Sevginin Tatlı Hissiyatı

Soru: Tatmin olmayı amaç edinmek yerine arzuyu, yani gerekliliği amaç edinmek gerektiğini söylemiştiniz. Bir arzuyu istemek ne demek? Arzunun kendisinden tatmin olmak ne demek?

Cevap: Genç bir adam sokakta yürüyor ve adeta mutlulukla parlıyor. Neden? Bir kızı seviyor. Söyleyin bana, bu sevgiden eline ne geçiyor? Bu hissiyat onu neden bu kadar çok tatmin ediyor? Aldığı şey ne? Almıyor fakat ihsan etmeye hazır. Onunla bir olmayı istiyor, onu sevmeyi istiyor. Yetişkinler arasındaki aşktan, cinsel ilişkiden bahsetmiyorum. Burada bundan çok daha yüce, üst seviyede bir hissiyattan bahsediyorum (her ne kadar bu da aynı şekilde alma üzerine kurulu bir hissiyat olsa da).

Bir insanı seviyorsun ve onun hoşuna gidecek bir şey yapmak istiyorsun. Onun mutlu olmasını istiyorsun ve onunla bir olmayı arzuluyorsun.

Hayvanların bile deneyimlediği hormonsal çekimin ötesinde, ondan bir şeyler öğrenebilmemiz için bize böylesine muazzam bir hissiyat verildi. Sonuçta hiçbir şey boşuna yaratılmadı. Bu biyolojik organizmamızda, proteinden oluşan bedenimizin içinde, komşumuz için bu tür bir hissiyattan – kişinin bir başkası için duyduğu sevgi – doğan böylesine bir arzunun mevcut olmasının nedeni budur.

Peki bu beni neden tatmin ediyor? Hissiyatlar bizi dolduruyor, tatmin ediyor. Sevgi, almak yerine, ihsan etmenin içinde var olduğum gerçeği ile doldurulmuştur. Eğer beni seven birinden bir şey alırsam, o zaman bu sadece Işığa karşılık vermem için beni uyandırmak içindir. Fakat işin özünde, eğer ki sevgi benim içimde yaşıyorsa, o zaman ondan hiçbir şey almaksızın sevdiğim insana yalnızca ihsan etmekten haz duyarım.

Bu, doğanın bir kanunudur ve bununla ilgili yapılacak bir şey yoktur.

– 30.01.12 tarihli Günlük Kabala Dersinin ikinci kısmından alıntıdır, Zohar Kitabı.

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed