Monthly Archives: Nisan 2012

Amerika’daki Öğrencilerimiz İçin Özel Bir Davet

Soru: ABD’de Amerika gruplarını birbirlerine bağlayacak nasıl benzersiz bir kongre gerçekleştirebiliriz?

Cevap: Bizim başaracak olup olamayacağımızı bilemem; fakat benim büyük umutlarım var çünkü zaman geldi.

Maalesef Amerika’daki dostlarımız, hatta Öğrenim Merkezi’nde çalışmalarını tamamlayanlar ve farklı bölgelerde yaşayanlar, hala birliğe ihtiyaç olduğunu görmüyorlar ve anlamıyorlar. Tamamen imkan dahilinde, bazı noktada biz, onlar için ayrı bir kongre düzenlemeye ihtiyacımız var. Bizim St. Louis’daki Öğrenim Merkezi yönetimi bununla ilgilenmelidir. Muhtemelen insanlar birliğin önemine dair materyali yeterince çalışmadılar, üst dünya – nasıl yönettiği, nasıl ifşa olduğu ve kişinin içinde nasıl algılandığı hakkındaki öğrenmiş olduklarını keşfedebilecekleri gerçek hakkında – bu yalnızca birliğin içindedir, şöyle ki, ancak aramızdaki bağdadır.

Kongre nerededir? Buna özlem duyuyorlar mı? Eğer bunun için özlem duymazlarsa, kongreyi  hissedemeyecekler. Sonuç olarak bazı teorik kursları bitirdiler ve o tümüyle orada bitti.

En önemli olan şey pratiktir, kendi için üst dünyanın pratik bir ifşasıdır. Onlar bunu yapmıyorlar. Bu arada, hayat sürekli daha kötüye gidiyor. Bu bizleri birliğe iter; fakat Kabala bilgeliği vasıtasıyla değil, iyi yolla değil; ızdırabın vasıtasıyla itiyor. Şöyle düşünüyorum, teorik bir temele sahip olduklarını anlamalılar, bunu realize etmenin en iyi yolu pratiktir ve sonuç olarak kongreye gelin!

Ben, Öğrenim Merkezi’nde kursları bitiren ve ABD’de yaşayan herkesi davet ediyorum. Sizleri kongrede görmek beni çok memnun edecektir. Haydi, onu en iyi şekilde değerlendirelim!

Dünya Birlik Günü ‘’Kongreye Hazırlık Dersi’nden’’ 22/4/12

Erkeklerin Doğası

Soru: Erkeklerin, kadınların arzusuna ihtiyacı olmadan amaca gelemeyecekleri seminerlerde hissedilmedi. Bu, nedendir?

Cevap: Bir adamın bir şeye olan ihtiyacını hissetmesi için, onun bu ihtiyaç ve arzu olmadan amaca ulaşamayacağını farketmesi gerekir. Bu, onların henüz bu duruma ulaşmadıklarını ifade etmektedir.

Farzet ki, ben bir şey yapmayı deniyorum ve görüyorum ki işe yaramıyor. Kaçırdığım şey nedir? Ah, başka bir araca ihtiyacım var ve bununla çalışmaya başlarım ve başka bir araçtan mahrum olduğumu görürüm. Yani çabama göre,  kendimi amaca ulaşmamış olarak görüyorum ve buna ulaşmak için yollar arıyorum.

Daha sonra, açık bir şekilde kuvvetli bir destek eksikliğini görürüm. Bu güçlü destek kesinlikle olmalıdır! Kabalistik kaynaklarda yazılan budur ve aynı zamanda bunu gerçek yaşamda da görürüz. Erkeklerin kendilerince biraz temelsiz gururları vardır. Onlar kendi doğaları yüzünden kadınlara olan bağımlılıklarını unuturlar. Bu, adamın doğasıdır.

Ancak ilerleme sonucu, onlar kendilerinin ne kadar zayıf olduğunu farketmeye başlar. Daha sonra da kadınların destek ihtiyacını kuvvetli bir şekilde hissederler.

Bu bir zayıflık değildir, bu sadece bizim doğamızdır; bizler doğru birleşmeyle birbirimize bağlı olduğumuzda, ortak amacı hep birlikte ediniriz.

Bu arada eminim ki birçok erkeğin bu hissiyatı var. Ben onlarda bunu görüyorum. Onlar bunu gerçekten hissediyorlar.

