Monthly Archives: Ağustos 2012

Kadınlar Başarıyı Açan Anahtardır

Kadınların şu konu üzerinde düşündüklerini duydum: “Erkekler üzerinde nasıl baskı kurabiliriz?” Ben kadınların erkekleri itmemesi ama yardım etmesini düşünüyorum. Öyle ki kelimelelerle değil; arzularıyla, hatta sessiz bir gözdağıyla..

Genel olarak, güçlü bir kadın grubu başarıyı açan anahtardır. Bu erkek grubunu stabilize eder. Tıpkı karısının ve evin bir adamı stabilize etmesi ki, erkek dışarı çıkmaz, hayatın içinden nasıl geçmesi gerektiğini bilir. Bu, erkeğin ayakları üzerinde doğru bir ağırlıktır: Faydalı, tavsiye edilen ve gerekli olan.

Bu ekleyiş, bütün durumlarda çok etkilidir. Bir kabalistin buna ne kadar ihtiyacı olduğu hakkında bir fikre sahip değiliz. Bekar erkeklere bu hususu bir an evvel çözmeleri konusunda tavsiyede bulunmamın nedeni de budur. Gerekliliğine rağmen bu durum eğer evli değillerse kadınları rahatsız etmez; ancak erkekler için, bu bir vazifedir.

Bunu tüm ciddiyetimle söylüyorum. Bu, arzu edilebilir; gelişmeye bir aileden başlamak isteyenler için çok arzu edilebilir. Bu, erkeği stabilize eder; ona yardımcı olur. Evet, fazladan bir yük alır ancak bu yük gereklidir. Bu, doğru şekilde daha da ileriye hareket etmeniz için üstesinden geleceğiniz yüklerden biridir. Böylece bu durumu ciddiye almalısınız.

Şimdi de kadın ve erkek grupları arasındaki etkileşim hakkında birkaç söz söylemeliyim. Kadın grubu yardımcı olur; kadın grubu erkeklerle aynı eylemleri gerçekleştirir. Erkekleri rahatsız etmeyecek ve onlara müdahale etmeyecek bir şekilde tüm durumlara katılabilirler. Yani aynı odada birbirlerine karışmamaları ve daire içinde bir araya gelmemeleri daha iyi. Arkamızda, geride neler olduğuyla ilgilenmiyoruz.

Kadın grubu feminen olmalıdır. Genel soruların yanında, kadın grubunda özellik şu gibi arz eden sorular yükselmeli: “Erkeklerimize nasıl yardımcı olalım ki bağ içinde onlar birbirleriyle daha fazla sorumluluk hissetsinler?”

Eşimin sözlerini anımsıyorum; O, bana bundan bahsettiğinde şaşırmıştım: ‘Bunları nereden biliyor’ diye. Bu fikri ben herhangi bir zamanda edinmemiştim. Ona mevcut sorunlardan bahsetmiştim ve o da bana şunu söylemişti: “Siz birbirinizle yeni bir kuvvetle bağ kurmak zorundasınız.” Ben bu karara varmamıştım ve o an Yukarı’dan bir ses duydum. Bu ses kadın parçası üzerinden kesinlikle Yaradan’dan gelmişti ve böylece anladım ki kadınları dinlemeye gerçekten değer.

Dünya ile bir ilişki inşa etmek ve her bir grupta kadın ve erkeklerin parçaları arasındaki iletişimi düzeltmek çok önemli: Aile, kadın grubu, erkek grubu ve tüm insanlık.

Ağırlık Hissi İle Nasıl Mücadele Ederiz?

Soru: Ağırlık hissi ile nasıl mücadele ederiz?

Cevap: Kişi karanlık hissiyatından dolayı ağırlık hissederse, engeller, yol üzerindeki zorluklar ve ızdıraplar; herşey kişinin kendisini her şekilde gelen engelde ne kadar uyandırdığına, manevi anlamını ve manevi ayrıntıları ne kadar gördüğüne, özellikle bunlar hakkında ne kadar duada bulunduğuna bağlıdır.

Birey, ifşa olmaya başlayan, maddi mülkiyet arzusunun zıttı olan, manevi özellikleri tasavvur etmesi gerekir. Sonuçta, bana kötü görünen herşey içimde var olan kötünün değişik şekilde ortaya çıkışının, egomun, arzularımın şimdiki ifşasıdır. Birinden nefret ederim, diğerini kıskanırım, üçüncü kişi beni tedirgin eder-ben bu değerlendirmeleri, hem olumlu hem de olumsuz, yalnızca kendimle bağıntılı şekilde ortaya koyarım.

Nitekim tüm bu ayrıntıları farklı bir şekle çevirerek, onları ilişkiler, arzular ve düşüncelerimin zıt alanındaki bir yerde toplamaya başlayabilir miyim? Bunlar ile yüzleştiğimde, nasıl Yaradan’a, Işık’a dönebileceğimi, nasıl bunların bana inanç, ihsan etme gücünü vereceğini anlarım.

10.6.2012 tarihli Günlük Kabala Dersi’nin 1. Bölümü’nden, Şamati  No.113

Bu makale Dr. Laitman’ın blogunda 11 Haziran 2012 tarihinde, saat 09:09’da yayınlanmıştır.

Kongre Sonrası Yeni Bir Gün Başlar

Çalışmada ve grupta ilham aldığımızda veya belli hareketleri uyguladığımızda biliriz ki, yani çevre tarafından etkilendiğimizde, bizler hemen kendi değerlerimizi bu uyanışa göre değiştirmeye hazırızdır. Nitekim ”koşulsuz inanç” konusunda ilerlemeye, ihsan etme ve sevgi çalışmasına hazırızdır.

Bu uyanış yittiğinde, bizler sıradan değerlerimize geri döneriz. Soru, sıradan fiziksel, dünyasal değerlere tekrar düştüğümüzde ne yapacağımızdır. Sonuçta, bir önceki zamanda Üst değerlerden nasıl etkilendiğinizi hala hatırlarsınız. Nitekim çevrenin etkisi altında idiniz ve şimdi bulunduğunuz seviyeden birkaç seviye yukarıda idiniz. Neden size bu durum verildi?

Daha önce bulunduğunuz seviyenize basit bir şekilde dönmeniz için indirilmediniz. Fakat şimdi içinde bulunduğunuz bu duruma, sizi daha önce etkilemiş olan Üst değerleri takdir etmek için geldiniz. Üst durum yok olsa ve sizi artık aydınlatmasa da, grubun etkisi altında ulaşılmış değerler ile yaşamak istemelisiniz.

Aydınlanma, bizlerin fiziksel, dünyasal hatıralarımızdan yitmiş olsa da, yenileyebilirsiniz ve aynı Üst değerleri kendi çabalarınız ile kendinizi kışkırtarak tutmaya devam edebilirsiniz. Bu bizim çalışmamızdır.

Buna anlaşmayı devam ettirmek denir. Kişi daha önceki çıkış seviyesinde olmasa dahi, aynı Üst değerler ile hala birlikte, içiçe geçmiştir.

Bu sanki, belli bir seviyeye yükseltilmiş ve daha sonradan indirilmişsiniz gibidir ve şimdi aynı seviyeye kendi başınıza dönmeniz gereklidir. Daha sonra, daha da yüksek bir seviyeye getirilmişsinizdir ve tekrar alçağa düşürülmüşsünüzdür, kendi başınıza yükselirsiniz. Işık sizi artık aydınlatmasa bile, siz o seviyedeki tüm koşulları ”koşulsuz inanç” seviyesinde tutmak istersiniz. Aynı şekilde kendinizi, grup ve Yaradan’a adamaya, şimdi onlardan herhangi bir destek almamanıza rağmen devam edersiniz. Bu şekilde ilerleme sağlarsınız.

Bu, anlaşmanın koşullarını tutuyorsunuz anlamına gelir. Bu anlaşmaya imza attığınız zamanda, aşikar sevgi hisleri ile taşmış olsanız ve çokca etkilenmiş olsanız da, şimdi bu davranış ifşa olmamıştır. Fakat kendi içinizde, daha önceden olduğu gibi, anlaşmayı, içinde bulunulan koşullara uygun şekilde tutacak gücü bulursunuz.

