunu düşünürseniz o zaman bu yükü taşımak size zor gelmez. “Aksi takdirde kişi tüm kalbiyle çalışmak istemez zira kişi sınırlıdır ve gizliliğin etki alanındadır ve ben sadece ihsan etmek için çalışmak istiyorum diyecek kadar özgür değildir.”

Eğer ki kişi Yaradan’ın yüceliğini kendi çalışması için bir ön koşul olarak yerleştirirse o zaman bu durum Bina’nın bir durumu olamaz ve kişi için sol çizgi tarafından gönderilmiş olan tüm şüphelerden ve problemlerden onu kurtarabilecek bir ‘‘gemi’’ gibi ona hizmet edemez.

Hiçbir şey almaya ihtiyacı olmayan Hafetz Hesed, Bina’nın yaklaşımıdır: bu yüzden, o özgürdür. Ancak almak isteyenler sınırlıdır ve diğerlerinin görüşlerine tabidir. Eğer bir kişi kör inançla çalışırsa ve yücelik veya herhangi başka bir şeye ihtiyaç duymazsa, buna özgürlük denir.

31.10.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 1. Bölümünden, Rabaş’ın Yazıları

Hayatta ki Her Probleme Doğru Yaklaşmak

Manen ilerleyen kişi manevi yolda karşılaştığı tüm sorunların yukarıdan geldiğini anlamak zorundadır. Sorunlar bize farklı seviyelerde ve farklı türlerde verilmiş olabilir. Bu ruh’a bağlıdır ve düzelmeye ulaşmak için geçmesi gereken şeylere..

Biz yaptığımız ve yaşadığımız problemlerin nedenini analiz etmemeliyiz. Onların düzeyinde olmadığımız sürece anlamak mümkün olmayacaktır. Onların üzerine yükselmek zorundayız. Onlara ilgi göstermiyormuşuz gibi ve sadece ruhsal hedef hakkında düşünerek. Hedefe giden yolda bazen bir nehri, bazen uçurumdaki bir çatlağı, bazen bir uçurumu ve bazen de bir tufanı aşmak zorundayız. Hedefe ulaşma uğruna engellerin üstesinden geldiğimizde, biz onları yardıma çevireceğiz ve kesinlikle onların dışında hedefi inşa edeceğiz. Engellerin hiçbiri bize tesadüf eseri gelmiyor. Hepsi kişinin ruh nitelikleri tarafından belirlenir. Ruh kırılmıştır ve onun kırılması sorunların türünü saptayıp düzeltebilmemiz için sırasıyla ortaya çıkmaktadır.

Tüm engellere rağmen manevi hedefe talip olursanız onları düzeltirsiniz ve onlar anlayış ve bağın bilgisi ile dolar. Bu kişinin nasıl ilerlediğidir. Ama yol her zaman engellerle kaplıdır ve bu düzeltme sonuna kadar devam edecektir. Bu yola “düzelme yolu” denmesinin sebebi budur.

Düşüş Başladığında

Soru: Kongre sona erdiğinden beri inişteyim. İhsan arzusunu kaybetmekten korkuyorum. Grupla çalışıyorum fakat yardımcı olduğunu hissetmiyorum hatta belki de engelliyor. Terketmenin arzumu tekrar ortaya çıkarma amacında olduğunu düşünüyorum. Bu doğru mudur?

Cevap: Gidersen hangi arzunu ortaya çıkaracaksın? Bir bar’a ya da bir futbol maçına gitme arzusunu mu? Çevreden sadece ruhsal ihtiyaçlarımızı alırız. Bunu bırakarak kesinlikle tam tersi yönde gideceksiniz.

Bu egoizmin açığa çıkması hakkında yazılmıştır: Günahkarlar salih yürüyüşünde düşeceklerdir. Bu ikilem şudur: Salih olmak veya günahkar.

Kongreden hemen sonra ortaya çıkan gizlenme yeni, güçlü, egoistik arzu üzerinde çalışmak ve düzeltmek için tasarlanmıştır. Her nasılsa, tam olarak kaldığınız yerden yeni bir başlangıç yapmak yerine bu işten kaçmak istiyorsunuz.

Biz herzaman tersinden ilerliyoruz: “Zevk için arzunun bozuk kısmından gelen ilham ile.” Bu durumda sadece amaç ile bağlantınızı farketmeniz gerekir. Aslında bu bozuk parça beni amaçtan gerçekten ayırmıyor tam tersi, beni düzeltmeye doğru çekerek ileriye taşımam için bir fırsat sunuyor.

Ancak, bu süreç içinde ben kötü hisler, karanlık ve çaresizlik yaşadım. Ağırlık ve kayıtsızlık bana gelip tüm tutkulu konuşmaların lezzetini kaybettirdi. Peki ben ne yapmalıyım? Kaçmasına nasıl engel olabilirim?

Bu alışkanlık, yükümlülük ve kurulu bir düzeni kurtarmak için geldiğimde oldu. Büyük sonuca ulaşıncaya kadar çabalarım azar azar birikir. Ne olursa olsun yolu terkedemezsiniz.

Prens ve Yoksul Fare

Soru: Ben zaten herkesten alçak olduğumu hissedersem, dostlarıma kendimi nasıl iptal edebilirim?

Cevap: Herkesten daha düşük olduğunu hissetmek kusurlu olduğunu hissetmek anlamına gelmez, daha ziyade, bu herkesin dâhil edilmesi ve en büyük Nefeş Işığını onlardan almak için fırsattır.

Eğer küçüksem, küçük ya da büyük bir sistemin içine dâhil olabilirim. Bu görünüşte basit bir eylem olan benim kendi iptal seviyeme bağlıdır. Eğer kendimi küçük bir sistemin önünde iptal edersem, ben bir fare ailesinde doğan küçük bir fare gibiyimdir; fakat kendimi büyük bir sistemin içinde büyük egom ile iptal edersem, kralın sarayında küçük bir prens gibiyimdir. Bu benim hangi egonun üstünde kendimi iptal ettiğime bağlıdır.

Sonuç olarak, küçük olmak küçük bir şey değildir. Bununla beraber sadece küçük olan ilk seviyeden Işığı alır-Nefeş Işığını, Nefeş Işığı sınırsızdır.

Küçük olmak iyidir! Bu ilerlemek için en iyi zamandır. Küçük olan ilerler.

12/10/12 Tarihli Günlük Kabala Dersi 1.Kısım, Rabaş’ın Yazıları

Kaçmak Yerine Yükselmek

Soru: Dünyada olumsuz güçler neden bu kadar bariz bir şekilde ifşa oluyor ve buna göre olumlu gücü neden uyandırmıyoruz? Veya belki de biz hiçbir şey uyandırmıyoruz?

Cevap: Olumsuz güç uyanır öyle ki siz de bunun zıttı olan olumlu güç için talepte bulunacaksınız. Ve gelen darbeye boyun eğmek yerine bu darbeyi faydalı bir şeylere dönüştürmelisiniz. Bu sanki babandan sana düşünmeyi öğretmesini talep etmene benzer, hoş olmayan süreci durdurmak yerine onu %100 yararlı şekle dönüştürmek. Gerçek anlamda yeni bir akıl edinmek ve kendi yaklaşımlarını geliştirmek istiyorsun. Kendini darbeyi alan egonla bir tutmuyorsun hatta tam tersi egondan çıkıp itiraf ediyorsun: “Ego bu darbeyi hak etti ancak bu onun yararına, onun değişmesini istiyorum.”

Ve o zaman acı ve ıstırap yerine aniden canlılığı hissedersin. Ek olarak da egoya gelen “darbe”, olumsuz güç sanki alma arzunu kırmak için sana yardımcı oluyor, egonun üzerine yükselmek ve kendini tanımlamak için, şöyle ki özellikle bu formda geliyor yani sana faydalı olmak için. Aksi halde kendini egondan kurtaramayacaksın.

Bu şekilde, işimiz arzunun üzerine yükselmek için güç talep etmektir, ondan darbeleri hissetmek istemediğim için değil, Yaratan ile özdeşleşmek istediğimiz için. Kötü eğilimi alma arzusuyla beraber incelemek istiyoruz, onunla yapışmak yerine darbeyi onun üzerinde hissetmek için ancak onun üzerine ihsan etmek arzusu için yükseliyoruz ancak bu şekilde ihsan etmek aksiyonunu yerine getirebileceğiz.