Vilnius Kongresi 23/3/12 1.Ders

Her yerde ve Her Zaman Oynayın

Soru: Gelişimimizi hızlandırmak adına zaten maneviyattaymışız gibi yapmamızı tavsiye edermisiniz? Bunu nasıl yaparız?

Yanıt: Çocuklar ile nasıl oynarız? Onlara işlerin nasıl yapıldığını gösteririz. Onlar büyük olmak isterler ve oynarlar! Ve bizler de sıkça onlarla oynarız.

Aynısını yapmamız gereklidir. Herşeyin doğası, kişinin tüm gelişimi sadece oyun üzerine kuruludur. Şimdi bile, Yaratan’a denk olan bizler, büyük insanlar, oynuyoruz. Bir derece yükselmek ve O’na eşit olmak istiyoruz. Bu davranışın saygısızlığını hayal edebiliyor musunuz? Evet, böyle olmak istiyorum!

Bir çocuk olarak doktor, sürücü ya da kovboy olmak istediğimde, -miş gibi yaptım. Şimdi de oynuyoruz. Her nereye giderseniz, oynamak gerçekten bir sonraki dereceye yükselmek için olan metottur. Kişi oynamayı bırakır bırakmaz yaşlanmaya başlar. Bu yüzden şimdi bile kim olduğumu bilmiyor ya da anlamıyor, neden gruba ihtiyacım var gerçeğinden utanmadan oynamaya ihtiyacım var. -miş gibi yapmalı ve oynamalıyız ve sonrasında herşeyi başaracağız.

Çaba gösteren ve aynı Üst Işığı çağıran bir çocuk gibiyiz; en sonunda, aynı kuvvet hepimizi geliştirir. Sadece biz şimdi bunun için, içimizde bir sonraki seviyeyi geliştirmek için dilek dileyebiliriz, bizim dünyamızdan değil, üst doğadan alırız, örneğine bağlı olarak

Vilnius  Konferansı 23 Mart 2012 Ders 2

Kabalistlerin Adımlarının Peşinden Üst Dünyaya

Makaleleri okurken yazarın düşüncesini takip etmeyi öğrenmeli, hocalarımızın tarif ettikleri koşullara girmeyi özlemlemeliyiz. Kişi sürükleyici bir film izlediğinde tüm dünyayı unutur ve perdedeki kahramanlarla birlikte olur, onların geçtiği herşeyi deneyimler.

Bizlerin de metinleri okurken ilişkili olmamız gereken durum budur. Kendimizi iptal etmeli ve yazara bağlanmalıyız, makaleyi yazmış olduğu zamandaki konumlarına ve onun düşüncesine bağlanmalı ve sabit bir şekilde onun düşüncesiyle akmalıyız, kendimizi bunun içinde tutmalıyız. Sanki yokmuşum gibi yani bu kitaplara ve bu kitapların yazarlarına bağlanmışım gibi.

Hocalarımıza ulaşmanın başka bir yolu yoktur.  Bu esnada, ben öğrencilerde bu kısımda gönüllülük görmüyorum. Hatta dersten önce, metni okumadan önce, özel birşeyler yapmak üzere olduğumuzu düşünmeliyiz. Bir Kabalist tarafından yazılmış olan bir metni okuyarak veya dinleyerek onun düşüncelerine bağlanmak için sürekli çabalar harcayarak, Yaratana tutunuruz.

Herhangi başka birşey veya herhangi hesaplamalar düşünmemeliyiz sadece basitçe Kabalistle aynı dalgada akmalıyız. Metnin ne dediğini anlamış olmam veya olmamam önemli değil. Yetişkin birinin kollarındaki bir bebek gibi hissederim. Birisi beni kolluyor ve bana özen gösteriyor. Böylelikle, yavaş yavaş büyümeye herşeyin nasıl ve neden olduğunu anlamaya başlarım.

İlkönce,  basit bir şekilde ne olduğunu keşfederim ve daha sonraları sebeplerini anlayacağım. Makaleleri okurken bu yaklaşım özellikle gereklidir.

22.04.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 1. Bölümünden, Rabaş’ın Yazıları

Yeni Evimiz

Sevgili Dostlar

Sizlere, öğrencilerime, dostlara ve bize yardım edebilecek diğer insanlara, şahsım ve Bnei Baruch Yönetimi adına sesleniyorum.