Nitekim kişi ilerleme sağlar. Öncelikle kendisine bir örnek verilir ve bir sonraki zamanda kendisine gösterilmiş olanı kendi başına uygulaması gerekir. Zaman zaman bu durum gerçekleşir. ”Koşulsuz inanç” seviyesine ulaşmak ve aynı değerlere yükselmek için kişinin çaba harcayarak güç bulmasına, kendisi için ”bir gün” denilir.

21.8.2012 tarihli Günlük Kabala Dersi’nin 1. Bölümü’nden, Rabaş’ın Yazıları

Bu makale Dr. Laitman’ın blogunda 26.8.2012 tarihinde, saat 09:11’de yayınlanmıştır.

IŞIK ADAMI

Soru: On Sefirot Çalışması’nda (TES) denir ki, kişi kendini ıslah edince ”aydınlatmaya” başlar; bu hareket nedir ?

Cevap: Kişinin ”aydınlanmaya” başlayışı, kabının ihsan etmeye başladığı zamandır. Bu aydınlanma yalnızca bir insanın uygulayabileceği kişisel bir değişimdir. Başka hiçbir yaratılmış, yani cansız (durağan), bitkisel ve hayvansal doğa aydınlatamaz. Çünkü Yaratan ile herhangi bir şekilde bağlantıda değildir; bağımsız şekilde, Işık gibi, ihsan etme hareketlerini uygulayamaz.

Işık, yaratılmış olanı doldurur ve nitekim aydınlatır. Bir ”insan”, bununla beraber, Işık’a doğru kendini kışkırtan kişidir ve Işık aydınlatır, çünkü Işık geldiğinde, onun kendi doğal yoğunluğundan daha fazla yoğunluğu vardır. Kişi Işık için bollaştırıcı hale gelir: Işık kendisini doldurduğu için, kendi kendine aydınlatır.

Kişi tarafından oluşturulan Işık’a bir ek vardır! Bu böyledir, çünkü alma arzusunu dönüştürerek, yakıta çevirerek aşmıştır, bunu kolay tutuşabilir hale getirmiştir. Işık geldiğinde bu madde, bir mum gibi yanmaya başlar ! Böylece der ki: kişi aydınlatır.

Kişiye ”Işık’ın adamı” denir. Işık’ı yayabilir mi? Kişi alma arzusunu öyle bir şekilde hazırladı ki, Işık’a eşdeğer olacak şekilde oldu. Şimdi Işık, kişinin arzusunun içinden geçtiği zaman, onunla, sanki bir floresan lambası veya içi özel bir gaz ile doluymuş gibi veya fosfor ile doluymuş da Işık etkisi ile parlamaya başlamış gibi aydınlanır.

Işık geldiğinde, arzu etkilenir ve kendi içinden aydınlatmaya başlar. Kişi kendini Işık ile aynıymış gibi benimsediğinde, bu durum gerçekleşir. Bu böyledir, çünkü kişi kendi içindeki Işık’ı bencilce yutmaz ama onun etkisinin devam etmesini ister. Arzunuzun aydınlatması için bilmeniz gereken, onu kısıtlamanız gerektiğidir ve onu Masah (ekran) altına yerleştirmelisinizdir ki, Işık’ı kendiniz için yutmayı istememelisiniz; fakat bunun yerine ihsan edilmiş bu Işık hareketleri ile bağ kurup, herkes için bu Işık’ı çekmelisiniz. Daha sonra aydınlatırsınız ve size ”Işık adamı” denir !

Nasıl bir yoğunluk ile aydınlatacağınızı, sizin manevi seviyeniz belirler.

23.8.2012 tarihli Günlük Kabala Dersi’nin 3.Bölümü’nden, On Sefirot Çalışması

Bu makale Dr. Laitman’ın blogunda 26 Ağustos 2012 tarihinde, saat 11:16’de yayınlanmıştır.

Amacı Engeller Sayesinde Anlamak

Soru: Kongreye gelmeden önce pek çok negatif engelle karşılaştık. Bunları nasıl görmeli ve üzerine çıkmalıyız?
Cevap: Yolda karşılaştığınız hiçbir sorun tesadüf değildir, bunların içindeki yardımı görmek lazım. Bu hiçbir koşulda amacı ertelememeli veya iptal etmemeli.
Amacı yeniden gözden geçirmeniz ve kendinizi daha keskin bir şekilde odaklamanız lazım. Sonra bunu geride bırakıyorsunuz ve geçen sefer niyetinizin amaca keskin olmayan bir şekilde yönelik olduğunu görüyorsunuz: Bir şeyi unuttunuz, bir şekilde odaklanmamıştınız, ancak şimdi bu engeller yüzünden amacı daha keskinleştirdiniz, niyetinizi yoğunlaştırdınız ve bu şekilde amaca dalarsınız.
Bu şekilde tüm sorunlar sizin iyiliğiniz içindir: Amacı edinmeyi hak etmediğiniz için ya sizi durdururlar ya da tersine, sizi basınç yapmaya iterler ve bu sayede hak edersiniz ve amaca doğru ilerlersiniz.
Bir güç alanının içindeyiz, hiçbir tesadüf yok, hiçbir istisna yok ve hiçbir özel muamele yok. Bu şekilde işliyor.
Kharkov Kongresi 18.08.2012 Ders 4

Kongre’ye Dahil Olan Herkese Şükranlarımı Sunuyorum

İleriye doğru çok büyük bir adım attığımız Kharkov’da çok güçlü ve yüksek kalitede bir kongre gerçekleştirdik. Bu, tüm dünyadaki gruplarımızı geliştirdi. Evrensel bir dahiliyet hissettik: Dünyanın her tarafından herkes tümüyle bağlantılı olarak bizlerleydi. İzin verin, bunun bizi bir öncekine kıyasla daha yüksek, daha güçlü ve bağımızın daha içsel bir seviyesine yükselteceğini umut edelim.

Bu başarı, hepimizin, Yaradılışın hedefine ulaşmak için ifade ettiği önceki tüm çalışmaları ve kişisel fedakarlıkları olmaksızın imkansız olurdu. Bu durumu, hissetmek ve daha iyi realize etmek için iyi yönettiğimizi düşünüyorum. Size; tüm dahil olanlara minnettarım ve sizlerle gurur duyuyorum. Bu adımın ne kadar önemli olduğunu hisseden kongrenin tüm katılımcı ve organizatörlerine bunun bizim için olduğunu bildiriyorum. Her şeyin bu şekilde gerçekleştiğinden dolayı memnunum.

İzin verin şu andan itibaren daha da derine girmeye devam edeceğimizi ve bunun içinde her şeyin nasıl da yakarışımız tarafından Yaradan’a ulaştırılacağını ifşa edeceğimizi umut edelim. Bunu şu an için size bu şekilde adlandırmama rağmen, Yaradan’a hala daha bizi yönlendirdiği, bize eşlik ettiği ve bizi kendisine doğru geliştirdiği, bize rehberlik eden üst gücü almak ve O’na doğru gelişmeye layık olmak için teşekkür etmeliyiz.

Kongredeki sizlere iletmek istediğim ana konu, bir grup nosyonunun içinde tartışan, dinleyen ve dans eden bir grupta olduğunuz hissidir ve bu sizi ayağa kaldırır. Ancak ne zaman ki bu nosyonu terk edersiniz, fiziksel bir grupta dahi olsanız, hemen düşüncelerinize yenik düşersiniz.

Bilincinizi ve kalbinizi etkileyen ve tutan dostlarımızla olduğunuzda ve onlarla bağınızı kesecek sebepteki bir inişte bu durumu sürekli hissetmeniz gerekir.

Sıklıkla çevrenin etkisi altındaki ihtiyaca olan hislere hep ihtiyacımız vardı. Aksi halde aniden hayvansal seviyeye dönersiniz. Ben, sadece ve sadece grup benim üzerimden oynadığında insanım.

Bu iki seviye herkese çok açık olmak zorundaydı ve hedef, tüm kongre programının buna doğru yönetilmesiydi. Eğer bir şekilde bu gerçekliğe ulaşmayı başardıysak, şimdi bunu kuvvetlendirmek mecburiyetindeyiz: Baal HaSulam’ın bahsini ettiği “Çevrenin Öneminin Büyük Etkisini Anlamak”. Benim tüm özgür seçimim şudur: Duyarlılığımı geliştirmek suretiyle yapabildiğim kadar bu çevrenin kuvvetini korumak.

