Monthly Archives: Ekim 2012

İfşa’nın Basit Kanunu

Her şey çok basit: Yaradan aramızdaki bağda ifşa olur. Bu yüzden tüm gün boyunca aramızdaki bağın neresinde çalışabileceğimi aramalıyım. Onlar, kimin arasında, hangi arzuların arasında gergin olmalıdır? Herkesle nasıl ve ne ile bağ kurmalıyım? Yapmam gereken çalışma nedir?

Denir ki Yaradan aramızdaki bağda ifşa olur. Eğer on kişi varsa bu yeterlidir. Bizler sadece bağ kurmalıyız ve O, ifşa olacaktır. Ancak bağa yönelik pratik adım atmalı mıyım? Bizler sadece bağ hakkında konuşuyoruz ve Yaradan ifşa olmuyor. Öyleyse ne yapmalıyız? Yaradan ifşa olana dek devam etmeliyiz.

Bu bir kanundur! Bağ için O’na olan uyumlu doğru ihtiyaç yükselir yükselmez O kesinlikle ifşa olacaktır ve ifşanın ilk seviyesi için yeterlidir yani Nefeş de Nefeş. Veya zıt ilişkiden görüşmeyi açacağız, zıt Nefeş de Nefeş, öyleyse zıttan ifşa olmuş ve bağ kurmak için meydana gelmiş bir arzunun göstergesine sahip oluruz ve işte o zaman Yaradan’ın bizi düzelteceği haykırışı yaparız.

Bu haykırış otomatik olarak gelir zira bir aksiyon diğer aksiyonun önünü açar. Öyleyse haykırdığımız zaman, Yaradan, aramızdaki bağı düzeltecek ve ifşa olacaktır. Kırık kısım, on kişinin ayrılığının en bayağı formunun içerisinde bize ifşa olacaktır. Daha sonra gitgide daha ince kırıklığı keşfedeceğiz.

İlk önce kırıklığı kendi içindeki en ilkel formunda keşfederiz: Birbirlerine bağlanmak ve dişli çarklar gibi olmak yerine birbirlerini dişleriyle parçalara ayırmaya çalışan zıt formda, egoizmin on büyük kısmı. O zaman ıslah ve daha bayağı şekilde bağlanmak için talepte bulunuruz ve böylece Nefeş de Nefeş Işığı ifşa olur. Bu bile Yaradan’ın yaratılana ifşasıdır.

Bu durum, bağlanmanın 1/125’nin anının yeterliğinde olacağımız bağlanmanın çok bayağı bir formudur. Daha sonra aynı süreç tekrarlanır ancak çözünürlüğü daha yüksektir. Yine aynı on Sefirot ancak daha ve daha fazla bireysel parçaları keşfederek onların daha derinine ineriz.

Asıl önemli olan şey ilk on Sefirot’u keşfetmektir, ilk seviyeyi çünkü manevi formu aldığın ve doğduğun durum budur. Daha sonra bu formun içerisinde gelişmeye başlarsın. En zor kısım ilk seviyenin üzerine yükselmektir.

05.10.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 4. Bölümünden, Zohar Kitabına Önsöz

Yoğun Bir Sorgulama

Soru: Kendi durumlarımı nasıl idare edebilirim? Otomatik olarak mı gelişir yoksa ben onları uyandırabilir miyim?

Cevap: Ben durumlarımı dostlarımla bir daire içerisinde oturup aramızdaki bağlantılarla ilgili farklı problemleri ve seçenekleri tartışırken idare ederim: Ego bizlere ne zaman yardımcı olur ve bizi ne zaman rahatsız eder? Bizler ihsan etme ve sevgi niteliğini, bağı, karşılıklı garantiyi vs. nasıl çekebiliriz?

