Uyuyan İnsanların Gezegeni

Yaratan, doğa herşeydir ve bizler bunun içinde varız. Fakat bu bize gizli kalan bir mevzu olduğundan, bizler kendimizi ve doğayı çok tuhaf bir şekilde görme yeteneğine sahibiz ki, sanki bizler tüm bunlardan bağımsızca varolabilir ve kendi kendimize karar verip yaşayabilirmişiz gibi..

Bu tamamen bir aldanmadır. Hem dünya hem de bizler, tüm hareketlerimiz, düşüncelerimiz ve fikirlerimizin tümü havada bir hayal, bir seraptır. Tüm bunlar kişiye gerçekten bağımsızca ilerleme sağlaması için bir başlangıç noktası olarak sunulmuştur. Yoksa ”insan” oluşumunu, Adem’i yani doğaya benzeyen anlamında, Yaratan’a tümüyle benzeyeni kurmak mümkün olamazdı.

Eğer bizler doğru bir şekilde büyümek istiyorsak, unutmamamız gereken doğanın bir parçası olarak yaşadığımızdır. Doğa bizleri yani düşüncelerimizi, isteklerimizi, niyetlerimizi, aramızdaki ilişkilerimizi, gerçekleşenleri, tüm yaşamımızı oluşturur. Doğa bizi kontrol eder ve sadece yönetilmemiz değil, varolmamız dahi ona bağlıdır.

Sanki rüyada veya bir efsanedeymişiz gibi varolmamızın aldanışında, bizler bu yalanın içinde yaşıyoruz. Fakat dikkatimizi, ilgimizi, düşüncelerimizi ve algılamalarımızı egolarımızın üzerine çıkabilmek için odaklayabilirsek yani şimdiki rüya ve hayal durumumuzdan çıkabilirsek, bu rüya içinden sıyrılıp gerçeğe ulaşabiliriz.

İşte bu yüzden grup içinde toplanıp beraber çalışıyor ve Kabalistlerin tavsiyelerini yerine getiriyoruz. Muhakkak ki onlar bizi bu aldandığımız varoluşumuzdan, rüya içindeki yaşamlarımızdan, tıkanmış olduğumuz bu sisli havadan veya derin bir kuyudan kurtarmak arzusundadır. Nitekim bizlere çeşitli tavsiyelerde bulunup nasıl gerçekleri algılamamız gerektiğini, oluşan bulutları dağıtmayı ve neticesinde gerçekleri görebilmemizde rehberlik ederler. İşte bizim tüm çalışmalarımız da bundan ibarettir.

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed