Dünyayı Kadınların Gözlerinden Görmek

On binlerce yıldan bugüne kadar, kaderin istemiyle geliştik ve gerçekte çok az şey elde ettik. Psikoloji – insan, onun doğası ve iç dünyası hakkındaki bilim, sadece yüz yıl kadar vardır. Onun varlığından önce, davranışlarımızı araştırmanın gerekli olduğunu düşünmedik ve hayvanlar gibi şans eseri geliştik. Sadece şimdi, insanlar, toplum ve çevre hakkında bilgiye ihtiyaç hissediyoruz; çevreyi nasıl yaratacağız ve hayatımızı doğru şekilde nasıl düzenleyeceğiz.

“Beden dışındaki hayat” kavramı, kulağa mistisizm gibi geliyor, fakat onunla hiçbir ilgisi yoktur. Bu, kişinin kendisine dışarıdan bakma becerisini geliştirmesi, dünyayı diğer kişinin gözlerinden görmesi demektir. Böyle yaparak, birbirimizi anlama becerisini ediniriz. Ve bu tam da yapabilir olmamız gereken şeydir.

Erkekler için dünyaya kadınların gözünden bakmak neredeyse imkânsızdır. Fakat hemen hemen herkes bir ailede yaşar ve bir aile yaratmanın gerekliliğini anlar; aksi takdirde, dinazorlar gibi türümüz tükenecek. Çocuk sahibi olmaya ve onları yetiştirmeye zorunluyuz. Dolayısıyla, karşı cinsin psikolojisini anlamak ve sadece nasıl düzgün şekilde yaşanacağını değil, aynı zamanda bu yaşamdan nasıl keyif alınacağını da bilmek önemlidir.

Birbirimize dahil olma durumuyla, dünyanın diğer yarısını buluruz. Biz bu şekilde yapılandırılmışızdır. Ve buna, “beden dışındaki hayat” denir; yani dışarıdan ilave bir algı ediniriz. Bu ana kadar, bedenimin içinde bencilce geliştim ve arzularımı mümkün olan en çok şekilde tatmin etmeye çalıştım ve diğer kişinin bilgisini, düşüncesini ve bakış açılarını mümkün olan en az şekilde dikkate aldım. Bugün, tüm dünyayı içine alan kriz, beni diğer kişinin parçası olmaya ve onun bakış açısını, düşüncesini ve içsel dünyasını kabul etmeye zorluyor. Ve sonra, ben görünürde kendimden çıkarım ve diğer insanların parçası haline gelirim. Böylece, tüm insanlığın arzularını ve düşüncelerini, onun tüm olasılıklarını edinirim. Sanki kendi bedenimi terk ederim ve tüm realiteyi hissetme becerisini edinirim.

Burada, eski dönem yeni döneme, realitenin tamamen farklı bir algısına yol veriyor. Şimdi, realiteyi kendi dar algımla değil, tüm insanlık tarafından biriktirilmiş kolektif bir his ve anlayış aracılığıyla görme ve hissetme fırsatına sahibim.

Eğer diğer tüm insanlara yakınlaşırsam ve tüm genişliği ve çeşitliliği içinde sunulan bir toplumda yetiştirilirsem, o zaman yaşamı, kendi bireysel olanımdan ziyade, hislerin ve algıların tüm görüntüsünde görme becerisini edinirim. Nihayetinde, artık tüm insanları dahil ederim ve dünyaya dair paletim çok daha zengin hale gelir.

Kab TV’de “Yeni Bir Hayat”, Bölüm 3, 29/12/2011

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı: