Daily Archives: Ocak 15, 2012

Gerçek Nerede? – Doğada

Düşünce (Mikail P.Barbolin,PhD, Rus Eğitim Akademisi, Yetişkin Eğitimi Enstitüsü): “Ahlak bilim ve hayatın anlamı bugünün en tartışılan konuları haline geldiler. Ancak, genellikle birbirine bağlı olarak görülmüyorlar.

“Modern sosyal yaşamda insan ahlâkının gelişimi önemli bir rol oynuyor. Bu dürüst bir yaşama işaret ediyor, fakat kişinin ahlâksal nitelikleri ve içsel ahlâkıyla ilgili hiçbir şey söylemiyor. Şu açıktır ki, hayatın belirli kurallarının, sakıncalı olanın ihlâli söz konusudur, çünkü bir başkasına zarar verebilir.

“Fakat bildiğimiz gibi, iyi ve kötü kavramları görecelidir. Başkalarına, kendimize ve sadece insanlara değil, aynı zamanda doğaya ‘zarar vermemek’ için, takip edilmesi gereken sınır nedir? Bunu dengeleyen ve insan davranışını yönlendiren mekanizma nerededir? Bundan faydalanmak için ne yapmalıyız?”

Benim Yorumum: Öğretmenler, bu dünyadaki muhtemelen en tutucu insanlardır, subay, doktor, koruyucu ve anne arasında bir yerde dururlar. Uzun zamandır okullarımızın durumuyla ilgili mutsuzuz; her şeyden evvel eğer yetişkin eğitimine ihtiyaç varsa, bu demektir ki hayatları boyunca onlara “nasıl öğrenecekleri” öğretilmemiştir.

Fakat bu doğaldır, çünkü tüm plânlarımızda ve eylemlerimizde genel bir krize girdik. Bunun içinde yaşama ve hayatımızı kurma beceriksizliğimizi keşfettiğimizde, egoist arzuların gelişiminin sonunun, neticesi gibi olacaktır.

Öyleyse, hayata karşı ihsan etmeye dayanan yeni bir tavır seçtiğimizde, tüm eğitim sistemini yeniden yapılandırmak zorundayız. Bu hali hazırda bozulmuş olduğundan, sadece alışılmış değil fakat zararlı olan davranışları da, net bir zihniyetle temizlemeli ve doğayla benzer olmaya dayanan, dolayısıyla gerçek ve daimi olacak yeni bir eğitim sistemi yaratmalıyız.

Yayınlanma 14 Jan 2012

Evini İnşa Et Ve O Canlansın!

Her zaman öğrencilerde aynı soru ortaya çıkıyor: Ne yapmalıyım? Hayatın anlamı ile ilgili soruda, öğretmeni, grubu buluyorum ve çalışmaya başlıyorum. Kişi tüm bunları doğru bir şekilde öyle organize etmelidir ki, öğretmeninin talimatlarının ve çalışmasının yardımıyla, bu manevî formu grubun içinde ifşa etsin.

Bu tıpkı bir blok yığını arasında olmam gibi: Bu gruptur. Şimdi, babasıyla ve blokları bir araya getirip nasıl ev haline getireceğimi çizimle gösteren bir el kitabıyla beraber oturan, küçük bir çocuk gibiyim.

Kitaba bakıyorum, fakat hala küçük ve eğitimsiz olduğumdan, bu benim için yeterli değil. Bana yardım edecek bir yetişkine ihtiyacım var. Grubu oluşturan bloklardan bir ev inşa etmem için babam bana yardım ediyor. Bu bizim durumumuzdur.

Bir ev inşa ediyor olmam sayesinde, bilgelik ediniyor ve daha iyi anlıyor ve hissediyorum.  Evi bitirdiğim zaman, onun içinde hayatı ifşa ediyorum! Birden, bir çeşit küçük ışıklar beni aydınlatmaya başlıyor, onun içinde bir şeyler hareket etmeye başlıyor, bazı sesler ve kokular beliriyor, harika bir masal gibi canlanmaya başlıyor.

Bu noktada, tüm blokları doğru bir şekilde bir araya getirdiğimde, her şey aydınlanıyor ve hareket etmeye başlıyor.

Soru: Fakat baba önce çocuğa evi nasıl inşa edeceğini gösteriyor, sonra da onunla beraber inşa ediyor. Neden onu inşa etmemiz için yardım ediyor?

Cevap: İnşa etmeye yeni başlıyoruz ve O’nun yardımını talep ediyoruz. Belki, grupta henüz bir ev inşa etmeye başlamadın bile ve halen daha soruyorsun, babam nerede? Ama eğer daha başlamadıysan, O’na ne için ihtiyacın var?

İnşa etmeye başladığında göreceksin ki bunu yapamıyorsun ve o zaman O’nun seninle beraber olmasını isteyeceksin. Kendin gidip, elinden tutup O’nu getireceksin ki bu şekilde sana yardım etsin. Fakat şimdi sana öyle geliyor ki, her şeyi kendin inşa ediyorsun ve bir babaya ihtiyacın yok.

Yayınlanan 14 Jan 08:44 Am

Gerileten Değil Fakat İlerleten Güçler

Soru: Her şeyi yerine getiren insanlar neden sürekli olarak geri itiliyor?

Bu harika! Ne kadar daha güçlenmesi gerektiği kendisine gösteriliyor. Bu, çocuğa nasıl yürümesi gerektiğini öğreten ebeveynler gibi. Sanki onu iter gibi, ondan gittikçe daha çok uzaklaşıyorlar!

Çocuk sanki onu desteklemek istemiyorlarmış gibi hissediyor. Bunu bu şekilde algılıyor. Onun her zaman yakınında olan bu destekleyen eller, sürekli olarak ondan uzaklaşıyor ve sanki hiç gücü yokmuş gibi onun tedirgin olmasına neden oluyor.

Onunla ne yapmak istediğimizi anlamayan bir çocuğa karşı neden böyle acımasız olabiliyoruz? Zavallı çocuk ağladığında onu tutup, kucaklamak yerine, onu yürümeye zorlayarak bize doğru gelmesi için onu kışkırtıyoruz.

Yaratan’da bize aynı şeyi yapıyor.

Yayınlanan 14 Jan 2012 07:36 AM