Biz bu sorunları tartıştığımız zaman,  ‘‘dostumu dinlemek istemiyorum; fakat dinlemek zorundayım’’, ‘‘O benden daha alçak ya da yüksektir’’, ‘‘Onun cevabıyla aynı fikirdeyim ya da değilimdir vs.’’ gibi gayri ihtiyari farklı zıt koşulların içinde olurum. Onunla ben neden aynı fikirdeyim?  Çünkü onu seviyor olabilirim; ama bir başkasını sevmiyor olabilirim bu yüzden onu dinlemek ve hatta onun söylemek zorunda olduklarını duymak istemem.

Öyle ki egoizmin ve özgeciliğin üstesinden geldiğim her seviyenin her yerinde sadece süreç değil, konunun kendisi,  sözler, etkileşimler  vardır. Sonunda içimdeki bu iki zıt niteliğin yoğun arınmasının bir ifşası vardır.

Dahası, ben bütün dostlarımla tartışma içindeyken, ilk olarak kendi özniteliklerime yoğunlaşırım, sonra onları emerek kendimi genişletirim. Böylece, bir kişi birçok açıdan iki zıt güç arasında entegrasyonu ve iletişimi geliştirir.

23/9/12 Tarihli Kabala’nın Temelleri adlı Sanal Dersten alıntı

İntegral Eğitim Beşikte Başlar

Soru: İntegral aile veya aile de ki integral (entegre) ilişki nedir?

Cevap: İntegral bir aile sözkonusu olduğunda ideal olan ilk yıllarından, tam anlamıyla beşikten itibaren çocukların birbirleri ile düzgün etkileşimini sağlamak gereklidir. Ebeveynlerin şunu anlaması gerekir, çocuklarını eğitmeliler çünkü onlar toplumun ayrılmaz bir üyesi olacaklar, işte ozaman iyi, kolay ve güvenli olacak. Ama önce, bu ruhla ebeveynleri eğitmeniz gerekir, daha sonra bu zincir herkes birbiri ile bağlantılı olana kadar devam edecek, özellikle ailede.

Bence bir aile ve çocuk sahibi olmayı planlayan, tüm bu integral eğitimi almamış olan insanlar, en azından kısa bir ders almaya başlamalı, sonradan haftalık dersler, tv dersleri ve bilgisayar aracılığı ile düzenli olarak desteklenmelidir. Bu zorunlu olmalıdır.

Sonuçta, bir kadın hamilelik sırasında her türlü tavsiyeyi inceler. Bu nedenle eğer integral eğitim kursuna kocası ile haftada bir kez gelir ise, bu aile için iyi olacaktır, ayrıca kocası ile iletişim içinde olması da ve sonrasında çocuğun eğitimi için de.

Eğer biz bu eğitimi tanıtırsak tamamiyle farklı bir nesil göreceğiz, hem kalitesine göre hem de piramitin geri kalanına göre. Çocuğun entegre eğitimi ailede gizlidir, sonrasında doğal olarak anaokulu, okul hayatı, hatta iş yeri ya da herkesin alma şansı olduğu integral kurslarla entegre eğitimi sürdürmek zorundayız. Daha sonra sadece basit bir destekleyici yapı olmalı.

Evlilik Hazırlığı

Soru: Çocuk gelişim sistemine bakıldığında sıfırdan üç yaş’a ve üçten altıya gibi belirli dereceler vardır. Aile içi ilişkilerde herhangi bir aşama var mıdır?

Cevap: Evlenmeden önce, kızlara ve erkeklere özel anotomi, fizyoloji, psikoloji ve integral eğitim kursları almalarını kesinlikle tavsiye ediyorum. Diplomalarını alana kadar evlenmemeleri için onlara zaman tanırdım. Bırakalım istedikleri gibi birbirleri ile anlaşsınlar.

Bir çok insanın zamanlarını, imkanlarını, enerjilerini ve sağlıklarını bir aile oluşturmak için harcamaları ve başarısız girişimlerde bulunmaları nekadar üzücü. Hala da farkedilmedi.