Çevre, benim üzerimde kuvvetini korumalı ve güçlü bir etkiye sahip olmalıdır. Karşılıklı güvencemiz burada açıkça şunu göstermelidir: Beni dünyevi hesaplarımın üzerinde tutması için benim tutumuma göre benim olan, onlara doğru ve onların tutumuna göre onların olan, bana doğru şeklinde. Ve bu, bizi ruhun tevazu ve özverisine; hedefin kazanımı olan koşullara doğru yönlendirecektir.

YARADAN’DAN İSTEMEK

Soru: Yaradan’dan istemek ne demektir?

Cevap: Yaradan’dan istemek demek, saf yaradılışı düzenleyen sistemin farkında olmak demektir. Buna bağlı olduğunuzu idrak ediyorsunuz; hiçbir şey değil; sadece O’dur oynayan. Böyle bir gücün gerçekten var olduğunu, düzenlediğini ve idare ettiğini hissetmeye başlıyorsunuz. İşte o zaman kime ve ne ile döndüğünüzü anlıyorsunuz.

Bunu yapmak için oynayanın siz olmadığını, iyilik olsun kötülük olsun sadece O olduğunu ifşa etmeniz gerek. O ne yapıyorsa sizin ihtiyacınız olduğu içindir. Ve O, sizin herhangi sınırlı bir şeyin kapasitesinden öte olduğunuza; yani gerçekte kim olduğunuza dikkatinizi çekmek için tüm potansiyel kötülüğe sebep olur. İşte, mevcut kriz içindeki dünyaya ifşa edilen de budur.

Ve bu farkındalıkta ilerlemeye ve öncelikle kötü hissettiğiniz için O’nu kötü/kötülük olarak ifşa edene kadar neye bağlı olduğunuzu öğrenmeye başlarsınız. İşte tam o an yavaşça ileri hareket edersiniz; daha da bilge olursunuz ve fark edersiniz ki tüm bunlar sizin iyiliğiniz içindir ve hatta siz kötü hissetseniz bile anlarsınız ki O, bir düzen içinde liderlik ederek tıpkı bir eğitmen gibi sizi iyiye doğru yönlendirir. Dünyevi hislerin içindeyken iyi olmadığını düşünseniz bile, O’nun sahne eşyalarının farkına varırsınız; eylemlerinin farkında olursunuz ve anlarsınız ki hepsi de gerçekte iyidir.

Kötü hissetmenize rağmen O’nunla işbirliği yaparsınız. Ve bu size, dünyevi olandan ziyade manevi anlamda yeni bir bilinç ve his verir. Ve bedeniniz acı çekse de bedeninizden çok daha ötesi olan bu amaç için yaratılışın planına bağlanmak istersiniz. Sonrasında sizi yükseltmesi için O’na talepte bulunursunuz, Yukarısı size bu performansınız doğrultusunda yeni değerler verir öyle ki haz alma arzunuzda kalmanıza rağmen O’nun bilincine, hislerine, planına ve her şeyine bağlanırsınız. Bunu ölçünüze göre istersiniz, öyle ölçü ki, ihsan etme ve sevginin gücü başkalarından alma ve onları reddetmekten daha fazla önem taşır. Böylece daha ve daha fazla ilerlersiniz.

Kharkov Kongresi : Manevi Dünyanın Keşfi için Bir Davet

Soru: Kharkov’daki kongredeki öğrenciler hazırlığın hangi seviyesi için hedeflenmiştir?

Yanıt: Bence birleşmenin bu kongresi kişinin hazırlanma seviyesine bağlı olmayıp, kişinin isteğine, özlemine bağlı bir kongredir. Eğer kişi, üst dünyanın ifşası metodunu edinmesinin mecbur olduğunu anlar, ona doğru ilerler, en azından böyle ciddi bir adım atarsa belki de üst dünyayı kendisi için ifşa bile eder (bu, sadece bizlerin birleşik çabalarına bağlı olduğundan mümkündür) o zaman, O hoş karşılanan bir misafir, arkadaş ve katılımcı olmuş olur.