Burada ince ve çok önemli bir açıklama gizlidir, öyle ki bu açıklama Mahsom (bariyer) koşulunu ifşa eder. Mahsoma yaklaşıyoruz…

30.10.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 2. Bölümünden, Zohar

İhsan Etmek İçin İnce Ayar

Eğer ilk baştan, her ne kadar yapay da olsa, dostlarımın önünde ‘‘sıkı çalışırsam’’, eğer en azından fiziksel seviyede de olsa grubun önünde boynumu eğersem, bu şekilde kendimi egoistik akışım için utancımı keşfetmeye ve bu hissiyatta durmaya hazırlarım. Bu durumda buna karşı durabilecek ve onu sindirebileceğim, bununla tanımlanmıyor yani bununla özdeşleşmiyorum, bunun için şükredeceğim.

Utanç beni Yaratan’ın önünde doğru bir şekilde düzenler. İnce ayar gibi, utanç doğru dalgayı yakalamayı mümkün kılar. Frekansın aralığını dar sınıra daha keskin ayarladığımda daha büyük utancım olur, daha büyük utanç beni Yaradan’a yöneltir yani edinmek istediğim niteliklere.  Ve önümdeki resim bulanık hale gelmez; tam tersi, uç bir şekilde odaklanır.

28.10.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 4. Bölümünden , Matan Tora (Tora’nın Verilmesi)

Görünmeyenle Nasıl Buluşacaksınız?

Soru: “Yaratan” nedir? Dostlarımı etkilemem gereken O’nun yüceliğinin anlamı nedir?

Cevap: Yaradan, ihsan etmek niteliği, sevgi, bağdır ve kişisel ilgilerin itilişidir. Bu niteliklere yakınlaşmak Yaratan’la benzerliğe doğru olan yoldaki ilk adımdır.

Şu an Yaradanı görüyor musunuz veya hissediyor musunuz? Hayır! Neden değil? Bu nitelik O’nun her şeyi idare eden ve her şeyi yapan niteliklerinden bir tanesidir fakat kendisini ifşa etmez. İşin aslı, O’nun bireysel görünmesi söz konusu değildir. Bu nitelik, herkes tarafından dikkat çekilmek ve boşlukta bir yer kaplayan bireysellik içindeki sizler gibi değildir. Yaradan zıt niteliktir.

Bu yüzden sanki var değil gibi…

Bu boş havayı ifşa etmek istiyor musunuz? Öyleyse bu amaç için sizlerde az biraz saydam “havadar” hale gelmelisiniz.

26.10.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 1. Bölümünden, Rabaş’ın Yazıları

Kapalı Sistemin İstikrarı

Soru: Siz integral topluluğun kapalı bir sistem olduğunu söylüyorsunuz. Sibernetik ve sistem örgütü derslerinden kapalı bir sistemin genellikle çok istikrarsız olduğunu hatırlıyoruz. Genellikle bir sistem açık ve ücretsiz olduğunda sağlam sayılır. Bu benzetme integral topluma karşı uygulanabilir mi?

Cevap: Bu dünyada kapalı sistemler dış faktörlerin etkisi altında olduğundan istikrarsızdır. Onlar bir şekilde dış etkiler ile bağlanmak, onları etkisiz hale getirmek, karşılıklı bağlantılar korumak ve bir şekilde etkileşim içinde kalmak için organize olmak zorundalardır. Başka bir deyişle, yaşayan bir sistem kendisi ile sınırlandırılmamalıdır. Gelişimini çevrenin etkisine rağmen, yapabileceği en iyi şekilde adapte olarak sürdürmelidir. Bu onların avantajınadır: Çevresi genişler vb..

Bahsettiğimiz bu sistemde, kişi sürekli yaşadığı toplum ile bağlı olmak zorundadır. O kendini yaşadığı toplumun içinde büyütmek zorunda ve tersi toplumda onun içinde. Yani, bu kapalı bir sistem ile ilgili değil, daha ziyade durmadan büyüyen bir sistem hakkında. Basitçe şöyle; Kendi içsel entegrasyonunu muhafaza etmek için, onun büyümesi ve aşamalı gelişimi ancak kabiliyet derecesine göre gerçekleşir.

Diğer tüm yönleriyle, şimdiye kadar ki tüm sistemler sürekli olarak çevre ile büyük bağlantılar kurarak kendini hazırladı.