Kimlerden bahsettiğimin önemi yok, herkes incinmiş hissediyor özelliklede çocukları olanlar. Siz boşanabilirsiniz fakat çocuklar kalır. Çocuklar babalarının gidişini ihanet olarak görürler. Babaları çocuklarla çok zaman harcasa, onlarla aynı çatı altında birlikte yaşasa, onları hediye yağmuruna tutsa bile, yine de çocuklar onu hain olarak görürler. Ama o aile ile kalırsa, çocuklara çok zaman ayırmasa hatta onları cezalandırsa bile o onların babalarıdır.

Gençlere yaşamdaki sahneleri göstermek tüm bunları onlara açıklamak gerekir. Onlar hissedecektir. Sonra onlar girdikleri toplumda tamamen farklı bir tutum geliştirecekler.

Sevginin Gücünden Önce Kendini İptal Ediş

Rabaş’ın Yazıları, Cilt II, Mektup 40: Ve birisi, dostunun sevgisini hissetmeye başladığı zaman, yeniliğin devreye girmesi kuralından dolayı, haz ve mutluluk aniden içinde uyanır. Dostunun ona olan sevgisi yeni bir şeydir çünkü o hep sadece kendi iyiliğini kendisinin düşündüğünü bilmişti. Ancak dostunun onun için endişe ettiğini keşfettiği an, bu, ona kendi içinde sonsuz hazzı anımsatır ve adam sadece mutluluğu hissettiği yerde çabaladığından dolayı artık kendisi için endişe duyamaz. Ve dostu için endişelenmekte hazzı hissetmeye başlamasından dolayı doğal olarak kendisini düşünemez.

Bunu doğada da görüyoruz; özlemenin dayanılmaz olmasına kadar sevgi vardır…

İçimizde reşimotlar bulunmaktadır, ruhun genel kabından gelen hatıralar. Hissettiğimiz tüm gerçeklik ve hatta hissetmediğimiz tüm parçalar içimizdedir ve kapların kırılmasından önce olduğu gibi kabın parçasıdır. Yani bir kişi bizim dünyamızda olduğu şekliyle değil ama ıslah olmuş genel ruhun düzeyinden, ıslah olmuş kaynaktan, o anda dışsal olarak algılanan genel kabın Reşimot’undan  gelen egoistik olmayan bir sevgiyi bir başkasına karşı hissettiğini hissettiği an, aniden onun içinde uyanma olur.

Böylece kişi aniden hisseder ki bu güç başka bir dünyadan, yüksek bir durumdan geliyor ve kişisel sevgisi iptal oluyor. O artık kişisel sevgi durumunda kalamaz ve yeni meyile doğru ruhunu vermeye hazırdır; ona dışsal olan bağa. Bu şekilde yer alır zira dışsal kap, şu an onu zorlayan egoistik kişisel sevgi genel yüksek kaba kıyaslandığında gerçek olandır.

Bir kişi, bu güçten önce kendisini iptal eder. Eğer biri, sevildiğini ve kendisinin dışında birini içsel sevgiye meylettiğini hissederse, aniden uyanır ve o zaman dünyevi hayvansal sevgi yok olur. Bu, büyük genel kabın küçük kişisel kaptan çok daha yüksek olduğunu hissetmesinden dolayıdır ve o bu sevgiden önce kendisini iptal eder.

(Günlük Kabala Dersi’ne Hazırlıktan, 2.10.2012)

Mahsom Psikolojik Bir Bariyerdir

Mahsom sadece kendi hazzım için çalışmaktan Yaradan’ın veya dostumun, dışımdaki birinin hazzı için çalışmaya geçişteki psikolojik bir noktadır. Edinmemiz gereken budur.

Bu sınıra, bu dereceye Mahsom denir. Dünyamız ile manevi dünya arasındaki bu sınır basit olarak psikolojiktir. Eğer kendim için endişelenirsem, aynı zamanda Yaradan’ı, maneviyatı arzulasam bile halen kendim için hareket ediyorum, bu durum hâlihazırda Mahsomun altındadır ve “Lo Lişma” denir. Öyle ki hiçbir hazzım kendim için olmayacak şekilde sadece Yaradan’ın hazzı için düşünmeyi edinirsem o zaman arzularım ve niyetlerim Mahsomun ötesine geçmiştir yani Mahsomu aşmışımdır ve bu durumuma “Lişma” denir.

Mahsom aşmam gereken psikolojik bir sınırdır ve o zaman maneviyatta, ihsan etme niyetinde olacağım. Daha sonra, Mahsomu aştığımda, Mahsomun üzerinde arzularımın ve niyetlerimin daha ve daha çok üzerine çıkmalıyım.

Veya bunu aynı zamanda şu şekilde tutabilirim: İçimde büyüyen egomla beraber, büyüyen tüm hazlarla beraber, kendi Mahsom noktamı yükseltirim; hazzı hisseden arzunun temelinde iken, bu durumda kötü eğilim olarak ifşa olur, daha sonra adım adım, ta ki tüm arzularım gerçek anlamda ihsan etmek için oluncaya dek, Mahsom noktasını Ein Sof’a doğru yukarıya yükseltirim. Bunu nasıl tuttuğunuz önemli değil: Niyetleri Mahsomun üzerine yükseltmek veya Mahsom durumunu Ein Sof’a kadar yükseltmek, yani büyüyen arzuları kendim için değil de Yaradan için kullanmak adına niyeti düzeltmek için ne üzerinde çalıştığım önemli değildir.

Grup Ruhlar Arasındaki İçsel Bir Bağdır

Soru: Grup olabilmek için ne düşünebiliriz?

Cevap: Grup, benim oturup ilişkilerimizi analiz ettiğim on kişi olarak kabul edilebilir.

Ayrıca grup, kongrelere katılan düzinelerce grup olarak da kabul edilebilir. Kongrede örneğin 120 ya da 130 grup vardı. Ayrıca tek bir görev, tek bir soru üzerinde birlikte çalışan bir grup türü olduğu ve bu nedenle, buna göre, tüm katılımcıların aynı düşünceleri, aynı soruları ve aynı hedefleri vardı. Gerçek şu ki, farklı dilleri konuşmuş olmaları önemli değildir; çünkü onlar aynı şeyi yaptılar: etkileşim içinde olup, birbirlerine yardımcı oldular, hepsi tek bir alanın içindeydiler.

Bizim duyu ve zihinsel alanlarımız kesişir, birlikte çalışırlar: Bu, bizim diğeriyle etkileşim yoludur. Daha ötesi, bu alanlarda uzaklığa göre azalan herhangi fiziksel alanın aksine hiç bir ayrım yasası yoktur: kendinden iki metre uzaklaştığın zaman, gerilim, ışık ya da herhangi çeşit ışınlar dört kat daha küçük hale gelir; fakat burada hayır. Arzuların alanları mesafeyle azalmaz.

Sonuç olarak, biri Boston, diğeri Alaska öteki Kentucky ve bir diğeri Avustralya’da olduğunda, eğer onlar kısmen seminerlerde ve kongrelerde deneyimlediğimiz içsel bağı elde etmişlerse, halen birlikte oldukları grubu oluştururlar. Eğer onlar zaten bu bağı deneyimlemişlerse, tekrar bu bağı yaratmayı, yeniden tutuşan kızaran kor gibi içinde onu canlandırmayı başarmışlarsa, daha sonra ‘’mesafeler’’, ortaya çıkan tüm bozukluklar, onları bu duruma yönelik müdahaleler üzerine yükselmelerine ve iyi bir manevi seviyede olmalarına yardımcı olacaktır.