Bizler 20 senelik bir geçmişe sahibiz. Bu zaman zarfında birçok şey yaptık: Bugün dünyanın en büyüklerinden biri olarak kabul edilen bir web sitesi geliştirdik; çok sayıda dile çevrilen günlük dersler icra ettik; 24 saat yayın yapan bir televizyon kanalı açtık; öğrenim merkezimizde binlerce kişi kursları tamamladı; kitaplar, broşürler ve gazeteler bastık ve dağıttık; filmler üretiyoruz ve dünya çapında kongreler yapıyoruz. Dünya’nın Birliği hakkında daha yüksek bilgiyi yaymak için özgecilce (hiçbir menfaat olmaksızın) çaba harcıyoruz.

Bu yirmi boyunca, 10 kişilik bir gruptan, dünya çapında birçok merkeze ve büyük gruplara varıncaya kadar büyüdük.

Küçük bir yerden, 10 seneliğine kiraladığımız ve iki hikayesi olan bir yere taşındık. Burası, Kabalistik bilginin yayılması ve yaratılış için, yarattığımız, ürettiğimiz, yayın yaptığımız ve sürekli artan sayıdaki dillere çeviri yaptığımız ve 3 saat süren günlük (sabah) Kabala dersleri için ofis olarak bizleri ağırladı.

Şimdi büyüme kapasitesi olarak öyle bir noktaya gelmiş bulunuyoruz ki artık bu binayı terk etmek zorundayız. Hükümet organları tarafından yangın güvenliği, elektrik ve sağlık açısından baskı altında olduğumuzdan, artık burada daha fazla kalamıyoruz. İletişim sisteminin kurulması, yeni bir yere yerleşmek gibi taşınma maliyetini hesaplarken, gördük ki sadece bunun için toplam maliyet 1 Milyon Dolar’ı ve gelecek 10 yıl için yeni binanın kirası da ilave olarak 3.5 Milyon Dolar’ı bulacak.

Böylelikle, daimi bir bina edinme fikrinin rasyonalitesi, gün ışığına çıktı. Bununla, hepimizin, buraya gelip çalışma yapacak, buraya gelip staj imkanı kazanacak herkes için bir dünya merkezi oluşmuş olacak. Bu yeni bina, bizimle birlikte kalmak isteyen herkes için kalacak yeri de kapsıyor. Herkes: “Benim bir evim var” diyebilecek.

Herkes için bir ev hakkında konuştuğumuzdan dolayı biz bu ricayı yapmakta mahçubiyet duymamaktayız. Yeni evimizi “satın almak” için fonları artırmaya başlamış bulunuyoruz. Herkes yapabileceği oranda bağışta bulunabilir.

Ancak tahliye tehdidi altındayken, en azından ihtiyaç duyduğumuz miktarın yarısını en kısa sürede toplamamız gerekmekte. Yerel yöneticilerin baskısı altında olduğumuz için, en geç 2012 senesinin sonundan önce yeni binaya taşınmamız gerekiyor. Gerçekten dünyanın birliği bilgisinin yayılmasının merkezi konumunda olacak yeni merkezimizin açılışını kutlayalım.!

Kabala’nın yayılması için olan ihtiyacı ve evimizi bulmamıza yardımcı olacak Arvut’u; karşılıklı güveni anlayan herkese rica ediyorum.

Bu konunun parçası olan herkese teşekkür ediyorum. Bu, bizi birleştirecek!

Michael LAİTMAN.

Yeni Bir Oyun

Soru: Dediniz ki kendinizi  ıslah olmuş bir durumda hayal ediniz. Bunu doğru bir şekilde hayal ettiğimden nasıl emin olabilirim?

Cevap: Islah edilmiş bir durumu hayal etmeniz imkansızdır. Bu resmi bizim için Işık aşamalı olarak yaratacaktır. Bu durum yalnızca Işık tarafından yapılabilir!

Girişimlerimiz çocukların birşeyleri ısrarla yapmalarına benzer ve hatta bu işi beceremese  dahi, çocuk yine de devam etmeye çalışır. Bir çocuğun birşeyleri yapmaya çalıştığının ısrarını görmüşsünüzdür. Sonuçta çocuk hissiyatlar, düşünceler ve bazı tecrübeler edinir ve bu şekilde tecrübeli bir yetişkin olur. Bunun olabileceği tek yol budur.

Bizler burada yeni herhangi birşey ifşa etmiyoruz.  Çocukken yetişkin olmaya çalıştığımızda yaptığımız gibi yine aynı Işıktan yararlanırız. Yine doğanın içinde olan aynı prensiplerden faydalanıyoruz. Bu aynı kesin yasadır ve başka herhangi bir şey yoktur.