26 Temmuz 2012 ‘de yayımlandı

Yaradan’la Dans Etmek

Edinmemiz gereken tek şey, ‘‘O’ndan başkası yok’’ koşuludur. Bu, sadece zıtlıktan, “karşı yardım” denen koşul tarafından edinilir. Yaradan bizlere şans eseri ve Yaradan’a zıt ve yabancıymış gibi görünen farklı güçlerden, farklı kesintiler gönderir. Sanki kesintiler tesadüfi gibi: Saf olmayan güç, Firavun, bu bütün dünya. Bizler bu yabancı kaynakları sorunlarımızın sebebi zannederiz.

Ancak bu hissiyatın üzerine çıkmalıyız ve sürekli bir biçimde, olan her şeyin içerisinde Yaradan’ı ifşa etmemiz gerektiği düşüncesini aklımızda tutmalıyız. Eğer bu dünyada olan her olayın içerisinde O’nu görürsek, bu olayların içerisindeki kaynağı yani Yaradan’ın yolunu ve O’nun niteliğini görmeye başlarız. Haliyle Yaradan bizlere en ince gizli yolların içerisinde olanın Kendisi olduğunu öğretir.

Yaradan, tekrar ve tekrar dönüşümlü olarak, Kendisini gizleyerek ve ifşa ederek bizlerle oynar. Kendisini gizlediği zaman, bizler bu gizliliği bu hayatta hoş olmayan koşullar olarak hissederiz. Bunun sadece bir kukla oyunu olduğunu ve Yaradan tarafından yönetildiğini keşfetmeliyiz. Kuklalar, cansız, bitkisel, hayvani doğa ve bu dünyadaki insanlara gerçek gibi görünür. Sanki canlılarmış, kendi başlarına hareket ediyormuş ve kendilerinin özgür seçimi varmış gibi görünür. Ancak eğer bizler bu dünyaya cansız bir ambalaj olarak bakar ve buna sadece üst gücün hayat verdiğini görürsek, Yaradan’ın ifşasına yakınlaşırız.

Bu iş kolay değildir ve sadece zorlukların üstesinden gelmekle mümkündür. Bunu yapabilmek için “O’ndan başkası yoktur” düşüncesini sürekli tutan ve bu çalışmayı kişiye unutturmayan karşılıklı garanti, dostların desteğine ihtiyacımız vardır.

Kişi zayıflığa ve umutsuzluğa düşerse, anlamalıdır ki bu düşünceler de kendisi ile oynayan Yaradan’dan gelmektedir. Kişi hemen Yaradan’la direkt bir şekilde yüzleşmek ve daha net olmak için O’nunla bir diyalog başlatmalı ve içsel arınmaya başlamalıdır. Tüm bu çabalar nihayetinde, kişiyi “gözyaşlarının kapısına getirecektir”.  Diğer birçok arzu tarafından kontrol ediliyor olsa bile bu arzuların merkezinde bir yerde bir arzu kendinin üstüne çıkmak ve sevgi ve Yaradan korkusuna ulaşmak için, bir an için ortaya çıkar. Kendini tüm bu yabancı düşüncelerin ve durumların arasında gerçekten gizleyen Yaradan ifşa olur.

Kişi kendisine gerçek ve bağımsızmış gibi görünen bu hayali dünyanın her imajında Yaradan’ın gücünü görmek ve Yaradan’ın bunu neden böyle yaptığını anlamak için elinden gelenin en iyisini yapmak zorundadır. Bunu yapabilmek için, ne olduğunu incelemeli ve tüm bunları keşfetmelidir. Her şeyden sonra Yaradan’ın tek bir niyete sahip olduğu anlaşılır: Kişiye ifşa olmak.

Bu çabalara çok şükür ki kişi Yaradan’ın kendisine yönelik olan tavrının doğasını öğrenir; böylece kişi, O’nun aksiyonlarından O’nu bilir. Yaradan, Kendisini gizlilik vasıtasıyla gizler ve O sanki kişinin de kendisini nasıl gizlemesi ve ifşa etmesi gerektiğini öğretmek için kişi ile oynar. Yaradan ifşa olduğu zaman, kişi kendisini gizlemelidir öyle ki kişi bu ifşaya kendi başına ulaştığını düşünmesin. Böylece kişi kendisini Masah (perde) ile örter.