23/9/12 Tarihli Kabala’nın Temelleri adlı Sanal Ders’den Alıntı

Egoizmin Denizinde Boğulanlar İçin Can Yeleği

Soru: Son zamanlarda maneviyat için arzu ve ilgimin hepsini kaybettim. Gruptan çok uzaklaştım ancak grup beni unutmadı ve sürekli bir sevgi ile benim için endişelenmeyi sürdürdü. İşte bu yüzden, her şey bir yana, Roma’daki kongreye gelme kararı aldım ve muazzam bir çaba burada sarf ettim. Ve şimdi burada, bir kez daha beni kollarımdan tutan dostlarımın önünde utanç hissediyorum ve dostlarımın arasında deneyimlediğim sevginin yeni gücü ile bu iki günün üstesinden gelebildim. Ancak kongre sonrası tekrar gruptan bu kadar uzak kalmamak için ne yapmam gerekir? Bundan çok korkuyorum.

Cevap: Tecrübe ettiğin durumlar için üzüldüm. Ancak her şeyin tek bir kaynaktan geldiğini kabul etmek için başka yol yok ve bizler iyi ve kötü şeylere de şükür etmeliyiz. Seni tekrar geri getirebilen arkadaşlarının bu yoğun çabasına şükür ediyorum. Umarım bu günden itibaren hepiniz sadece iyilik ve merhamet, sevgi ve içtenlik görürsünüz.

Ancak halen ne olduğu önemli değil; tüm gücünüzle gruba tutunmalısınız çünkü grup boğulmakta olanlara doğru, denize atılan can yeleği gibidir. Bu can yeleğini kapmaktan başka şansımız yok.

Ve inanın bana, yine de siz tüm ülkenin gruba sanki can yeleği gibi tutunduğunu göreceksiniz. Böylelikle güçleneceksiniz, birbirinize yardım edin ve devam edin. İnşallah başarırsınız!

30.09.2012 Tarihli İtalya Kongresinin 5. Yemeğindeki Konuşmadan

Hayatın Nabzı

İnişler ve çıkışlar bir yaşam belirtisidir. Mevsimlerin değişimi, belirli aralıklarla insan doğasındaki değişiklikler, reenkarnasyonlar, küresel krizler, ekonomik artışlar ve yükselişler tüm yaşamımızın ayrılmaz bir parçasıdır.

Biz sürekli gelişmek zorunda olduğumuz için, sabit bir akımda ilerlemek mümkün değildir. Yaşam bir gelişimdir ve bu gelişim yalnızca daralmalar ve açılımlar sayesinde mümkündür. Buna yaşamın gizliliği denir.

Bize şimdi olan şey aslında budur. Yaratan egomuzu alır ve bize bir şey bırakmaz. Sonuç olarak, bir daralma bir soluma vardır. Böylece O, artık kendimizi genişletmek için bize bir şans verir. Daha sonra O, tekrar bizi daraltır ve biz bir kez daha genişletmek zorundayız.

Bu daralmalar ve açılımlar eylemleriyle “nefes alma’’ süreci gerçekleşir. Bu hayatın nabzıdır.

24/9/12 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 3.Kısmı, 10 Sefirot Çalışması

Erkek ve Kadın: Yeni Bir Seviyenin Doğumu

Soru: Bizler integral eğitim grubundaki metin ile çalışmaya başlarken, erkek ve kadınların algıları ve duyguları arasındaki büyük boşluğu görmeye başladık. Erkekler tartışmada aktif olarak rol alırken, kadınlar sanki bu süreçten kopmuş gibiydiler. Bu süreci doğru olarak nasıl organize edebiliriz?

Cevap: Bu çok doğal bir süreçtir. Bu nokta, kadınların kendi aralarında bağ kurmak için tamamen farklı bir yönteme sahip olmasıdır. Genellikle kadınlar erkekleri desteklemek için bir araya gelebilir; fakat bu bir destektir, kaynaşma değildir. Bu, kadınların egoları ve bunun üzerine çalışmalarının tamamen erkekler grubundan farklı olduğu demektir. Erkeğin ego üzerine çalışması doğrudandır ve ben bir şekilde naif ve çocuksu olduğunu söyleyebilirim.