Denemelerde bulunuyorsunuz, yapı taşları ile oynuyorsunuz fakat bunlar yıkılıyor. Bir inşaat kurmaya çalışıyorsunuz ancak yapamıyorsunuz. Bir şeyler yapıyorsunuz, atlıyorsunuz, zıplıyorsunuz ve küçük bir maymun gibi etrafta koşuşturuyorsunuz. Oysa ki, bu çabalar gelişiminiz için gerekli olan üst Işığı,doğanın saklı gücünü uyandırıyor.

Bu güç bizleri hayvansal seviyede geliştirdi ve yetişkin olduk. Şimdi ise bizler bilinçli olarak bir sonraki dereceyi oynuyoruz  öyle ki bu aynı güç bizleri geliştirecek ve bizleri bu dereceye yükseltecektir. Her neyi oynarsan ona benzeyeceksin.  Bunun çalıştığı şekil budur.

Bugün bizler “Yaratana Benzer Hale Gelme”nin oyununu oynuyoruz. Eğer bu oyunu oynamaya devam edersek, başaracağız! İnsanlar oyun vasıtasıyla gelişir. Kendinizi orada hayal etmelisiniz. Kendinizi bir yetişkin olarak hayal edin; bu en önemli şeydir. Diyebilirsiniz ki “bir sonraki dereceye yükselmek ne demektir? Herşeyden öte, başarmak istediğimiz şey budur.” Devam edin ve arzunuzu fark edin! Bunun ne anlama geldiğini hayal edin ve bu oyunu oynayın ancak bunu edindiğiniz bilginin üzerine dayandırın.

Birçok makale okudunuz ve dersler seyrettiniz:  Üst derece, ihsan etme niteliği, egonun üzerine çıkmak, perde, Reşimot, Partzufim, Hassadim Işığı, Hohma Işığı ve benzerleri  ne anlama geliyor? Bu dönüşüm nasıl gerçekleşecek? Sürekli orada olduğunuzu hayal etmeye çalışın ve bunu elde edeceksiniz! Tüm doğa bu prensibe göre işler. Eğer bunu bir çocuğun gelişimi ile kıyas ederseniz eklenecek yeni bir şey yoktur.

Vilnus Kongresinden, 23.03.2012 tarihli Workshop 1

Umut, Eğitimdedir

Fikir (B. Dalinger, Profesör, Doğa Tarihi Rus Akademi Üyesi): “İnsanın misyonu doğaya adapte olmak değildir, fakat onu harekete geçirmek, oluşturmak ve değiştirmektir. Eğitimin amacı, bilgiyi, yetenekleri ve pratik becerileri transfer etmek ve öğrencilere “usta’’ görüşleriyle ve sosyal olarak önemli değerlerle yardım etmek değildir; fakat adamın içinde insan görünüşünü geliştirmek için koşulları yaratmaktır. Okullar, öğrencinin, elde ettiği dünyanın resminin, tüm ve anlamlı olacağını garanti etmeye ihtiyaç duyar.’’

Benim görüşüm: Dünyanın, eğitimin onun etrafında yarattığı ve insanoğlunun ıslahı için tek yol olduğu  inancı artıyor.

Kongre Dalgaları Bütün Kiri Temizler

Soru: Güney ve Kuzey Amerika’daki kongrelere gelmeden önce amacın önemini nasıl arttırabiliriz? Şimdi ciddi bir şekilde çatışmalar var; bunları nasıl aşabilir, üzerinde yükselebiliriz?

Cevap: Kopuklukların çokça olması iyidir. Bir kişinin iki şeyi idrak etmesi gerekir. Bir taraftan kişi kopukluk hisseder: Nasıl herkese karşı saygı duymaz  ve onlarla beraber olmaktan nefret duyarsa, gururu ile kendini herkesin üstünde hissederse ve onlardan uzaklaşır ise gibi.

Bu durum hem bireyde hem de tüm grupta olabilir ve bu şekilde gruba zarar verir. Soru acaba grubun kendini toparlayıp toparlayamayacağıdır. Kongre böyle bir şansı zor durumda bulunan ve olumlu kuvvetlerden yoksun gruplara bağ kurabilmeleri için sunar.

Olumsuz bir temel üzerinde bağ kuran gruplar vardır: Öğretmene ve ne dediğine karşı veya grubun diğer bölümüne karşı. Onları birlikte tutan şey sadece budur. Kongre tek bir grubun üzerinde, daha büyük ve daha güçlü bir çevreye girebilmek için bir olanaktır. Kongre içinde problemli olan grup eğer kendilerini sıfırlayabilirse ıslah edilebilir: Her üye kendi başına ve grubun tümü.

Mikveh’e (ritüel temizlenme havuzuna) gelmiş gibi kongreye gelirler fakat bunu yapabilmeleri için bir şeyden feragat etmeleri gerektir, feragat ettikleri egolarını beraberinde getirirler. Eğer buna hazır iseler, kongre o grubun yaralarını sarar.

Eğer böyle olmazsa, bizler kongrenin sonucu olarak onların daha da ileriye uzaklaştıklarını ve hatta kendi yollarına doğru ilerlediklerini bile görebiliriz. Benim inancıma göre güçlü bir kongre olmalı ki herkesin idrakı  kesinleşmeli: Yani ya kişi kendisini sıfırlamalı ve amaca doğru çevresinin yardımı ile ilerlemeli ve gelişiminde bir faktör olarak beraber inşa ettiğimiz, açıkça vurgulayarak yoldan ayrılır.

Bizler böyle olacağı hususunu haydi dileyelim. Çocukça oyunlar ve kontrol, şeref üzerine kurulmuş çatışmalar grupları birbirinden ayırıyor. Şimdi ciddi bir ilerleme zamanı ve kum kutusu içinde birbiri ile kavga eden çocuklar gibi davranmayı bırakmanın zamanıdır. Şimdi önemli faaliyetlerin ve insanlığın bizden talep ettiği sorumluluk zamanıdır.

Eğer sizler buna hazır iseniz, bu harika, haydi çalışalım. Eğer değilseniz, sizin ortadan kaybolmanız en iyisi olur. Ya biri ya da diğeri. Böylece kongre herkesin açıklığa kavuşmasında, hangi noktada bulunduğu ve kalan yaşamını neye hazırlıklı bir şekilde adayacağı konusunda herkese yardımcıdır.

Bütün global grup kongre esnasında birleştiği zaman, oluşan bu çok kuvvetli bir çevredir, öyle ki ilerleme için en efektif olanıdır. Bu nedenle bu günlerde buna dahil olmak ve olanlarda bütünüyle yer almak iyi bir fikirdir: Hem fiziksel ve de hem içsellikle kişinin tüm ruhu ile. Bu şekilde kişi kendini, dünyamızdaki ilerleme için, mümkün olabilecek en güçlü etki altına sokar.

18.4.2012 tarihli Günlük Kabala Dersi’nin 1. Bölümü’nden, Rabaş’ın yazıları

Bu makale Dr. Laitman’ın blogunda 20.4.2012, saat  11:11’de yayınlanmıştır.

Öğrencilerler Bir “Kafeste”

Soru: 20. Yüzyılın başlangıcında özellikle Rusya’da, cahilliği ortadan kaldırmak için yaygın bir seferberlik vardı. Bugün bu durum kusursuz derece doğal görünürken eskiden düşmanlıkla karşılanıyordu. Birçok insan, çocuklarını okullara yollamayı reddetti ve çocukların kendilerince öğrenmelerini istemediler çünkü bunun gereksiz bir zaman kaybı olduğunu düşünüyorlardı. Biz integral bir eğitim sistemi önerdiğimiz zaman, gereksiz, kullanılmaz bir şey olarak algılanabilir, bugün ona benzer bir durum ortaya çıkabilir. Bu direnişin üstesinden nasıl gelebiliriz?

Cevap: Şunu düşünüyorum ki bugün, eğitmenlerin büyük bir çoğunluğu, psikologlar ve sosyologlar kuvvet kazanmaya hazır olan problemi farkındalar ama bu problemle nasıl başa çıkabileceklerini bilmiyorlar. Gerekli olan şey onlara mümkün olduğu kadar geniş açıklamalar ile yaklaşmaktır.

Öğretmenler, öğrencileriyle empatik olurlar ve üstelik zamanla öğrencilerinden daha fazla ıstırap çekerler. Sonuçta, öğretmenler çocukların devamlı olumsuz baskıları ile sınırsız ve çocukların onlara karşı gelip, kısıtlanamayan şeytanca bencillikleri ile yine de var olmaya zorlanmışlardır. Her öğrenci onlara karşı kendi bağımsızlığını ispat etmek ister ve kendisini teyit edebilmek için gayret eder.

Ben, öğretmenlerin ve eğitmenlerin çocuklarla normal olarak çalışması için onlara izin verecek olan, onların faydası için bir şey, en azından yeni bir metodolojide ayırt edebilmesi için burada bazı eğitime ihtiyaç olduğunu düşünürüm.

Bugün bir eğitmenin işi daha zor ve ciddidir, hatta ben riskli olduğunu bile söyleyebilirim. Bir kişi öyle koşullara maruz kalır ki söz konusu bu manevi baskı içindeki bu çalışmaya ”zararlı” olarak nitelendirilebilir. Çocuklarla birlikte kırk beş dakika sınıfta olmak birçok stres yaratır ve muazzam derecede öğretmeni zorlar.

Eğitmenlerle beraber biz ilk olarak, çocukların anlaması için onlara yardım edecek olan metodolojik bir kaynağı hazırlamaya ihtiyaç duyarız ve her şeyden önce biz henüz sınıfı değiştirmeden sınıftaki atmosferle ilgileniriz.

Öğrenciler henüz gerekli konuşmaya alışamaz çünkü birisiyle herhangi bir şeyi tartışmak imkansızdır. Bu, bağırma, birbirlerini susturma, küfür durumuna yol açar ve kim bilir başka nelere.

Şimdi eğitimci en azından onları oturtur, onları sakince bir arada tutar ve bir şekilde gereklilik getirdiği için onları pasifize eder. Öğrenciler oturur iken, hepsi perişan kendi yerindedir ve tüm bu işkencenin sona ermesini beklerler.

Burada yavaş ve düzgün bir geçişe ihtiyaç duyulur. Ben, eğitmenlerin aşamalı olarak bunu kabul edecek olduğunu düşünürüm. Onlar şimdiden mevcut olan sistemin, yeni nesilde var olmasının pek doğru olmadığını hemen görürler.

Yükselişe Davet, Her Yerde Mevcut

Kişi, bir sonraki seviyeye yükselmesi gerektiğini anlamadığı sürece, ıslah olamaz. Kişi, artık mevcut seviyesinde olmadığını ve bir sonraki seviyeye Islah Eden Işık sayesinde yükselmiş olduğunu, zihninde sürekli olarak resmetmelidir. Çabasına olan bu çözümü, sürekli olarak zihninde resmetmelidir.

Genelde, sürekli olarak bulunduğumuz seviyeyi düzeltmeye çalışırız. Mevcut seviyenin, biz o seviyeyi düzeltelim diye geldiğini düşünürüz. Ancak, bu tutum bizi durdurur!

Yeni bir koşul geldiğinde, ne yapmamız gerektiği konusunda aklımız karışır. Oysa, gelen tüm koşullar, o koşulların üstüne yükselelim diye gelir; o koşulların üstüne yükselip bir sonraki koşullara ulaşalım diye gelir.  Bulunduğumuz koşullarda düzeltecek hiçbir şey yoktur! Islah dediğimiz şey, mevcut seviyemizin üstüne yükselmektir!

Bunu kabul etmek çok zordur, çünkü bu tarz bir yaklaşım, dünyamızda yoktur; ancak maneviyatta işler bu şekilde işler. Bunun sebebi ise şudur: Gelen tüm koşullar, kişi bu koşulları düzeltsin diye verilmez; tüm koşullar, kişi kendisini düzeltsin diye verilir! Kendimizi düzeltmenin yolu ise, yalnızca her bir koşulun üstüne yükselmekten geçer ve buna, “mantık ötesi inanç” yoluyla ilerlemek denir.

Her ne zaman bir muhakeme yapmamın gerektiğini hisseder, hatalı veya gerçekçi olmayan bir nitelik keşfedersem, bunu, bu izlenimimin üstüne yükselmem için bir davetiye olarak görmeliyim. Bu sayede, yaşadıklarımın, yalnızca bana eksikliklerimi göstermesi için geldiğini anlarım. Bu eksikliklerimin tamamlanması ve düzeltilmesi, yani ıslahı, ancak bir sonraki seviyede gerçekleşir; asla mevcut seviyemde gerçekleşmez!

Kendimle ilgili, bu dünya ile ilgili, dostlarla ilgili ve Yaratan’la ilgili olaraktan bana kötü ve mükemmel değilmiş gibi görünen her şey, daha da büyük bir ihsan etme niteliğine kavuşmam için yapmam gereken muhakemeleri ve üstüne yükselmem gereken yerleri gösterir bana. Bütünü ile ihsan etme niteliğini edinene kadar, ancak bu şekilde ilerleyebilirim.

Rabaş’ın Yazıları konulu, 18.04.2012 tarihli Günlük Kabal Dersi’nin 1. Bölümünden