Yaradan gizli olduğu zaman kişi O’nu keşfetmek için özlem duymalıdır. Böylece bu karşılıklı çalışmada bir adım ileri ve bir adım geri sanki beraber dans ediyorlarmış gibi, öyle ki beraber gizliliği ve ifşayı oluşturuyorlar, bir Yaradan’ın tarafında ve bir yaratılanın tarafında: Aralarında istikrarlı bir Masah (perde) inşa ederler.

Bir kişinin egosu, Masah’ın arkasında saklı iken o, kalbindeki arzular, egonun üzerine, Masah’ın üzerine çıkar ve Yaradan’ın önünde ifşa olurlar. O zaman aynı şekilde Yaradan da kişinin önünde ifşa olabilir.

Bu gerçekleştiği an, gözyaşlarının kapısı açılır, kişi bu oyunu anladıktan sonra, bunu kabul eder ve kendi ile temasta Olan’ın yüceliğini gördüğü için mutludur. Daha sonra kişi hayatında olan bütün her şeyi memnuniyetle kabul edebilir, ne kadar zorlu ve şaşırtıcı olduğu önemli değildir. Her şeyden sonra, tüm çabaları sonucu kuruş kuruş biriktirdiği bu büyük hesabı idare etmeye şükürler olsun!

03.08.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin Hazırlık Bölümünden

Yaradan’a Sormak

Soru: Yaradan’a sormak ne demektir?

Cevap: Yaradan’a sormak demek, tüm yaradılışın içinde işleyen gücün ve sadece buna bağlı olduğunun farkında olman demektir. Bu gerçek gücün var olduğunu, işlediğini ve her şeyi idare ettiğini hissetmeye başlar ve o zaman kime, ne ile dönmen gerektiğini anlarsın.

Bunu yapmak için, hareketi yapanın kendin olmadığını, eylemi O’nun yaptığını ifşa etmeye ihtiyacın vardır; yapılmış olan iyi veya kötüyü, senin ihtiyacın olduğu için O yapmıştır. Ve olan tüm kötülüğe O sebep verir; öyle ki sen kendinin kim olduğunu ve kapasitenin hiçbir şeye yetmeyeceğini anlayasın. Şimdiki krizin dünyaya ifşası budur.

Ve o zaman bu farkındalığın içinde ilerlemeye ve O’nu ifşa edene kadar gerçekten kime bağlı olduğunu öğrenmeye başlarsın: İlk önce kötülük olarak başlar bu; çünkü kötü hissedersin. Daha sonra, yavaşça ileri doğru hareket edersin: Daha akıllı olmaya ve her şeyin senin iyiliğin için olduğunu fark etmeye başlarsın ve hatta kendini kötü hissetsen bile bilirsin ki Yaradan seni bir öğretmen gibi iyiye doğru yönlendirmek için hareket eder. Ve bununla birlikte dünyevi hissiyatlarında bunun iyi olmadığını düşünürsün; O’nun niteliklerini tanımaya başlarsın, O’nun aksiyonlarının farkına varır ve bunların iyi olduğunu anlarsın.

Kötü hissiyatın yanı sıra O’nu tanımlarsın. Ve bu sana dünyevi olan yerine manevi yeni bir akıl ve hissiyat verir. Ve bununla beraber beden acı çekerken, bedenselliğin daha ötesinde olan bu amaç için sen yaradılışın planına bağlanmak istersin. Daha sonra O’ndan seni yükseltmesini istersin, almak arzunda kalmak yerine Üst güç sana yeni değerler versin ki O’nun aklına ve duygusuna, O’nun planına bağlanasın diye aksiyonlar yapabilesin. Bunu talep ettiğin ölçüde, bu ölçüye göre, ihsan etmenin ve sevginin değeri, almaktan ve diğerlerini sömürmekten daha yüce hale gelir. Böylece daha ve daha ilerlersin.

01.08.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 2. Bölümünden, Zohar Kitabı