Kadın için bu çok daha zordur; bu sanki içsel olarak birkaç kez katlanmış gibi. Onların egoistik hesaplamaları erkeklerinkinden daha çok karışıktır. Onların kendi aralarında birleşmeleri çok zordur. Her zaman geride kişisel güdüler vardır – bu kadının doğasıdır. Bizler doğadan konuştuğumuz için erkeklerinkinden daha iyi ya da kötü olmasının hiçbir anlamı yoktur. Bu sadece doğadır ve bu kadınlarda farklıdır.

Ben kadın ve erkeğin hazırlıksız bir grupta tek bir arzuda birleşmeleri için kişisel genel egoistik dürtünün üzerine yükselmeye çalışabileceklerini hayal edemiyorum.

Şunu söyleyebilirim ki biz insan doğasından gelen ayrı bir erkek grubu hazırlarsak, kadınlara onları gözlemek için bir şans vereceğiz ve bu temelde kadınlarla çalışmak mümkün olacaktır. Sonra biz onu çevreleyen, kadınların erkek grubuna yardımcı olarak nasıl şekillendiklerini göreceğiz.

Bir dişinin erkeğe olan tutumu, yardıma ve itilmeye ihtiyacı olan, korunan ve ilgilenilen bir çocuğa tutumu gibi açıklanabilir. Bir annenin ona her şeyi göstererek oğluna yardımı gibidir, sonra oğlu büyür ve adam olur – burada olduğu gibi.

Yani kadınlar, erkek grubuna dâhil değildir; fakat onlara pozitif zemin hazırlayarak erkeklere güçlü bir zihinsel desteğe sahip olurlar ki bu destek olmadan hiç bir şey çalışmaz.

Aynı zamanda, erkek grubunun insanlık, aile ya da iki cinsiyetin var olduğu bir topluma sorumlu olduğunu hissetmeye ihtiyacı vardır, toplumdaki diğer sınıflandırmalar üzerine sorumluluğu hissetmesi söz konusu değildir.

Erkek grubu çalışır, kadın grubu erkek grubunu destekleyerek ve onların amaçlarını anlayarak onlara yardım eder. Erkekler bunu anlar; fakat onlar tamamen duygusal olarak bütünleşemezler.

Kadınlar kendi aralarında erkekler gibi bütünleşemezler. Onların doğaları bunu yapmaya müsaade etmez. Kadınların tamamiyle farklı rolleri vardır.

Sonuç olarak, iki grup olmalıdır yani birbirlerini anlayacaklar, iş birliği yapacaklar ve birbirlerine yardım edeceklerdir böylece her grup diğer grup olmadan bir şey yapamadığı o büyük rolü hissedecek. Onlar yaklaşımlarında zıttırlar; fakat hedeflerine bağlıdırlar. Diğer bir deyişle, hedef hep beraber elde edilir.

Hedefi bir çocuğun doğumu olan iki kişinin olması gerektiğini düşünün: hep birlikte olan, tam olarak dayanışma ve bağ içerisinde, karşılıklı ihsan eden ve seven bir adam ve bir kadın yeni bir seviyeye, yeni bir nitelik doğurur. Sonuç olarak grubun erkek ve kadın kısmı dayanışma içinde olmak zorundadır.

Kadın ve erkeği ayırdığın zaman birçok problemden kurtulmuş olursun, zira karışık bir grupta genel yapıyı bozan insanlar arasında her zaman farklı çekimler vardır.

Aniden hormonal, cinsel çekimlerle insanlar birbirlerini bulduklarını düşünür. Kocaları da dâhil olmak üzere kimse onları anlamazken, kadınlar onları nihayet anlayan bir adam bulduklarını hisseder. Yani gerçek hayatla yapılacak hiçbir şeyin olmadığı fantezilerinin var olduğudur zira hayatın üzerine yükselir ve bunun üzerinde birliğimizi inşa ederiz.

4/3/12 Tarihli İntegral Yetiştirme Üzerine Bir Konuşmadan Alıntı